04.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Hazırlayan: Yrd. Doç. Dr. Kâmil Yaşaroğlu - Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi - Sorularınız için: kyasaroglu@gmail.com
Evlerimize ve işyerlerimize bereket, günahlarla kirlenmiş gönüllerimize mağfiret getiren ramazan ayına veda ediyoruz. Güzel koku satıcısının kokusu bitse de bir süre daha güzel kokunun etkisinin sürdüğü gibi; ramazan da ruh ve bedenlerimizde etkisini bir süre daha sürdürecek. Oruç nefsimize ağır ve zor gelse de, onun zorluğu ölçüsünde bereketi de büyük oldu.
İnsana insanlığını, faniliğini, rızkın değerini hatırlattı. Şefkat ve merhamet duygularını coşturdu. Rabbimizin emirlerini yerine getirmenin huzuru içerisinde, dolu dolu bir zaman dilimi geçirmenin hazzını yaşadık. Sayılı günlerin sonlarına geldik. Sahur, mukabele, hatim, iftar, teravih, dua, tesbihat vb. ibadetleri doya doya yaşadığımız ramazan ayının sona ermesi, bu ayda ortaya koyduğumuz güzelliklerin de sona ereceği anlamına gelmemelidir. Zira Allah’a kullukta esas olan devamlılıktır.
Günahla kirletmeyin
İbadetler, sadaka, güzel davranışlar ve tövbe ile arındırdığımız gönüllerimizi tekrar günahlarla kirletmeyelim. Peygamberimiz orucun bir kalkan olduğunu ifade ediyor. Burada sözü edilen kalkan bir aylık geçici bir kalkan değildir. Bir sene boyunca belki bir ömür bizi koruyacak bir kalkan olmalıdır. Ya da bir dahaki ramazana kadar bizi günahlardan ve çirkin işlerden koruyup himaye etmelidir. Kur’ân-ı Kerîm’de Allah Teâlâ “Ölünceye dek Rabbine ibadet et” buyurmakta (el-Hicr 15/99), başlanıp terkedilen ameller ve istikrasız davranışları ise “eğirdiği ipliği iyice büktükten sonra bozmak” gibi boşa giden bir yorgunluk olarak ifade etmektedir. (en-Nahl 16/92)
Bu ayda Kur’an’la buluşma imkanımız oldu. Bu buluşma bir yıla sonuçta bir ömre aktarılmalıdır. Kur’an’la ilgimizi kesmeyelim. Ramazan hassasiyeti ile senenin her ayında onunla bağımızı canlı tutmaya çalışalım. Kur’an’ın bize getirdiği mesajı anlamak için tercüme ve tefsirlerden yararlanmayı ihmal etmeyelim. En azından her gün bir ayetin ve bir hadisin anlamını öğrenmeye çalışalım. Sevgili Peygamberimiz’in hayatını okumayı da ihmal etmeyelim. Ramazan’ı uğurlarken hüznün yerini bayram sevinci alıyor.
‘Reyyân kapıları’
Aslında gün gelecek bayram sevincini tam yaşayacağız, çünkü o gün sadece oruçlular için açılan Reyyan kapılarından Allah’ın izniyle cennete gireceğiz. Peygamberimiz şöyle buyurur: “Cennette Reyyân denilen bir kapı vardır ki, kıyamet günü oradan ancak oruçlular girecek, onlardan başka kimse giremeyecektir. ‘Oruçlular nerede?’ diye çağrılır. Onlar da kalkıp girerler ve o kapıdan onlardan başkası asla giremez. Oruçlular girince o kapı kapanır ve bir daha oradan kimse girmez.” İşte oruçlular için asıl bayram Reyyan kapılarından Cennete girmek olacaktır. Ramazan ayından sonrada bazı günlerde elimizden geldiği kadar nafile oruç tutmaya gayret edelim.
Bir yandan yaklaşmakta olan bayramın sevincini yaşarken diğer yandan insanlıktan nasibini almamış canilerin rahmet ayını kana bulamaları sonucunda kaybettiğimiz masum kardeşlerimizin acısı bizleri üzüntüye boğdu. İslam coğrafyasının değişik bölgelerinde yaşanan acılar ve dökülen gözyaşları da içimizi yakıyor.
Rabbimize yalvaralım
Bir hadiste bayram gecelerini ihya etmenin ayrı bir fazileti olduğu ifade edilmiştir. Bu gece dualarımızda kardeşlerimize de yer verelim. Ülkemiz, İslam dünyası ve bütün dünyanın esenliği için rabbimize yalvaralım. Açlık, afet ve zulümlerin pençesinden bir türlü kurtulamayan bölgelerde akan kanların durması ve acıların dinmesi için ellerimizi semaya kaldıralım.
Yüce Allah tuttuğumuz oruçlarımızı, kıldığımız namazlarımızı, verdiğimiz zekatlarımızı, sadakalarımızı, hayır ve hasenatımızı kabul eylesin.
Bir sene sonraki Ramazan ayına sağlık, sıhhat ve afiyet içerisinde bütün Ümmet-i Muhammed’i kavuştursun.
Bir ayet
Allah’tan başkalarını dost edinenlerin durumu, kendine bir ev edinen örümceğin durumu gibidir. Evlerin en dayanıksızı ise şüphesiz örümcek evidir. Keşke bilselerdi! (el-Ankebût 29/41)
Hz. Peygamber buyuruyor
Müminin mümin üzerinde altı hakkı vardır: Hastalandığında ziyaret eder, vefat ettiğinde cenazesinde bulunur, çağrıldığında davetine icabet eder, karşılaştığında ona selam verir, aksırdığında ‘elhamdülillah’ derse ‘yerhamükallah’ der, varlığında ve yokluğunda onun hakkında samimi davranır.
Hazreti Peygamber’den bir dua
Allah’ım! Beni iyilik işledikleri zaman sevinen ve kötülük yaptıkları zaman bağışlanma dileyen kullarından eyle.
Şevvâl orucu nedir?
Allah’a önce farzlarla, sonra da zorunlu ibadetlerin dışındaki nafilelerle yaklaşılır. Bu açıdan Hz. Peygamber’in Ramazan’dan sonraki şevvâl ayında nafile oruç tutmanın faziletine dair kim “Ramazanı oruçla geçirip buna şevvalden altı gün ilave eden kimse bütün yılı oruçlu geçirmiş gibi olur” şeklindeki sözleri önemlidir. Bu orucun bayramın hemen ardından ara verilmeden tutulması daha faziletli sayılmakla birlikte aralıklarla tutulması da mümkündür.
Allah dostlarından öğütler
Kalbin öldüğünün belirtilerinden biri de, insanın kaçırdığı iyiliklere üzülmemesi, yaptığı kötülüklerden pişmanlık duymamasıdır (İbn Ataullah İskenderi).
Bayram namazı nasıl kılınır?
Bayram namazı cuma namazı gibi iki rekattır. Diğer namazlardan kılınış bakımından farkı, her rekatında üçer fazla tekbir olmasıdır. Bayram namazı şöyle kılınır: “Niyet ettim vâcib olan bayram namazını kılmağa, uydum hazır olan imâma” diyerek niyet edilir ve namaza başlama tekbirinden sonra eller bağlanır. “Sübhâneke” okunduktan sonra imamla birlikte fazla tekbirlere geçilir. İmamın tekbiri diğer tekbirlerde olduğu gibi sesli, cemaatin tekbirleri ise alçak sesle olur.
Allahüekber denilerek eller kaldırılır ve yanlara salınır, yeniden tekbir alınır; aynı şekilde eller kaldırılır, yanlara bırakılır ve biraz beklendikten sonra üçüncü tekbir alınır ve bu defa eller bağlanır. İmam Fâtiha’dan sonra bir sûre daha okur, rükû ve secdeden sonra ikinci rek‘ate kalkılır. İkinci rek‘atta imam, Fâtiha ve arkasından bir sûre okuduktan sonra üç defa tekbir alınır ve eller yanlara salıverilir. Dördüncü tekbirle rükûya gidilir ve namaz tamamlanır.
Hz. Peygamber bayram namazının kılınacağı yere giderken ve evine dönerken farklı yollardan geçmeyi tercih ederdi. Namazdan önce hurma yerdi. Onun bu adeti bir sünnet olarak edilmiş ve bu düşünce bayramda tatlı ikramı geleneğini doğurmuştur.
İftar duası
“Allah’ım! Senin rızan için oruç tuttuk, senin verdiğin rızıkla orucumuzu açtık, bizden kabul buyur; çünkü sen her şeyi işiten ve bilensin”
Pertevniyal Valide Sultan Camii
Uşak Belediyesi’nden 20 bin kişiye iftar