27.09.2020 - 10:48 | Son Güncellenme:
DHA
Antalya'da tarihi Kaleiçi'nin ana giriş kapısı olarak bilinen Kale Kapısı'nda, 2'nci yüzyılda Bizans döneminde yapılan beşgen planlı burç üzerine 1900'lü yılların başında inşa edilen Saat Kulesi, restore edilecek. Onlarca yıldır dokunulmayan ve içi harabeye dönen Saat Kulesi'nin restorasyon projesi, Antalya Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu'nca onaylandı. Çalışmalar sırasında, kulenin tepe kısmında 1940'lı yıllarda yıkıldığı düşünülen bir kubbe olduğu da belirlendi. Yeni projede kubbe de olacak.
İÇİ HARABEYİ ANDIRIYOR
Antalya'da yıllarca yerli ve yabancı turistlerin uğrak noktalarından biri olan ve herkesin dışarıdan görebildiği kulenin içi ve üst kısımları, ilk defa DHA tarafından görüntülendi. Kulenin 20 metreyi bulan en yüksek noktasında dört tarafa bakan tarihi saatleri, eskiden kullanıldığı düşünülen ve saat başı ses çıkartan çan benzeri düzeneği ve en üst katındaki sivil savunma sinyali amaçlı uyarı aracı bulunuyor. Tarihi yapının 8 metreye kadar olan kısmının beton dökülerek toprak altında bırakıldığı, üst kısımlarının ise bakımsızlıktan harabeyi andırdığı görüldü.
SEYİR TERASI VE BALKONLAR
Kulenin 8 metreye kadar olan kısmına, dış duvarındaki dik merdivenden tırmanılıyor. 8 metreden sonra ise demir bir kapıdan içeri girilerek, kule içindeki demir merdivenlerden dört ayrı kata çıkılabiliyor. İlk katta kulenin etrafını saran balkonları, ikinci katta saat düzenekleri, üçüncü katında ise pencereler bulunuyor. Üst katta ise sonradan eklenen imitasyon dendanların çevrelediği seyir terası bulunuyor, üzerinde de Türk bayrağı dalgalanıyor.
ROMA'DAN CUMHURİYET DÖNEMİNE
Antalya Vakıflar Bölge Müdürü Hüseyin Coşar, yüksekliği 20.3 metre olan Saat Kulesi'nin, Antalya'nın silüetini oluşturan Yivli Minare ile çok yakın mesafede yer alan önemli bir eser olduğuna dikkat çekti. Kulenin alt kısmının beşgen formu kale burçlarından oluştuğunu anlatan Coşar, Saat Kulesi kısmının 19'uncu yüzyılın sonları veya 20'nci yüzyılın başlarında inşa edildiğini kaydetti. Coşar, “Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet döneminin izlerini taşıyan bir yapı" dedi.
1940'LARDA YIKILMIŞ
Saat Kulesi'nin mülkiyetinin iki yıl önce Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne geçtiğini, sonrasında bir proje çalışmasına başlandığını açıklayan Coşar, “Burası tabii ki Saat Kulesi iken en üst kısmı kubbeli bir yapıymış. Hemen yanında bulunan Tekeli Mehmet Paşa Camii'nin kubbeleriyle de uyumlu, estetik görünüşe sahip bir esermiş. Fakat 1940'lı yıllarda artık ne olduğunu tam bilemiyoruz, bazı kaynaklar rüzgardan diyor, kubbemsi yapı yıkılarak yerine imitasyon taştan dendanlar yapılmış. Tabi yapının özgününde bunlar yok. Zaten yakından bakılınca da özgün taş olmadığı, imitasyon olduğu belli" diye konuştu.
ROMA, OSMANLI YAPILARIYLA UYUMLU DEĞİL
Saat Kulesi'nin özgününe uygun şekilde kubbe formu yapılarak projesinin hazırlandığını belirten Hüseyin Coşar, “Koruma Kurulu'ndan da geçti. İnşallah önümüzdeki yıl özgününe uygun şekilde burayı restorasyona alacağız. Zaten uyumlu değil dendanlar, dışarıdan baktığınızda bile Roma, Osmanlı dönemi yapılarıyla hiç uyumlu değil. Taş olsa bir nebze ama betonarme bir yapı gibi imitasyon taşla yapının özgün formuna da uygun değil, dendan şeklinde mazgal formlu bir yapı eklenmiş" dedi.
BETONLA KAPATILAN YER AÇIĞA ÇIKACAK
Kulenin 6-8 metreye kadar betonla kapatılan ve toprak altında kalan kısmı ve etrafının kazı çalışmaları yapılarak ortaya çıkarılacağını anlatan Coşar, “İçinde merdiven var mı, yok mu ona bakacağız. Ziyarete de açmayı istiyoruz ama yapıyı koruyacak şekilde nasıl açarız onu düşünüyoruz. Restorasyon aşamasında ve kazılar yapıldıktan sonra ortaya çıkacak" diye konuştu.
ÇOK GÜZEL MANZARASI VAR
Kulenin üst katlarında çok güzel manzara olduğunu aktaran Coşar, şöyle dedi: “Pencerelerinden Yivli Minare, Tekeli Mehmet Paşa Camii, Yat Limanı, Kaleiçi ve deniz manzarası çok güzel. Fotoğraf çektirmek ve Antalya'yı izlemek için de gayet yüksek konumda. Bu anlamda çok cazip bir yer olacağını düşünüyorum. Kesinlikle selfie noktası da olabilir. Bu tür yerlere aslında girilip, çıkılması lazım. Girilip çıkılmadığı zaman hızla yok olmaya gidiyor ve maalesef bir faydası da yok. Şuradan Antalya'yı izlemek varken sadece dışarıdan görüp gezmek daha farklı. Biz burayı, ziyaretçilere kontrollü şekilde açacağız."