21.03.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Üniversiteye hazırlanan gençler, çocuklarına iyi bir gelecek sunmayı hedefleyen aileler, yaptığı işten ve gelirden memnun olmayanlar… Herkesin ortak hedefi iyi bir kariyer. Teknolojinin hayatımızın parçası olmasıyla pek çok meslek kayboldu ve pek çok yeni meslekle de tanıştık. Önümüzdeki dönemde değişimin daha hızlı olacağı düşünülüyor ve herkesin kafasında aynı soru var: Gelecek hangi mesleklerde? Çünkü geleneksel iş tanımları ve pozisyonlar artık geçerliliğini yitirdi. Peki, bunun net bir cevabı var mı? Bu soruyu, MEF Üniversitesi Rektör Yardımcı Prof. Dr. Erhan Erkut’a yönelttik. Konuya farklı yaklaşan Erkut’un görüşleri şöyle :
Yaşlılar hedef kitle
Sizce geleceğin meslekleri neler?
Esas sorulması gereken soru geleceğin meselelerinin ne olacağı? Sonuçta geleceğin meslekleri, geleceğin meselelerinden doğacak.
Geleceğin meselelerinin ne olacağı konusunda iki önemli kaynak bize yol gösteriyor. Bunlardan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programının Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları şöyle: Yoksulluğa son; açlığa son; sağlık ve kaliteli yaşam; nitelikli eğitim; temiz su ve sanitasyon; erişilebilir ve temiz enerji; insana yakışır iş ve ekonomik büyüme; sanayi, yenilikçilik ve altyapı; eşitsizliklerin azaltılması; sürdürülebilir şehirler ve topluluklar; sorumlu üretim ve tüketim; iklim eylemi; sudaki yaşam; karasal yaşam; barış, adalet ve güçlü kurumlar; amaçlar için ortaklıklar. İkincisi de toplumun en büyük sorun ve fırsatlarına işaret eden “Megatrends” (devasa yönelim) raporları. Temel devasa yönelimler ise şehirleşmenin hızlanması, teknolojideki gelişmeler, ekonomik gücün Batı’dan Doğu’ya kayması, demografik değişimler ve iklim değişikliği.
Peki nasıl olacak?
Şehirleşmenin hızlanması şehir sorunlarını da büyüteceğinden, bunların çözümüne katkıda bulunabilecek bilgi ve becerilere sahip olanlar, geleceğin aranan çalışanları olacak. Bunun için var olan üniversite programlarının üzerine ek bilgilerin ve yetkinliklerin konulması gerekli. Gelecekteki devkentlerin sorunlarını bugünkü mühendisler, tasarımcılar, sosyal bilimciler çözecek. Benzer şekilde iklim değişikliğini geriye çevirebilmek için gereken temel bilgiler mühendislik programlarında veriliyor. Fakat bilginin kullanım ve uygulama alanı değişmeli. En önemlisi toplumsal bir mutabakatla ülke stratejisi belirlenmeli. Temiz enerjiye giden yol birçok programdan geçer. Makina, elektrik, kimya, inşaat, endüstri ve bilgisayar gibi mühendisliklerin yanı sıra hukuk, eğitim, sosyoloji, siyaset bilimi, iktisat, işletme programlarındaki öğrencilerin temiz enerji konusunda bilgilenmesi gerek.
Türkiye’yi derinden etkileyecek olan devasa yönelimlerin başında demografik deprem geliyor. 65 yaş üzeri nüfusun 50 yıl sonra 25 milyonu geçecek olması günümüzün gençleri için önemli bir sorun, çünkü devletin karşıladığı sağlık ve emeklilik sistemleri yaşlıların sayısının artmasıyla çökecek. Fakat her sorun beraberinde fırsatlar da getirir. Örneğin bireysel finans danışmanlığı, önleyici sağlık gibi yaşlıların aldığı hizmetlerin talebi hızla artacak. Yaşlılara konut, yemek, egzersiz, sosyal faaliyet, eğitim gibi hizmetlerin yanında kullanacakları teknolojiler de büyük pazarlar oluşturacak. Fizyoterapi, gerontoloji ve yaşlı hemşireliğine talep artacak.
Mutlaka teknoloji olacak
Üniversitelerde bu alanda verilen eğitimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de piyasanın ihtiyaçları ile üniversite kontenjanları arasındaki ilişki zayıf. Üniversiteler, iş dünyasının ihtiyaçlarına daha çok kulak vermeli. Gençlerin iş bulabilmesi için önemli olanyetkinlikler ve beceri. Üniversitelerde program açmak yeterli değil. Örneğin “Yapay zekâ mühendisliği” açıldı. Bu programlar aslında modern bir bilgisayar mühendisliği programı. 30 kontenjanlı yapay zekâ mühendisliği programı açarak yeni ekonomiye ayak uyduramayız. Asıl yapılması gereken yapay zekânın her alanı etkileyeceğinin farkına varıp her programa yapay zekâ modülü koymaktır. Tüm programların kazanımları gözden geçirilmeli ve geleceğin meseleleriyle ilgili konular programlara entegre edilmeli.
Gençler, kendilerini nasıl geliştirmeli?
Teknoloji okuryazarı olmayanların gelecekteki iş dünyasında kendilerine yer bulması çok zor. Her alanda hızla veri üretiliyor. Her meslekte verileri toplamak, analiz edebilmek ve anlam çıkarabilmek çok önemli olacak. Her mesleğin içine yapay zekâ girecek. Fakat bununla baş edebilmek için yapay zekâ mühendisliği okumak gerekli değil. Hangi programda olurlarsa olsunlar öğrencilerin yapay zekâ alanında bir yandala eşdeğer bilgiye ulaşmaları gerek. Diğer önemli bir konu da gelecekte başarılı olacak insan gücünün özellikleri ve gelecekte sahip olunması gereken yetkinlikler. 21. Yüzyıl yetkinliklerini şöyle özetleyebiliriz: Öğrenme ve İnovasyon (eleştirel düşünme ve problem çözme, iletişim ve işbirliği), Okuryazarlıklar, Yaşam ve Kariyer Becerileri (esneklik, uyum sağlayabilirlik, inisiyatif alma, sosyal ve kültürlerarası yetkinlikler, üretkenlik ve hesap verebilirlik, liderlik ve sorumluluk). Özetle geleceğin meslekleri yerine geleceğin meselelerine odaklanmalı ve gelecek için gereken yetkinliklerimizi geliştirmeliyiz.
Temiz enerjiye giden yol birçok programdan geçecek. Makina, elektrik, kimya, inşaat, endüstri ve bilgisayar gibi mühendisliklerin yanı sıra hukuk, eğitim, sosyoloji, siyaset bilimi, iktisat programlarındaki öğrencilerin temiz enerji konusunda bilgilenmesi gerekiyor.
Diplomanın ömrü 5 yıl
Prof. Dr. Erhan Erkut, şu öngörülerde bulunuyor.
90-110 yıl yaşayacaksınız; 40-60 yıl çalışacaksınız
10-30 defa iş değiştireceksiniz
Üniversite diplomasının raf ömrü 5 yıl
30 yıl içinde, şimdiki mesleklerin bir kısmı yok olacak; tümü şekil değiştirecek; birçok yeni meslek doğacak
Geleceğin geçer akçesi: adaptasyon/evrilme yetkinliği
Yükselen bölümler
Üniversite tercihlerinde sağlık, hukuk gibi gözde programların yanı sıra geleceğin meslekleri olarak tanımlanan yeni programlar da ilk sıralarda yer almaya başladı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), adayların doğru bölüm tercihinde bulunmaları için 2019’dan itibaren YKS Tercih Kılavuzu’nda geleceğin mesleklerine yer verdi. Bu kapsamda Bilgi Güvenliği Teknolojisi, Yapay Zekâ Mühendisliği, Yazılım Geliştirme, Dijital Medya ve Pazarlama, Hibrid ve Elektrikli Taşıtlar Teknolojisi, Çok Boyutlu Modelleme ve Animasyon gibi lisans ve ön lisans programları kılavuzda yer aldı. Geçen yıl listeye İnsansız Hava Aracı Teknolojileri ve Operatörlüğü, Engelliler İçin Destek Programı, Yapay Zekâ ve Veri Mühendisliği programları da girdi.
Yaratıcılık öne çıkıyor
TEDMEM’in İşlerin Geleceği ve Geleceğin İşleri bülteninde, teknolojik gelişmelerle birlikte, önümüzdeki yıllarda yeni işlerin ortaya çıkması ve belirli becerilerin önem kazanmasının yanı sıra bugün var olmayan sektörlerle de tanışacağımız, var olan kimi sektörlerin giderek büyüyeceği öngörülmekte.
Genel olarak insanların yaratıcı potansiyellerinin teknoloji yardımıyla açığa çıkarılması üzerine kurulu bu sektörler Yaratıcı Ekonomi, Siber Ekonomi, İnsana Yönelik Hizmetler, Çevreyi Koruma ve Yeni Teknolojiler olarak gruplanabilir. Gelecekte bu sektörlerin büyümesiyle birlikte istihdam olanaklarının da büyümesi beklenmekte.
Türkiye’de ciddi iş gücü planlamasına ihtiyaç var
Türk Eğitim Derneği’nin (TED) düşünce kuruluşu TEDMEM’in İşlerin Geleceği ve Geleceğin İşleri başlıklı değerlendirmesinde, Türkiye’ye dair önemli bilgiler yer alıyor. Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’nın (TTGV) gerçekleştirdiği araştırmaya göre teknolojik gelişmelerden öncelikle etkilenecek sektörler otomotiv ve yan sanayi, makine, beyaz eşya, gıda ve içecek, tekstil ve kimya olacak.
Türkiye’deki uzmanlar önümüzdeki yıllarda en fazla talep görecek işlerin ise endüstriyel veri uzmanlığı, robot koordinatörlüğü, IT/IoT çözüm mimarlığı, bulut hesaplama uzmanlığı, veri güvenliği uzmanlığı, şebeke geliştirme mühendisliği, 3D yazıcı mühendisliği, endüstriyel kullanıcı arayüzü tasarımcılığı ve giyilebilir teknoloji tasarımcılığı olacağını düşünüyor. Gelecekte talep görmesi beklenen işlere bakıldığında, tümünün üst düzey bilişsel, sosyal, duygusal ve teknolojik beceriler gerektiren işler olduğu görülüyor.
Alt sıralarda bulunuyor
Ancak, Türkiye’nin geleceğin becerilerine ve nitelikli iş gücüne sahip olmak için ciddi bir planlama yapması gerekiyor. Coursera tarafından 2019’da yayımlanan Küresel Beceri Endeksi Raporu kapsamında 60 farklı ülkeden 38 milyon kişinin verileri kullanılarak farklı ülkelerdeki kullanıcıların çeşitli becerilerdeki yeterlikleri belirlenmiş ve buna göre ülke sıralamaları oluşturulmuş.
İşletme, teknoloji ve veri bilimi olmak üzere üç ana başlıkta gruplanan toplam 18 beceri alanına odaklanan raporda, ülkelerin her bir beceri alanındaki yüzdelik değerleri belirlenmiş ve ülkeler buna göre en ileri (76. yüzdelik ve üzeri), rekabetçi (51. ve 75. yüzdelikler arası), yükselen (26. ve 50. yüzdelikler arası) ve geride kalan (25. yüzdelik ve altı) olmak üzere dört grupta sıralanmış. Bir tablo şeklinde paylaşılan verilere göre, Türkiye’nin her üç beceri alanında da geride kalan ülkeler grubunda yer aldığı görülüyor. Örneğin İşletme’de yüzdelik değeri 7, Teknoloji’de 12, veri bilimi alanında da 7. Raporda ayrıca Türkiye’deki kullanıcıların çoğunun önümüzdeki yıllarda iş gücünde talep edilecek üst düzey becerilere sahip olmadığına dikkat çekiliyor.
YARIN: Endüstri 4.0, Tarım 4.0 nedir? Robotlar işlerimizi elimizden alacak mı? STEM+A akımı neleri değiştirecek?