21.12.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
Aysel Bozan Yılmaz - Oxford Sözlüğü’nün anketine katılanların oylarıyla 2024’ün kelimesi seçilen “Beyin Çürümesi - Brain Rot”, dijital dünya bağımlılarının karşı karşıya kaldığı tehlikeyi çarpıcı bir şekilde tanımlıyor. Uzmanlara göre eğer bir kişi, ekranda sürekli amaçsızca dolaşıyor, saatlerini harcıyor ancak izlediği içeriklerin hiçbirini hatırlamıyorsa, beyin çürümesiyle karşı karşıya. Dijital çağın yeni bir tehdidi olarak görülen bu durum, hafıza bozukluklarının yanı sıra sosyal yaşamdan kopmaya ve insan ilişkilerinin gerilemesine neden oluyor. Peki, hangi durumlarda beyin çürümesini önlemek mümkün mü? Bu soruyu, Prof. Dr. Firdevs Güneş’e yönelttik.
Zihni uyuşturuyor
Dijital ortamda sunulan bilgilerin nitelikli olup olmayanı ayırt edemeyenlerin ekranlarda amaçsızca dolaştığına ve karşısına çıkan her şeyi okuduğuna değinen Firdevs, “Öyle ki bazıları saatlerce film, klip, video izliyor ancak ertesi gün hiçbir şey hatırlamıyor. Çevrimiçi içeriklerin bu denli aşırı tüketilmesi bireyleri zihinsel, duygusal ve sosyal yönden olumsuz etkiliyor. Bunların başında da zihinsel bozulmalar ve beyin çürümesi geliyor” diyor.
Uzmanların, sosyal medya ve internetteki birçok içeriğin “zihni uyuşturduğunu” dile getirdiğini hatırlatan Güneş, dijital oyunların çocukların gelişimine ve ruh sağlığına zarar verdiğini belirterek, eğitimcilerin de günümüzde bu nedenle çocuk ve gençleri bilgisayar oyunlarından korumaya çalıştığına dikkat çekiyor.
Dijital çağın tehdidi
Oxford Sözlüğü’ne göre ‘beyin çürümesi’nin bir kişinin zihinsel yani düşünme, anlama, sorgulama, karar verme gibi entelektüel işlem ve süreçlerinin bozulmasını ifade ettiğini kaydeden Prof. Dr. Güneş, şu bilgileri veriyor: “Bu olgu, özellikle saatlerce ekran başında kalma ve aşırı düzeyde video izleme sonucu oluşan zihinsel bulanıklık, halsizlik, dikkat süresinin kısalması ve bilişsel gerileme olarak açıklanmakta. Bu durum, dijital çağın yeni bir tehdidi olarak görülüyor, hafıza bozukluklarının yanı sıra sosyal yaşamdan kopmaya ve insan ilişkilerinin gerilemesine neden oluyor. Eğer bir kişi ekranlarda sürekli amaçsızca dolaşıyor, saatlerini harcıyor ancak izlediği içeriklerin hiçbirini hatırlamıyorsa, beyin çürümesi yaşıyor demektir. Ekran ve dijital araçlarda sunulan yüzeysel, önemsiz, niteliksiz veriler, bireyin dikkatini dağıtıyor hatta önemli konulara ve gerçek olaylara odaklanmasını engelliyor. Böylesine yoğun ve önemsiz verilerin altında ezilen birey, kendisi için gerekli ve stratejik bilgileri ayırt etmekte zorlanıyor. Çoğu zaman yanlış seçimler yapıyor. Örneğin başka kişilerin özel yaşamıyla ilgili haberler, kişiye yeni bilgiler öğrendiği hissi veriyor ancak bu, zaman ve enerji kaybına neden oluyor.”
Çözüm: Sınır koymak
Sürekli bilgi bombardımanı altında olan bireylerin yararlı ve gerekli bilgilere ulaşması, kendi sorunlarına odaklanması ve yaşam kalitesini iyileştirmesi de çok zor. Prof. Dr. Firdevs Güneş, bu konuda yapılabilecekleri şöyle sıralıyor:
■ Birey kendisi için önemli olanları belirlemeli ve bu konulara odaklanmalı.
■ Sadece ilgili bilgileri almak için posta kutularına veya sosyal ağlara filtreler konulmalı.
■ Gün içinde önemli görevlere odaklanmak için bazı bildirimler kapatılmalı ve işe zaman ayrılmalı.
■ Her şeyi bilmeye çalışılmamalı. İş veya kişisel yaşam için önemli olmayan bilgiler görmezden gelinmeli ve buna zaman harcanmamalı.
■ Ekip halinde çalışılıyorsa, gerekli bilgilerin araştırılması, toplanması ve sınıflandırılması aşamasında ekip üyelerinden yardım alınmalı.
■ İçeriklerde verilenlerin doğruluğu sorgulanmalı ve kaynağı kontrol edilmeli.