03.08.2019 - 13:35 | Son Güncellenme:
DHA
Anestezi teknikeri Ayşe Karaman, Pazartesi günü, evli erkek arkadaşı doktor Ö.T.'nin (46) Çankaya Dikmen Mahallesindeki evinde ölü bulundu. Polis ve savcılıktaki ifadesinde, eve geldiğinde Karaman'ın cesedini bulduğunu öne süren doktor, çelişkili ifadeleri nedeniyle 'cinayet' suçlamasıyla tutuklandı. Savcılığın olay yerinde yaptığı incelemede, genç kızın bulunduğu yatağın yanındaki komodinin üzerinde 1 adet 20 milimetre propofol ampül, 1 adet 20'lik boş kullanılmış enjektör, 1 adet 20'lik içerisinde 10 milimetre propofol enjektör, 1 adet 10 milimetre içerisinde 7 milimetre propofol içeren enjektör bulundu. Savcılık, bulunan ilaç ve enjektörleri incelenmek üzere Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Ayrıca, ölüme neden olduğu tahmin edilen propofol ilacının vücuda ne kadar enjekte edildiği, genç kızın ilacı vücuduna kendisinin mi yoksa bir başka kişi tarafından mı enjekte edildiğinin tespit edilmesi için rapor düzenlenmesi talep edildi.
Bu arada, genç kızın ölümüne neden olduğu tahmin edilen propofol ilacının, 10 yıl önce dünyaca ünlü pop yıldızı Michael Jackson'ın ölümüne neden olduğu açıklanan ilaçla aynı olduğu ortaya çıktı.
SAVCILIK İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Ayşe Karaman ile 2016 yılında çalıştığı hastanede tanışan şüpheli Ö.T.nin savcılıkta verdiği ifade ortaya çıktı. Ayşe Karaman ile iki yıldır sevgili olduklarını söyleyen Ö.T., şunları söyledi:
"Akşam saatlerinde bir arkadaşın evinde birlikte içki içtik. Daha sonra ben eşimle yaşadığım evime gittim. Ayşe bir süre sonra bana mesaj çekerek, başının ağrıdığını ve ilaç getirmemi istedi. Ben de çantamı alarak evden çıkıp yanına gittim. Damar yolu açarak 'Arveles' adlı ilacı verdim. Bir de 'midem kötü' dediği için 'Zofer' yaptım. Kendisinin migreni vardı. İlaçları verdikten sonra, 'sabah erken kalkacağım için uyumam lazım' dedim. Saat 03.30 sıralarında uyudum. Saat 03.52'de telefon geldi. 'Acil ameliyat var' denildi. Ayşe de benimle birlikte kalktı. Hastaneye giderken, 'gün içerisinde işlerim biterse gelirim' dedim. Sabah 05.30'da ameliyatım bitti. Geri döndüğümde dış kapının içeriden kilitli olduğunu fark ettim. Kapıyı açmak için çilingirden yardım istedim. İçeri girdiğimde Ayşe'nin öldüğünü anladım."
Şüpheli Ö.T., odada bulunan propofol ve boş enjektörler ile Ayşe Karaman'ın damar yolunun neden açık olduğunun sorulması üzerine, "Ayşe beni ağrı kesici için çağırdığında çantamı alarak yukarı çıkardım. Ben evdeyken Ayşe'nin çantamdan ilacı aldığını düşünüyorum. Olay günü ağrı kesici yapmak için Ayşe'nin koluna intraket taktım; damar yolu bu nedenle açıktı. Odaya girdiğimde masanın üstünde 3 büyük, 2 küçük şırınga vardı. Propofol ilacını ben vermedim" yanıtını verdi.
'İNTİHAR ETMESİNİ GEREKTİRECEK BİR DURUM YOKTU'
İfadesinde, odada bulunan enjektörlülerin içinde propofol olduğunu düşündüğünü belirten Ö.T., "1 propofol 20cc'dir. Ben kendisine ne kadar propofol yaptığını görmedim. Ancak intihar etmesini gerektirir bir durum yoktu. Ben ölümün doz aşımından kaynaklandığını düşünüyorum" dediği öğrenildi.
'KIZIMIN MİGRENİ, UYKU PROBLEMİ, ALERJİSİ KESİNLİKLE YOKTU'
Kızının 2016'da özel bir hastanede anestezi teknikeri olarak işi başladığını, şüpheli Ö.T. ile burada tanıştıklarını söyleyen Adem Karaman ise, Demirören Haber Ajansı (DHA) muhabirine şöyle konuştu:
"İlk 6 ayda hayatında herhangi bir değişiklik olmadı. Migreni, uyku problemi, alerjisi kesinlikle yoktu. Şüpheli Ö.T.'nin ekibiyle çalışmaya başladıktan sonra değişti. Kızıma başlangıçta bir baba gibi yaklaşmış. Ayşe'ye 'ben senin ikinci babanım, benim bir çocuğum var, ikinci çocuğum sensin' diyormuş. Bu süreçte kızıma 'senin buralarda olmaman, daha yüksek yerlerde olman gerekiyor. Eğitimine devam etmeni istiyorum, seni ben okutacağım' diyormuş. Kızıma işi bıraktırarak, şehir dışında okuması için yönlendirmiş. Kızım İstanbul'da okumaya giderken yüzde yüz burslu bir okul kazandığını söylemişti. Ancak sonradan öğrendiğimize göre burslu okumuyormuş. Kızıma bu süreçte ilaç verdiğini, ilaç bağımlılığı yarattığını, bu şekilde maddi ve manevi olarak üzerinde baskı oluşturduğunu ve kendisine muhtaç hale getirdiğini düşünüyorum."
'KİŞİNİN BU İLACI KULLANARAK DOZAŞIMINDAN ÖLMESİ MÜMKÜN DEĞİL'
Karaman ailesinin avukatı Tuğba Gültekin, şüpheli Ö.T.'nin ifadesinde Ayşe'nin, migren ağrısı tuttuğu için kendisinden ilaç istediğini, ancak anne ve babasının kızlarının migreni olmadığını söylediklerini belirterek, şunları söyledi:
"Şüphelinin, Ayşe'ye bulantısı olduğunu iddia ederek verdiği 'Zofer' isimli ilaç, kemoterapi hastalarının ve ameliyat geçiren ağır hastaların bulantılarını geçirmek amacıyla kullanılan bir ilaç. Ayşenin ölmesine neden olan propofol isimli ilaç ise yalnızca anestezi uzmanı doktorların temin edebileceği bir ilaç türü. Propofol anestezi ilacı olduğu için kişiyi aldığı an uyutacağı için, kişinin kendisi tarafından alınarak doz aşımı oluşarak öldürmesi mümkün değildir."
Avukat Gültekin, şüphelinin savcılık ifadesinde propofol isimli ilacı Ayşe'nin çantasından almış olabileceğini söylediğini ifade ederek, "Çantasını alarak, saat 03.52 de acil bir ameliyata gittiğini söylüyor. İnceleme tutanağına göre; olay yerinde 3-4 ampul propofol bulunuyor. Şüphelinin ameliyathane çantasını açtığında ilacın eksik olduğunu anlamaması mümkün değil. Bu anlamda ifadeleri çok çelişkili" dedi.
'PROPOFOL İLACI İLE İLGİLİ DETAYLI ARAŞTIRMA YAPILMASINI TALEP ETTİM'
Soruşturmanın sürdüğünü ve Adli Tıp'tan gelecek raporun çok önemli olduğunu belirten Avukat Gültekin, "Ben şüphelinin söylediklerinin doğru olup olmadığının tespiti için sitenin güvenlik kamera görüntülerinin, şüphelinin HTS kayıtlarının, hesap hareketlerinin istenilmesini, Ayşenin daha önce migren tedavisi görüp görmediğinin tespitinin, kan örneklerinde uyuşturucu bağımlılığı olup olmadığının tespit edilmesini, ayrıca propofol ilacı ile ilgili detaylı bir araştırma yapılmasını talep ettim. Ayşenin evdeki bilgisayarını da incelenmesi için savcılığa teslim ettim" diye konuştu.