05.05.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Can Şişman / Milliyet
Norveç’in en ünlü polisiye yazarlarından Jo Nesbo’nun ‘Şeytan Yıldızı’ adlı romanı geçtiğimiz günlerde Doğan Kitap etiketiyle yayımlandı. ‘Nemesis’le tüm dünyada şöhrete kavuşan ve eserleri 40’tan fazla dile çevrilen yazar aynı zamanda ülkesinde 32 yıldır kültür-sanat dalında dağıtılan ‘Gammleng’ ödülünü 1996’da kazanan rock grubu Di Derre’nin de solisti.
Nesbo, kendisi hakkındaki ‘Yeni Stieg Larsson’ benzetmesine ise karşı çıkıyor. Stieg Larsson’un 2004’teki ölümünden sonra fenomen haline gelen eserleriyle kendi romanlarının farklı olduğuna dikkat çeken Nesbo, Türk edebiyatından da övgüyle bahsediyor.
Polisiye roman yazmanızı ne tetikledi?
Zaman. 1997’de ilk romanımı sadece birkaç haftalık bir sürede yazmam gerekiyordu. Dolayısıyla hızlı ve basit bir şekilde yazmam için en uygun türün polisiye olduğunu fark ettim. Bir polisiyenin nasıl başlaması ve nasıl sonlanması gerektiğini çözdüm. Bu süreç içerisinde polisiye okurlarla nasıl iletişim kurulabileceğinin de yolunu keşfettim.
‘Hikâye anlatıcısıyım’
Sadece polisiye romanları değil aynı zamanda ‘Dr. Proktor’ serilerini yani çocuk kitapları da yazıyorsunuz. Her iki türü de yazabilmek nasıl bir duygu?
Kendimi daha çok hikâye anlatıcısı olarak görüyorum. Polisiye de çocuk kitapları da hikâye anlatmanın farklı yolları. Farklı türlerde müzik yapmak gibi. Her ikisi de oldukça büyüleyici. Ancak bir tercih yapmam gerekirse çocuk kitapları daha eğlenceli.
Son zamanlarda İskandinav polisiyelerine özellikle Avrupa ve ABD’de yoğun bir ilgi var. Siz de ‘Milenyum Üçlemesi’nin yazarı Stieg Larsson’a benzetiliyorsunuz. Size göre Larsson’la aranızdaki fark ne?
Açıkçası Larsson’ın işleriyle benim eserlerimin oldukça farklı olduğunu düşünüyorum. Larsson’un eserlerinde daha çok siyasi gündem eşliğinde İskandinav gelenekleri var. Benim yazdığım polisiyelerde toplum daha arka planda kalıyor. Bu yönden Amerikan polisiyelerine daha yakınım.
Polisiye yazarı olarak sizce şu anda dünyadaki vahşetin seviyesi ne durumda?
Yakın bir zamanda uluslararası sorunlar üzerine sohbet ettiğim bir uzman bana her ne kadar şu anda cinayetlerin sayısında bir artış olsa da kişi başına düşen cinayet oranlarının düşüşte olduğunu söylemişti. Buna katılıyorum.
‘Yaşar Kemal’in eserleri egzotik’
Türk edebiyatında kimleri başarılı buluyorsunuz?
Türk edebiyatının Orhan Pamuk’un Nobel almasıyla birlikte taçlandığını söyleyebilirim. Küçüklüğümde Yaşar Kemal’i okumuştum. Kemal’in eserlerini oldukça güçlü ve egzotik buluyorum.