15.03.2017 - 15:28 | Son Güncellenme:
Haber: Hayati KILIÇ - İstanbulDHA
Şişli Belediyesi İmar ve Şehircilikten Sorumlu Başkan Yardımcısı Cemil Candaş'ın 18 Temmuz'da belediye binasında başından vurularak öldürülmesine ilişkin 6 şüphelinin yargılanmasına başlandı. Cemil Candaş'ı öldüren Şenol Şahin etkin pişmanlık yasasından yararlanmak istediğini söyledi. Azmettirici olarak yargılanan Mithat Yılmaz ise, öldürülen Cemil Candaş'ın yaklaşık 1 milyar Dolar dolar değerinde gayrimenkulun iskanını iptal ettiğini belittti.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen durşmaya tutuklu sanıklar Şenol Şahin, Mithat Yılmaz, Hacı Avcı, Engin Gölve, Metin Şentürk ve Bilal Yaman katıldı. Öldürülen Cemil Candaş'ın eşi Nurcan Candaş ve kardeşleri Cemal, Nedim, Nevzat ve Naci Canbaş duruşmada hazır bulundular. Şişli Belediyesinin avukatı Serhat Saçan'ın davaya katılma talebi, suçtan doğrudan zarar görmediği gerekçesiyle reddedilirken, öldürülen Cemil Candaş'ın eşi ve kardeşlerinin davaya katılma talebi kabul edildi.
ETKİN PİŞMANLIK TALEBİ
Duruşmada savunma yapan Şenol Şahin "Bu olay sonucu ölümüne sebep olduğum Cemil Candaş'ın ailesine sabır diliyorum. Etkin pişmanlıktan yararlanıp bildiklerimi anlatmak istiyorum" dedi. Cinayetten 3-4 gün önce sanık Engin Gölve'nin kendisine birinin burnunun kırılmasını istediğini, kendisinin de bunu kabul ettiğini belirten Şenol Şahin, "Daha sonra sanıklarından Mithat Yılmaz'ın eşine ait olduğu belirtilen otoparkta Engin Gölve, Rıza Keten ve Hacı Avcı ile buluştuk. Rıza Keten, belediyede bir müdürün burnunun kırılmasını istediğini söyledi. Bunun nasıl olacağını sordum. Candaş'ın belediyenin 3. katında olması gerektiğini söyledi. Ben de 'tamam' dedim. Bana resmini gösterdi, sonra ayrıldım. Otoparktan çıkarak belediyeye gittim tek başıma. Rıza Keten belediyenin tuvaletinde buluşacağımızı söylemişti. Orada tekrar telkinde bulunacağını söylemişti. Belediyeye gidip 3. kata çıktım, tuvalette buluştuk. Başkan yardımcısının odasını göstererek, bugün halledilmesi gerektiğini söyledi.
"BENİ LİNÇ EDERLER"
Bu olayı gerçekleştirdiğimde nasıl çıkacağım sordum 'beni linç ederler' dedim. 'Sana silah vereceğim, burnunu kırdıktan sonra silahını göstererek çıkarsın' dedi. Silaha alışık olmadığımdan yapabilir miyim, yapamaz mıyım diye tereddüt ettim. Müdürün işlerine engel olduğundan bugün yapılması gerektiğini söyledi. Bunun üzerine yapabileceğimi söyledim. Yapamazsam bırakır giderim dedim. 'Bunu yaparsan her türlü kardeşimizsin cezaevinde sana bakarız' dediler. Rıza Keten bana tuvalette silahı verdi. Silahı üzerime aldım. Bana verdiği silahı kamufle etmek için verdiği sarı zarfla tuvaletten çıktım. Koridorda dolandım, maktulü tanımadığım için tedirgin dolandım. Tuvaletin çıkışında farkettim o olduğunu. Peşinden giderek ayağına sıktım. Tam silahı atıp kaçacakken güvenlik üstüme atladı. Maktulün uzun boylu ve yapılı olduğunu görünce burnuna vurmaktan vazgeçip silahla ateş ettim. Otoparkta ilk konuştuğumuzda bana 80 bin TL para teklif edildi, kabul ettim. Ama bana bakmadılar, avukat sağlamadılar. Rıza Keten, İbrahim Kocaman'ın kesilmiş cezası olduğunu ve burada olmadığından 'onun adını verebilirsin bizim dostumuzdur dedi' şeklinde konuştu.
"1 MİLYAR DOLARA YAKIN GAYRIMENKULÜN İSKANLARI İPTAL EDİLMİŞ"
Sanık Mithat Yılmaz ise savunmasında, kendi binasının kaçak olmadığına ilişkin encümen kararı olduğunu belirterek "İddianamede yer alan HTS kayıtları azmettiriciliğe nasıl delil olur. Burada olmaktan utanç duyuyorum. Şenol Şahin ile yoğun bir görüşme kaydım yok. Hacı Avcı ile görüşme kaydım vardır. Çünkü kendisi emlakçılık yapar. Benim de gayrimenkullerim var. Hacı Avcı suçlu ise ben suçlu değilim. Buluşmanın gerçekleştiği otopark eşime aittir. Ancak başkası işletiyor. Bu otopark benim ofisimin yan tarafındadır. Bana gelen evraklar laboratuvarımda değilsem oraya bırakılır. Diyaloğum bundan ibarettir. Bu diyalog nasıl somut delil haline gelir? Cemil bey 7 tane binanın iskanını iptal etmiş. Bunların 4'ü Keten İnşaat'ın. 1 milyar dolara yakın gayrimenkulun iskanları iptal edilmiş. Bu inşaatın sahibinin kardeşi burada yok ama ben buradayım. Soruşturmanın eksik kaldığı şeyler inşallah burada yapılır" dedi.
"BURADA 30 SENEDİR ÇETE VAR"
Sanıklardan Hacı Avcı da gayrimenkul danışmanlığı ve iş takipçiliği yaptığını belirterek, “Selahattin Keten, Hayri başkan dahil birçok kişiyle sorun yaşadı. Başkanla konuştum projenin olmayacağını söyledi. Ben de bunu anlattım Selahattin Keten'e. O da 'Ben bu başkan yardımcısını dövdüreceğim. Hayri başkan randevu da vermiyor' dedi. Cemil Candaş tehdit alıyordu zaten. Kendisi bana anlatmıştı. 'Burada 30 senedir bir çete var. Bunu kırmam gerekiyor' diyordu. İş Keten'le çıkmaza girdiği için Selahattin Keten 'Onu dövdüreceğim. En azından bir yumruk attırayım' dedi. Ben de Engin Gölve'ye 'Bir müdür dövülecek' dedim. Sonra Selahattin'i arayıp 'Birini buldum ama nasıl olacak diyor' dedim. O da 'Rıza'yı göndereceğim' dedi. Olay olduktan sonra Selahattin Keten aradı beni. Neler olduğunu sordu. Rıza Keten'in ruhsatlı silahı vardı' dedi.
"BU İŞTEN CEZAEVİNE GİRECEĞİMİ DÜŞÜNMEMİŞTİM"
Müteahhit Engin Gölve de etkin pişmanlıktan yararlanmak istediğini belirterek, “Olaydan 3-4 gün önce Hacı Avcı gelerek, "Bir ağabeyimin işlerine taş koyuyor. Birini dövdüreceğim. Birini bulabilir misin' dedi. Şenol'a söyledim. 'Olur' dedi. Ben de gönderdim. Pazartesi günü Hacı ve Rıza Keten geldi. Çocuğa anlattılar. 'Cemil Candaş 20 günlük rapor alsın yeterli' dediler. 'Oradan nasıl çıkacağım' dedi Şenol. Rıza da 'Ben sana silah vereceğim. Burnuna vurduktan sonra silahı gösterip kaçarsın' dedi. Pişmanım keşke tanıştırmasaydım" dedi. Bu sırada mahkeme başkanı “Soruşturma aşamasında bunlardan hiç bahsetmemişsin" diye sorunca Gölve, “Bu işten cezaevine gireceğimi hiç düşünmemiştim. Saklamak istedim" diye yanıt verdi. Sanık Metin Şentürk ise, Keten İnşaat'ta 21 Haziran'da evrak takibi yapmak üzere işe başladığını aktararak, “Olay günü Cemil Candaş elektrik projesi ile ilgili bu projenin mühendisler odasından onaylı olmadığını söyledi. Selahattin Keten'i arayarak 'onaylattırmıyorum' dedim. Cemil Candaş'ın vurulduğunu o gün belediyede olduğumdan duydum ama öldüğünü basından duydum. Olay günü başka bir iş yapmadım belediyede" dedi.
"ANNEM ÖLDÜĞÜNÜ BİLMİYOR"
Candaş ağabeyi Cemal Candaş da söz alarak, “92 yaşında bir annenin çocuğuyum. Kardeşimin öldürüldüğünden annemin haberi yok. Trafik kazasında öldüğünü biliyor. Öğrenirse ölür. Bu ülkede namusuyla şerefiyle çalışan kişilere can güvenliği gerekir. Namuslu ve şerefli insanlar adına adalet bekliyorum. Bütün sorumluların cezalandırılmasını istiyorum" dedi. Candaş'ın eşi Nurcan Candaş da, “Mart ayında Sabiha Gökçen Havaalanı'nda ilk saldırıdan sonra sürekli bir tedirginlik vardı. Panik halde yaşıyordu. Adalete güveniyorum. Anlatılan hiçbir şeye inanmıyorum, çok güzel hikayeler anlattılar. Hepsinden şikayetçiyim" dedi. Duruşma tanıkların ifadelerinin alınmasıyla devam ediyor.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, tetiği çeken Şenol Şahin'in "Tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor. Tutuklu sanıklardan Mithat Yılmaz'ın da cinayeti azmettirme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanması talep ediliyor. Soruşturma kapsamında tutuklu bulunan diğer şüpheliler Engin Gölve, Hacı Avcı, Metin Şentürk ve Bilal Yaman'ın ise "Kasten öldürmeye yardım etme" suçundan cezalandırılmaları isteniyor.