CHP Lideri Özgür Özel: Ümit Özdağ görevinin başına, partisinin başına geçecek

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Zafer Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Ali Şehirlioğlu'nu parti genel merkezinde ziyaret etti. Ziyarette Özel'in beraberinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da yer aldı. Basına kapalı görüşme yaklaşık 30 dakika sürdü. Özel, görüşmenin ardından yaptığı açıklamada, geçmişte de siyasi parti genel başkanlarının tutuklandığını söyleyerek, "Bunları da en sert şekilde kınamıştık. Bunun kadar kabul edilemez bir durum yoktur. Maalesef süreç tutuklamayla sonuçlandı; hem de geriye dönük Tweet'ler işin içine katılarak. Kayseri'de yaşanmış bir olay, oradan dava dosyasına apar topar eklenerek, 'Cumhurbaşkanına hakaret' gibi ifadeler kullanılarak ki bir partinin genel başkanı olarak ettiği sözün karşılığını duyan kişinin, böyle bir zırha sahip olması hukuken zaten kabul edilemez. Tarafsız cumhurbaşkanı için yazılmış, yılda 2 kez konuşan cumhurbaşkanı için yazılmış bir maddenin, günde 5 kez canlı yayınlarda konuşan, siyasi rakiplerine hakaret eden birisini korumak için daha doğrusu rakiplerini yıldırmak için mevkidaşlarını sindirmek için kullanıldığını da görüyoruz. Böyle bir sürecin sonunda Zafer Partisi bastırılmaya çalışılıyor" dedi.

'MİLLETİMİZİN VİCDANINA HAVALE EDİYORUZ'

AK Parti'ye ve MHP'ye oy veren seçmenlere seslenmek istediğini belirten Özel, "Mesele mertçe mücadele etmek yerine, mesele rakibinle gerçekten siyasi bir mücadele vermek yerine; arkadan çelme takmak, bir futbol müsabakasında hakeme kendi formasını giydirmek. Tarafsız olması gereken hakem, 2 takım sahaya çıktığında takımlardan birinin formasını giyip çıkarsa ne hissederseniz, bugün Türkiye'de bu savcıların yaptıklarını, bu hakimlerin yaptıklarını gördüğümüzde bunu hissediyoruz. Ayıptır, yazıktır, günahtır. Kim bir mücadeleyi hakem hilesiyle kazanıp da içine sindirebilir? Tutukluluğa itiraz yazılıyor. Bir an önce ümit ediyoruz ki akıl ve vicdan hakim olacak. Sayın Ümit Özdağ gelecek görevinin başına, partisinin başına geçecek. Mademki seçimlere doğru gidiyoruz. Sayın Erdoğan, her imkanı kullanarak mücadele ederken, rakiplerini hapiste tutması eşit bir mücadeleye yakışır mı? Bunu bir kez daha milletimizin vicdanına havale ediyoruz" diye konuştu.

'ALGI YÖNETİMİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ'

Özel, Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki otel yangınına ilişkin soru üzerine, "İnsan bakıyor da şunu söylüyor; 'Olur da bu kadar mı pişkinlik olur' diyor, başka bir şey demiyor. Ruhsatı veren belli, ruhsatı verenin denetlemesi gerektiği belli. Belediyenin ilçe sınırlarında dahi değil. 2007 yılında AK Parti Belediyesi bu otele uygunluk vermiş; bu haline daha bile kötü haline. 2019'a kadar da yönetmişsiniz 12 yıl. 12 yıl boyunca neden denetlememiş? Sorarsan, yetkisinde değil. O günden sonra, 2019'dan sonra ilçemizde olmayan otel; nasıl gideceksin, denetleyeceksin? Yanındaki oteli kim denetlemiş? AK Parti'li il belediyeleri hangi oteli; şehirlerinde, illerinde, ilçe belediyeleri sınırları dışındaki hangi oteli denetlemiş? Böyle abuk sabuk iş mi olur? Algı yönetimi başka bir şey, hakikatler başka bir şey. Otelin dışında, otelle bağı olmayan 70 metrekarelik kafeteryanın başvuru üzerine verilmiş belgesini, otelin 4'üncü katındaki bütün katı kaplayan yangının çıktığı yerin belgesi gibi göstermeye çalışan bir algı yönetimi ile karşı karşıyayız" ifadelerini kullandı.

'ADALETİ KARARTMA DAVASI AYRI GÖRÜLECEK'

Doğruların er ya da geç ortaya çıkacağını ifade eden Özel, "Bolu'daki bilirkişilere, 'Muğlak ifade yazın, 4'üncü kat diye belirtmeyin', 'Kat diye belirtmeyin lokanta yazın' diye mobbing, baskı yapıyorlar. 'O bilirkişi heyeti eğer yazmazsa, başka bilirkişi heyeti isteyelim' diyorlar. O bilirkişi heyetini canlı yayına çıkartırım. Bu kadar söylüyorum size. Orada direnen namuslu bilirkişi, 'Biz yazmak durumundayız, 4'üncü kattan çıktı diye' diyor. 'Tamam sen lokanta yaz, kat yazma.' Neden, aşağıdaki kafeteryayı Bolu Belediyesi denetledi ya sanki oymuş gibi anlaşılsın. Bu kadar olmaz. O yüzden bu işlerde eninde sonunda bu rezillikler ortaya çıkacak. Bolu faciasına kim sebebiyet verdi, kimin kusuru varsa cezasını çeksin, çekecek. Bu facianın üstüne AK Parti'yi bu işten sıyırmak için kim ne yapıyorsa onun davası da ayrı görülecek. Bunu da söyleyeyim. Onun davası, bu iktidar değişince şahitleriyle, tanıklarıyla, yapılanlarla ayrı görülecek, Bolu otel yangını davası ayrı görülecek. Bolu otel yangını davasında adaleti karartma, vicdanları yakma davası ayrı görülecek" dedi.

'BURADAKİ HERKES ÜMİT ÖZDAĞ'DIR'

Zafer Partisi Genel Başkan Vekili Mehmet Ali Şehirlioğlu, Ümit Özdağ'ın tutuklanmasına ilişkin, "2 sığınmacı ailenin çocuk istismarı üzerinden birbirine girmesini üzerimize yıktılar. Genel Başkanımız, bu konuda çok hassas davrandı. Güvenlik güçleri, ilk andan itibaren yanımızdaydı. Cumhurbaşkanına olan hakaret davası olmayınca, aylar önce olan bu olay üzerinden bu tutuklamaya sebep buldular. Eğer Genel Başkanım aylar önce bir suç işlediyse bu niye bu kadar bekletildi. Kayseri'de 1065 kişi gözaltına alınmışken, bir Zafer Partili bile yokken, bir tutanak bile yokken, Genel Başkanımızı tutukladılar. İtirazımız 1 hafta içinde yapılacaktır. Ümit Özdağ burada olmayabilir; ama buradaki herkes Ümit Özdağ'dır. Bu bir hukuk katliamıdır. Bugün Genel Başkanımıza olan, yarın bir başkasına olacaktır" dedi.

'KİMSENİN KİMSEYİ TEHDİT ETTİĞİ YOK'

Özgür Özel, açıklamasının ardından, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, yargı mensuplarının tehdit edilemeyeceği yönündeki ifadeleri sorulması üzerine, "Cumhurbaşkanı’nın dün yaptığı konuşmayı hep birlikte tebessümle izledik. Bugün yargıyı kimin talimatlandırdığı, yargı mensuplarını kimin hoşuna giden karar verirse ödüllendirdiği, gitmeyen karar verdiğinde cezalandırdığını tüm milletimiz görüyor. Hakimlerin, savcıların anayasal teminatlara rağmen, iktidardan gelen talimatları uygulamadıklarında nasıl oradan oraya sürüldüklerini biliyoruz. Hatta İstanbul’dan Samsun’a sürülen yargı mensubu için Adalet ve Kalkınma Partisi’nin İstanbul’daki grup sözcüsü, ‘Onu oraya niye sürdük, anlatayım size’ diyerek, durumu açıkça itiraf etmiştir. ‘O kararı veren kişiyi neden sürdük, anlatayım bak size’ deyip sürebildiklerini söylüyor. Oysaki coğrafi teminat var, anayasal teminat var. Akın Gürlek, dünyanın en mobilize hakimiydi. Hareketliliği en yüksek hakimiydi. Ben ona boşuna ‘seyyar giyotin’ demedim. Yapılan iş yargı tacizidir, başka bir şey değildir. Muhalefete yargı tacizidir. O yüzden bir de ondan sonra ‘Kimse tehdit edemez.’ Kimsenin kimseyi tehdit ettiği yok. Hele hele aileyi karıştıran kimse yok. Biz bize yapılanı, ailelerimize yapılanı sizin ailelerinize yapmayacağız. ‘Sizin evlatlarınızın dahi bu muameleyle karşılaşmaması için bu düzen değişecek’ lafında ne aile tehdidi var? O aileye bir tehdit diye gördüğü kendi bilinçaltındaki mesele, onu kendi kendi ile ve kendi vicdanıyla hesaplaşacak. Biz kimseyi birinin ailesi diye hedefe koymadık, tehdit etmedik, etmeyiz. Aileye saygı bizim kadar hiçbir siyasi partide yoktur. Çünkü biz Türkiye’yi bir aile rejiminden kurtarıp demokrasiye kavuşturmuş partiyiz. Siyaseti aileler yapsın istemeyiz. Türkiye’yi demokrasiden bir aile rejimine dönüştüren varsa o özeleştirisini kendisi yapsın" ifadelerini kullandı.