04.07.2019 - 12:13 | Son Güncellenme:
DHA
Balıkesir’de yaşayan Nuran Kurçeren’in yüzünün sol tarafında 14 yıl önce şiddetli ağrılar başladı. 'Şimşek çakması' şeklinde tanımladığı ağrılar nedeniyle yemek yiyemeyen, dişlerini fırçalayamayan hatta ağzını dahi açamayan Nuran Kurçeren, ağrılarından kurtulmak için günde 13 ilaç almaya başladı. Son bir yılda ağrılarının şiddetlenmesi üzerine İstanbul’da yaşayan kızı Gökçe Demirbaş’ın yanına gelen Kurçeren, Özel bir hastanede Prof. Dr. Kaya Kılıç, Dr. Öğr. Üyesi Emre Ünal ve ekibi tarafından gerçekleştirilen 6 saatlik ameliyat sonrası ağrılarından kurtuldu.
"AĞRIDAN GÖZLERİMDEN YAŞ AKIYORDU"
14 yıl boyunca gitmediği hastane, başvurmadığı doktor kalmadığını söyleyen Nuran Kurçeren, "Trigeminal Nevralji, ilk etapta göz çevremde başladı. Son bir yılda ağrılarım şakaklarımda şiddetlendi ve hiç durmadı. Bu ağrıları tam 14 yıl boyunca çektim. Derman bulmak için çok gezdim. Gitmediğim hastane, başvurmadığım doktor kalmadı. İlk zamanlarda ameliyatı yok ve çok riskli dendi" diye konuştu.
Şiddetli ağrı atakları başladığında yemek dahi yiyemediğini anlatan Kurçeren, "Ağrının şiddetinden gözlerimden yaşlar akıyordu. Adeta şimşek çakıyordu. 3 ay hiç ağrımın olmadığı zamanlar oldu. İlaçları aralıksız kullandım. Doktorum 'yaşadığın sürece, ilaçlara devam' dedi. Günde 13 ilaç kullanıyordum. Ancak ilaçlarım arttıkça ağrılarım da arttı. Yani ilaçlardan fayda alamaz oldum. Doktorumuz ameliyat olmamam için ilaçların dozunu arttırdı, ilaçları değiştirdi ama fayda etmedi. En sonunda ameliyat kararı aldık" ifadelerini kullandı.
Ağrılarından kurtulduğunu ve artık tek bir ilaç kullandığını ifade eden Nuran Kurçeren, "Allah benim gibi herkesi bu ağrılardan kurtarsın. Allah hocamızdan da razı olsun. Zorlu 14 yılın ardından artık hiç ağrım yok. Yüzümde o şimşek çakması şeklindeki ağrıyı hiç yaşamıyorum. İlaçlarımın dozları azaldı. Artık ilaçlardan da kurtuldum” dedi.
“ANNEMİ ÇARESİZ GÖRMEK ÇOK ZORDU”
Nuran Kurçeren’in yaşadığı ağrıları en yakından gözlemleyen kızı Gökçe Demirbaş ise yaşadıkları sıkıntıları şu sözlerle anlattı:
"Başta ilaçlarla hastalığın etkilerini telafi edebiliyorduk ancak özellikle son zamanlarda annem çok sıkıntı yaşamaya başladı. Annemin yaşam kalitesi tamamen sıfıra indi. Her türlü hareket onun sol tarafında ağrıya neden oluyordu. Bu durum onu etkilediği kadar bizi de etkiliyordu. Annemi öyle görmek benim için de çok zor oldu. Özellikle ağrıları şiddetlendiğinde ağlamaya başlıyordu. Bu evdeki ortamı geriyordu. Ancak elimizden bir şey gelmiyordu. Hastalığı araştırdığımızda da bize ameliyatının olmadığı, tedavinin ömür boyu ilaçla süreceği söylendi. Ömür boyu ilaç kullanacak ya da ameliyat olsa bile bu çok riskli dediler. Yüzünün felç olacağı, sağır olma ihtimalinin olduğu söylendi. Bu riskler nedeniyle uzun yıllar ameliyattan kaçtık."
KULAK ARKASINDAN 2 SANTİMLİK KESİ AÇTIK
Nuran Kurçeren’in ameliyatını gerçekleştiren Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Kaya Kılıç, "Nuran Hanım, hastalığın bütün belirtilerini taşıyordu. Aynı zamanda felce neden olmuş bir bel fıtığı da vardı. Her ikisi de ameliyat gerektiriyordu. Önce ilaçlarını artırdık. Günde 13 ilaca kadar çıktık. İlaçların yan etkileri ortaya çıkmasına rağmen ağrılar geçmeyince de ameliyat kararı aldık. Acil olduğundan önce bel fıtığı ameliyatını yaptık. 1.5 ay sonra da siniri mikroskop altında basıdan kurtarma ameliyatını yaptık. Kulağın hemen arkasında 2 santimetre çapında bir kesi açtık. O aralıktan girip siniri onu ezen damardan kurtardık. Operasyon tam 6 saat sürdü. Çok şükür hastamız sağlığına kavuştu" ifadelerini kullandı.
TÜRKİYE’DE 15 BİN KİŞİ BU AĞRILARI ÇEKİYOR
Hastalığı bir insanın yaşayabileceği en şiddetli ve korkunç ağrı olarak tarif eden Prof. Dr. Kaya Kılıç, Türkiye’de 15 bin kişinin bu ağrıları çektiğini belirterek hastalık hakkında şunları söyledi:
"Yüzünüze aniden bir yıldırım düşüyor, şimşek çakıyor. Birisi yüzünüze sanki bıçağı saplıyor ve çevirmeye başlıyor. Bu ağrı yüzümüzün hislerini beyne ileten sinirin kendi damarımız tarafından ezilmesi sonucu ortaya çıkıyor. Tümör ve bir kitle gibi başka nedenler de olabilir. 100 bin erkekte 3, 100 bin kadında ise 6 görülüyor. Son yayınlar 100 bin kişide yüzde 27'ye kadar görülmeye başladığını gösteriyor. Bu rakamlardan yola çıktığımızda halen İstanbul'da yaklaşık 3 bin 500, Türkiye'de ise yaklaşık 15 bin kişi bu korkunç ağrıyla yaşıyor. Hastalığa ileri yaşlarda rastlıyoruz. Son 2 yılda ise 200 hastamın 13'ünü ameliyat ettim. Diğerleri ilaç tedavisi ile ağrısız yaşıyorlar ve takip altındalar. İlaç tedavileriyle iyi sonuçlar almaya başladık. Dozları artırıp sonuç alamayınca ameliyat kararı aldık. Hastalığın çaresi var. Bu nedenle çözüm intihar etmek, delirmek olmamalı. Hastalığın adı da değişmeli."