14.05.2019 - 21:29 | Son Güncellenme:
AA
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sergi Salonu'nda çiftçilerle iftarda bir araya geldi.
Konuşmasına tüm katılımcıları selamlayarak başlayan Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine hoşgeldiniz." ifadesini kullandı.
Davetliler aracılığıyla Türkiye'nin dört bir köşesindeki tüm çiftçilere sevgi ve saygı dileklerini ilettiğini söyleyen Erdoğan, "Bu vesileyle Türkiye'nin gelişmesi, kalkınması, 2023 hedeflerine ulaşması için kışın soğuğuna, yazın kavurucu sıcağına aldırmadan çaba gösteren her bir kardeşime ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum." diye konuştu.
"Tarladaki bir yıllık hasadını ateşe verme pahasına iradesine sahip çıkan, 15 Temmuz destanının tüm kahramanlarını buradan bir kez daha saygıyla selamlıyorum." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"15 Temmuz tarihimizde ak koyun ile kara koyunun belli olduğu, safların netleştiği bir gündür. 15 Temmuz bu ülkede gerçek demokratlar ile demokrasiden geçinenler arasındaki farkın ortaya çıktığı bir test günüdür. Hamdolsun milletimiz bu sınavdan da alnının akıyla çıkmıştır. Çiftçilerimiz, demokrasinin varlık yokluk mücadelesi verdiği o meşum gece, cesaretleriyle mücadeleleriyle gerçekten asil bir duruş sergilediler. Birileri tankları alkışlarken, darbecilerle anlaşıp tankların arasından kaçarken bizim çiftçimiz nasırlı elleriyle o gece tanklara meydan okudu. Birileri üç kuruşluk menfaatleri için ATM'lere koşarken bizim çiftçimiz darbeyi engellemek için meydanlara, kışlalara koştu.
Birileri hainleri meşrulaştırma yarışına girerken bizim çiftçimiz o gece tıpkı Kurtuluş Savaşı'nda olduğu gibi istikbal ve istiklaline sahip çıktı. Darbe girişimini duyunca kendi deyimleriyle 'Ankara'ya saldıran gavura karşı savaşmak' için Toroslar'ın zirvesindeki köyünden kalkıp yola düşen çiftçilerimizin hakkını ödeyemeyiz. Rabbim o gece iradesini Pensilvanya'nın gözü dönmüş militanlarına çiğnetmeyen milletimizden, özellikle de çiftçilerimizden razı olsun."
"Dik durduğunuz sürece ülkenin ufku darbelerle karartılamayacaktır"
Türkiye Cumhurbaşkanı sıfatıyla ve 82 milyonun emanetini sırtında taşıyan bir devlet adamı olarak böyle bir milletin evladı olduğu için daima gurur duyduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:
"40 sene önce çıktığımız millete ve memlekete hizmet yolculuğumuzda şahsıma sizler gibi yol arkadaşları, sizler gibi kara gün dostları verdiği için Rabbime hamdüsenalar ediyorum. Milletiyle yürüyen, halkıyla sırt sırta veren bir siyasetçiyi Allah'ın izniyle esir alabilecek hiçbir vesayet odağı yoktur. İşte bu salonda olduğu gibi cumhur ile başkanının aynı yöne baktığı, aynı hedefe kilitlendiği bir devletin evvelallah üstesinden gelemeyeceği zorluk, atlatamayacağı hiçbir sıkıntı yoktur. Sizler dik durduğunuz, sağlam durduğunuz sürece bir daha asla bu ülkenin ufku darbelerle karartılamayacaktır. Sizler birlik ve beraberliğinizi yücelttiğiniz müddetçe Türkiye büyümeye, güçlenmeye, bölgesinde ve dünyada itibarını artırmaya devam edecektir. İşte bunun için biz her fırsatta kardeşliğe, dayanışmaya çağırıyoruz."
"Bizim dünyamızda kardeşlik var, muhabbet var"
Bunun için 82 milyonun her bir ferdini kucaklaştırmanın, Türkiye ortak paydasında buluşturmanın mücadelesini verdiklerini vurgulayan Erdoğan, "Hırsları için Türkiye gemisinin altını oyanlara inat, hangi siyasi görüşe mensup olursa olsun teröre ve şiddete tavır alan tüm vatandaşlarımızı asgari müştereklerde bir araya getirmeye çalışıyoruz. Ataların dediği gibi 'Aynı gökte uçarlar ama karganın dünyası başkadır, şahinin dünyası başkadır'. Bizim dünyamızda kardeşlik var, muhabbet var, insanımızın gönül sarayını mamur etmek var." dedi.
Yanına gelen çiftçi hanımlarla aralarında geçen sohbeti aktaran Erdoğan, "Azmin elinden hiçbir şey kurtulamaz. Buna inanacağız, inandığımız zaman evvelallah bu yolculuk bereketlenerek devam eder." diye konuştu.
"Bizim dünyamızda hiç kimseyi dış görünüşünden, düşüncesinden veya inancından dolayı ötekileştirmemek var." ifadesini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Biz şuna inanacağız, 'Türkiye İttifakı' diyorum, neden? Çünkü yaratılanı Yaradan'dan ötürü seviyoruz da onun için. Bizde Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Gürcü, Abaza, Arnavut, Boşnak, Roman ayrımı olabilir mi? Hayır, bizim dinimizde böyle bir şey yok, bizim inancımızda böyle bir şey yok çünkü biz ezelden ebede yaratılanı Yaradan'dan ötürü sevdik, onun için bizde ayrım asla olamaz. Ülkemizi bölmeye çalışıyorlar ama biz bunu böldürtmeyeceğiz. Ben Kürt'ü de seviyorum, Türk'ü de seviyorum, Laz'ı da seviyorum, Çerkez'i de Gürcü'yü de Abaza'yı da Roman'ı da Arnavut'u da 32 değil, dikkat edin 82 milyonu aynı şekilde seviyorum.
Karşımızdakilerin dünyası ise sadece gerilimden, kavgadan... İşte geçenlerde bir tane milletvekili çıkmış, ne diyor? Kazanı kaynatarak darbelere ortam hazırlamaktan bahsediyor. Meclis kürsüsünden yaptıkları kışkırtmalarda da ülkeyi kendi seviyelerine doğru çekmeye çalışıyorlar. Bu topraklardan darbe çıkmaz, bu topraklardan bereket çıkar, bereket. Biz bu kifayetsizlerin sığ dünyalarına hapsolmayacağız. Milli irade düşmanları istemese de demokrasimizin kalitesini, kalibresini yükseltmeyi sürdüreceğiz."
Konuşmasında, Mevlana'nın "Çalılar, otlar çabuk gelişir ama gül bir yılda gelişir." sözünü hatırlatan Erdoğan, çiftçileri güller olarak gördüğünü söyledi.
Bir ağacın kök salması, yetişmesinin de yıllar süreceğine işaret eden Erdoğan, Mersin'in Mut ilçesinde bin 200'ün üzerinde yaşı olan zeytin ağaçları bulunduğunu hatırlattı.
Türkiye'nin ekonomiden eğitime, terörle mücadeleden güvenliğe, sağlıktan tarıma hemen her alanda bugün bulunduğu yere kolay gelmediğine dikkati çeken Erdoğan, son 17 yılda elde edilen tüm başarıların gerisinde çok ciddi emek ve alın teri olduğunu söyledi.
Millete hizmet vasıtası olarak gördükleri siyasetin kendileri için hiçbir zaman "dikensiz bir gül bahçesi" olmadığını dile getiren Erdoğan, başardıkları ve hayata geçirdikleri reformları görünen ve görünmeyen pek çok engellere, engellemelere rağmen gerçekleştirdiklerinin altını çizdi.
Erdoğan, Türkiye'yi hangi alanda ileriye taşımışlarsa bunu da çok çetin mücadeleler neticesinde başardıklarını vurgulayarak şöyle devam etti:
"Demokrasimizi darbe tehditlerine rağmen güçlendirdik. Ekonomimizi çalışmadan zenginleşmeye alışmış bir avuç elitin sabotajlarına rağmen 3 kattan fazla büyüttük. Diplomasimizi, bürokratik oligarşinin engelleme teşebbüslerine rağmen millileştirdik. Savunma sanayimizi bizi kendilerine bağımlı kılan silah tüccarlarına rağmen ilerlettik. Üretimimizi, milletin sırtından geçinmeye alışmış tufeylilere rağmen artırdık. 'Sen doğru olursan, eğri müstahakını bulur' inancıyla doğruluktan, samimiyetten taviz vermeden, gecemizi gündüzümüze kattık. Bu çabalar sonunda hamdolsun son 17 yılda ülkemizi, cumhuriyet tarihimizin en büyük kalkınma hamleleriyle tanıştırdık. Sadece seçkinlere, sadece İstanbul ve Ankara'nın lüks gettolarında yaşayanlara değil, emekçilerimize, emeklilerimize, topraklarımızı alınteriyle bereketlendiren çiftçilerimize hizmet ettik."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, milli gelir arttıkça, 82 milyonun huzur ve refahının artığını, üretim katlandıkça milletin her bir ferdinin gelirinin yükseldiğini belirterek, "Türkiye güçlendikçe gözünü ve gönlünü bize çevirmiş kardeşlerimizin umudu, cesareti, özgüveni de yükseldi. Son 17 yılda ortaya çıkan katma değerden vatandaşlarımızın tamamı hak ettikleri payı aldı." dedi.
"YSK üyelerine 'çete' demek, demokrasiden nasibini almamaktır"
Bugün birilerinin dışarıdan, birilerinin de içeriden Türkiye'ye diz çöktürmek ve kazanımlarını heba etmek için çalışırken milletin her zamanki ferasetiyle bu oyunu da bozacak iradeyi ortaya koyduğunu anlatan Erdoğan, şunları söyledi:
"Milletimizin söz söylediği en büyük arena sandıklardır. Sandık demokrasinin namusu, milletin onurudur. Biz bugüne kadarki mücadelelerimizin hepsini sandıktan çıkan iradeden aldığımız güçle kazandık. Mesele bu, çok basit... Çaldılar. Hiç kimsenin sandığın mahremiyetine el uzatmasına, tıpkı tek parti döneminde olduğu gibi sandık sonucunu kendi keyfine göre dizayn etmesine izin vermedik, bugün de vermeyeceğiz. Sandığa gölge düşmüşse en doğru yol yeniden milletin hakemliğine başvurmaktır. Hiç kimsenin milletin hakemliğinden kaçmaya, sabah akşam mızıkçılık yapmaya, bu yol açıldığı için karşısındakileri ve yargıyı suçlamaya hakkı yoktur. Hukuka uygun karar aldıkları içi Yüksek Seçim Kurulu üyelerine 'çete' demek, demokrasiden nasibini almamaktır. Türk demokrasisinin tüm kurul, kural ve teamülleriyle işlemesinden kimse korkmamalıdır. İnşallah milletimiz, ülkemiz ve şehirlerimiz için en doğru kararı verecektir. Toprağın canlandığı, işlendiği, ürünlerin boy verdiği şu günlerde seçiminde demokrasimizi bereketlendireceğine inanıyorum."
"Tarımın stratejik önemi daha da artacak"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, güçlü ülkenin kendini tarım, hayvancılık ve gıda alanlarında ispatlamış ülke olduğunu belirterek, 21'inci yüzyılda da tarım ve gıda alanının su, enerji ve teknolojiyle beraber stratejik sektör olma konumunu sürdürdüğüne işaret etti.
Gelecekte tarımın stratejik öneminin daha da artacağını vurgulayan Erdoğan, bu anlayışla yapılan barajlar, sulama tesisleri, tohum ve gübre konusunda attıkları adımlarla uygulanan destek politikalarıyla son 17 yılda tarım alanında Türkiye'ye yeni bir vizyon kazandırdıklarını söyledi.
Erdoğan, üreticilere bugüne kadar yaklaşık 130 katrilyon liralık nakit hibe desteği verdiklerini belirterek, "Bu sene destek miktarını, eski rakamla söylüyorum 16 katrilyon liranın üzerine çıkartıyoruz. Gübre ve yemden alınanKDV'yi tamamen kaldırmanın yanında 'mazotun yarısı sizden yarısı bizden' diyerek çiftçilerimizin üretim maliyetlerini ciddi oranda düşürüyoruz. Hayvancılık destekleri kapsamında 2003 yılından bugüne kadar toplam 32 katrilyon lira, ormancılık alanında ise 16,3 katrilyon lira destek verdik." ifadelerini kullandı.
Üreticilerin uygun koşullarda finansmana ulaşmasını temin ettiklerine vurgu yapan Erdoğan, Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından 2019 yılının ilk 3 ayında 11,5 katrilyon lira tarımsal kredi kullandırıldığını söyledi.
Erdoğan, IPARD programı kaynaklarıyla 25 binden fazla projeye de 9 milyar liralık hibe sağladıklarını aktararak, bu hibelerle kırsalda 20 milyar lira yatırım yapıldığını ve 200 bin yeni istihdam oluştuğunu söyledi.
IPARD kapsamında bu yıl 2 milyar liralık yeni kırsal kalkınma başvurusuna çıktıklarını ve şu anda proje alma sürecinin devam ettiğini bildiren Erdoğan, "Tüm çiftçilerimizi bu imkandan faydalanmaya davet ediyorum." dedi.
"Orman varlığını artıran nadir ülkelerden biriyiz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, orman köylülerinin hem ferdi hem de kooperatifler yoluyla kredilerden yararlanmalarına imkan tanıdıklarını da belirterek, "3-5 ağacın taşınması bahanesiyle sokakları yakan vandallara inat orman varlığını artıran nadir ülkelerden biriyiz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2002'de yaklaşık 21 milyon hektar olan orman alanını 2023'te 23 milyon hektara getirmeyi planladıklarını vurgulayarak, "2002 yılında hiç olmayan bal ormanı sayısını 2019 yılında 514 adete çıkardık. 2023 yılında 730'a taşımayı hedefliyoruz. Bugün Türkiye 17 yıl öncesine göre daha yeşil bir ülke haline geldiyse bunda hayata geçirdiğimiz politikaların çok ciddi katkısı var." değerlendirmesinde bulundu.
Erdoğan, bitkisel üretimde başta buğday, mısır, çeltik ve ayçiçeği olmak üzere birçok üründe cumhuriyet tarihinin üretim rekorlarını kırdıklarını belirterek, 2002'de 97 milyon ton olan bitkisel üretimi 2019'da 122 milyon tona çıkardıklarını, 2023'te bu rakamı 140 milyon tona getirmeyi ümit ettiklerini söyledi.
2023'te buğday üretimini 22 milyon tona, baklagiller üretimini 1,5 milyon tona, pamuk üretimini ise 3 milyon tona ulaştırmakta kararlı olduklarını ifade eden Erdoğan, "Büyükbaş hayvan sayısını 2019'da 17,5 milyon başa, 2023'te ise 19 milyon başa çıkarmayı hedefliyoruz. Aynı şekilde 2002 yılında 32 milyon baş olan küçükbaş hayvan sayısını, 2019 yılında 53 milyon başa, 2023 yılında ise sürü büyütme projemizle 100 milyon başa yükseltmeyi planlıyoruz." dedi.
Süt üretimini 2023'te 24 milyon tona, kırmızı et üretimini ise 1,7 milyon tona taşıyacaklarının altını çizen Erdoğan, üretimdeki artışlar sayesinde kişi başı süt tüketiminin 122 litreden 258 litreye yükseldiğine dikkati çekti.
Erdoğan, aynı şekilde kırmızı et tüketiminin 6,1 kilodan 15 kiloya çıktığını belirterek, "Halen et fiyatlarının arzu ettiğimiz seviyelerde olmadığını biliyorum. İnsanımıza eti uygun fiyattan yedirmekte kararlıyız. Bununla ilgili üreticilerimizin taleplerini de dikkate alarak maliyetlerinizi düşürecek, üretimi teşvik edecek politikalara daha fazla ağırlık vereceğiz." diye konuştu.
"Rakamlar dünya fiyatlarının üzerindedir"
Bu sene buğday ve arpa alım fiyatını erkenden açıkladıklarını anımsatan Erdoğan, Toprak Mahsulleri Ofisi tarafından geçen yıl ton başına bin 50 liradan alınan sert ekmeklik buğdayın fiyatının bu yıl yüzde 29 artışla ton başına bin 350 lira olduğunu söyledi.
Erdoğan, "Kaliteli ürüne verilen yüzde 4'e varan prim ve ton başına 200 lirayı geçen desteklerle üreticimiz ton başına bin 600 lira gelir elde edebilecektir. Her ne kadar muhalefet bilmeden konuşsa da bu rakamlar dünya fiyatlarının üzerindedir." dedi.
Arpa alım fiyatının da yüzde 33 artışla ton başına bin 100 lira olarak belirlendiğini, çiftçi kayıt sistemine kayıtlı üreticilere buğday ve arpa için yaklaşık 200 lira prim, mazot, gübre desteği ödemesi yapılacağını bildirdi.
Tarım Şurası eylülde toplanacak
Bayrama kadar yapılacak desteklerin müjdesini de veren Erdoğan, şunları söyledi:
"İnşallah bayrama kadar 2,4 katrilyon kütlü pamuk desteği, 662 trilyon yağlık ayçiçeği desteği ve 385 trilyon çiğ süt desteği ödemelerini yapıyoruz. Böylece toplamda 3 milyar 447 milyon lira destek ödemesi yapmış olacağız. Bunun yanında Türk çiftçisini teknolojik bakımdan daha avantajlı konuma getirecek projeleri de tek tek hayata geçiriyoruz.
Ülkemizin ilk ve hem milli hem yerli elektrikli traktörünün prototipini tamamladık. Daha neler olacak neler, yakın zamanda tanıtımını yapacak, akabinde seri üretime geçeceğiz.
Ayrıca 2004 yılından bu yana gerçekleştirilmeyen Tarım Şurasını da eylül ayında topluyoruz. Tüm paydaşların katılacağı şurada hem son 10 yılın kapsamlı bir değerlendirmesini yapacak hem de gelecek döneme dair yol haritamızı çıkaracağız."
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni hasat döneminin ülkeye ve millete hayırlı ve bereketli olması dileğinde bulunarak, üreticilere bereketli bir yıl, hayırlı bol kazanç diledi.