18.12.2018 - 12:23 | Son Güncellenme:
FETÖ/PDY elebaşı Fetullah Gülen'in kağıt mendilini gönderdiği, örgütün 'Erzurum kasası' olarak bilinen 'Habbab Hoca' lakaplı Ünal Üneş, yargılandığı Erzurum 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde, 'silahlı terör örgütü kurma veya yönetme' suçundan 15 yıl hapis cezasına mahkum edildi. Yaklaşık 1,5 yıl aranan, Yunanistan'a kaçarken, sahte kimlik ve pasaport ile yakalanan Üneş'e ayrıca 'resmi belgede sahtecilik' suçundan da 2,5 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme tarafından hazırlanan gerekçeli kararda, tanık beyanlarına yer verildi.
'SÜREKLİ PARA YATIRIP, ÇEKERDİ'
Kapatılan Bank Asya'nın eski çalışanı tanık F.T.'nin, gerekçeli kararda, Ünal Üneş hakkında cemaatin Erzurum'daki en etkili isimlerinden olduğunu söylediği kaydedildi. F.T.'nin "Sürekli olarak bankaya gelip, giderdi; hesap hareketleri çok aktif ve hareketliydi. Sürekli para yatırıp, çekerdi. Bu paraların dışarıdan cemaate toplanan yardım paraları olduğunu düşünüyorum. Ünal Üneş'in şube müdürü olan Hasan Yurtoğlu'nu arayarak para çektirip, para yatırttığına bizzat şahit oldum. Hatta isimlerini hatırlamadığım cemaat mensubu olduklarını bildiğim kişilere Habbab hocanın telefonu üzerine 1015 bin TL tutarlarında makbuzu Ünal Üneş'in dönüşünde imzalaması üzerine paralar veriliyordu" dediği gerekçeli kararda yer aldı.
GÜLEN'İ PEYGAMBER GİBİ GÖSTERİYORLARDI'
Bank Asya'da 2010 yılında işe başladığını belirten F.T.'nin, 2014'te banka müdürünün isteği üzerine işten çıkarıldığını söylediği kaydedildi. Banka Müdürü Hasan Yurtoğlu'nun, çalışanları sohbet toplantılarına katılmaya zorladığını dile getiren F.T.'nin, şunları anlattığı kaydedildi:
"Bank Asya şubesinde çalıştığım süre içerisinde, müdürümüz bana ve diğer banka personeline bazı evlerde yapılan sohbetlere gitmemizi söylüyordu. Zaman zaman hatta kızarcasına telkinde bulunuyordu. Buna rağmen kimse sohbete gitmiyordu. Bunun üzerine Hasan Yurtoğlu personelinin sohbete gitmemesinden dolayı dışarıdan adının 'İskender' olduğunu bildiğim ince bıyıklı, beyaz tenli, orta boylu, 4045 yaşlarında bir şahıs bankaya gelerek bizlere genelde Fetullah Gülen ve cemaati ağırlıklı olmak üzere sohbet yapardı. Sürekli Fetullah Gülen'i överdi, peygamber sıfatı gibi göstermeye çalışıyordu. Biz bu sohbetlerden çok sıkılsak da mecburen ekmek parası için katlanmak zorunda kalıyorduk; çünkü sohbete katılım zorunluydu. 2014 yılının Eylül ayında beni ve birkaç arkadaşımı cemaatçi değiliz, diye bankadan tazminatımızı ödeyerek çıkardılar. 5 Haziran 2015 günü bankada çalışan arkadaşlarımı ziyaret için Bank Asya'ya gittim. Biz sohbet ederken Hasan Yurtoğlu, bana 'Ben Kürt olsam mutlaka HDP'ye oy verirdim' dedi. Arkadaşlar sorduğumda cemaatin ve cemaat abilerinin, mensuplarının HDP'ye oy topladıklarını teyit ettiler."
BANK ASYA'YA 30 KİLO ALTIN
Bank Asya'nın durumunun 17 Aralık 2013'ten sonra kötüye gitmesi nedeniyle çağrıda bulunulduğunu aktaran F.T.'nin, gerekçeli karara göre, şöyle devam ettiği belirtildi:
"'Bank Asya'yı kaybedersek biteriz' diye dini simgeleri, dini istismar ederek insanlardan altın ve para topladıklarını biliyorum. Hatta yapılan altın kabul gününde 30 kilo altın toplandı. Şöyle ki bazı insanlar gidip, kuyumcudan altın alıp, getirip, bunların tahriklerine kapılarak, bankaya mevduat hesaplarına yatırıyorlardı. Ayrıca cemaat mensubu olan diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan öğretmen ve diğer memurlara yine diğer bankalardan kredi çektirilerek, Bank Asya'ya yatırıldığını biliyorum. Kredi çekenlerden ve cemaate gönül verenlerden bazılarının diğer bankalardan çektiği kredinin faizli olacağından 'Nasıl böyle bir duruma izin verirsiniz?' diye serzenişte bulunmaları üzerine cemaatin önde gelen abileri ve özellikle banka müdürü Hasan Yurtoğlu'nun ağzından bu şahıslara hitaben 'Savaşta domuz eti yemek mübahtır, bu da bir savaştır. Bundan dolayı Bank Asya'nın ayakta kalabilmesi için bunlara katlanmamız gerekiyor. Bu savaş hak ile batılın savaşı' dediklerini duydum."