19.12.2022 - 15:23 | Son Güncellenme:
Gökçe KARAKÖSE - Mertcan ÖZTÜRK/ İSTANBUL (DHA)-
AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanlığı'nın, 81 ilde gerçekleştirdiği 'Kadın Emeği Türkiye'nin İstikbali' programlarının finali bugün İstanbul Bahçelievler'deki bir otelde 'Kadın Emeği Zirvesi' ile yapıldı. Zirveye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanı sıra zirveye eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık, Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir de katıldı.
Ayşe Keşir'in konuşmasının ardından yine Keşir'in moderatörlüğünde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da eşlik etmesiyle 6 kadın konuşmacı sahnede hikayelerini paylaştı.
'KADIN GİRİŞİMCİLERİMİZE 2 MİLYAR LİRALIK KEFALET PAKETİ TAHSİS ETTİK'
Zirvede açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Toplantılarda öyle hikayeler ortaya çıktı ki insanımızın özellikle de kadınlarımızın azmine gayretine kararlılığına hayran olmamak elde değil. Kadınlarımızın ülkemizin demokrasi ve kalkınma atılımlarının hepsinde olduğu gibi son 20 yılda hayata geçirdiğimiz reformların tamamında emeği ve katkısı vardır. Türkiye Yüzyılı'nı da sizlerle birlikte kuracağız. 5 temel ilkemiz var. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüme. İşte bunların eserleri. Bunun için kadınlarımıza daha fazla destek vermekte kararlıyız. Girişimcilik destekleri ve kırsal kalkınma hibeleri gibi programların önemli bir bölümünü kadınlarımızın kullandığını görmekten memnuniyet duyuyoruz. Kadınlarımızın başta olmak üzere reel sektörümüze müjde vermek istiyorum. Hazine Destekli Kefalet sistemiyle, firmalarımıza tahsis edilen kredilerin 200 milyar liralık kaynakla daha etkin kullanımını sağlayacak yeni bir adım attık. Özellikle fatura iptallerinden kaynaklanan sorunları çözecek yöntemleri de devreye alarak sistemin etkinliğini artırıyoruz. Yeterli teminata sahip olmayan ama kredibilitesi yüksek firmalarımıza en az yüzde 75 oranında hazine destekli kefalet sağlıyoruz. Kadın girişimcilerimize ve kadın kooperatiflerimize de 2 milyar liralık kefalet paketi tahsis ettik. İşletmeden projeye, enerjiden teknolojiye, dijital dönüşümden konuta kadar geniş yelpazeye yayılan yeni destek paketimizin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Hazine ve Maliye Bakanlığımızın öncülüğünde uyguladığımız Türkiye Ekonomi Modeli'ni açılımlarla güçlendirmeyi sürdürüyoruz. Kadınlarımıza her alanda pozitif ayrımcılık yaparak onların enerjilerini ve emeklerini hayalleriyle buluşturmaya da özel önem veriyoruz" ifadelerini kullandı.
'SORUN MUHALEFETE, KADIN MİLLETVEKİLİ SAYINIZ KAÇ?'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnsanoğlunun yarısını oluşturan kadınları dışlayan, yok sayan bir toplum potansiyelinin ve gücünün yarısından vazgeçmiş demektir. Türkiye olarak bizim böyle lüksümüz de, böyle bir kısır düşüncemiz de olamaz. Bizim erkeğiyle, kadınıyla, genciyle, yaşlısıyla, engellisiyle her bir vatandaşımızın enerjisine, üretkenliğine, katkısına birikimine ihtiyacımız var. Bu inançla AK Parti'yi kurarken, toplumun istisnasız tüm kesimlerine ulaşacak bir teşkilatlanma yapısı oluşturduk. Bugün Türkiye'nin siyasi hareketleri içerisinde kadın kollarının bizim gibi güçlü olan bir parti yok. Gerek ana kademesiyle, gerek kadın kollarıyla gerek gençlik kollarıyla en güçlü parti biziz. Nasıl oldu bu? Yüzde 17.4'e AK Parti iktidarlarıyla geldik. Konuşuyorlar. Sorun şimdi muhalefete, sizin kadın milletvekili sayınız kaç? Kadın üyeniz ne kadar? Göreceksiniz ki hepsi patır patır dökülüyor. Böyle bir dertleri de yok zaten. Bizim derdimiz var. Çünkü biliyoruz ki kadının yer almadığı bir siyasi hareket yok olmaya mahkumdur. 2022'deki siyasi faaliyetlerimizin neredeyse yarısı kadın ve gençlik kollarımızın programlarıdır. Sözde modernlik, ilericilik, çağdaşlık iddiasıyla, kadınlarımızı inançlarından, kıyafetlerinden, esasen de doğrudan doğruya cinsiyetlerinden dolayı dışlayan bir zihniyetin biz bu ülkede nobranlıklarına şahit olduk" ifadelerini kullandı.
'MECLİSTEKİ KOMİSYON VE GENEL KURUL SÜREÇLERİNİ BEKLİYORUZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin artık hatırlamak istemediği karanlık günlerini AK Parti'nin demokrasi reformları sayesinde hamdolsun geride bıraktık. Geçtiğimiz aylarda bir gece yarısı videosuyla yeniden gündeme getirilen başörtüsüyle ilgili yasal düzenleme teklifi hepimize yeniden o günleri hatırlattı. Üstelik bu tartışma vesilesiyle gördük ki birileri hala o karanlık dönemin özlemiyle yanıp tutuşuyor. Biz de madem öyle dedik, temel hak ve özgürlüklerin bu tür düzenlemelere konu edilemeyeceği inancımıza rağmen meseleyi yüreğiniz sıkıyorsa gelin anayasal düzeyde kalıcı olarak çözecek bir teklifte bulunduk. Anayasa değişikliği genel kurulda 3'te 2 çoğunluk gerektirdiği için teklifimizi önce grubu bulunan partilere götürdük. Onlardan geri dönüş alamadığımız teklifimizi Cumhur İttifakı milletvekillerinin imzalarıyla meclise sunduk. Şimdi meclisteki komisyon ve genel kurul süreçlerini bekliyoruz. Kimlerin kadın haklarının istismarcısı olduğu, kimlerin de kadınların haklarına samimiyetle sahip çıktığı bu süreçte bir kez daha belli olacaktır" dedi.
'BİZ HİÇBİR ZAMAN KIZ EVLADIMIZIN REŞİT HALE GELMEDEN EVLENDİRİLMESİNİ TASVİP ETMEDİK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu süreçte, yeni bir istismar konusu ortaya atılmış, uzunca bir süredir idari ve hukuki takibi yapılan bir husus bir anda ülkenin gündeminde öne çıkarılmıştır. Biz hiçbir zaman kız evladımızın fiziki ve ruhi olgunluğa erişmeden, hukuki olarak reşit hale gelmeden evlendirilmesini tasvip etmedik, etmiyoruz. Kendi aile hayatımızda da bunun bir örneği yok. Böyle davrandık. Hele hele çocuk yaşta cinsel istismar ne İslami ne insani olarak asla kabul edilebilecek bir davranış değildir. Gündeme gelen hadise konusunda da en başından itibaren tüm kurumlarımız gerekli takipleri yapmış, gerek süreçleri hassasiyetle işletmiştir. Ülkemizde küçük yaşta evlilikle ilgili sıkıntılar maalesef eskiden beri yaşanıyor. Son dönemde her alanda olduğu gibi bu hususta da çok istisnai örnekler dışında sorun önemli ölçüde çözülmüştür. Sosyal medya başta olmak üzere internet mecralarının televizyonlardaki kimi programların etkisiyle çocuk yaştaki evlatlarımızın görünüşlerinden diğer insanlarla ilişkilerine kadar her alanda ciddi savrulmalar yaşadıklarına şahit oluyoruz. Üstelik bu sancılı durum sadece İstanbul gibi büyükşehirlerimizde sınırlı kalmayıp ülkemizin her köşesine yayılıyor. Çocuk gelin, sorununu çözen Türkiye, çocukların daha büyük felaketlerin kucağına itildiği bir başka tehditle karşı karşıyadır" diye konuştu.
'SİCİL DOSYALARINIZ ELİMİZDE'
Muhalefete de seslenen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buradan muhalefetin geneline sesleniyorum. Kandil'in hesabını bugüne kadar sordunuz mu? Diyarbakır anneleri acaba hangi partinin kapısında gözü yaşlı olarak bunca süredir ağlıyor ve gözü yaşlı olarak birine lanetler okuyorlar. Kandil'de 10,11,12,13,14,15 yaşındaki o kız çocuklarımızı kaçıranlar kimler? Sizin dirsek dirseğe yürüdüğünüz, seçimlere beraber girmeyi düşündüğünüz partinin mensupları değil mi? PKK'nın parlamentodaki uzantıları değil mi? Bay Kemal, senin bunlara bugüne kadar söyleyecek bir sözün oldu mu? Bir kere, vicdansızlık yapma da git de Diyarbakır annelerine geçmiş olsun de. Diyemez, dediği anda seçim ortağını kaybeder. Bunu biliyor. Meclis kürsüsünden devamlı bir malum partiden milletvekili biz olmasaydık siz şu an parlamentoda olmayacaktınız diye onlara meydan okuyor. Çünkü Kandil'den sinyali alıyor. Kandil'dekiler ne diyor? Sayın Kılıçdaroğlu'na methiyeler düzüyor. Onların methiyesiyle yürüyorlar. Ankara'dan İstanbul'a onlarla beraber yürüdün. Önce sen oradaki bütün hasarı bir gider. Ondan sonra konuş. Münferit bir hadise üzerinden milletimizin inancına ve değerlerine saldıranlar, meclis kürsüsünden gönüllü kuruluşlarımızı alenen tehdit edenler, vakıf ve derneklerimize alçakça iftira atanlar, esasen çıkardıkları gürültüyle gerideki vahim tabloyu gizlemeye çalışmaktadır. Bu kesimlerin terör örgütlerinin istismar ettiği çocuklarla ilgili tek kelime ettiklerini ben duymadım. Taciz ve tecavüz iddialarının ayyuka çıktığı, parti teşkilatlarının Türkiye'nin değişik yerlerindeki illerinde yönetimlerinde olan, bunların hesabını verdiniz mi ya? Bakıyorsunuz ilçe başkanı taciz yapmış. Bunları aile bakanım hepsini belgeleriyle anlattı. Hepsi sizin sicil dosyanızda var. Bunları iyi biliyoruz, yakından da takip ediyoruz. Sicil dosyalarınız elimizde. Seçime kadar da bunları meydanlarda anlatacağız" ifadelerini kullandı.
'LGBT DENİLEN OLAY BİZİM KİTABIMIZDA YOK'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunca rezalete sırtını dönenlerin hep birlikte kınadığımız bir hadise üzerinden yürüttükleri kirli kampanyanın gerisindeki gayenin farkındayız. Ne kız çocuklarımızın istismarına izin vereceğiz ne de kin ve nefret kokan hezeyanlarla milletimizin rencide edilmesine göz yumacağız. Ülkemizde kadınların, gençlerin, çocukların sorunlarıyla ilgilenenlerin asıl üzerinde durmaları ve çözüm aramaları gereken mesele, evlatlarımızı topyekün tehdit eden sapkın akımlardır. LGBT denilen olay, bizim kitabımızda yok. CHP'nin kitabında var mı? Var. Yavru muhalefetin kitabında var mı? Var. Onlarla beraber yürüyorlar mı, yürüyorlar. Bizim böyle bir şeye ihtiyacımız yok. İnşallah önümüzdeki dönem bakanlıklarımızla, tüm ilgili kurumlarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla bu büyük tehlikeye, tehlikelere karşı mücadele edeceğiz" diye konuştu.
'DİYARBAKIR ANNELERİNİN GÖZLERİ NASIL YAŞLIYSA, BİZİM DE AİLELERİMİZİN GÖZLERİ YAŞLIYDI'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Birilerinin gündemi farklı da olsa altını kalın hatlarla çiziyorum. Aile kurumunun temel direği olan kadınların üretim yanında, siyasetteki varlık ve etkinliklerinin arttığı bir gerçektir. Güçlü aile olmadan, güçlü bir millet olmaz. Kadın olmadan siyasetin, üretimin, büyümenin olamayacağı anlayışımızın en somut örneklerinden biri de meclisteki temsil düzeyidir. Mecliste ilk defa 1935'te milletvekili olarak görev almaya başlayan kadınlarımızın temsil düzeyi genellikle çok düşük oranda seyretmiş hatta yüzde 1'ler seviyesine kadar inmiştir. 1999 seçimlerinde milletin oyuyla meclise gelen bir kadın milletvekilimize bu ana muhalefetin geçmişteki temsilcisi durumunda olanlar ne demişti? Bu kadına haddini bildirin demişti. Ne demek bu ya? Bir kadına parlamentoya milletin oylarıyla seçilerek gelen bir başörtülü kadına, haddini bildirin demek ne demek? CHP, siz onların devamısınız. Hiçbir farkınız yok. Sıkıyorsa, şimdi de had bildirin. Buralara kolay gelmedik. Dolayısıyla benim bütün hanım kardeşlerimin çok çektiği cefalar var. Diyarbakır annelerinin gözleri nasıl yaşlıysa, bizim de ailelerimizin gözleri çok yaşlıydı. Okullarından maalesef kovulan bu ana muhalefetin şu anda başındaki zatın genel başkan yardımcısı olan bir kadın, ikna odalarında o bizim kızlarımızın başlarındaki örtüleri çıkartarak onları odaya alıp, orada onlara manevi işkenceleri yapıyorlardı. Hala utanmadan, sıkılmadan konuşuyorlar. Sanki farklı bir ülkede yaşıyormuş gibi kızımı İstanbul'daki okuldan alıp Türkiye'nin farklı bir iline adeta kaçırmak zorunda kaldım. O okulun müdürü de benim sınıf arkadaşım olduğu için bana gönder, oraya gönderdim arkadaşıyla beraber. Bu çileleri biz yaşadık. Bay Kemal sen bunları yaşamadın zaten senin böyle bir derdin de yok" ifadelerini kullandı.
'DAYANIŞMAMIZ, BİRLİKTELİĞİMİZ 6'LI MASANIN BİRLİKTELİĞİNE BENZEMEZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Biz öyle bir mücadele verdik ki 2002'den itibaren meclisteki kadın temsil oranı düzenli olarak yükselerek bugün yüzde 17.4 seviyesine kadar yükseldi. Kadınlarımızın temsil düzeyindeki olumlu gelişmeleri, öğretmenlerden akademisyenlere, iş hayatından spora kadar her alanda görmek mümkündür. Önümüzdeki seçimlerde kadınlarımızın hem AK Parti'nin kendilerine sağladığı kazanımlara, hem de Türkiye Yüzyılı'na sahip çıkacaklarına inanıyorum. Diğer alanlardaki sorunları çözülen önlerindeki engeller kalkan kadınlarımızdan artık daha büyük adımlar bekliyoruz. Kadını ismiyle ve varlığıyla istismar etmek dışında bir müktesepleri olmayanlara aileden iş hayatına kadar her alanda beraberce sergileyeceğimiz birlik, beraberlik, kardeşlik ve dayanışma ile en güzel cevabı vereceğimize inanıyorum. Türkiye Yüzyılı'nı birlikte kalkınmanın, üretimin, huzurun, şefkatin, merhametin, insanı insan yapan tüm değerlerin yüzyılı yapacağımıza olan güvenimi tekrar ifade etmek istiyorum. Bu hafta Mardin'deydik. Mardin'de açılışları yaptık. Meydanı gördük, gümbür gümbür 2023'e hazırlanıyorlar. Cumhur İttifakı'nın diğer kanadı dün Mersin'deydi. Orada da yine Cumhur ittifakı gümbür gümbür geliyor. Bu dayanışmamız, bu birlikteliğimiz 6'lı masanın birlikteliğine benzemez. O çöktü çöküyor. Yürümeye mecalleri yok. Yeter ki biz birbirimizi yaratılanı severiz yaradan da ötürü anlayışıyla sevelim. Hayatın her alanındaki emeğiyle ülkemize ve milletimize katkı veren tüm kadınlarımızı sevgiyle saygıyla selamlıyorum" dedi.
Dün akşamla ilgili bir anekdot da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bana rehberlik eden Katarlı bakan kardeşimle giderken, annesine olan hayranlığını, ilgi alakasını anlattı. Ben de kendisine sayın bakan malum siz bunları bilirsiniz. Cennet annelerin ayakları altındadır. Babaların ayakları altında değil. Onun için de ben anacağıma zaman zaman, ayağının altını öpeyim derdim, annem gülerek ayağını çekerdi. Anacığım, cennetin kokusunu almak istiyorum müsaade et derdim, o çekerdi. Biz de anne, biz de kadın bu kadar muhteremdir ey muhalefet, bunu bilin. Onun için inancımıza saldırmayın, haddinizi bilin" ifadelerini kullandı.