26.06.2021 - 09:01 | Son Güncellenme:
Hayvancılıkla uğraşan erkek hastaya 2 yıl önce ‘ankilozan spondilit’ tanısı konduğunu belirten Dr. Dirlik, Hürriyet’e şunları söyledi: “2 yıl önce teşhis koyulan hasta birçok tedavi denemiş ama ağrıları geçmeyince farklı yöntemlere başvurmuş. Son olarak da böyle bir olay yaşamış. Hastada bir miktar enfeksiyon gelişmişti ancak bu çok riskli bir durum. Eğer enfeksiyon sinir köklerine ilerlerse sinir hasarı yaşanabilir. Bu enfeksiyon ilerlerse de ölüme kadar götürebilir. Bu tarz hiçbir işe yaramayan, alternatif tıp adı altında uygulamalara çok rastlıyoruz. Ancak deri altından ip geçirmeyi ben de meslek hayatımda ilk defa gördüm. 5 aydır hasta bu şekilde yaşıyor. Son derece tehlikeli, ölümcül sonuçları olabilecek bir uygulama.
SEPSİSE KADAR GİDEBİLİR
Enfeksiyon ilerlerse iç organlara zarar verebilir, sepsise kadar gidebilir. Hastaya durumu anlattım. Önemli işleri olduğunu söyleyen hastanın tedavisine hafta başından itibaren devam edeceğiz. Cerrahi müdahale ile enfeksiyonu temizleyeceğiz.”
‘EL ALDIM’ DİYENE KANMAMALI
Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Uygulamaları (GETAT), 2014 yılında Sağlık Bakanlığı’nın çıkardığı bir yönetmelik ile devlet hastanelerinde uygulanmaya başladı. Bu uygulamaların içinde akupunktur, hipnoz, fitoterapi gibi 15 uygulama var. Bu uygulamaların sadece doktor kontrolünde yapılması gerektiğini belirten Sağlık Bilimleri Üniversitesi Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi GETAT Sorumlu Hekimi Dr. Kanat Tayfun, Hürriyet'ten Buse Özel'e ‘merdiven altı’ denilen uygulamaların hastaya yarardan çok zarar getirdiğini belirtti.
Dr. Tayfun, şunları söyledi: “Dağlama, yakma, ip geçirme gibi sözde tedavi ettiği iddia edilen bu uygulamaların hiçbiri yarar getirmediği gibi hastaya zarar veriyor. Sağlık Bakanlığı bu konuda güzel bir yönetmelik yayınladı ve 15 tane alt birim belirledi. Kanuna ve yönetmeliğe göre bu uygulamalar sadece doktorlar tarafından yapılabiliyor. Hekim olmadığı halde, ‘Ben el aldım, ocakta öğrendim, ailemiz de şifacı’ diyerek mezoterapi, hipnoz gibi uygulamaları yaptığını söyleyen kimseye halkımız lütfen itibar etmesin. İstanbul’da Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl’ün önderliğinde ve üniversite çatısı altında, GETAT Müdürü Prof. Dr. Ahmet Müslümanoğlu ile birlikte bu eğitimler 8 ilde veriliyor ve bu eğitimi alan doktorlar sadece uygulama yapabiliyor. İp geçirmek gibi şeyler son derece zararlı. Hastada enfeksiyon oluşur, iç organlara zarar verir. Normalde geleneksel tıp uygulamalarında böyle bir tedavi zaten yok. Tıbbın ilk prensibi ‘Önce hastaya zarar verme’dir.”
'KİRAZ SAPI DAHİ ÖLDÜREBİLİR'
Geleneksel, bütünleyici tıbbın çok ciddi bir konu olduğunu ve doktor olmayan kimseye bırakılmaması gerektiğini ifade eden Medicana Kadıköy Hastanesi İç Hastalıkları ve Fitoterapi Uzmanı Prof. Dr. Hakan Terekeci ise kontrolsüz kullanıldığında kiraz sapının dahi öldürebildiğini ifade etti.
Terekeci, şunları söyledi: “Geleneksel tıp yüzlerce yıldır denenmiş, hakkında yeterli bilimsel makale olmasa dahi tıp dünyası tarafından kabullenilmiş bir tedavi yöntemi olması gerekiyor. Örneğin hacamat, biorezonans, homeopati kullanılıyor ve üniversitelerde bunlar ile ilgili bölümler var. Ancak belden ip geçirme, çekme gibi hiçbir altyapısı olmayan şeyler insanların hayatına dahi mal oluyor. Kiraz sapından ölen insanlar bile var. Kontrolsüz şekilde tüketildiğinde kiraz sapı dahi pıhtılaşma bozukluğu, karaciğer hasarına yol açabilir. Mesela bu örnekte hastanın ankilozan spondiliti varsa bu bir bağışıklık sistemi hastalığıdır ve uygulanan yöntemin fayda getirme ihtimali zaten yok. İlerleyen dönemlerde daha ciddi problem de yaşayabilir. Geleneksel, bütünleyici tıp sadece bu konuda eğitim almış hekimler tarafından uygulanmalıdır. Hastalara fitoterapide bir öneride bulunurken bitkilerin içindeki etken maddenin belli bir oranda olması lazım. Ancak bu aktardan alınan her bitkide aynı değildir. O nedenle bu iş aktarlara bırakılamayacak kadar ciddidir. Bir portakalın içinde ortalama kaç mg C vitamini var bunu biliyoruz. Ancak bitkilerin nerede yetiştiği, hangi dönemde toplandığı içindeki etken maddeyi değiştirebiliyor. Bu yüzden güvendiğimiz, standardize edilmiş takviyeler önermek zorundayız.”
SAĞLIK BAKANLIĞI’NIN ÖNERDİĞİ UYGULAMALAR
- Akupunktur
- Apiterapi
- Fitoterapi
- Hipnoz
- Sülük uygulamaları
- Homeopati
- Kayropraktik
- Kupa uygulaması
- Larva uygulaması
- Mezoterapi
- Proloterapi
- Osteopati
- Ozon uygulamaları
- Refleksoloji
- Müziketerapi
SEPSİS NEDİR?
Vücutta bir enfeksiyona neden olan bakterilerin kana karışması ile vücuttaki bağışıklık sisteminin bu bakterilere karşı büyük bir savunma tepkisi göstermesi ile sepsis ortaya çıkar. Normal şartlarda vücudun kana karışan bakterilere karşı bir bağışıklık yanıtı geliştirmesi normal ve olması gereken bir durumdur. Fakat bu yanıt bazı durumlarda olması gerekenden çok daha güçlü olduğunda, organ ve dokulara hasar verebilmektedir. Ağır sepsis vakalarında tüm vücutta iltihaplanmalar meydana gelir ve septik şok adı verilen tablo ortaya çıkabilir. Bu durum tansiyonda ciddi bir düşüşü de beraberinde getirir ve ölümle sonuçlanabilir.