Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Alemdar Hasan Kılıç (36), Bursa İnegöl doğumlu, evli ve bir kız çocuğu babası. Özel bir bankada müşteri temsilcisi olarak çalışan Kılıç, aynı zamanda 2016 yılında 23 gönüllü tarafından kurulan İnegöl Doğal Afetler Arama Ve Kurtarma Derneği (İNDAK) üyelerinden. Dernek personelinin gönüllü olarak görev yaptığını ancak gönüllülük işini kendilerine bir zorunluluk olarak gördüklerini dile getiren Kılıç, "Şu anki personel sayısı 300'e yaklaşan derneğimiz 2022 Aralık ayında AFAD’a yaptığı başvuru sonrasında 6 aylık yoğun bir çalışma ile hem teorik hem uygulamalı sınavlardan başarıyla geçerek ülke çapındaki 11 orta seviye arama-kurtarma ekibinden biri olmayı başardı” bilgisini paylaştı.
SABAH 06.00'DA 89 PERSONEL DERNEKTE TOPLANDI
6 Şubat 2023 kara bir gün olarak Türkiye tarihine geçti. Enkaz altında kalanların hızla kurtarılması için arama-kurtarma ekiplerine büyük görevler düşüyordu. Tıpkı İnegöl Doğal Afetler Arama Ve Kurtarma Derneği’nin hızlıca bölgeye ulaşması gibi. Deprem sabahı daha önceden de pratiğini yaptıkları telefon zinciri metoduyla üyeler birbirini bilgilendirdi. Dernek kurumsal telefonundan üyelere SMS atıldı ve dernek Whatsapp grubundan haberleşme sağlanmasıyla organize olundu. Saat 06.00 civarında 89 personel dernek binasında toplandı, kurtarma ekipmanları ve iaşe malzemeleri hazır edildi. İnegöl Belediyesi'nin kendilerine tahsis ettiği malzeme ve personel taşıyıcı araçlarla saat 09.00'da Bursa AFAD’ın belirlediği görev yeri istikametinde yola çıkıldı.
'UYANDIRILDIĞIMDA TATBİKAT OLDUĞUNU DÜŞÜNDÜM'
"Telefon zinciriyle arkadaşım beni arayıp uyandırdığında başta bunun bir tatbikat olabileceğini düşündüm. TV’yi açıp haberleri görünce ciddi bir afet durumu olduğuna inandım" diyen Alemdar Hasan Kılıç, “İş yerimdeki yöneticime haber verdim, kızımla ve eşimle vedalaşarak hızlıca evden çıktım. Dernek binasında yapılan toplantıda AFAD’dan ve bölgeden gelen bilgiler üyelere aktarıldı. Hepimizin tek düşüncesi ise bir an önce deprem bölgesine gidip insanlara yararlı olabilmekti” diyerek ekledi:
"Kurtarma faaliyeti organizasyonu zaten sürekli çalıştığımız bir husustu. Olay yerine gidildiğinde önce sorumlular genel bilgileri topladı. Akabinde öncü kurtarma ekibi keşif için enkazın etrafına dağılarak kullanılacak kurtarma yöntemini ve gerekli malzemeleri belirlediler. Lojistik ekibi kullanılacak ekipmanları hazırlarken, diğer personel konuşlanacağımız alana çadırlarımızı kurarak malzemelerimizi düzenledi. Enkaz alanı etrafına güvenlik şeridi çekilerek alan güvenlik çemberine alındı. 10’ar kişilik 2 ekip 2 farklı binada çalışma yaparken yedek personeller ise görev sırasını bekledi."
'ÜNİFORMAYI GÖREN KURTARMA İÇİN YARDIM İSTİYORDU'
Bölgeye 10 saatlik yolu 20 saate yakın bir sürede giderek ulaştılar. Kış şartları nedeniyle kar yağışlı yolda meydana gelen zincirleme kazalar, deprem bölgesi alanına yaklaşıldığında ise yıkılan viyadük, köprü, kayan yollar ve trafik sıkışıklığı sebebiyle ulaşım konusunda çok zorlandılar. Ekip, 7 Şubat sabahı 04.00 gibi Kahramanmaraş’a vardı. Şehirde elektrik kesildiği için her yer karanlıktı, gözlerinin gördüğü her bina yıkılmış durumdaydı. Hava soğuk ve yağmurluydu. İnsanlar enkazların etrafında ateş yakarak ısınmaya çalışıyorlardı. Afetin büyüklüğü tam anlamıyla kendini hissettirmişti. Üzerlerindeki üniformayı gören herkes onları, yakınlarını ve sevdiklerini kurtarması için bir yerlere sürükleyip yardım istiyordu.
222 SAAT SONRA MUCİZE: 'KEPÇEYİ DURDURUP SESİ DİNLEDİM'
Deprem bölgesinde 11 gün görev aldılar. 8’er katlı ve 4’er dairelik Özdemir ve Gül apartmanlarında eş zamanlı kurtarma çalışması yaptılar. 4'üncü güne kadar sağ olarak kurtardıkları vatandaşlar oldu ancak sonraki günlerde sadece hayatını kaybeden kişilerin naaşlarını yakınlarına teslim edebildiler. Artık enkaza gittiklerinde canlı kurtarma umutları azalmıştı. Bu da ekibin moral motivasyonunu azaltıyordu. 15 şubat sabahı 4 arkadaşıyla enkazda kepçeyle blokları kaldırma çalışması yaparken bir ses alan Hasan Kılıç, “Hemen kepçenin çalışmasını durdurdum. Sesi aldığım bölümden enkazın içine girdiğimde Melike’nin sesini daha net aldım ve iletişim kurduk. Sevinçle arkadaşlarımızla birbirimize sarılarak kucaklaştık. Hızlıca sağlık ekiplerine haber verdik. Bütün ekibimiz enkaz alanına koştu. Melike’nin üzerinde büyük bir beton bloğu vardı ve sol ayağı bir kanepenin altına sıkışmıştı. Sadece nefes alabileceği kadar bir boşluk vardı” deyip şöyle devam etti:
“Yüzünün üzerinde yatar halde 222 saat enkaz altında bizim onu kurtarmamızı beklemişti. Eldivenimi çıkarıp ayaklarına ve parmaklarına dokundum ve o da elimin sıcaklığını hissettiğini belirtti. 10 güne yakın bir süre enkazda hareketsiz kalmasına rağmen durumu ve enerjisi iyi gözüküyordu. Başta İNDAK ekibimiz, UMKE ekibi, askerler, vatandaşlarımız, haber kanalları, enkaz alanını doldurmuştu. Canlı haberi alındığı için büyük bir sevinç vardı. Ambulansa kadar koridor oluşturarak kendisini taşıdık ve hastaneye kaldırıldı. Kurtarma işi bir ekip işidir. Melike İmamoğlu’nun kurtarılışı tüm İNDAK ekibinin ve bizimle birlikte çalışan herkesin başarısıdır. Buradaki en büyük rol ise Melike'nindir. Ekip olarak biz kendisini 'Mucize' olarak adlandırdık."
‘DARBEYİ EMEN BU EŞYALARIN HAYAT KURTARDIĞINI GÖRDÜK’
"Deprem anında sağlam ve dayanıklı eşyaların yanında kalabilmek ve olabildiğince hedef küçülterek durmak binalar yıkıldığında bize söz konusu yaşam boşluğu oluşturmak için faydalı olacaktır" diyen Alemdar Hasan Kılıç, “Özellikle çekyat, koltuk ve yatakların yaylı olması nedeniyle yukarıdan gelen darbeyi emdiğini bu eşyaların yanında çök-kapan-tutun yapanların hayatta kaldığını gördük. Kahramanmaraş’taki gözlemlerimizde de buna çokça şahit olduk. Deprem sonrasında kazazedenin yerini saptayabilmek için bir şekilde kendisinden ses veya görüntü almak şart. Bu nedenle kolayca ulaşılabilmek için bir düdük veya fenerle işaret verebilmek kurtarıcı tarafından algılanabilmek için etkili olacaktır” şeklinde konuştu.
İNDAK ekibi, 6 Şubat Depremleri'nde 7 binada görev aldı ve 12 kişiyi canlı olarak kurtardı. Kurtarıldıktan sonra uzuv kaybı ve organ yetmezliğinden maalesef vefat edenler oldu ve ekip 98 vatandaşımızın da cansız bedenine ulaşarak, naaşlarını yakınlarına ve yetkililere teslim etti. Ekip başta Melike olmak üzere sağ olarak kurtardıkları Turan, Dönegül, Kifayet teyze, Metin Amca ve oğlu Yasin ile hâlâ görüşüyor.
‘EVDE MİSAFİR VARKEN UYUNMAZ DİYE UYANIK TUTMAYA ÇALIŞTIK’
"Kurtarılan kişiler bizle iletişim halinde, sürekli sosyal medyadan olsun telefonla olsun görüşülüyor" diyen Alemdar Hasan Kılıç, “Mesela yakınlarda Yasin ziyaret edildi, daha yeni Ankara’da protez bacağı takıldı. Enkazın altındayken 'Üzerime yağmur yağıyo' diyordu, arkadaşlarımız uyumasın diye onu konuşturuyordu. 'Bak biz size misafir geldik, evde misafir varken uyunmaz' diyorlardı. Melike kurtarıldığında da çok kendinde değildi ama kızı Sıla'yı sordu. Hatta iyileştikten sonra ilk olarak merak ettiği şey 'Beni kurtardığınızda size ne sordum, ne söyledim?' oldu. Sadece canlı kurtardıklarımız değil, cenazelerini teslim ettiğimiz yakınlarla bile hâlâ görüşmekteyiz. 11 gün boyunca duygusal bir bağ oluştu, bizleri aileleri gibi gördüler. Biz de onları öyle bildik” ifadelerine yer verdi.