11.08.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Şebnem Hoşgör - Ankara
Son olarak Ordu’da yaşanan 50 yılın sel felaketi, Türkiye’de dere yataklarındaki yapılaşma başta olmak üzere bu konudaki mevzuatın yeterli olup olmadığını yeniden gündeme getirdi. Bakanlık kaynaklarından edinilen bilgiye göre, taşkınla ilgili yürürlükte 30 civarında kanun ve KHK, dokuz yönetmelik, dört genelge bulunuyor. Ancak bu çok parçalı yapı, mevzuatın etkinliğini azaltıyor.
Başta dere yataklarında yapılaşma olmak üzere alt mevzuat ile düzenlenen konuların kanun maddesine dönüştürülmesi gerektiğine işaret eden kaynaklar, müstakil bir “su” ve “taşkın kanunu” gerekliliğine dikkat çekerken, özellikle mevzuatta yaptırım ve cezalarla ilgili eksikliğe işaret ediyor.
‘Zihinsel dönüşüm’
Ak Parti iktidarı bu anlamda geçtiğimiz 5 yıl içinde önemli adımlar attı. Bu çerçevede yeni bir su kanun taslağı ve müstakil bir taşkın kanun taslağı çalışmalarına başlandı. Bu çalışmalar Meclis’e sunum aşamasına getirilemezken, TBMM’ye sunulan dere yataklarına ev yapanlara ağır cezalar öngören Orman Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik öngören torba tasarı ise yasalaştırılmadı ve “hükümsüz” kaldı.
Sel felaketi yaşayan Ordu’ya giden Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, “Bir zihinsel dönüşüme ihtiyacımız var. Dere yataklarına gerek konut, gerek iş yeri yapımıyla alakalı bundan sonrasında çok daha hassas olmamız gereken bir döneme giriyoruz” ifadelerini kullanırken, Mayıs 2013’te TBMM’ye sunulan ancak hükümsüz kalan tasarı, bu anlamda önemli düzenlemeler içeriyordu.
‘Taşkın haritaları’
DSİ Kanunu’na yeni maddeler eklenmesi öngören tasarı ile imar planlarının hazırlanmasında taşkına maruz alanlar için öncelikle taşkın haritaları yapılması ve taşkın koruma alanlarının yapılaşmaya açılamayacağı hükme bağlanıyordu. Ayrıca “Su yapılarına zarar vermek, dere yataklarında DSİ’den izinsiz kesit daraltıcı her türlü yapı yapmak, mevsimlik akışlı olsa dahi dere yataklarının üzerine yapı yapmak veya izinsiz kapatmak, yeraltı sularına izinsiz besleme yapmak” fiilleri yasaklanıyordu.
Diğer kanununlara göre daha ağır bir cezayı gerektirmediği takdirde, su yapılarına zarar verenler, dere yataklarını daraltan kişilere 3 bin TL, tüzel kişilere 10 bin TL, dere yatakları üzerine yapı yapanlar ile izinsiz olarak kapatanlara ise 15 bin TL, tüzel kişilere ise 50 bin TL idari para cezası öngörülüyordu. Tasarıda bu fiillerin tekrarı halinde cezanın 5 kat artırılarak uygulanacağı, ayrıca verilen zararın tazmin ettirilmesi de hükme bağlanıyordu.