10.10.2014 - 11:22 | Son Güncellenme:
Esra Alus / Milliyet
Milliyet Gazetesi'nden Esra Alus'un haberine göre, 17 yaşındaki lise öğrencisi Münevver Karabulut'u başını keserek öldüren ve 24 yıl hapis cezası alan Cem Garipoğlu kendini asarak intihar etti. Garipoğlu'nun, kafasına poşet geçirerek, çamaşır ipiyle kendisini boğduğu öğrenildi
Münevver Karabulut'u öldürmekten 24 yıl hapis cezasına mahkum edilen ve kaldığı Silivri 5 No'lu Cezevi'nde intihar eden Cem Garipoğlu'nun cesedi, savcılığın incelemesinin ardından Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
Garipoğlu'nun cesedi, infaz koruma memurları tarafından sabah 08.00'de, tek başına kaldığı 3'lü koğuşunda bulundu. Cezaevi savcılığının yaptığı incelemenin ardından Garipoğlu'nun cesedi, cenaze aracına konuldu.
Jandarma eşliğinde Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nden çıkarılan cenaze, Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
Garipoğlu'nun Silivri 5 No'lu Cezaevi'nde 3'lü koğuşta tek başına kaldığı, kamera sisteminin ise koğuşun ortak avlusunda bulunduğu belirtildi. Kamera görüntülerinde yapılan incelemede, koğuşa kimsenin girmediği görüldü.
Koğuşun en son 02.00'de kontrol edildiği, ilk incelemelerde olayın 02.00 ile 08.00 arasında olduğu tespit edildi. Garipoğlu'nun koğuşundan aynı yerdeki diğer boş koğuşa geçtiği, başına poşet geçirerek, çamaşır ipiyle kendisini boğduğu öğrenildi.
OTOPSİSİ TAMAMLANDI
Münevver Karabulut'u öldürmekten 24 yıl hapis cezasına çarptırılan ve kaldığı Silivri 5 No'lu Cezaevi'nde intihar eden Cem Garipoğlu'nun cenazesi yarın toprağa verilecek.
Cezaevinde kaldığı odada yaşamına son veren Garipoğlu'nun teşhisini, Silivri Cumhuriyet Başsavcısı Lütfi Dursun'un yaptığı bildirildi.
Garipoğlu'nun cenazesi, işlemlerin ardından Yenibosna'daki Adli Tıp Kurumu'na götürüldü.
Kuruma gelen Cem Garipoğlu'nun dayısı Sedat Erol'un, yeğeninin toprağa verilmesi işlemlerini başlatabilmek için defin ruhsatını aldığı öğrenildi.
Garipoğlu'nun cenazesinin yarın Adli Tıp Kurumu'ndan alınarak toprağa verileceği kaydedildi.
- Minnesota Protokolü'ne göre otopsi
Adli Tıp Kurumu'nda Garipoğlu'na otopsi yapıldı. Yaklaşık 2,5 saat süren otopsinin, Türkiye'nin de imza koyduğu "BM Hukuk Dışı Keyfi ve Yargısız İnfazların Önlenmesi ve Soruşturulmasına İlişkin Kılavuz" olarak da bilinen Minnesota Protokolü'ne göre yapıldığı belirtildi.
Kurum uzmanlarınca gerçekleştirilen otopsinin, protokol uyarınca görüntülü kaydedildiği bildirildi.
Yetkililer, cezaevindeki ölüm vakalarında herhangi bir işkenceye maruz kalınıp kalınmadığının belirlenebilmesi için otopsinin bu protokole göre yapıldığını ifade etti.
Otopsi raporunun hazırlanmasının yaklaşık bir ay sürebileceği bildirildi.
AVUKATI: "RUH SAĞLIĞININ BOZUK OLDUĞUNU BAŞTAN SÖYLEMİŞTİK"
Münevver Karabulut cinayeti davasında Cem Garipoğlu'nun avukatlığını yapan Aytekin Kaya, müvekkilinin ruh sağlığının bozuk olduğunu en başından beri söylediklerini belirtti.
AA muhabirine konuşan Kaya, olayın henüz çok sıcak olduğunu, savunmalarında da Garipoğlu'nun akli dengesinin bozuk olduğunu belirttiğini söyledi.
Avukat Aytekin Kaya, çok üzgün olduğunu ifade ederek, ''Adli Tıp Kurumu'da Cem Garipoğlu'nun ruh sağlığının bozuk olduğunu ancak kişinin ceza ehliyetinin olduğu şeklinde rapor vermişti. Burada da bir çelişki vardı zaten. Başından beri biz bu durumu anlatmıştık. Cem Garipoğlu'nun ruh sağlığının bozuk olduğunu en başından beri biz söyledik ve bu olay yaşandı. Demekki ruh sağlığı bozuk bir insan başkasını öldürebiliyorsa kendisini de öldürebiliyormuş'' dedi.
Soruşturma evresinde üstün körü bir inceleme yapıldığını söyleyen avukat Kaya, Garipoğlu'nun intihar etmesinin trajik bir olay olduğunu da söyledi.
CEM GARİPOĞLU YILLAR SONRA BÖYLE GÖRÜNTÜLENMİŞTİ
"CEZAM NEYSE ÇEKMEK İSTİYORUM"
197 gün kaçtıktan sonra teslim olan Garipoğlu’nun davadaki son sözü “Cezam neyse çekmek istiyorum” olmuştu. Münevver Karabulut’un annesi Nagihan Karabulut ise duruşma çıkışında avukatına sarılıp ağlamıştı. Baba Süreyya Karabulut ise, “İşte adalet” demişti.
AA muhabirinin yaptığı derlemeye göre, 4 Mart 2009'da Etiler'de bir çöp konteynerinde, gövdesi gitar çantasına, başı ise çöp poşetine konulmuş halde bulunan kadın cesedinin, Münevver Karabulut'a ait olduğu tespit edildi.
İncelemelerde Karabulut ile son görüşen kişi olduğu belirlenen erkek arkadaşı Cem Garipoğlu'nun evine gece polis ekiplerince baskın düzenlendi, ancak Garipoğlu'nun evinden ayrıldığı anlaşıldı.
Emniyet görevlilerince, cinayetle ilgili soruşturma genişletilirken, üniversite sınavına hazırlandığı öğrenilen Karabulut'un cenazesi, Bolu'nun Mengen ilçesine bağlı Kayabaşı köyünde toprağa verildi.
Cinayet Büro Amirliği ekipleri, 7 Mart 2009'da katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun annesi Tülay Makbule Garipoğlu ile babası Mehmet Nida Garipoğlu ve korsan taksicilik yaptığı öğrenilen M.C.B'yi gözaltına alındı.
Savcılıkça sorgulanan 3 şüpheli, serbest bırakıldı. Cinayetle ilgili çok sayıda kişinin ifadesine başvurarak, ihbarları değerlendiren polis, 27 Nisan 2009'da baba Mehmet Nida Garipoğlu'nu yeniden gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerin ardından adliyeye sevk edilen baba Garipoğlu, ''cinayete iştirak'' suçlamasıyla tutuklandı.
Cinayetten yaklaşık 90 gün sonra 186 ülkede aranması için Interpol tarafından Cem Garipoğlu hakkında kırmızı bülten çıkarılarak, 6 farklı dilde özel bir video hazırlatıldı.
Kamuoyunun yakından takip ettiği bu süreçte, Karabulut'un ailesi ve bazı sivil toplum kuruluşları öncülüğünde katil zanlısının yakalanması için yürüyüşler düzenlendi.
Bu dönemde katil zanlısı Cem Garipoğlu'nun Rusya ya da Kanada'ya kaçtığı, Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği'nde ve Moskova'daki bir alışveriş merkezinde görüldüğü iddia edildi.
Medyada, kızının katilinin yakalanması için yaptığı eylem ve açıklamalarla sık sık gündeme gelen Münevver Karabulut'un babası Süreyya Karabulut da 3 Eylül 2009'da Garipoğlu Şirketler Grubu'na ait binanın önüne testere ve siyah çelenk bıraktı.
- 197 gün sonra teslim edildi
Dönemin İstanbul Valisi Muammer Güler'in ''Devletin verdiği bir söz var, o söz yerine getirilecek'', dönemin Emniyet Müdürü Hüseyin Çapkın'ın ise ''Çember daralıyor'' açıklamalarının ardından 17 Eylül 2009'da cinayet zanlısı Cem Garipoğlu, avukatı Aytekin Kaya tarafından Bahçelievler'de polise teslim edildi.
Cinayetten 197 gün sonra teslim olan Garipoğlu, Asayiş Şube Müdürlüğü'ndeki emniyet görevlileriyle sohbeti sırasında, firari olduğu süre içerisinde hiç yurt dışına çıkmadığını, bilmediği bir yere tanımadığı bir kişi tarafından götürüldüğünü ve olaydan pişmanlık duyduğunu söylediği ifade edildi.
- Çocuk mahkemesinde hakim karşısına çıktı
Emniyetteki işlemlerin tamamlanmasının ardından 18 yaşından küçük olduğu için çıkarıldığı İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nce tutuklanan Cem Garipoğlu, aynı gün Maltepe Cezaevi'ndeki çocuk koğuşuna konuldu.
Cumhuriyet savcıları Mustafa Öztürk ve Faruk Erşen Yılmaz'ın Cem Garipoğlu hakkında hazırladığı iddianame, İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edildi.
İddianamede, ''tasarlayarak, çocuğu veya beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürmek'' suçundan 18 yaşından küçük olduğu için Cem Garipoğlu'nun 18-24 yıl arasında hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Garipoğlu'nun babası Mehmet Nida Garipoğlu, annesi Tülay Makbule Garipoğlu ve amcası Hayyam Garipoğlu'nun da aralarında bulunduğu diğer 6 şüpheli hakkında hazırlanan ve İstanbul 7. Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilen iddianamede ise Mehmet Nida Garipoğlu'nun ''tasarlayarak, çocuğu veya beden veya ruh bakımından kendini savunamayacak kişiyi, canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme suçuna iştirak etmek''ten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istendi.
İddianamede, Hayyam Garipoğlu, Habib Kurt, Mehmet Karakayalı ve Ahmet Batur'un ''suçluyu kayırmak'' suçundan; anne Tülay Makbule Garipoğlu'nun da ''suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirmek'' suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
- Babasının bulunduğu cezaevine nakledildi
Cem Garipoğlu, 29 Ekim 2009'da 18 yaşına girince Maltepe Cezaevi'nden, babası Mehmet Nida Garipoğlu'nun da tutuklu bulunduğu Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ne nakledildi.
İstanbul 1. Çocuk Ağır Ceza ve 4. Ağır Ceza mahkemeleri de suçun oluştuğu yerin yetki alanları dışında olduğu yönünde karar vererek, şüpheliler hakkındaki dosyaları Bakırköy Adliyesi'ne gönderdi.
Yaşanan bu süreçlerin ardından cinayet zanlısı Cem Garipoğlu, 11 Şubat 2010'da Bakırköy 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıktı. Mahkeme, diğer 6 şüphelinin Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılandığı dava ile Garipoğlu'nun davasını birleştirdi.
- 24 yıl hapis cezası almıştı
Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi, 18 Kasım 2011'de, Münevver Karabulut'un katili Cem Garipoğlu'nu ''çocuğa karşı tasarlayarak, canavarca bir hisle ve eziyet ederek öldürmek'' suçundan 24 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, Cem Garipoğlu'nun uzun süre kaçmasını, fiilden sonraki davranışlarını ve cezanın sanığın geleceği üzerindeki etkilerini göz önüne alarak, hakkında ''cezayı hafifletecek takdiri nedenlerin'' uygulanmasına yer olmadığına karar verdi.
Sanık Cem Garipoğlu da esas hakkındaki savunmasında, çok üzgün ve pişman olduğunu dile getirerek, ''Hem Münevver'den, hem onun ailesinden hem de kendi ailemden özür dilemek istiyorum. Bunun dışında cezam neyse çekmeye razıyım. Savunmamı da avukatım yapacaktır'' dedi.
Mahkeme, baba Nida Garipoğlu'nun beraatına hükmederken, amcası Hayyam Garipoğlu ile Ahmet Batur, Mehmet Karakayalı ve Habib Kurt'u, ''suçluyu kayırmak'', anne Tülay Makbule Garipoğlu'nu da ''suç delillerini gizlemek ve yok etmek'' suçlarından 3'er yıl hapis cezasına çarptırdı.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, 29 Mart 2012'de Cem Garipoğlu ile anne Tülay Makbule Garipoğlu, amca Hayyam Garipoğlu, Ahmet Batur, Mehmet Karakayalı, Habib Kurt'un cezalarını onarken, baba Nida Garipoğlu'nun beraatına ilişkin kararı bozdu.
DAVAYLA İLGİLİ BUGÜNE KADAR 15 SORUŞTURMA VE 13 DAVA AÇILDI
Habertürk'ün haberine göre Cem Garipoğlu’nun Münevver Karabulut’u öldürmesinin ardından tam 15 soruşturma açıldı.
- Cinayetin ardından Cem Garipoğlu hakkında “Canavarca hisle, tasarlayarak adam öldürmek” suçundan “ağırlaştırılmış müebbet hapis” cezası istemiyle Bakırköy 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Bu davada baba Mehmet Nida Garipoğlu, anne Tülay Makbule Garipoğlu ve amca Hayyam Garipoğlu ile aileye ait 3 şirket çalışanı da sanık oldu.
- Karabulut Ailesi, davanın görüldüğü mahkemenin başkanı ile üyelerinin baba Garipoğlu’nu usulsüz bir şekilde tahliye ettikleri iddiasıyla yaptıkları şikâyeti işleme koymayan HSYK’nın kararının iptali için dava açtı. Ardından da Mahkeme Başkanı Mevlüt Bayraktar’ın Adana-Ceyhan’da görev yaptığı dönemde, Garipoğlu Ailesi’yle ilgili 1 milyar dolarlık bir hileli iflas davasında lehte karar verdiği öne sürüldü. İddialar üzerine Bayraktaroğlu davadan çekildi.
- Karabulut Ailesi, Garipoğlu Ailesi aleyhine 2 milyon 3 bin liralık manevi tazminat davası açtı.
- Baba Mehmet Nida Garipoğlu, Süreyya Karabulut hakkında “tehdit ve hakaret” davası açtı.
- Süreyya Karabulut’a 7 Mart 2009’da “Kızını öldürdük, seni de onun yanına göndereceğiz” şeklinde tehdit mesajları atan Şinasi Demir hakkında “tehdit” suçundan dava açıldı.
- Münevver Karabulut’un cesedine otopsi yapılırken cesede sperm bulaştırılmasıyla ilgili olarak Adli Tıp Kurumu aleyhine dava açıldı. Adalet Bakanlığı aileye tazminat ödemeye mahkûm edildi.
- Karabulut’un cesedine Adli Tıp Kurumu’nda sperm bulaştırılmasıyla ilgili olarak 2 doktor ve hizmetli Ahmet Şahin hakkında “Görevi kötüye kullanmak”tan dava açıldı. Şahin, 5 ay hapis cezasına çarptırıldı.
- Münevver Karabulut’un ağabeyi Enver Karabulut bir duruşmada içinde kezzap bulunan bir şırınga ile Cem Garipoğlu’na saldırmak istedi. Ağabey hakkında “basit yaralama” suçundan dava açıldı.
- Dönemin Asayişten Sorumlu İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Mustafa Köse, Süreyya Karabulut hakkında yaptığı açıklamalar nedeniyle savcılığa şikâyette bulundu. Soruşturma takipsizlikle sonuçlandı.
- Mustafa Köse Süreyya Karabulut’a “iftira” suçlamasıyla tazminat davası açtı.
- Dönemin İstanbul Emniyet Müdürü olan Celalettin Cerrah, Süreyya Karabulut’un kendisinin Garipoğlu Ailesi’yle irtibatı bulunduğu ve cinayet soruşturmasında ihmali olduğu yönündeki beyanlarıyla ilgili olarak şikâyette bulundu. Soruşturmada takipsizlik kararı verildi.
- 7 polis memuru hakkında, cinayetin işlendiği yerdeki güvenlik kameraları kayıtlarının silinmesi, bilgisayar kayıtlarının alınmaması ve evde bulunan paranın tutanağa geçirilmemesi nedeniyle “görevi kötüye kullanmak, suç delillerini gizlemek ve yok etmek” suçlamasıyla dava açıldı. Sitenin yöneticisi ve güvenlik görevlisine de aynı suçlardan dava açıldı.
- Karabulut Ailesi, Garipoğlu Ailesi’nin avukatı Ahmet Ferdi Çardaklı hakkında, Hayyam Garipoğlu aleyhinde ifade veren tutuklu sanık Ahmet Batur’u cezaevinde ziyaret ederek ifadesini değiştirmesi için baskı yaptığı iddiasıyla şikâyette bulundu. Avukat Çardaklı hakkında “suç delillerini yok etmek” suçlamasıyla dava açıldı. Baro avukat hakkında disiplin soruşturması başlattı.
- Baba Karabulut’la yaptığı bir görüşmeyi, gizlice kayda aldığı ve bu kayıtları çarpıtarak şantaj yaptığı iddia edilen Cemil Baran hakkında “tehdit ve adli yargılamayı etkilemeye teşebbüs etmek” suçlamasıyla dava açıldı.
- Karabulut Ailesi’nin eski avukatı Faruk Zorba, Süreyya Karabulut hakkında “hakaret” suçlamasıyla tazminat davası açtı.