10.08.2017 - 13:25 | Son Güncellenme:
ANKARA (AA)
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada suç tarihinde Jandarma İstihbarat Okul Komutanı olan ve darbecilerin "Yurtta Sulh Konseyi" üyeleri içinde bulunan eski kurmay albay Murat Koçyiğit, darbe teşebbüsünün yaşandığı gün Akıncı Üssü'ne arkadaşı eski albay Ahmet Özçetin'e sürpriz ziyaret yapmak umuduyla gittiğini öne sürdü.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumları kampüsündeki salonda görülen duruşmada savunmasına başlayan Koçyiğit, hakkındaki suçlamaların hiçbirisini kabul etmeyerek, terör örgütlerine ya da Milli Güvenlik Kurulu tarafınca devletin milli güvenliğine aykırı olduğu değerlendirilen hiçbir yapı, örgüt, kuruluş ile bağlantısı bulunmasının mümkün olmadığını savundu.
FETÖ'nün Hava Kuvvetleri Komutanlığı imamı olduğu belirtilen ve davanın firari sanığı Adil Öksüz'ün de katılımıyla Ankara'da bir villada 6, 7, 8 ve 9 Temmuz 2016 tarihlerinde gerçekleştirildiği iddia edilen darbeye hazırlık toplantılarına katılmadığını öne sürerek, bu tarihlerde bulunduğu yerleri tek tek anlatan Koçyiğit, 6 Temmuz günü, 5 Temmuz 2016 tarihinde Giresun'daki helikopter kazasında hayatını kaybedenlerin cenaze işlemleriyle ilgilenmek için sabah erken saatlerde GATA'ya gittiğini, gizli tanık "Şapka"nın "Adil Öksüz namaz kıldırdı" dediği saatlerde de Kocatepe Camisi'nde şehitlerin cenaze namazını kıldığını anlattı.
Gizli tanık Şapka'nın kendisi hakkında alenen iftirada bulunduğunu, gizli tanıktan şikayetçi olduğunu belirten Koçyiğit, gizli tanıklar Şapka ve Kuzgun'un, farklı iddianamelerde yer alan kendisiyle ilgili ifadelerini okudu. Koçyiğit, "Gizli tanıklar Kuzgun ve Şapka, darbe toplantılarına bizzat katılmışlardır, darbeyi yönetmişlerdir, darbecilerle görüşmüşlerdir. İddianamede Şapka'nın ismi yazılması gerekirken benim ismim yazılmış. Yurtta Sulh Konseyi üyesi olarak yargılanması gereken kişiler bunlardır ama ben yargılanıyorum. Her ikisi de konsey üyesi olarak toplantıya katıldıklarını ikrar etmişlerdir. Yargılanmamaları hususunu kamuoyu ve mahkemenin vicdanına sunuyorum. Ben hiçbir zaman Şapka ve Kuzgun'un katıldığı toplantılara katılmadım, Adil Öksüz ile hiç konuşmadım." dedi.
Sanık Koçyiğit, 7, 8 ve 9 Temmuz 2016 tarihlerinde bulunduğu yeri ve yaptığı işleri de anlatarak, o günlere ait yaptığı harcamalara ilişkin kredi kartı dökümünü mahkemeye sundu.
Silahlı terör örgütü FETÖ/PDY üyeliği suçlamasını da reddeden Koçyiğit, 18 Temmuz 2016 tarihinde Cumhuriyet savcısına verdiği ifadesinde bazı bölümlerin tutanağa geçmediğini savunarak, şöyle devam etti:
"Bizzat FETÖ mağduruyum, FETÖ'nün hedef listesinde olan bir asker olarak tutuklu olmaktan da hicap duyuyorum. Ben, 17 Ağustos 2015 tarihinde Jandarma İstihbarat Okulu'nda göreve başladım. Okulda okutulan ders kitabı ve ders notlarındaki terör örgütü listelerinde FETÖ/PDY'nin olmadığını tespit ettim. Derhal ilgili personele bu örgütle ilgili Milli Güvenlik Kurulunca verilen kararları temin etmelerini ve bu örgütün terör listesine dahil edilmesi emrini verdim. Hazırlıklar tamamlandı, prosedürler yerine getirildi, Jandarma Okullar Komutanına onaylatıldı ve Jandarma'nın ders kitaplarındaki terör listesine FETÖ/PDY eklendi. O zamana kadar Jandarma İstihbarat ve Okullar Komutanlığının ders kitaplarında FETÖ, terör listesinde değildi. Bu sayede FETÖ, jandarma okullarında ilk kez terör örgütleri listesine dahil edildi. Örgütün hedef listesine alındım, çünkü Balyoz, Ergenekon süreçlerinde görevden alınan, tutuklanan arkadaşları cezaevlerinde ziyaret ettim, maddi ve manevi desteklerim kendilerince bilinmektedir. Bundan da hiç pişmanlık duymadım."
Sanık Koçyiğit, iddianamede kendisine ait olduğu belirtilen ByLock tespit edilen e-mail numarasının, kullandığı 3 telefona da ait olmadığını öne sürerek, ByLock kullandığı iddiasını da kabul etmedi. Koçyiğit, darbe teşebbüsünün yaşandığı 15 Temmuz'da da örgüt mensuplarınca kullanıldığı iddia edilen "patates" hatlı telefonlardan kullanmadığını savundu.
"AKINCI ÜSSÜ'NDEKİ AHMET ALBAYA SÜRPRİZ ZİYARET YAPMAK UMUDUNDAYDIM"
Koçyiğit, Akıncı Üssü'nde bulunmasını "hayatının en büyük hatası" olduğunu belirterek, Akıncı Üssü'ne daha önce farklı görevlerde birlikte çalıştığı eski albay Ahmet Özçetin'e nezaket ziyaretinde bulunmak için gittiğini öne sürdü.
"Anneme dahi ziyarete giderken özel hazırlık yapılmaması için haber vermem. Bu nedenle Akıncı'daki Ahmet albayı arayıp randevu almadım, sürpriz ziyaret yapmak umudundaydım." diyen sanık Koçyiğit, Jandarma İstihbarat Okulundan askeri araçla Şaşmaz'a kadar geldiğini, orada bir lokantada yemek yedikten sonra garsondan taksi çağırmasını istediğini, garsonun cep telefonuyla taksi çağırdığını, gelen taksiyle de tek başına Akıncı Üssü'ne gittiğini anlattı.
Nizamiyedeki görevli tarafından Özçetin'in bulunduğu 143. Filo'ya kadar götürüldüğünü, filo girişinde kalabalık asker grubunun dikkatini çektiğini, birileriyle görüşen Özçetin ile uzaktan selamlaşarak onun işinin bitmesini beklediğini belirten sanık Koçyiğit, etraftaki tam teçhizatlı askerleri gördükten ve ortamdaki yoğunluktan bazı şeylerin normal olmadığını düşünmeye başladığını, bazı askerlerden "terör saldırısı ihbarı var, Genelkurmay'a gidiyoruz" şeklinde ifadeler duyduktan sonra amiri Jandarma Okular Komutanı'nı aradığını, Akıncı Üssü'nde olduğunu ve öğrendiklerini aktardığını kaydetti.
Komutanının "Sen ne arıyorsun orada?" dediğini, onun da bir arkadaşına ziyaret için geldiğini söyledikten sonra komutanından kışlaya dönme emrini aldığını, hem etrafta neler olup bittiğini anlamak hem de Özçetin'i beklemek için dolaşırken saat 22.00 sıralarında sıkıyönetim ilan edildiğini ve nizamiyeden giriş-çıkışların yasaklandığını öğrendiğini anlatan Koçyiğit, bunun üzerine Akıncı Üssü'nden çıkamadığını, ilerleyen saatlerde TRT'de okunan bildiriyi, gece saat 02.00 sıralarında da vatandaşların nizamiyede toplandığını duyduğunu söyledi.
Sanık Koçyiğit, saat 04.30 civarında Akıncı Üssü'nün elektriklerinin kesildiğini, sadece nereden kalktığını ve nereye gittiğini bilmediği uçakların seslerini duyduğunu ifade ederek, sabaha kadar hiçbir eylem ve faaliyette bulunmadan beklediğini, hava aydınlandıktan sonra 4. Üs Komutanlığında toplanarak askeri savcıyı beklediklerini, bu sırada daha önceden tanıdığı Genelkurmay Başkanının eski özel kalem müdürü Osman Kılıç'ı gördüğünü, kendi cep telefonunun şarjının bittiği için onun telefonundan eşini arayarak durumunu, merak etmemesi gerektiğini söylediğini anlattı. Koçyiğit, 15 Temmuz Cuma günü saat 20.00'den, 16 Temmuz günü gece saat 23.00'e kadar da Akıncı Üssü'nde bulunduğunu beyan etti.
Jandarma Genel Komutanlığındaki darbe eylemlerini organize eden ve yöneten ekibin içinde yer almadığını savunan Koçyiğit, "Ben Akıncı Üssü'ne arkadaşım Albay Ahmet Özçetin'e nezaket ziyaretinde bulunmak için gittim. Yanlış bir günde, yanlış bir zamanda yapılmış bir ziyaretten dolayı buradayım. Darbe teşebbüsü olacağını bilsem, asla ve asla gitmezdim." dedi.