13.04.2022 - 11:40 | Son Güncellenme:
Haluk KARAASLAN Oğuzhan DEMİR
Burak TEKİN Harun ÖZALP/ANKARA
(DHA)
Esra Hankulu, Mamak ilçesi Akdere Mahallesi'nde yalnız yaşadığı evinde, geçen yıl 5 Ağustos'ta ölü bulundu. Hankulu ile geceyi evde geçiren arkadaşları Dilan Civelek ve Furkan Gürgil ile kamuoyunda 'Aleyna Çakır' olarak bilinen Sema Esen'in ölümüyle ilgili devam eden soruşturmada şüpheli olan Ümitcan Uygun gözaltına alındı. Uygun, 'kasten öldürme' suçundan tutuklanırken, Furkan Gürgil ile Dilan Civelek adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
'BEN ÖLDÜRMEDİM'
Kafa travması sonrası meydana gelen iç kanama sonucu hayatını kaybettiği belirlenen Esra'nın ölümüyle ilgili Ümitcan Uygun'un 'kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, Furkan Gürgil ve Dilan Civelek'in ise 'suç delillerini karartma' suçundan 5 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi. Ankara 9’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sanık Ümitcan Uygun ile taraf avukatları hazır bulundu. Mahkemede son savunmasını yapan Uygun, "Doğru bir tanedir ve er ya da geç ortaya çıkacaktır. Ben kimseyi öldürmedim, beraatımı talep ediyorum" dedi.
10 YIL HAPİS CEZASI
Avukat beyanlarının ardından kararını açıklayan mahkeme, Uygun'a 'neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama' suçundan 10 yıl hapis cezası verdi. Kararda takdir indirimi uygulanmadı. Hükümle beraber sanığın tutukluluğunun devamına karar verildi. Tutuksuz sanıklar Furkan Gürgil ve Dilan Civelek'e ise 'suç delillerini karartma' suçundan 1'er ay 6'şar gün hapis cezası verilerek hükmün açıklanması geri bırakıldı.
'İSTİNAF VE YARGITAY YOLLARINI TAKİP EDECEĞİZ'
Esra Hankulu’nun ailesinin avukatı Nuran Özdemir, kararın adil olmadığını savunarak, "İddia makamının mütalaasına uygun bir karar verilmesi gerekirken, ne yazık ki yargılama makamı bizim kanaatimizce adil olmayan bir karar verdi. Ümitcan Uygun savunmalarının hiçbir yerinde suçlamaları kabul etmedi. 'Ben kasten yaralamak için hareket ettim' de demedi. 'Hiç ellemedim, hiç vurmadım' diyerek suçlamaları kabul etmedi. Mahkemenin kabulüne göre sanık, yaralama kastıyla hareket etmiş sonrasında da ölüm olayı meydana gelmiş gibi kabulle bir karar verdi. Bu karar bizce doğru değil. Eğer mahkemenin kabulünü bu şekilde doğru bulacaksak bu durumda da diğer iki sanık olan Dilan ve Furkan’a da ihmal suretiyle adam öldürmeden ceza verilmesi gerekirdi. Olaya baktığımız zaman olay günü maktuleyi yıkıyorlar. Baygınlık geçirdiğinden söz ediyorlar. Her 3 sanık da aynı şeyi söylüyor. Ümitcan Uygun ayrıca bunun aldığı maddeden dolayı fenalaştığını söylüyor. Kendisiyle bir tartışma yaşayıp vurduğundan ve bu nedenle bayıldığından söz etmiyor. Dolayısıyla savunmaların hiçbir yerinde yer almadan bu şekilde bir karar verilmesi bizce kabul edilemez. Biz yasal yollara başvuracağız, İstinaf ve Yargıtay yollarını takip edeceğiz" dedi.
ACILI ANNE DHA'YA KONUŞTU
Esra Hankulu'nun annesi Sevil Hankulu, DHA'ya yaptığı açıklamada mahkemenin kararına tepki gösterdi. Sevil Hankulu, "Süreç hiç beklediğimiz gibi geçmedi. 25 yaşındaki genç bir kız ölüyor ve neredeyse benim kızımı suçlu çıkaracaklardı. Karşı tarafın avukatı 'kendi kendine öldü' diyecekti. 'Ümit’in hiçbir suçu yok' diyor. Bu adalet değil. 10 yıl ceza oyuncak gibi bir şey. 10 yılı da düşürecekler 7 yıl yatıp çıkacak bu adam. Kaldığı yerden aynı şekilde devam edip bir annenin, bir genç kızın daha canını yakacak. Adalete güvendik; ama kızımızın hakkını alamadık. Dava sürecinde avukatımız bize 'ağırlaştırılmış müebbetle yargılanacak, 30 yıl ceza alır' dedi. Gerçekten mahkemeden geldiğimizden beri şok içindeyim" diye konuştu.
Ümitcan Uygun'un avukatı tarafından yapılan savunmanın delillere aykırı olduğunu savunan anne Hankulu, "Esra’nın Ümit oradan çıktığında sağ olduğunu söylüyorlar. 'Kendi kendine düşmüş olabilir' diyorlar. Adli tıp raporunu bile yalanlıyorlar. Nasıl bir plan kuruyorlar, arkalarında nasıl bir destek var bu kadar garanti konuşuyorlar. Benim kızımın bayılmadan ötürü 6 kere hastaneye gittiğini söyleyip, orada da düşüp bayılmış olabileceğini iddia ettiler. Böyle oldu diyelim, neden o halde ambulans çağırmadılar? Benim kızımı neden kurtarmadılar? Esra’nın ambulans istemediğini savunuyorlar. Benim kızım asla böyle bir şey söylemez. Esra ancak 'beni kurtarın' der. Başı ağrısa hastaneye giden bir insan o halde ambulansı nasıl istemez? Duşa sokmuşlar, duşa sokana kadar benim kızımı kurtarsalardı. Hiçbir suçları yoksa neden kurtarmadılar? Neden ölüme terk ettiler?" ifadelerini kullandı.
'BU ÜMİTCAN'A ÖDÜL'
Verilen cezadan memnun olmadıklarını ifade eden anne Sevil Hankulu, kızının hakkını sonuna kadar arayacağını belirterek, "Bu Ümitcan'a bir ödül. Başka hiçbir şey değil. Karşı tarafın resmen kazandığı bir ödül. Kızımın öldüğü yanına kalıyor. Anaların yüreğini yakıyor. Birini daha yaktı. Genç kızları da yaktı mezara koydu. Bizi de yaktı mezara koydu. Çıkacak 7 yıl sonra başkalarının da canını yakacak. Sonuna kadar gideceğim. Ümitcan en çok cezayı alana kadar bu işin arkasındayım. Yeter artık. Güle oynaya çıktılar mahkeme salonundan. Benim içim kan ağlarken onlar güle güle oradan ayrıldı. Kızımın ölüm pozisyonuna kadar anlatıp 'biz suçsuzuz' diyorlar. En ağır cezayı almasını istiyorum. Benim kızım toprak altında çürüyor o da hapiste çürüsün. Bunun elinin değdiği genç kız neden ölüyor? Böyle sapık insanlar içeriden çıkmasın. Esra'mı elimden aldılar. 8 aydır toprağın altında sesini duyamıyorum, yüzünü göremiyorum. Ben kızımı ne zorluklarla büyüttüm. Bir katil gelip öldürsün diye büyütmedim" dedi. Sağlık çalışanı dayı Faruk Eroğlu da karara tepki gösterdi.
SAVCI AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İSTEMİŞTİ
Savcı mahkemede sunduğu mütalaasında Ümitcan Uygun’un, 'kendisini savunamayacak durumdaki kişiyi kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, olay sonrası Hankulu’nun cep telefonunu sakladıkları iddia edilen Furkan Gürgil ve Dilan Civelek'in ise 'suç delillerini gizlemek' suçundan 5'er yıla kadar hapisle cezalandırılmalarını talep etmişti. Savcı, ek mütalaasında ise sanık Uygun'un, cinayeti soğukkanlı bir şekilde işlediğini, delilleri kararttığını belirterek, geçmişi de göz önünde bulundurularak verilecek cezada takdir indirimi uygulanmamasını talep etmişti.