13.03.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
IPSOS, Kızılay’a yönelik bir araştırma gerçekleştirdi. Söz konusu araştırmada 6 Şubat K.Maraş merkezli yaşanan depremlerin ardından Kızılay’ın çadır ticareti ele alınıyor.Araştırma sonucunda toplumun yüzde 72’si Kızılay’ın ticari bir aktivitede bulunmasını yanlış olarak değerlendiriyor.
‘Kızılay’ araştırması IPSOS Anti Kriz Monitöründen derlendi ve 18 yaş üstü İBBS 1 düzeyinde Türkiye nüfusu temsil eden 1.600 birey ile 20-23 Şubat ve 1-3 Mart tarihleri arasında online anket yöntemiyle (CAWI) gerçekleştirildi.
Kızılay’ın çadır sattığı iddialara ilişkin toplumun yüzde 72’si Kızılay’ın ticari bir aktivitede bulunmasını yanlış olarak değerlendiriyor. Araştırmaya göre, birçok kuruluşun arama kurtarma çalışmalarındaki, desteklerindeki performansları değerlendirilirken, özellikle Kızılay ve AFAD’a yönelik olumlu değerlendirmelerin oldukça gerilediği görülüyor.
Katılımcılara sorulan ‘Depremlerin ardından arama-kurtarma çalışmalarının performansını nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna verilen cevaplara göre 14-16 Şubat genel performansı yüzde 63 başarılı bulurken, 20-23 Şubat tarihleri arasında yüzde 71 başarılı, 1-3 Mart tarihleri arasında yüzde 67 başarılı buluyor.
10 kişiden 8’i haberdar
20-23 Şubat’ta yapılan ankette madencileri başarılı bulanların oranı yüzde 94 iken, diğer ülke arama kurtarma ekiplerini başarılı bulanların oranı yüzde 91, Ahbap yüzde 86, diğer şehirlerden gelen belediyeler yüzde 79, diğer STK’lar yüzde 77, ünlüler-sosyal medya fenomenleri yüzde 68, AKUT yüzde 67, AFAD yüzde 63, Kızılay yüzde 62, özel şirketler-markalar yüzde 61, haber kuruluşları yüzde 59, hükümet-bakanlıklar yüzde 39 düzeyinde başarılı bulunuyor. 1-3 Mart tarihlerinde yapılan ankette ise, madencileri başarılı bulanların oranı yüzde 91, diğer ülke arama kurtarma ekiplerini başarılı bulanların oranı yüzde 86, Ahbap yüzde 85, diğer şehirlerden gelen belediyeler yüzde 82, diğer STK’lar yüzde 71, ünlüler-sosyal medya fenomenleri yüzde 71, AKUT yüzde 65, AFAD yüzde 55, Kızılay yüzde 41, özel şirketler-markalar yüzde 63, haber kuruluşları yüzde 61, hükümet-bakanlıklar yüzde 38 düzeyinde başarılı bulunuyor.
Her 10 kişiden 8’i Kızılay’ın çadır satışı yaptığı konusundan haberdar. Bu kişilerin yüzde 67’si de olayın detaylarına kısmen de olsa hakim olduğunu belirtiyor. Toplamda her 2 kişiden 1’inin bu konuya hakim olduğu görülüyor.
‘Kızılay’ın çadır satışı yaptığını duydunuz mu?’ sorusuna katılımcıların yüzde 83’ü ‘duydum’ yanıtını verirken, yüzde 17’si ‘duymadım’ yanıtını veriyor. ‘Bu olayın detaylarına hâkim misiniz?’ sorusuna ise katılımcıların yüzde 23’ü ‘evet çok hakimim’ yanıtını verirken, yüzde 44’ü ‘kısmen hakimim’, yüzde 20’si ‘biraz biliyorum ama çok hakim olduğumu söyleyemem’, yüzde 13’ü ise ‘hakim değilim sadece duydum’ yanıtını veriyor. Araştırmaya göre, Kızılay’ın ticari bir aktivitede bulunmasını toplumun yüzde 72’si yanlış olduğunu düşünüyor. Katılımcılara sorulan ‘Kızılay’ın ticari aktivite yapmasını/şirketleşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna yüzde 72 ‘yanlış buluyorum, yüzde 10 ‘doğru buluyorum’, yüzde 18 ise ‘fikrim yok’ cevabını veriyor. ‘Bu afet sürecinde Kızılay yönetimini nasıl değerlendirirsiniz?’ sorusuna ise katılımcılardan, yüzde 57 düzeyinde ‘başarısız buluyorum’ cevabı gelirken, yüzde 30’u ‘başarılı buluyorum’, yüzde 13’ü ise ‘fikrim yok/cevap yok’ şeklinde yanıtlıyor. Araştırmaya göre, Kızılay’a tepkiler bundan sonraki yardım etme niyetini olumsuz etkiliyor. Bugüne kadar her 10 kişiden 6’sı bir şekilde yardımda ya da bağışta bulunduğunu belirtirken, ‘bundan sonra yardımda bulunurum’ diyenlerin oranı yarı yarıya azalmış durumda.
Gerileyen tek şey yalnızlık!
Toplumda hâkim olan duyguları araştırırken uzun zamandır olumlu ifadeler ile karşılaşamıyoruz. 6 Şubat ve sonrasında gerçekleşen deprem felaketlerinin ardından yaptığımız araştırmalarda bu olumsuz duyguların çok daha yükseldiğini gördük. Yorgun, endişeli, üzgün, öfkeli hissedenler zaten çoktular, depremlerden sonra bu şekilde hissedenlerin oranı daha da arttı, 1.5 katına kadar çıktı.
Birçok olumuz ifade içinde yaygınlığı ciddi anlamda gerileyen tek bir ifade dikkatimizi çekti; yalnızlık. Yalnız hissedenlerin oranı depremlerden sonraki hafta içinde üçte bir oranında gerilemişti. Ben bunu tek bir şeye bağladım, o günlerde tüm halk olarak hatta tüm Dünya olarak gösterdiğimiz büyük “dayanışmaya”. Ülkenin her yanından, Dünya’nın her yanından insanlar deprem bölgesine destek eli uzatmak için büyük bir yarış içine girdiler. Bu dönemde doğal olarak deprem bölgesinde araştırma yapamadık, ancak diğer şehirleri kapsayan araştırmalarımızda vatandaşlar arasında arama-kurtarma-destek çalışmalarını başarılı bulanlar daha fazla olduğunu saptadık. Bu olumlu tabloyu yaratan önde gelen unsurlar hangileridir diye baktığımızda madencileri, diğer ülkelerden gelen ekipleri, AHBAP başta olmak üzere sivil toplum kuruluşlarını ve belediyeleri gördük. 20-23 Şubat ve 1-3 Mart tarihlerinde iki kez tekrar ettiğimiz araştırmada ikisi hariç tüm aktörlerin takdir toplamaya devam ettiğini tespit ediyoruz, performans değerlendirmesi gerileyen iki kurum var AFAD ve Kızılay. AFAD gerilemeye rağmen hala olumlu pozisyonunu korurken, Kızılay’a dair değerlendirme olumludan olumsuza savrulmuş durumda. O günlerde gündeme gelen çadır satışı konusu toplum tarafından büyük bir dikkat ile takip edildi. Her on kişiden sekizi haberi duymuş, haberi duyanların üçte ikisi konuya kısmen veya detaylı şekilde hâkim olduğunu ifade ediyor.
Kızılay’ın depremi takip eden günlerde çadır satışı yapmış olması halkın hassasiyetle takip ettiği bir meseleye dönüşmüş. Kızılay’ın ticari aktivite yapıyor olması depremden bağımsız olarak da tasvip görmüyor, her on kişiden yedisi buna karşı olduğunu belirtiyor. Bunun sonucu olarak da her üç kişiden ikisi Kızılay’ın karşılaştığımız afet sürecindeki yönetimini başarısız buluyor.
Bu değerlendirmeleri yapan insanların çoğu Kızılay’dan uzak insanlar değiller. Her üç kişiden ikisi bugüne kadar Kızılay’a bir biçimde bağışta bulunmuş, destek vermiş, mesela her on kişiden dördü geçmişte kan bağışı yapmış. Bu, Kızılay’ın toplum nazarında konumlandığı yeri bize anlatan çok önemli bir tablo. Çadır satışı haberlerinden sonra gelinen noktada bu yaklaşım tam terse dönmüş halde. Her üç kişiden ikisi bugünden sonra artık Kızılay’a bağış yapmayı düşünmüyor.