Gündem‘Devlet olarak Dink’in ölmesine göz yumduk’

‘Devlet olarak Dink’in ölmesine göz yumduk’

20.04.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:

›› Hrant Dink’in öldürülmesinde ihmali olduğu iddia edilen eski İstihbarat Daire Başkanı Uzun, dönemin İstihbarat Daire Başkanı Akyürek ve dönemin İstanbul Valisi Celalettin Cerrah dahil 34 sanığın yargılanmasına dün başlandı›› Savunma yapan polis memuru Zenit, “Dink’in öldürüleceğine dair somut tek bilgiyi devletin arşivine intikal ettiren bir Muhittin Zenit var karşınızda. Devlet olarak bir insanın ölmesine göz yumduk” ifadelerini kullandı

‘Devlet olarak Dink’in ölmesine göz yumduk’

Hrant Dink’in 19 Ocak 2007’de öldürülmesi olayında ihmali olduğu iddia edilen kamu görevlilerinin yargılanması dün başladı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar, eski emniyet müdürleri Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer, Ercan Demir ile Emniyet Amiri Özkan Mumcu ve polis memuru Muhittin Zenit katıldı.
Dink davasında hüküm giyen sanık Yasin Hayal de bulunduğu cezaevinden getirildi. Tutuksuz sanıklardan ise Vali Celalettin Cerrah, Mersin Vali Yardımcısı Şükrü Yıldız, eski İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun, emniyet müdürleri Ahmet İlhan Güler ve Faruk Sarı ile Erhan Tuncel’in de aralarında olduğu 15 tutuksuz sanık katıldı. Bu davadan tutusuz olan ancak başka dava kapsamında tutuklu olan 3 sanık ile Gümüşhane’de görevli tutuksuz bir sanık SEGBİS sistemi ile duruşmaya katıldı.
Tutuksuz sanık Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç ise mazeret sunarak duruşmaya katılmadı. Dinç’in terör olaylarındaki yoğunluğu gerekçe gösterdiği öğrenildi. Duruşmanın başlamasıyla birlikte Sabri Uzun’un Ankara’da talimatla verdiği ifadesi okundu.

‘Etekteki taşlar dökülsün’
Sanık avukatları mahkemenin bağımsız ve tarafsızlığına güvenmedikleri gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulundu. Ardından tutuklu sanıklar tahliye talebinde bulundu. İlk cinayet döneminde Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde komiser yardımcısı olan Özkan Mumcu söz aldı.
Cinayet işlenmeden 6 ay önce askere gittiğini anlatan Mumcu, “15 aydır tutukluyum ve gerçekten anlamakta zorlanıyorum. Ogün Samast’ın cinayeti işlediği 19 Ocak 2007’de askerdeyim. Cinayetten 20 gün sonra terhis oldum. Herkesin gözü önünde tehdit edilen Dink’i koruma görevi bendeydi de onu mu yapmadım?” dedi.
Mumcu’nun avukatı Zafer Kiremitçi de müvekkilinin tahliyesini talep etti. Talebini söylerken İstihbarat Daire Başkanı Engin Dinç’in adını geçeren Kiremitçi’ye Dinç’in avukatı “Kendisi burada yok, adını geçirmeyin” diyerek itiraz etti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Rüzgar, “İsim verebilir. Bir kişi isim verdi diye, o kişi suçlu demek değil” dedi.

‘Raporlara ben soktum’
Mumcu’dan sonra Dink cinayeti döneminde “yardımcı istihbarat elemanı” olan Erhan Tuncel’le irtibat kuran dönemin Trabzon İstihbarat Şube Müdürlüğü’nde görevli polis memuru Muhittin Zenit kürsüye çıktı. Zenit şunları söyledi:
“Hrant Dink’in Yasin Hayal tarafından öldürüleceğini raporlarımda bildirdim. Dink’in öldürüleceğini devlet arşivlerine koyan kişi benim. Dink’in adını ilk kez Erhan Tuncel’den duydum. Hrant Dink’in öldürüleceğine dair somut tek bilgiyi bulup devletin arşivine intikal ettiren bir Muhittin Zenit var karşınızda. Allah’tan rahmet diliyorum. Ben görevimi yaptım. Kimseye anlatamadım. Üzülerek ifade etmek istiyorum, Hrant Dink cinayetini diğer siyasi cinayetlerden ayıran bir husus var. Dink’in öldürüleceğine dair, öldürülmeden 11 ay önce devletin arşivinde net bir bilgi var. Hrant Dink’in öldürülmemesi için gecesini gündüzüne katan bir polis, Hrant Dink’in katili ilan edildi, cezaevine konuldu. Yıllarımı verdim ama 15 aydır tutukluyum. Cinayetten çok kısa bir süre sonra Erhan Tuncel ile telefon görüşmesi yaptım. Hayatımı kabusa çeviren telefon görüşmesidir. Bilgi almamı istediler. Beni aramalarından sonra, televizyondan olayı izledim. Televizyonda gördüklerim doğrultusunda istihbarat usul esaslarını kullanarak bilgi almaya çalıştım. Hrant Dink, bu ülkede çok insandan daha şerefli ve üstün bir insandır. Kişisel olarak söylemiyorum ama devlet olarak bir insanın ölmesine göz yumduk.”

‘Suçlu ilan edildim’
Eski İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ise, 2 yıldır haksız hukuksuz davalarda yargılandığını belirterek, “İşlem yapan ben sorumlu tutuluyorken, işlem yapmayanların sorumlu tutulmamalarını anlamıyorum. Cinayet sonrasında yaptığım bildirimlerin kayıtlarının silinmesini isteyenler masum ilan edilirken, kayıtları silmeyen ben suçlu ilan edildim” dedi.
Tahliye talebinde bulunan dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer, hakkındaki 8 davadan 4’ününde tutuklu olduğunu söyleyerek, “Savunma hakkımı kullanamıyorum” dedi. Yargılandığı davalar arasında en önemlisinin Dink davası olduğunu söyleyen Yılmazer, “Kendi ilinde Hrant Dink’e karşı tehditle ayan beyan açıkken öldürüleceği bilgisi Trabzon’dan oraya gitmiş, bu korumayı gerektirir. İstanbul hiçbir çalışma yapmamış” dedi.

İki kişi tahliye edildi
Verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme Emniyet Amiri Özkan Mumcu ve polis memuru Muhittin Zenit’in dosyaya iddianamenin kabulünden sonra giren bilgi ve belgeleri, tutuklu kaldıkları süre ve ileride suç vasfının değişmesi ihtimaline dayanarak tahliyesine karar verdi. Sanıkların yurtdışına çıkışları yasakladı.

Haberin Devamı

Cerrah ve Tuncel aynı sanık sırasında
Duruşmada Celalettin Cerrah, Sabri Uzun, Ahmet İlhan Güler, Reşat Altay ve Şükrü Yıldız, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal ile aynı bölümde oturdu. Tutuklu 5 sanık ise diğer bölümde oturdu. Erhan Tuncel, tutuksuz sanıkların olduğu bölümde Ahmet İlhan Güler’in yanında otururken tutuksuz yargılanan Reşat Altay, Celalettin Cerrah ve Sabri Uzun yan yana oturdu.

Trabzon’daki ihmal davası sürüyor...
İstanbul’da öldürülen Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’e suikast hazırlığı konusunda istihbari bilgiye ulaşmasına rağmen kanuni işlemleri başlatmayarak görevini ihmal ettikleri öne sürülen dönemin İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz’ün de aralarında bulunduğu 8 sanığın yeniden yargılanmasına devam edildi.
Trabzon 5. Asliye Ceza Mahkemesindeki duruşmada sanık avukatı Ali Sürmen Yargıtay’ın bozma kararına uymaması gerektiğini savunarak, “Bu dava iddianame ile açılmış bir dava değildir, idari soruşturma neticesinde açılmış bir davadır. Cumhuriyet savcısının idari soruşturma sonucunu genişletme yetkisi yoktur. Bu nedenle Yargıtay’ın bozma kararı usul yönünden hatalıdır” dedi.

İki dava birleşebilir
Hakim de sanıklardan Astsubay Gazi Günay hariç diğerlerinin bozmaya ilişkin beyanlarını aldıklarını belirterek, Günay’ın da Trabzon’dan Kahramanmaraş’a tayin edildiğini söyledi. Duruşma, Günay’ın talimatla ifadesinin alınması ve eksikliklerin giderilmesi için ertelendi. Mahkeme, Günay’ın ifadesinin alınması ve eksikliklerin giderilmesi sonrası, kendi mahkemelerindeki bu dava ile Albay Öz’ün Dink cinayetine ilişkin yargılandığı Trabzon 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki dava ile birleştirilip birleştirilmemesine karar verecek.