16:36Amerikalı oyuncu Mel Gibson'ın yapımcılık ve yönetmenliğini üstlendiği Hazreti İsa'nın
son 12 saatini anlatan ''The Passion: Hazreti İsa'nın Çarmıhtaki Büyük Istırabı'' filminin, önceki gün gösterime girmesinden sonra da yankıları sürüyor.
Hazreti İsa'yı Roma cezası çarmıha yollayanların Musevi din adamları oluduğunu gösteren ve ''Yahudi aleyhtarlığı'' yaratacağından kaygı duyulan film hakkında konuşan Hıristiyan din uzmanlarının bazıları, ''Film, baştan aşağıya hatalarla dolu'' dediler.
Birçok Hıristiyan, son derece canlı betimlemelerle dolu filmi kendi dinlerine daha çok yakınlaşma aracı olarak görürken, İsa Peygamber'in ''uzun saçından'', filmde kısmen Latince konuşulmasına dek pek çok husus, din bilgilerinin eleştirisiyle karşılaştı.
Kendi parasıyla filmin çekimine 25 milyon
dolar harcayan Katolik Mel Gibson, filmin asla Yahudi aleyhtarlığına hizmet etmediğini, senaryo yazılırken ilahiyat hocaları, kilise yazarlarına başvurulduğunu söyledi.
Hz. İsa'nın 2000 yıl önce 33 yıl süren yaşamında Kudüs'te konuşulan dilin başta Yunanca, Aramca ve İbranice olduğunu hatırlatan uzmanlar, Hazreti İsa'nın Latince konuşmasını yersiz buluyor.
Chicago'dan haykırış Chicago'daki Katolik De Paul Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. John Dominic Crossan, ''İsa, (kendisini çarmıha gönderen) Roma İmparatorluğu'nun Filistin Valisi Pontius Pilatus ile Latince konuşuyor, Pilatus da İsa'ya Latince hitap ediyor!'' diye büyük tepki gösterdi: ''O zaman Filistin'de konuşulan dil, başta Yunanca idi.'' İngiliz Reuters ajansının konuştuğu tarihçiler ve arkeologlara göre, Latince 2000 yıl önce Roma İmparatorluğu'nda yalnızca resmi yazışmalar ve seçkin sınıfının kullandığı dildi.
Filmde, yanlış dil Latince ile iş bitmiyor, ikinci büyük hata, konuşulan Latincenin hemen hemen hiç anlaşılmaması. Chicago'da Katolik Üniversitesi hocası olan ve Latince konuşabilen Dominic Crossan'a göre, Latince'nin filmdeki telaffuzu anlaşılmıyor.
"Uzun saç yok" Fiziki antropoloji bilgini Joe Zias, ''İsa Peygamber çağında Filistin'de Musevilerde uzun saç yoktu. Hazreti İsa'nın da saçı kısaydı'' diyor. Zias, Kudüs'te yapılan arkeolojik kazılarda incelenen yüzlerce iskeletten de bu sonuca varılmış olduğunu hatılatıyor.
İki bin yıl önce Musevi metinlerinde uzun saçın ''Romalı' diye alay konusu olduğunu hatırlatan New York Üniversitesi'nden Lawrence Schiffman'ın yanı sıra uzmanlar, Roma İmparatoru Titus'un MS 70'de Kudüs'ü fethetmesi onuruna dikilen zafer takında esir alınan Musevilerin tümünün kısa saçlı görüldüğünü, ilkçağ Musevi metinlerinde bunun uzun uzadıya teyit edildiğini hatırlatıyorlar.
Uzmanlar, Batı sanatında Hazreti İsa'nın her zaman uzun saçlı tasvir edildiğini, bunun da film yayımcılarını hep yanılttığını hatırlattılar.
Mel Gibson, ABC televizyonuna açıklamasında, ''İncillere dayandım. Kendimce ne olduğunu böyle yorumladım'' dedi.
Profesör Dominic Crossan, ''Film, tarihsel bağlamdan yoksun kalmakla temel kusuru işliyor'' dedi.
"Neden gündüz değil gece;filmde bu da yok Prof. Dr. Crossan, 13. havari Yahuda'nın Hz. İsa'yı Romalılar'a ihbar etmesiyle başlayan film hakkında şunu hatırlattı:
''Hazreti İsa, binlerce çoşkun yandaşının sevgi gösterileriyle Kudüs'e geldi. Film gece bir bahçede çarmıhtan az önce başlıyor. Romalılar'ın ve yüksek mevkideki Musevi din adamlarının bir haine ihtiyaçları vardı. Hazreti İsa'nın çevresinde doğan sevgiden korkar duruma geldiler. Gece yakaladılar, ayaklanma önlensin diye. Bu hususlar filmde yok. Bu bağlam İnciller'de (İsa'nın 12 havarisinden dördü Aziz Matta, Aziz Markos, Aziz Luka ve Aziz Yuhanna'nın adlarıyla anılan Yeni Ahit'in ilk dört kitabı) vardır. Filmin İncillere tam sadık oluğunu söyleyenler için senaryodaki bu boşluklar en yıkıcı husus.''
Kudüs Ruhban okulu Kudüs Tantur Ekümenik Enstitü Rektörü Michel McGarry'ye göre, çarmıhtan çok sonra yazılan İnciller'in baplarına gerçek uygunluk, (belgesel nitelikli görünen, kurgu olmayan filmde) önemli, tarihe uyum önemli.
Filistin Valisi Pontius Pilatus'un gaddarlığı, sonradan siyasi olarak Hıristiyanlarca yumuşatıldı. Çünkü o da amirlerini, (Roma'nın ilk imparatoru ve yaşarken resmen tanrı katındaki ilk yöneticisi olan) İmparator Augustus'un yönetimini memnun etmek zorundaydı. Vali Pilatus, aslında son derece zalim bir adamdı. Bir göz kırpmasıyla bir kişiyi anında idama gönderebilen bir yöneticiydi. Romalılar o kadar çok Museviyi çarmıha gerdi ki sonunda ellerinde malzeme, hatta yer kalmadı.
Haçın yatay kolu İsa zamanında, hem de tüm Eski Çağ'dan kalan çarmıha gerilmiş tek kurban örneği olan kişinin (bu kişi İsa zamanından bir Museviydi) iskeletini incelemiş olan antropolog Joe Zias, İsa Peygamber zamanında Romalılarca çarmıha gerilme sahnesinde de ''hata'' olduğunu belirtiyor:
Çarmıh, Roma
devlet terörünün aracıydı. Çarmıha gerilen kişi çıplak olurdu. Erkek olsun kadın olsun, çocuk olsun herkes çıplaktı. Hazreti İsa da peştemal giymemişti.
Haç çok ağırdı ve ellerdeki mıh Üstelik, bir ahşap haç, 159 kg ağırlığındaydı. ''Suçlu'', filmdeki gibi bunu asla taşıyamaz. ''İşlerinde hızlı ve becerikli olan'' Romalılar, haçların uzun direklerini yerlerinde hep sabit tutarlardı. Ancak yatay kısa kirişi çarmıhta işkenceyle ölüm mahkumuna taşıtabilirlerdi. Ellere çivi el ayasının ortasından değil, bileklerden çakılmalıydı. Çünkü el ortasından çakılacak mıh, elin deri ve kasını yırtıp atabilirdi. Kol ve eller urganla da bağlandığından kolların çarmıhta gövdeyi taşıması, iki ayağın ortasından da çakılan mıhla mümkün oluyordu.
Yapımcı yönetmen, ünlü oyuncu Mel Gibson, danıştığı uzmanlardan farklı görüşler, birbirine zıt yorumlar aldığını belirterek, dünyada çok ses getiren filmindeki olası yanlışları bir kalemde siliyor ve şöyle diyor:
''Uzmanların birbirlerine zıt savlarıyla birbirlerini elemelerinden beri ben kendi kaynaklarıma döndüm ve çeşitli savları tartarak kararımı verdim.''
6 bin mahkum 6 km'lik çarmıhta Romalılar, gladyatörler ayaklanmasının MÖ 73-71'deki önderi Spartacus'u yendi. Komutan Marcus Licinius Crassus'un sekiz lejyonunun üstün gelmesiyle, kilometrelerce uzanan ''haç gözdağını'' sahneledi.
Birinci Triumvirlik'i (Üçler Meclisi) Caesar (Sezar) ve Crassus ile birlikte kuran Pompeius, Spartacus ayaklanmasını bastırdı. Crassus, Appia Yolu'nda (Via Appia) karşılıklı simetrik biçimde 6 bin mahkumu 6 kilometre çarmıha gerdi.