GündemCumhuriyet mitingleri sözde toplumsal refleks

Cumhuriyet mitingleri sözde toplumsal refleks

06.08.2009 - 01:34 | Son Güncellenme:

Üçüncü iddianamede, eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur başkanlığında faaliyet gösteren Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun örgütlenme faaliyetleri yürüttüğü belirtiliyor, cumhuriyet mitinglerinin, örgütün “sözde toplumsal refleksi” harekete geçirme aracı olduğu ifade ediliyor

Cumhuriyet mitingleri sözde toplumsal refleks

İddianamede, Ergenekon terör örgütünün hücre tipi bir yapılanmaya haiz gizli bir örgüt olduğu, devlet içerisindeki değişik kurumlara sızdığı, gerçekleştirdiği ve teşebbüs ettiği eylemlerin bir taraftan örgütün büyüklüğünü gösterdiği, diğer taraftan tüm yapılarının ve mensuplarının aynı anda deşifre edilmesini zorlaştırdığı kaydedildi. Cumhuriyet mitinglerinin, “sözde toplumsal refleksi” harekete geçirme aracı olduğu öne sürüldü.

AB ve insan hakları karşıtı
İddianamede, örgütün amaçları şöyle sıralandı:
“Sürekli iç çatışma, kaos, komşu ülkelerle düşman, dünyaya kapalı, AB ve insan haklarına karşı, iç etnik çatışmalar ve naylon terör örgütleri ile uğraşan ve ekonomik yönden zayıf bir devlet imajı oluşturulmaya çalışılarak, devlet otoritesini içte ve dışta zaafiyete uğratmak. Ülkeyi yönetilemez hale getirmek, böylece terör örgütünün daha rahat yönetip yönlendireceği siyasal iktidarlar oluşturmak, gizli amaç ve prensiplerinin dışına çıkan tüm siyasal iktidarları değişik yöntemlerle kontrol altına almak. Bu başarılamadığı takdirde, yasama ve yürütme organlarını devirip, kendi ideolojik amaçları doğrultusunda devlet yönetimini ele geçirmek.”
Bu doğrultuda örgütün, naylon terör örgütleri oluşturmak, mafyayı ve uluslararası uyuşturucu ticaretini kontrol altına almak, medyayı kontrol etmek, sivil toplum kuruluşlarını kontrol altına almak, partileri kontrol ederek siyaset dünyasına yön vermek, gerektiğinde siyasilere suikast düzenlemek yöntemlerini benimsediği kaydedildi.
1999’dan bu yana yeniden yapılanmaya geçen örgütün, devletin, sivil unsurların (lobi), mafyanın, medyanın yeniden yapılanması yönünde karar aldığı, prensiplerini yazılı hale getirdiği kaydedilen iddianamede, hiyerarşik yapının buna göre katı kurallarla oluşturulduğu kaydedildi.

Cumhuriyet mitingleri
“Yasama ve yürütme organını devirmeye teşebbüs eylemlerinde tüm bu örgütlenmeleri aynı anda devreye sokarak sözde toplumsal refleksi harekete geçirme adına tertipledikleri mitingler vasıtasıyla kendi kurallarının uygulanacağı bir sistemin kurulması için aktif olarak çalıştıkları anlaşılmıştır” denilen iddianamede, Cumhuriyet mitinglerinin, örgütün “sözde toplumsal refleksi” harekete geçirme aracı olduğu ifade edildi.
Örgütün TSK içerisindeki faaliyetlerini “Karargâh Evleri” ismi altındaki gizli hücre yapılanmasıyla yürüttüğü öne sürüldü.

Profesörlere darbe suçlaması
Örgütün bünyesine aldığı üyelerin devletteki tayin ve terfi işleriyle ilgilendiğinin anlatıldığı iddianamede, davaları lehlerine sonuçlandırarak, örgüt üyelerinin örgüte bağlılık ve sadakatlerinin arttırılmasını sağlamayı amaçladığı kaydedildi.
Prof. Erol Manisalı, rektörler Mustafa Abbas Yurtkuran, Fatih Hilmioğlu, Ferit Bernay ile emekli Tümgeneral Erdal Şenel’in 2003-2004 yıllarında Cumhuriyet Çalışma Grubu (CÇG) tarafından planlanan darbe çalışmalarına iştirak ettikleri kaydedilen iddianamede, Prof. Kemal Gürüz’ün de üst düzey örgüt yöneticilerinin talimatıyla kullanılabilecek isimlerin üniversite yönetimlerine seçilmelerini sağlamak amacıyla çalıştığı, seçimlere haksız müdahalelerde bulunduğu, bazı basın mensuplarına muhalif adaylarla ilgili haber yaptırdığı öne sürüldü.
Prof. Dr. Mehmet Haberal ve Prof. Dr. Yalçın Küçük’ün örgütün yöneticisi konumunda oldukları vurgulanan iddianamede, örgütsel konularda Küçük’ün stratejilerinin uygulandığı, bu şekilde üniversitelerde kadrolaşma faaliyetlerinin sürdürüldüğü, Haberal’ın bu doğrultuda İnönü Üniversitesi eski Rektörü Hilmioğlu’na talimatlar verdiği kaydedildi.

Haberin Devamı

Sorumlu Eruygur
İddianamede, örgütün darbe çalışmaları çerçevesinde eski Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur başkanlığında faaliyet gösteren Cumhuriyet Çalışma Grubu’nun (CÇG) medya, mafya, üniversite, sendika, sivil toplum kuruluşları, üniversite gençlik yapılanması konularında aktif olarak örgütlenme faaliyetleri sürdürdüğü vurgulandı.

‘Aynı örgüt evini paylaştılar’
Gazeteci İlhan Selçuk, Yalçın Küçük ve Haberal’ın kendi tabirlerine göre, geçmişte aynı örgüt evini paylaştıklarının, Küçük’ün notlarından anlaşıldığının kaydedildiği iddianamede, Haberal ile Mustafa Özbek ve Prof. Manisalı’nın örgütün medya finans yapılanmasında yer aldıkları, kendi yayın organları dışında, örgütün merkez üssü olarak seçtiği yayın organlarına doğrudan ve dolaylı olarak yardım ettikleri ifade edildi. İddianamede, firari şüpheli Bedrettin Dalan’a ait Poyrazköy’de bulunan İstek Vakfı arazisinde ele geçirilen silah ve mühimmatla ilgili soruşturmanın sürdüğü belirtildi.?Dalan’ın isminin bir sonraki iddianamede yer alacağı tahmin ediliyor.

Haberin Devamı

‘Asena görev var, Ermeni öldürülmeli’
İbrahim Şahin’in liderliğinde eylem ve suikast amaçlı hücre yapılanmaları oluşturulduğu anlatılan iddianamede, emniyet görevlileri ve asker kişilerin bu yapılanmalar için seçildiği, emniyet yapılanmasının özellikle Özel Harekât Dairesi’nde çalışmış kişilerden kurulduğu kaydedildi. Şahin’in, Fatma Cengiz adlı kişiyle birlikte Ermeni kökenli kişiler hakkında bilgi temin etmeye çalıştıklarının kaydedildiği iddianamede, Şahin’in bazı mesajlarında kendisini “Ben Ermenilere karşı kurulan örgütün ilk başkanıyım” diye tarif ettiği, bazı mesajlarında “Asena görev var, Ermeni öldürülmeli” ifadelerini kullandığı kaydedildi.

Kent Otel’deki toplantılar da var
Avukat Hüseyin Buzoğlu’nun, Tuncer Kılınç ve Kemal Yavuz’dan temin ettiği devletin iç ve dış güvenliğiyle ilgili belgeleri örgütün özel istihbarat arşivi için sakladığı, emekli albay, avukat Levent Göktaş’ın ise örgütün talimatıyla bazı üst düzey kamu görevlileri ve yargı mensuplarının özel yaşamlarıyla ilgili görüntülerini kayda aldığı, yine bu kişileri dini inanışları ve siyasal görüşlerine göre fişlediği savunuldu.
İddianamede, ismi HSYK üyesi Ali Suat Ertosun’la çekilmiş fotoğraflarla gündeme gelen Engin Aydın’ın, gazeteci İlhan Selçuk’un talimatıyla örgütün kamuda etkinliğini sağlamak için büyük ve küçük grupların katılımıyla Kent ve Patalya otellerinde toplantılar düzenlediği belirtildi.