Gündem‘Doyumsuz bir fotoğrafçıydı’

‘Doyumsuz bir fotoğrafçıydı’

19.10.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:

‘Bana İstanbul fotoğrafçısı diyorlar. Dünyanın foto muhabiriyim’ diyen Ara Güler’den geriye 2 milyonu aşkın fotoğraf karesi kaldı. 90 yaşında hayata veda eden ustanın ardından dostları ‘O doyumsuz fotoğrafçıydı. İstanbul’un değil, dünyanın gözü, kulağıydı’ dedi.

‘Doyumsuz bir fotoğrafçıydı’

Dünyaca ünlü foto muhabiri Ara Gürel, 90 yaşında hayata veda etti. Dali’den Picasso’ya Hitchcock’tan Churchill’e kadar birçok ünlü ismin fotoğrafını çeken, fotoğrafın efsane ismi Güler, arkasında 2 milyonu aşkın fotoğraf karesi bıraktı. Duayen fotoğrafçı Güler’in cenazesi dün sabah vefat ettiği hastaneden alınarak Beyoğlu’ndaki Üç Horan Ermeni Kilisesi’ne götürüldü. Güler, yarın düzenlenecek törenle toprağa verilecek. Ara Güler için ilk tören saat 12.00’de Üç Horan Ermeni Kilisesi’nde yapılacak, ardından Şişli Ermeni Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Haberin Devamı

‘Doyumsuz bir fotoğrafçıydı’

‘Görsel tarih yazdı’

Ara Güler’e yakın isimlerden biri olan Milliyet gazetesi foto muhabiri Ercan Arslan, ustanın ardından şunları söyledi: “Bizim için Türk fotoğrafında bir kavşak değil, istasyondur. Çıtayı en yükseğe taşımış bir foto muhabiridir. Fotoğraflar çekebilmek için sınırları zorlayan kendi tabiriyle ‘doyumsuz’ bir fotoğrafçıydı. Onun objiktifi sayesinde Türk sineması, Türk edebiyatı, Türk tiyatrosu ölümsüzleşmiştir. İstanbul ile arasındaki ‘fotoğraf aşkı’ önünde saygıyla eğildiğimiz bir aşktı. Görsel tarih yazma işini en iyi yapanların başında Ara Güler gelir.”

‘Doyumsuz bir fotoğrafçıydı’

‘Hazine bıraktı’

Usta fotoğrafçının, İstiklal Caddesi’nde bulunan Kafe Ara’daki masası çiçeklerle donatıldı. Kafeye ziyaretinde hep oturduğu masaya çiçeklerin yanı sıra yazdığı kitaplar ve fotoğrafları konuldu. Gazeteci ve fotoğrafçı Coşkun Aral da oradaydı. Aral, sevenlerine 41 yıldır tanıdığı Ara Güler için “O bir haberciydi, fotoğraf ustasıydı ve bir insandı. Bize bir hazine bıraktı ve o hazinenin emin ellerde olmasını diliyorum. İstanbul’un değil, dünyanın gözü, kulağıydı” dedi.

Haberin Devamı

‘İyi anlatıcıydı’

‘Doyumsuz bir fotoğrafçıydı’

“Afgan kızı” fotoğrafıyla tanınan Amerikalı fotoğrafçı Steve McCurry de dünyadaki 7 fotoğrafçı arasında sayılan Ara Güler için, “Bugün dünyanın en iyi fotoğrafçılarından birini kaybettik. İyi bir arkadaş, her zaman cömert ve çabuk yardım etmek için şiirsel bir gözle harika bir hikâye anlatıcısıydı” dedi.

Ara Güler’in ölüm haberinin ardından sevenleri de ustanın adını taşıyan müzedeki “Islak Çalan Adam” sergisine akın etti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Daima saygıyla hatırlayacağız

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Güler’in ölümünün ardından yayımladığı mesajında şunları söyledi: “Büyük sanatçılar, vefatlarından sonra da geride bıraktıkları eserleriyle yaşamaya devam ederler. Objektifiyle tarih yazan Ara Güler’i de işte böyle bir büyük sanatçı olarak görüyorum. Kendisine Master of Leica unvanı da verilmiş olan Güler, dünyanın önemli haber ajansları ve yayınlarında ülkemizi en iyi biçimde temsil etmiştir. Winston Churchill’den Bertrand Russell’a, Indira

‘Doyumsuz bir fotoğrafçıydı’
Gandi’den Salvador Dali’ye, Alfred Hitchcock’tan Picasso’ya birçok tarihi kişiyle gerçekleştirdiği foto röportajlar, asla hafızlardan silinmeyecektir. Dünyanın önemli müze ve koleksiyonlarında yer alan eserleri ve milyonlara ulaşan fotoğraf albümlerinin yanı sıra, kıymetli bir insan olarak hayatımızda bıraktığı derin izlerle de Ara Gürel ustayı daima saygıyla hatırlayacağız. Yakın geçmişte objektifine yansıma mutluluğunu yaşadığım değerli sanatçımızın vefatından duyduğum derin üzüntüyü bir kez daha ifade ediyor, yakınlarına ve sevenlerine başsağlığı diliyorum.”

Haberin Devamı

- TBMM Başkanı Binali Yıldırım, siyah beyaz fotoğrafın usta ismi Güler’in, vizörüne yansıyan her şeye gölge ve ışık unsurlarının yanı sıra duygu katmasıyla tanındığını ifade etti.

- Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise mesajında Ara Güler ile ilgili “2011’de Kültür Sanat Büyük Ödülü’nü alan ülkemizdeki yaratıcı fotoğrafçılığın uluslararası alanda ün kazanmış en önemli temsilcisinin ardında bıraktıkları Türkiye’nin görsel hafızasında her zaman yer alacak, el üstünde tutulacak” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

- Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Twitter’dan yaptığı paylaşımda “Sanatçı diye bir adam vardır, o da ruhuyla vardır. Fotoğraf makinesi vardır diye olmaz sanatçı adam” sözlerini hatırlatarak, “Ruhuyla var olan Ara Güler’in kadrajından Türkiye’yi ve insanımızı görmek büyük keyifti. Ruhu şad olsun” ifadelerini kullandı.

- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da Twitter’dan Güler’in daha önce kendisini çektiği bir kareyi paylaşarak, “Anı ölümsüzleştiren büyük usta Ara Güler’i kaybetmenin tarifsiz üzüntüsünü yaşıyorum” dedi.

- Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de, “Duayen fotoğrafçımız Ara Güler, ardında gençlerimize örnek olacak nice eserler bırakarak aramızdan ayrıldı. Mekânı cennet olsun” ifadesini kullandı.

‘İSTANBUL’U ONUN GÖZÜYLE GÖRÜYORUZ’

Duayen foto muhabiri Ara Güler’in vefatı meslektaşları, arkadaşları ve sevenlerini yasa boğdu. Dostları, arkadaşları Güler’in ardından konuştu...

Haberin Devamı

‘Doyumsuz bir fotoğrafçıydı’

- İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı: “Çok önemli bir sanatçımızı kaybettik... Dünyanın belli başlı kentlerinde fotoğrafları sergilenen, İstanbul’u benzersiz karelerle resimleyen, uluslararası arenada en iyiler arasında adı geçen bir fotoğrafçı ve gazeteciydi Ara Güler. Fotoğrafa çok özgün bir bakışı vardı. Kaybından dolayı büyük üzüntü duyuyor ve onu tanıma fırsatı bulduğum için kendimi şanslı görüyorum.”

- İnci Aksoy: “İstanbul’un gözü, gazeteci ve duayen fotoğrafçı Ara Güler’i kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Son röportajlarından biri de Art TV’deydi. Bize söylediği şu sözleriyle hatırlayacağız ‘Yaşam size verilmiş boş bir film, her karesini mükemmel biçimde doldurmaya çalışın.’ Biz de aynı söylediği gibi yapacağız onu asla unutmayacağız, kalplerimizde ve eserlerinde yaşayacak.

- Atilla Dorsay: “Ara Güler’i hem mensup olduğu ırk hem de eser verdiği sanat dalı açısından Türkiye’de azınlıktan birisi olarak görmek yanlış olmaz. Çünkü bu Ermeni kökenli sanatçımız adına fotoğrafçılık denen ve ‘büyük sanatlar’ içinde pek de yer almayan alanda sanki mucizeler yaratmıştır. Fotoğrafçılığın gerçek fotoğraf makineleriyle yapıldığı dönemlerde cesaretinin, ve girişkenliğinin yanı sıra fotoğraflarının kalitesine de sığınarak en büyüklere kadar ulaşabilmiştir. Hele hiç resim çektirmediği bilinen Picasso’ya kadar erişip o unutulmaz portreleri çekmesi başlı başına bir olaydır. Ölümünün tek tesellisi; Türk toplumunun onu tümüyle benimsemiş ve bağrına basmış olmasıdır ki adını taşıyan müze ve kafe bunun açık kanıtlarıdır.”

‘Anılarıyla teselli bulacağız’

- Cihat Aşkın: “Ara Güler sadece Türkiye’nin değil dünyanın sevip saydığı çok saygın bir foto muhabiriydi kendi deyimiyle. Benim için sanatçıydı ama sanatçı lafını çok sevmezdi. Ara Güler bizim çok yakın aile dostumuzdu. Kendisiyle son 6 sene içinde çok sık birlikte olduk. Çok anısı, çok fotoğrafı var bende. Bu benim için çok onur verici, duygulandırıcı bir olaydı. Görmesini bilen gözleriyle baktığı dünyaya olağanüstü eserler bıraktı ve bizim tarihimizi, belleğimizi adeta kazıdı. Her tarafa baktığımız zaman onun fotoğrafları onun görüntüleri, onun gözüyle görüyoruz güzel İstanbul’u, güzel dünyayı. Ve dünyanın en büyük sanatçı dahileri, politikacılarını ve önemli fikir insanlarını onun gözüyle tanıdık. Kaybı için çok üzgünüm. Vefat ettiği zaman sonuna kadar yanında kalmaya devam ettik aile olarak.”

‘Doyumsuz bir fotoğrafçıydı’

- Nazan Ölçer: “Ara Güler, benim çok eski dostumdu. 40 seneyi aşan bir dostluğumuz vardı. Ortak dostlarımızla yenen bizim evdeki akşam yemeklerini hatırlıyorum. Onu anıp teselli bulacağız. Çok mutluyuz ki Mardin’de çok güzel bir sergi yaptık kendisiyle. Onca sene sonra Mardin’e döndü. Şimdi hepsi şerit gibi gözümün önünüden geçiyor. Hep hoş anılar geliyor aklıma. Toprağı bol olsun. Hep sevgiyle hatırlayacağız.”

‘Ölümsüzlüğü anlattı’

- Döne Otyam: “Çocukluğumu hatırlıyorum. Babamı kaybettikten sonra orada buluştuklarını düşünüyorum ama babamı dinleyeceğim kimse yok, kimse kalmadı gibi geliyor. Türkiye için çok büyük bir kayıp, benim özel hayatımda da büyük bir kayıp.”

- Levent Çalıkoğlu: “Ne kadar üzülsek az. Hepimize fotoğrafa bakmayı, fotoğraf üzerine düşünmeyi, fotoğrafı sevmeyi öğretti. Türkiye’nin görsel hafızasını, kültürünü, yaşamını kayda almış az sayıdaki foto muhabirinden birisiydi. Karizması, ilginç kişiliği, insanlar üzerinde etki yaratan sözleri, onu eşsiz ve benzersiz kılıyordu.”

- Yeşim Ustaoğlu: “1984’te, ilk filmim ‘Bir Anı Yakalamak’ta ben kızı, o da babam olmuştu; ondan sonra hep dostum, yol göstericim, “İz” ve “Güneşe Yolculuk” da dahil bana en şans getiren oyuncum oldu. İnatçılığını da yaşama coşkusunu da hep sevdim. İyi ki vardı, iyi ki tanıdım onu. Yeri doldurulamayacak bilge ustamın önünde saygıyla eğiliyorum.”

- Görgün Taner: “Sadece ülkemizin değil dünyanın önde gelen foto muhabirlerindendi. Yüzyıllar sonrasına kalacak fotoğraflarıyla ölümsüzlüğün ne demek olduğunu bize anlattı.”