26.01.2023 - 10:50 | Son Güncellenme:
Şaduman TÜRKAY/ANKARA (DHA)-
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Tayland Krallığı Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Don Pramudwinai ile bakanlıkta bir araya geldi. Çavuşoğlu ve Pramudwinai, 'Türkiye-Tayland İkinci Ortak Eylem Planı İmza Töreni'nin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Bakan Çavuşoğlu, Türkiye-Tayland diplomatik ilişkilerinin 65'inci yılına dikkat çekerek, "Güzel bir görüşme gerçekleştirdik. Önemli Türk firmaları Tayland'da yatırımlar yapıyor. Malezya, Japonya, Kore, Endonezya firmalarının ülkemizde yatırım yaptığı gibi Tayland firmalarının da ülkemizde yatırım yapmasını istiyoruz. Savunma sanayi alanında iş birliğimizi geliştirmek istiyoruz. Güvenlik alanında iş birliği, terörle mücadele de gündemimizdeydi. Tayland'da FETÖ mevcudiyeti halen devam ediyor. Bazı FETÖ mensuplarının ülkemize iade talebini de ilettik. Bugün yanı başımızda devam eden Ukrayna'daki savaşı da ele aldık. Çabalarımız hakkında Tayland'a bilgiler verdik. Biz savaşı sonlandıracak, barışa katkı sağlayacak her türlü inisiyatifi güçlü olarak destekliyoruz" diye konuştu.
'CİDDİ DEZENFORMASYON VAR'
Eski ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo'nun yeni çıkan kitabındaki, Türkiye ile ilgili bölümler sorulan Mevlüt Çavuşoğlu, şunları söyledi:
"Mike Pompeo bu kitabı sanırım başkanlık adaylığında ya da adaylığının kampanyasını başlatmak için yazmıştır. Bahsettiğiniz iddialarla ilgili gerçek dışı bilgiler var. Diplomatik bir dille söylüyorum. Siz buna 'yalan' da diyebilirsiniz. Abartı ve çifte standart var. Bugüne kadar teröre verdikleri destek konusu da ABD'de ciddi bir suçtur. Yargı sürecine tabi olmamak için de ciddi dezenformasyon var. Her şeyden önce, 'Türk ordusunun DEAŞ'ı yenme kapasitesinin olmadığını gördük' demesi ibretlik. Bir kere şu da gerçek değil; Trump döneminde PKK/YPG ile angajmana girmediler. Obama döneminde başladı bu. Dolayısıyla bunların kararı değil. Bugün DEAŞ'a karşı göğüs göğse mücadele eden tek NATO ordusu, Türk ordusudur. 4 bin 500'den fazla DEAŞ'lı teröristi biz elimine ettik; hem Suriye'de, hem Irak'ta. Biz Suriye'de DEAŞ'lı teröristleri elimine ederken ya da Suriye'nin kuzeyini DEAŞ'lı teröristlerden temizlerken ABD, Pompeo'nun olduğu dönemde YPG/PKK ile birlikte DEAŞ'lıları önce otobüse sonra da uçaklara bindirerek Afganistan'a gönderdi. Bugün Afganistan'daki terör saldırılarının müsebbibi de bunlar."
'SÜRENİN UZAMASINDAN RAHATSIZ OLDU'
Pompeo'nun, 2019 yılında dönemin ABD Başkan Yardımcısı Mike Pence ile Türkiye'yi ziyaretine ilişkin yazdıklarına da açıklık getiren Çavuşoğlu, "İstanbul'da 2019'daki ortak görüşmeyle ilgili ben Mike Pompeo'nun yanındaydım baştan sona. Öncelikle Türkiye'ye, 'Biz teröristleri buradan temizleyeceğiz. Siz de teröristlere karşı operasyona ara verin' diye geldiler. Bir kağıtla geldiler. Biz onların belgesini müzakere edilemez bulduk. Karşılarında 11 maddelik belge sunduk. 9'unu kabul ettiler, 2'sini de burada Cumhurbaşkanımızın huzurunda müzakere ettik. O 2 madde konusunda da mutabakata vardık. Ortak açıklamayı basınla paylaşmıştık. Ortak açıklamanın yükümlülüklerini de yerine getirmediler, dürüst olmadıklarını da gösterdiler. İçeride her ziyarette olduğu gibi baş başa ziyaretler olabilir. Cumhurbaşkanımız ile ABD eski Başkan Yardımcısı Mike Pence arasında baş başa görüşme gerçekleşti. Biz de Pompeo ve diğer arkadaşlar ile başka bir odada beklerken Pompeo'nun sürenin uzamasından rahatsız olduğunu gördük. 'İçeriye gidelim' diye de bazı talepleri oldu. Ben de kendisine 'Biri başkan, biri başkan yardımcısı, bize ihtiyaç duyduklarında kendileri bizi çağırır', protokol gereği de adap gereği de liderler içeriye çağırmadan gitmenin doğru olmadığını söyledim, kendisini de uyardım" ifadelerini kullandı.
'DARBE GİRİŞİMİNİ DESTEKLEMİŞ'
Çavuşoğlu, Pompeo'nun 15 Temmuz darbe girişimini anlatan videoya 'iğrenç' yorumuna, tepki göstererek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Rahatsızlığını anlıyoruz. 'İğrenç' dediği videodaki görüntüleri biz yaşadık. Bu terör örgütü 251 vatandaşımızı öldürdü, FETÖ'den bahsediyoruz. Kendinsin de o gece daha sonra sildiği bir tweet var. Cumhurbaşkanımızın aleyhine yazdıklarından anlıyoruz ki; darbe girişimini desteklemiştir. O görüntüler darbenin nasıl başladığını ve Türk milletinin darbeyi nasıl yendiğini gösteriyor. Sanırım, Türk milletinin o darbeyi yenmesinden rahatsız olmuş ki bu ifadeleri sergilemiş. Yunanistan konusunda Rum kesiminde ABD'nin denge politikasını bozan bunlar oldu. Diğer taraftan Patrikhane ile ilgili ziyaretinde, orada diğer dini azınlıkların patrikleri, cemaatler, vakıflar orada, Türkiye hiçbirini tehdit etmez. Patrik'e herhangi bir tehditte bulunmamız mümkün değil, hiçbir zaman olmamıştır. Bu ziyareti İstanbul'a yapmak istediğini, Patrikhane'ye gitmek istediğini, benimle de orada görüşmek istediğini söyledi. Benim de cevabım gayet net. 'Patrikhane'ye gitmesinden rahatsızlık duymadık, benimle görüşmek isteyen Ankara'ya gelir, burada görüşürüz, ben İstanbul'a onun ayağına gitmem' dedim. Bu açıklamaların kitapta yazan unsurlarının çoğuna baktığımızda gerçek dışı bilgiler var, abartı var, dürüst ve samimi olmadıklarını, samimiyetsiz olduklarını, ilişkilerde ikiyüzlü olduklarını da kendilerinin yazdıklarından görmüş oluyoruz."
POMPEO'NUN TÜRKİYE İDDİALARI
ABD’nin Donald Trump dönemindeki Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, yeni yayınlanan kitabında Ankara’daki bir toplantıda neredeyse kapıyı kıracağını öne sürdü.
İngiltere merkezli haber sitesi “Middle East Eye” sitesinin, Pompeo’nun “Never Give an Inch: Fighting for the America I Love” (Asla Bir Santim Verme: Sevdiğim Amerika İçin Savaşmak) adlı anı kitabından aktardığına göre, eski bakan, dönemin Başkan Yardımcısı Mike Pence’in Ankara’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Külliye’deki baş başa toplantısı çok uzun sürünce, kilitli kapıyı kırmaya çalıştı. 2019’un Ekim ayında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Pence ile birkaç dakika baş başa görüşme yapmak istediğini iddia eden Pompeo, ancak yaklaşık 1 saat geçtikten sonra “izin almadan toplantının yapıldığı odanın kapısını açmayı denediğini ama kilitli olduğunu, bunun üzerine mevkidaşına kapıyı kıracaklarını söylediğini ileri sürdü. Ancak Türk korumaların, Pompeo’nun ABD’li yetkililerle birlikte içeri girmesine izin verdiğini belirtti.
Pompeo, aynı kitapta, CIA Direktörü’yken 2017’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın’la görüşmesine de atıfta bulunurken, ABD’nin Suriye’de DAEŞ’e karşı savaşmak için Kürt güçlerini seçmesi sebebiyle, Fidan ile Kalın’ın öfkelendiğini ve odayı terk ettiğini de iddia etti.
NÜKLEER SAVAŞ ÇIKACAKTI
Öte yandan Pompeo, anılarında Hindistan ile Pakistan’ın Şubat 2019’da “nükleer çatışmaya yakınlaştığını” da söyledi. Pompeo, bu duruma, Keşmir’deki Hint birliklerine karşı düzenlenen bir saldırı sonrası Hindistan’ın, Pakistan topraklarındaki militanlara karşı misilleme yapmasının ardından gelindiğini yazdı. Pakistan o dönem iki Hint jetinin düşürülüp, bir Hint pilotun ele geçirildiğini açıklamıştı.
Kitabında “dünyanın, Hindistan-Pakistan rekabetinde bir nükleer savaşa ne kadar yaklaşıldığını bilmediğini düşündüğünü” belirten Pompeo, “Gerçek şu ki tam olarak ben de yanıtını bilmiyorum, sadece çok yakın olduğunu biliyorum… O geceyi hiç unutmayacağım” diye yazdı.