27.01.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
MERT İNAN
MERT İNAN- Antarktika’da bin 550 kilometre karelik buzdağının (Tuz Gölü kadar) parçalanarak kıtadan ayrılması endişelere neden olurken, bu gelişme gözleri yeniden iklim değişikliğine çevirdi. Kuzey yarım kürede kasım ayından bu yana devam eden sıcaklık rekorları ve kuraklık, iklim krizinin etkilerini yeniden gündeme taşırken, 150 metre kalınlığındaki buzdağının kopuşu uydu görüntülerine de yansıdı.
Uzmanlar, son iki yılda ikinci büyük buzul kopuşunun yaşandığına dikkat çekerek, gelecek yıllarda devasa buzul kopuşlarına bağlı deniz suyu seviyelerinin yükseleceğini söylüyor.
‘Tartışılması gerekir’
Tuz Gölü büyüklüğündeki devasa buzul kütlesinin küresel iklim değişikliğinin neden olduğu sıcaklık artışı nedeniyle koptuğunu söyleyen Türk Coğrafya Kurumu Başkanı Doç. Dr. Ahmet Ertek, şunları kaydetti: “Bu ilk kopan parça değil ancak iki yılda ikinci kez büyük kopuş yaşanması tartışılması gereken bir konu. Antarktika’daki buzul kopuş ve erimeleri devam edecek. Çünkü dünya genelinde 2000’li yılların başından bu yana sürekli sıcaklık rekorları kırılıyor. Şu an sizinle konuşurken Mersin, Adana yolunda hareket halindeyim ve üzerimde gömlek var. Normalde bu mevsim bu bölge bile serin ve yağışlı olmalıydı. Hakkâri’deki Cilo Dağları’nda da buzullardaki erimeyi tespit etmiştik. Buzulların kopuşu küresel iklim değişikliğinin en çarpıcı örneği. Kuzey ve Güney okyanusları olarak da adlandırılan buzul bölgelerindeki kopuşlar devam ederse birçok kıyı kenti su seviyelerinin yükselmesine bağlı sorunlarla karşı karşıya kalacak. Normal şartlarda buz kıran gemilerle geçilen Kuzey Okyanusu, haziran-eylül döneminde buz kıranlar olmadan da geçilebiliyor. Buzullardaki kopuş ve erimenin yanı sıra hortumlar, sel, kuraklık gibi ekstrem hava olaylarına da şahit olacağız. Buzullar eridikçe kıyı ovaları maalesef sular altında kalacak.”
Her yıl 259 milyar ton
İTÜ Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsü Katı Yer Bilimleri Öğretim Üyesi Doç. Dr. Akif Sarıkaya da küresel iklim değişkliğnin etkilerine değinerek, “Dünya genelinde yılda ortalama 259 milyar ton buzul yok oluyor. Antarktika Buzulu’nun yıllık kaybı 121 milyar ton, Grönland’da ise 97 milyar ton. 2100 yılında deniz seviyesinin 40 santim ile 1 metre arasında yükseleceği tahmin ediliyor. Birçok liman ve kıyı kenti sular altında kalabilir. Türkiye’nin 3 tarafı denizlerle çevrili. Buzullarda yaşanan kayıp, sel, taşkın, kuraklık ve kasırga riskini beraberinde getiriyor. Buzullar eridiği zaman geriye kalan bölge de kuruyor. Bugün için Tuz Gölü büyüklüğünde bir parçanın kopması dünya için risk teşkil etmese de uzun vadede bu kopuşların hızlanması riskleri getirecektir” değerlendirmesini yaptı.
‘Süreç hızlanarak devam edecektir’
Prof. Dr. Levent Kurnaz, devasa buzul kütlesinin kopuşunu normal bir durum olarak değerlendirirken, şunları anlattı: “Antarktika’da bu tür kopuşlar her zaman oluyor. Zaten söz konusu kütlenin kopacağı tahmin ediliyordu. Antarktika’nın alt kısmındaki buzul parçaları eridikçe, yukarıdaki parçalar kaymaya bağlı kopuyor. Antarktika’nın doğasında olan bir döngüden söz ediyoruz. Titanik gemisini batıran da buna benzer bir buzul parçasıydı. Asıl sorun kopuşların hızlanması.
Sıcak hava dalgaları devam edip, küresel ısınma sürdükçe kopuşlar hızlanarak devam edecektir. 2 yıl önce kopan parça neredeyse Ekvator’a kadar gelmişti. Geçtiğimiz Pazar günü meydana gelen kopuş ve erime sonrası deniz suyu seviyesi yarım milimetre yükselecek. Bu oran önemli değil ama bunun gibi arka arkaya 100 buzul koparsa kıyı kentleri için ciddi problemler oluşur. Antarktika’daki buzullarda bir hareketlenme olduğunu görüyoruz. Önemli olan kopuş ve hareketliliğin hızlanmaması. Ancak korkarım ki, süreç hızlanarak devam edecek.”