GündemGAZETECİLERE 15 YIL HAPİS İSTEMİ

GAZETECİLERE 15 YIL HAPİS İSTEMİ

10.09.2011 - 02:30 | Son Güncellenme:

Ergenekon soruşturması kapsamında hazırlanan ve Odatv olarak bilinen soruşturmaya ilişkin iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. 12’si tutuklu 14 şüphelinin yer aldığı iddianamede, gazeteciler Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın 15 yıl hapsi istendi

GAZETECİLERE 15 YIL HAPİS İSTEMİ

Ergenekon soruşturması kapsamında Odatv’de yapılan aramalara ilişkin gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’nın da aralarında bulunduğu 12’si tutuklu 14 şüpheli hakkında düzenlenen iddianame, İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. Duruşmanın tarihi ve sanıkların tutukluluk durumlarının değerlendirlemisinin hafta başı yapılacağı açıklandı.
Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız’ın hazırladığı 134 sayfalık iddianame, Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda yeni açılan özel yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edildi. 134 sayfadan oluşan iddianame, dün sanık avukatlarına dağıtıldı.

Tek şikâyetçi Nazlı Ilıcak
Soruşturma kapsamında pek çok gazeteci mağdur sıfatıyla savcı tarafından dinlenmişti. Ancak iddianamede sadece gazeteci Nazlı Ilıcak şikayetçi olarak yer aldı. Bu konuyla ilgili olarak iddianamede Soner Yalçın’ın, Beşiktaş’taki adresinde 14 Şubat 2011 tarihinde yapılan aramada bulunarak el konulan dokümanlara işaret edildi. İddianemede, konuyla ilgili şöyle denildi:
“Nazlı Ilıcak, Güneri Cıvaoğlu ve daha birçok şahsın özel hayatları, siyasi görüşleri ve etnik kökenleri hakkında bazı notların tutulduğu ve fişleme mahiyetinde bilgiler olduğu görülmüştür. Konuyla ilgili Nazlı Ilıcak ifadesinde özetle yazılanların gerçek olmadığını belirterek şüpheli Soner Yalçın’dan şikayetçi olmuştur. Nadir Güneri Cıvaoğlu ise alınan ifadesinde özetle; hakkında yazan notların çirkin ve gerçek dışı olduğunu, yaşlı bir insan olması ve mahkemelere gitmek istemediği için şikayetçi olmadığını, bu şahsın Nazlı Ilıcak’tan özür dilemesine rağmen kendisinden özür dilememesinin bu şahısların iyi niyetli olmadığını gösterdiğini beyan etmiştir.”

Üçüncü isimler kodlandı
Ergenekon soruşturmaları sonucunda hazırlanan iddianamelerde savcılar, sanık ve avukatları tarafından özel hayatın gizliliğine özen gösterilmediği yönünde eleştirilmişti. Ergenekon soruşturmasına yeni atanan Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Cihan Kansız ise bu eleştiri ile ilgili olarak önlem aldı. Kansız, “İddianamede mümkün mertebe özel hayatın gizliliğine dikkat edilerek, şüpheliler ve soruşturma konusu suçla irtibatı olmayan üçüncü şahısların isimleri baş harfleri yazılmak suretiyle kısaltılmıştır. Mahkeme kararları doğrultusunda tespiti yapılan telefon görüşmelerinde delil mahiyetinde olmayan özel görüşmeler iddianame içerisine alınmamıştır” dedi.

‘Talimat Küçükten’
134 sayfalık iddianamede savcı Kansız, iddia olunan Ergenekon örgütüyle ilgili kısa bir anlatıma yer verdikten sonra, bu iddianamenin kapsamını ise şöyle açıkladı:
“Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticisi Yalçın Küçük’e yönelik çalışmalar devam ettiği esnada, Yalçın Küçük’ün Odatv isimli internet sitesinin imtiyaz sahibi Soner Yalçın ve Odatv çalışanları ile örgütsel irtibatının bulunduğu anlaşılmıştır. Ayrıca Soner Yalçın’ın da Ergenekon soruşturması kapsamında haklarında işlem yapılan şüphelilerden birçoğu ile irtibatlı olduğu belirlenmiştir. Bu tespitler üzerine Başsavcılığımızca başlatılan 2010/857 sayılı soruşturma kapsamında devam eden çalışmalarda; Yalçın Küçük’ün talimatı ile örgütün internet medyasını oluşturan Odatv’de örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda yönlendirme amaçlı yayın yapıldığı ve bu doğrultuda kamuoyunun şekillendirilmeye çalışıldığı tespit edilmiştir” dedi.

‘Teknik rapor hukuki değil’
Savcı Kansız, soruşturma devam ederken, şüphelilerin avukatları aracılığıyla Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’ne hazırlatılan teknik raporun hukuki olmadığının altını çizdi. Teknik raporun imaj üzerinden yapılan bir incelemeye dayanmadığı, imaj olmadan yapılan işlemler veya varsayımlarla yapılan yorumların adli bilişim incelemesi olamayacağı, kullanılan “Active Undelete” adlı programın adli bilişim incelemelerinde delil bütünlüğünü bozabileceği ve uluslararası geçerliliğinin olmadığı, ayrıca söz konusu programın ‘Silinme Tarihi’ olarak verdiği tarihin ‘Son Erişim Tarihi’ bilgisi olduğu, ayrıca ele geçirilen örgüt dokümanlarının bazılarının birden fazla şüphelinin bilgisayarında tespit edildiğinin anlaşıldığı ifade edildi.
Odatv’de yayınlanan haberlerin incelemesinin sonucunda edindiği kanaati ise savcı iddianamesinde şöyle yer verdi: “Odatv isimli internet sitesinde yayınlanan haberlerde, bir taraftan PKK terör örgütü elebaşısının bir kısım açıklamalarını halkı sokağa dökmek amaçlı yayın yaptıkları, diğer taraftan da ülkemizde sanki bir iç savaş varmış algısı oluşturulmayı hedefledikleri anlaşılmıştır.”

‘Gazeteleri yönlendirdiler’
İddianamede, “ERGENEKON-Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Strateji Geliştirme Projesi” isimli temel örgütsel dokümanda da, medyanın işlevi ve toplum üzerindeki etkilerinden bahsedildi.
Örgütün kendi medya kuruluşlarını oluşturması ve mevcut medya kuruluşlarını da kontrol altına alması gerektiğinin bir strateji olarak benimsendiğinin anlaşıldığına yer verilen iddianamede, bugüne kadar örgütün medya yapılanmasına yönelik yapılan çalışmalarda, örgütün Ulusal Kanal, Avrasya Tv, Aydınlık dergisi, Cumhuriyet gazetesi, Strateji dergisi, Kanal B, Vatansever.info ve Acikistihbarat isimli web siteleri gibi medya organlarının bir kısmını kurdurduğunun, bir kısmını da kontrol altına alarak yönlendirdiğinin anlaşıldığı ve daha önceki iddianamelerde bu medya organları aracılığıyla yürütülen faaliyetlerin ayrıntılı olarak anlatıldığı belirtildi.


Kitaplar suç delili oldu

Eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’ya “Haliçte Yaşayan Simonlar” isimli kitabın yazdırıldığı, Ahmet Şık’a ise “İmamın Ordusu” isimli örgütsel çalışmanın hazırlatıldığı, ancak elde edilen delillerden Ahmet Şık’a hazırlatılan örgütsel çalışmanın Emniyet Müdürü Sabri Uzun ismi ile kitap olarak yayınlatılmasının planlandığının anlaşıldığı iddianamede anlatıldı. “Ahmet Kitap” isimli word belgesinde bulunan “İMAMIN ORDUSU” isimli kitap taslağı örgütsel doküman olarak kabul edilerek değerlendirmede bulunuldu. İddianamede, şöyle denildi:
“Örgütsel dokümanın 12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak olan genel seçimler öncesi yayınlanması planlanarak, genel seçimler öncesi ülke gündemini etkilemeyi ve yönlendirmeyi amaçladığı görülmüştür. Kitap olarak yayınlanması planlanan örgütsel çalışma ile Ergenekon silahlı terör örgütünün amaç ve hedefleri doğrultu sunda propaganda yapıldığı, bu kapsamda özellikle devam etmekte olan dava sürecini etkileyerek ve yönlendirerek adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs edildiği anlaşılmıştır.”

Haberin Devamı


CHP ayrı başlık oldu

İddianamede elde edilen delillerden örgütün CHP ile ilgilenmekten vazgeçmediği, bir taraftan CHP’yi kontrol altına alıp yönlendirmek için faaliyetlerde bulunurken diğer taraftan da CHP yönetimini ele geçirmeye çalıştığı vurgusu yapıldı. Bu iddiaya dayanak olarak ise Ergenekon ikinci davası tutuklu sanığı Tuncay Özkan’ı CHP Genel Başkanı yapmak için girişimlerde bulunulması gösterildi.
Yalçın Küçük ve Odatv çalışanlarına yönelik yapılan çalışmalarda da, şüphelilerin CHP’ye yönelik faaliyetlerine devam ettiği ve bu kapsamda örgütün medya yapılanması ile CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na gerekli desteğin verilmesi gerektiğini belirttikleri, diğer taraftan CHP yönetimine yön vermek için çalışmalar yaptıkları iddia edildi.
Devamında ise “Bu kapsamda bir taraftan tutuksuz yargılanan Ergenekon sanıklarını ve istedikleri kişileri CHP yönetimine yerleştirmeye çalışırken diğer taraftan tutuklu bulunan bir kısım Ergenekon sanıklarını cezaevinden kurtarmak için CHP’den milletvekili adayı göstermeye çalıştıkları anlaşılmıştır” denildi. Savcı Kansız, “Örgüt Halk TV’yi CHP’den almak için önünde engel olarak gördüğü CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ı aşmak için her türlü yöntemi kullanmıştır” ifadesine de iddianamede yer verdi.


1 numaralı sanık Küçük

İddianamede, bir numaralı sanık olarak Yalçın Küçük yer aldı. Sanıklar Yalçın Küçük, Soner Yalçın, Ahmet Şık, Hanefi Avcı, Nedim Şener, Barış Terkoğlu, Barış Pehlivan, Doğan Yurdakul, Müesser Uğur, Coşkun Musluk, Sait Çakır ve Kaşif Kozinoğlu ile tutuksuz şüpheliler Ahmet Mümtaz İdil ve İklim Ayfer Kaleli’nin “Silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek, terör örgütüne yardım etmek, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek” gibi iddialarla suçlanıyor. İddianamede şüpheli gazeteciler Ahmet Şık ve Nedim Şener’in “silahlı terör örgütüne yardım etmek” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapisle cezalandırılması istendi.