04.02.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gökçer Tahincioğlu - Ankara
Siirt’te defalarca şiddet gördüğü, yüzünde kalıcı iz bırakacak biçimde kendisini yaralayan kocası tarafından uçurumdan itilerek öldürüldüğüne karar verilen öğretmen Esin Güneş davasında, sürpriz bir gelişme yaşandı. Yargıtay Başsavcılığı, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından da onanan, “cinayet” kararına itiraz etti. Savcılık, bazı raporlarda yüzde 10 ihtimalle de olsa daha önce Vertigo tedavisi gören Güneş’in kendiliğinden düşmüş olabileceğinin belirtildiği gerekçesiyle diğer bilimsel raporları yok saydı.
Siirt’te sınıf öğretmenliği yapan Esin Güneş, 2008’de özel güvenlik görevlisi Güven Güneş’le evlendi. Bir süre sonra Güven Güneş, Esin öğretmene şiddet uygulamaya başladı. Esin Güneş, bunun üzerine boşanma davası açtı. Kocası ise boşanmak istemiyordu. 24 Ağustos 2010’da ise Esin Güneş, Siirt’te “kale” olarak bilinen uçurumun dibinde ölü bulundu. Güven Güneş, ilk ifadesinde olayın kazayla meydana geldiğini söyledi. Taksici arkadaşı Beşir Üzüm’le bölgeye gittiklerini, Esin Güneş’in hava almasını istediklerini kaydeden Güven Güneş, “Kameriyede otururken ayağa kalkmak istedi. Bu sırada ayağı takıldı ve düştü” dedi.
Kaza diye kapatıldı
Bu ifadenin ardından dosya “kaza” kaydıyla kapatıldı. Ancak genç öğretmenin ailesi yeni kanıtlar bularak yeniden savcılığa başvurdu ve dosya yeniden açıldı. Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı, Güven Güneş ve taksici arkadaşı hakkında “kasten öldürmek” suçlamasıyla dava açtı. Davaya bakan Siirt Ağır Ceza Mahkemesi, Esin öğretmenin uçurumdan düşmesiyle ilgili bilirkişi raporu talep etti. ODTÜ Fizik Bölümü’nden ikisi profesör, biri doçent olmak üzere üç akademisyen tarafından hazırlanan raporda, Esin öğretmenin düşüşü “fizik kuralları” çerçevesinde değerlendirildi.
‘Kendiliğinden düşemez’
Raporda, “Olayın Fizik Problemi Olarak Tanım ve Çözümü” başlığı altında şu değerlendirme yapıldı:
“50 kg. ağırlığında, 1,67 boyunda ve 25 yaşındaki Esin Güneş, ilk düştüğü yerden, ikinci bir kez daha düşmüştür. İlk düşme 1. bölgeden 3.’ye, ikinci düşme ise 3. bölgeden 100 metre derindeki uçuruma olmuştur. Mağdurenin ilk düşme sırasında ikinci bölgeyi aşarak üçüncü bölgeye düşmesinin ve ikinci düşme sırasında dördüncü bölgeye tek bir yerden hızla çarpıp uçuruma yuvarlanmasının mümkün olup olmadığı fizik yasalarıyla incelenecektir.”
Ölümün, “yatay ilk hız”, “serbest düşme”, “çarpmayla kazanılan hız” gibi fizik bilimi kavramlarıyla irdelendiği raporda, matematiksel yöntemlerden yararlanılarak, kadının kendiliğinden düşmüş olamayacağı vurgulandı.
Siirt Üniversitesi’nin hazırladığı raporda ise Esin öğretmenin kendiliğinden düşmüş olma ihtimali bulunduğu da kaydedildi. ODTÜ’lü hocaların, “Esin Güneş düşmedi, itildi” tespiti üzerine, savcılık iki isim hakkında da müebbet hapis istedi. Duruşmada konuşan Güven Güneş ise ilk ifadesinin aksine, “Oruçtum ve açtım. Çok sıcaktı ve susamıştım. Onun için ne olduğunu tam olarak bilemiyorum” dedi. Güneş, olaydan hemen sonra alınan ifadeleriyle sonraki ifadeleri arasındaki çelişkileri de “oruç olmasına” bağladı.
‘Kanka’ya beraat
Mahkeme, dava sonunda Güven Güneş’i ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm ederken, “Kankam” dediği taksici arkadaşının beraatine hükmetti. Güven Güneş’in duruşmadaki iyi hali gerekçe gösterilerek cezası müebbet hapse indirildi. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın da katıldığı davaya, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu da müdahil oldu. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, sanık ve mağdur tarafın karşılıklı temyiz ettiği kararı onadı. Daire, sanığa iyi hal indirimi yapılmasını da Esin Güneş’i kocasıyla birlikte uçurumun kenarına götüren taksiciye beraat verilmesini de onadı.
Yargıtay Başsavcılığı, Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından da onanan, “cinayet” kararına itiraz etti. Savcılık, bazı raporlarda yüzde 10 ihtimalle de olsa daha önce Vertigo tedavisi gören Güneş’in kendiliğinden düşmüş olabileceğinin belirtildiği gerekçesiyle diğer bilimsel raporları yok saydı. ODTÜ tarafından hazırlanan raporda, düştüğü yerden daha aşağıya bir kez daha itilmeden düşemeyeceği belirtilen Esin Güneş’in ölümüyle ilgili son sözü Yargıtay Ceza Genel Kurulu söyleyecek. Genel Kurul, daha önce “kaza” denilerek kapatılan ancak bilimsel raporlar doğrultusunda yeniden açılan davada başsavcılığın görüşü doğrultusunda karar verirse, Güneş’in eşi ceza almaktan kurtulacak.
ESİN GÜNEŞ’İN ANNESİ FAHRİYE IŞIK İSYAN ETTİ:
Ne ceza alsa içim rahat olmaz
Esin Güneş’in ailesinin ve Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun avukatı Evin Konuk, bilimsel raporlarla kanıtlanmış bir cinayette bile iyi hal indirimi yapılabildiğini, diğer sanığın ise suç ortaklığına rağmen beraat ettirildiğini belirterek, kararın yeterli olmadığını vurguladı.
Esin Güneş’in annesi Fahriye Işık da, “Devlet onlara indirim vermese, bu katillere indirim vermese iyi diyebilirdim. Ne ceza alsa içim rahat olmaz ama serbest kalmadığına da şükür ediyorum. Ama indirim yapılmasını da kabul edemiyorum. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun bütün dosyalarına bakın, hepsinde iyi hal var. Bir katilin nasıl iyi hali olabilir. Artık bu indirimler, iyi haller olmasın. Katilleri sokağa bırakmasınlar” dedi.
Üstü kapatılan dosyalara emsal
Platformun sözcüsü Gülsüm Kav da, “Yargıtay’ın onaması elbette iyi oldu ancak sanıkla işbirliği yapan taksici arkadaşının beraat etmesi çok yanlış. Dava süresince de tutuksuz yargılama yapılmasına itiraz ettik. İyi hal indirimine de itirazımız var. Bu davanın özel durumu, intihar olarak kapatılan bir dosyayı açtırarak kanıtlamış olmamız. Yargıtay’ın buna da özen göstermesi gerektiğini düşünüyorum. 2.5 yılda intihar denilen dosyanın cinayet olduğunu kabul ettirebilmemiz literatüre girmesi gereken bir özellik yüklüyor davaya. Üstü örtülen diğer dosyalar için de emsal oluşturmalı” diye konuştu.
‘İtilmeden düşemez’
ODTÜ Fizik Bölümü’nden ikisi profesör, biri doçent olmak üzere üç akademisyen tarafından hazırlanan raporda, Esin öğretmenin düşüşü “fizik kuralları” çerçevesinde değerlendirildi. Heyetin hazırladığı raporda, Esin Güneş’in düştüğü yerden daha aşağıya bir kez daha itilmeden düşemeyeceği vurgulandı.