14.04.2023 - 17:29 | Son Güncellenme:
DHA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yenişehir ilçesinde bölgenin tarihine ve mimari tarzına uygunluk esasına göre inşa edilen ve aynı anda 25 bin kişinin ibadet edebileceği 43 bin 500 metrekare kapalı alanı olan Selahaddin Eyyubi Cami ve Külliyesi’nin açılışı ile Deprem Konutları Temel Atma töreni için Diyarbakır’a geldi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve HÜDAPAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu ile bakanların eşlik ettiği Erdoğan, otobüsle Kışla Caddesi’ndeki miting alanına geldi.
'BUNLARIN DERDİ KÜRT MÜRT DEĞİL'
Bahçeli’nin konuşmasının ardından kürsüye gelen Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaptığı konuşmada, "Bugün bir kez daha dünyalar güzeli Dicle’nin incisi Diyarbakır’da olmaktan gurur duruyorum. 'Diyarbakır derler bir ulu çınar, eğilir yıldızlar dalına konar, senin toprağına senin topuğuna bir diken batsa benim yüreğimin ortası kanar.' Biz Diyarbakır’ı böyle bir muhabbetle seviyoruz. Bu şehrin her yanında tarihin medeniyetin nabzı atıyor. Dicle’nin ve Fırat’ın coşkusu bereketi asaleti, bu şehrin her karış kendini belli ediyor. Şu anda karşımdaki muhteşem topluluk aynen bunu haykırıyor. Diyarbakır’ın büyük şairi Ahmed Arif ne diyor; ‘Bunlar engerek ve çıyanlardır. Bunlar aşımıza ekmeğimize göz koyanlardır, tanı bunları tanı da büyü.' Evet, Diyarbakır 40 yıldır ekmeğine göz koyanları, birliğini, beraberliğini, kardeşliğini muhafaza etmenin mücadelesini veriyor. Geçmişte bu şehre ve insanlarına yapılan zulümler oldu mu? Elbette oldu. Müze ve kültür merkezi haline getirmekte olduğumuz eski Diyarbakır Cezaevi bunun şahitlerinden değil mi? Ama bunların hesaplaşmasını, onun evlatlarının canına, işine aşına ekmeğine özgürlüğüne, haysiyetine göz dikerek yapmaya kalkanların zulmü daha insafsız daha vicdansız daha ahlaksızdır" dedi.
Buradan altını çizerek ifade etmek isterim ki; milletimizin geleceğinde ne sokaklarında beyaz torosların gezdiği, dağlarında eli kanlı canilerin cirit attığı bir Türkiye fotoğrafına asla ve asla yer yoktur, olmayacaktır.
"Kardeşlerim; Kürt kardeşlerimi, sokağa dökerek 51 yavrumuzu Diyarbakır’da maalesef öldürmediler mi?" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Şimdi bu Selo nerede? Yasin Börü yavrumuzu bunlar şehit etmediler mi? Bu yavrularımızın üzerinden araba ile geçerek şehit etmediler mi? Bunların derdi Kürt mürt değil. Bunlar katil, bunlar terörist. Evlatlarının hasretiyle yanan Diyarbakır annelerine bile tahammül edemeyenlerin bu şehrin vicdanıyla, insanlıkla bile ilgisi yoktur. Esasen bunların derdi hiçbir zaman Diyarbakır olmadı. Bunların söyledikleri o süslü cümlelerin gerisindeki gerçek kimlikleri, parasını verenin Türkiye’ye karşı kullandığı birer kiralık katiller ordusu olduklarıdır. Kollarına kim girerse onun çıkarı için kendi insanına kendi topraklarına silah doğrultana başka ne denir. Eğer öyle olmasaydı, baldıran zehri içme pahasına yürüttüğümüz çözüm sürecinde uzattığımız eli ısırmazlar açtığımız yüreğe hançer saplamaya kalkmazlardı.
Derdi Diyarbakır olanın, Kürt kardeşlerimizin hakkı hukuku olanın yapacağı iş, silahı bırakıp bu ülkenin ayrılmaz bir parçası olarak orak geleceğimizdeki yerini almaktır. Ama öyle yapmadılar. Çünkü bunlarına böyle bir irade sergileyecek selayetleri yok. Bunlara verilen görev emperyalizmin uşaklığını yapmaktır. Bunların siyasi parti kisvesi altında çalışan uzantıları da aynıdır. Sizlerin oyuyla bu ülkeye bu millete, bu milletin tüm değerlerine düşmanlık yapan ideolojik sapkınları meclise gönderenlerin Diyarbakır’a hizmet gibi bir çabası olabilir mi? Kandil’den bay bay Kemal’i destekleyeceklermiş. Oradan talimat veriyorlar. Benim Kürt kardeşlerimi de böyle aldatacaklarını zannediyor. Buna gereken dersi 14 Mayıs’ta vermeye var mıyız? Bunlardan hangisinin kimin ne derdine derman olduğunu, kimin hangi yarasına merhem olduğunu gördünüz değil mi? Diyarbakır annelerinin yavrularını dağa kaçırmadılar mı? O genç yavrularımızı kaçırmadılar mı? Orada bunları taciz etmediler mi? Öyleyse bunlara 14 Mayıs’ta bunlara tarihi bir ders vermeye var mıyız? Hazır mıyız? Allah sizlerden razı olsun" ifadelerini kullandı.
'NE BEYAZ TOROSLARIN GEZDİĞİ NE DE ELİ KANLI CANİLERİN CİRİT ATTIĞI BİR TÜRKİYE FOTOĞRAFINA ASLA YER YOKTUR'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, terör örgütlerinin siyaseti yönettiği bir Türkiye’yi kabul etmeyeceklerini ifade ederek, "Bizim tek derdimiz, bu ülkedir, hiçbir ayrım olmaksızın, bu ülkenin insanlarıdır. Evlatlarımızın geleceğidir. 'Diyar diyar şu alemi dolaşsam, Diyarbakır gibi diyar bulunmaz.' Biz böyle inanıyoruz, böyle görüyoruz. Böyle davranıyoruz. Diyarbakır’ı bir avuç emperyalizmin karanlık hesaplarının mezesi yapmaya kalkanların karşısına da bu inançla çıkıyoruz. Bizim topraklarımızda başaramadıkları, Irak’ta başaramadıkları oyunu, Suriye’de yapmaya çalışanlar bugün varlar, yarın unutmayın olmayacaklar. Ama biz bu coğrafyada, Allah’ın izniyle ilelebet, işte şurada gördüğünüz gibi, kardeşçe yaşamayı sürdüreceğiz. Tüm hesapların, bu gerçeğe göre yapılmasını istiyorum. Kardeşlerim, buradan altını çizerek ifade etmek isterim ki, milletimizin geleceğinde ne sokaklarında beyaz torosların gezdiği ne de dağlarında eli kanlı canilerin cirit attığı bir Türkiye fotoğrafına asla ve asla yer yoktur, olmayacaktır. Nasıl vesayetin namlu ile sivil siyaseti esir aldığı, Türkiye’yi kabul etmediysek, PKK’sından FETÖ’süne, terör örgütlerinin siyaseti yönlendirdiği Türkiye’yi de asla kabul etmeyeceğiz. Temel hakların yok sayıldığı bir Türkiye’ye rıza göstermediğimiz gibi, bölücü örgütün milleti canından bezdirdiği bir Türkiye’ye de razı olmayacağız. Biz 85 milyonun kardeşlik içinde, birlik, dirlik, beraberlik içinde yaşadığı, müreffeh, özgür ve güvenli bir Türkiye istiyoruz. Bunun için çalışıyoruz. 20 yıl önce bu Diyarbakır neydi, bugün hamdolsun bu Diyarbakır ne? Bu Türkiye’de hiç kimse, kökeninden, inancından, dilinden, kültüründen, kılık- kıyafetinden dolayı horlanamaz, ötekileştirilemez. Bu Türkiye’de faili meçhullere, tehdide, tedhişe yer yoktur. Bu Türkiye, vatandaşlarının güvenliğiyle, hak ve özgürlüklerini aynı anda sağlayabilen bir Türkiye’dir. Biz milletimizle işte bu istikamette, durmak yok yola devam diyerek bu günlere geldik. Ne vesayetin nobranlıklarına, ne darbecilerin silahlarına, ne terör örgütlerinin alçakça saldırılarına, ne siyasi ve ekonomik tuzaklara boyun eğdik, Rabbimize olan güvenimiz ve milletimizden aldığımız destekle girdiğimiz her mücadeleden alnımızın akıyla çıktık" dedi.
'YENİ SİVİL ÖZGÜRLÜKÇÜ BİR ANAYASAYI BERABERCE YAPALIM'
Türkiye’nin yeni yüzyılının başladığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Şimdi yeni bir dönemin, mücadelenin, asrın eşiğindeyiz. Cumhuriyetimizin ilk asrını, eksiğiyle, fazlasıyla, günahıyla, sevabıyla, geride bırakıyoruz. Geçtiğimiz 21 yılda ülkemize kazandırdığımız demokrasi ve kalkınma atılımları sayesinde, hamdolsun bu dönemin eksiklerini önemli ölçüde telafi ettik. Artık Türkiye Yüzyılını başlatıyoruz. Türkiye Yüzyılını Diyarbakır’la beraber inşa edeceğiz. Milletimizi hayalleriyle beraber buluşturacağız. Mazlum ve mağdurların gözyaşlarını beraber sileceğiz. Ülkemizin huzuruna ve refahına göz dikenleri beraber püskürteceğiz. Önümüzü sadece hakka, hakikate yönelterek, 14 Mayıs’ta yeni bir milli irade destanını inşallah beraber yazacağız. Gelin 14 Mayıs’ta ‘yeter söz de karar da milletindir’ diyerek, yeni şahlanışa beraber imza atalım. Bu ülkenin tüm insanlarının hayallerini kucaklayan yeni sivil özgürlükçü bir anayasayı beraberce yapalım. Bu çağrım Diyarbakır’la birlikte tüm Türkiye’yedir. Bu çağrım 85 milyonun tamamınadır. Bu çağrım kendisinin ve evladının geleceği için endişe duyan herkesedir. Şimdi bu meydandan öyle bir ses verin ki, Mezopotamya coğrafyasında duymayan kalmasın. Diyarbakır 14 Mayıs’a, ortak geleceğimize, sahip çıkıyor muyuz? 14 Mayıs’ta 21 yıllık kazanımlarımızı daha da ileriye taşıyor muyuz? 14 Mayıs’ta Türkiye yüzyılının inşası için Bismillah diyor muyuz? 14 Mayıs Türkiye yüzyılı için doğru adımlarla yola devam diyor muyuz? Rabbim hepinizden razı olsun. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız. Hep birlikte Türkiye olacağız" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşması sonrası, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın yaptırdığı duanın ardından, Selahaddin Eyyubi Cami ve Külliyesi’nin açılışını ve Bağlar ilçesi kırsal Oğlaklı Mahallesi’nde yapılacak afet konutlarının temelini, sahneye kurulan butonlarla protokol üyeleri ile gerçekleştirdi. Ardından iftar programına katılmak için alandan ayrıldı.