GündemAkademinin yüreğine ATEŞ düştü

Akademinin yüreğine ATEŞ düştü

20.01.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Toktamış Ateş (69), bir süredir tedavi gördüğü İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde dün hayatını kaybetti. Prof. Ateş’in cenazesi yarın toprağa verilecek

Akademinin yüreğine ATEŞ düştü

Bir süredir tedavi altında bulunan Prof. Dr. Toktamış Ateş, önceki gece vefat etti. İstanbul Tıp Fakültesi ‘nde açıklama yapan Dr. Elif Caymaz, “Ağır bir nöbet ve sonrasında sistemik damar hastalığı vardı. Çoklu organ yetmezliği nedeniyle kalbi durdu. Sonrasında da kaybettik” dedi.

Binlerce öğrencinin hocası
Amcası Prof. Dr. Toktamış Ateş’in Fatih’teki evinde, çalışma odasında basın mensuplarına açıklama yapan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Emre Ateş, “Türkiye’de hoşgörünün timsaliydi. Tatlı dil ve güleryüzle benim de aralarında olduğum binlerce öğrenciyi yetiştirdi. Ölümünden dolayı derin üzüntü duyuyoruz” diye konuştu.
Ateş’in ileri derecede şeker hastası olduğunu anlatan yeğeni, “Ayaklarından tedavi olmak için 4 ay önce hastaneye gitti. Durumu kötüleşince üç ay önce solunum güçlüğü nedeniyle yoğun bakıma aldılar. Bu süreyi yoğun bakımda geçirdi. Binlerce öğrenci yetiştiren önemli bir bilim insanını yitirdik” diye konuştu.
Prof. Dr. Toktamış Ateş’in avukat ağabeyi Bahattin Ertunga Ateş’in, kardeşinin sağlık durumunun gittikçe kötüleşmesi üzerine büyük üzüntü duyduğu, 2 Ocak’ta kalp krizi geçirerek hayatını kaybettiği öğrenildi. Prof. Dr. Toktamış Ateş’in çalışma odasında binlerce kitabın arasında siyah beyaz bir aile fotoğrafı dikkat çekti. Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, vefat eden akademisyen ve gazeteci Toktamış Ateş’in ailesine taziye ziyaretinde bulundu.

Haberin Devamı

Akademinin yüreğine ATEŞ düştü


AİLE HATIRASI Tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden Toktamış Ateş’in çalışma odasındaki aile fotoğrafı... En solda arkada oturan Toktamış Ateş (en solda arkada oturan), 2 Ocak’ta vefat eden ağabeyi Bahattin Ertunga (yanında), babası Prof. Dr. Ahmet Ateş (en altta sağda), annesi Fikret Ateş (en altta sağda), ölen amcası Mahmut Ateş (solda önde) ve eşi (yanında) İrfan Ateş ile kuzenleri... HALUK ATALAY DHA

Çiçek: Değerli bir bilim adamı ve gazeteciydi
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Ateş’in medeni bir insan olduğunu ve herkesi sabırla dinlediğini belirterek, şöyle konuştu:
“Toktamış Ateş’in vefatı, Türkiye için önemli bir kayıp. Sükunet içerisinde, kendi görüşlerini ortaya koyan değerli bir bilim adamı ve gazeteciydi. Eşini aradım. Bu vesileyle tekrar onu sevenlere de ailesine de başsağlığı diliyorum. İfade ettim. Ölümde eşitlik var. Başka alanlarda olmasa bile herkes ölümü tadacak. Mühim olan hoş bir sada bırakmaktır. Toktamış Ateş de arkasında hoş bir sada bırakarak, aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin. Hepimizin başı sağ olsun.”

Öğrencilerinden veda yazısı
İİstanbul Üniversitesi (İÜ) Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet yazılı bir açıklama yaparak, Ateş’i kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşadığını belirtti. Söylet, “Toktamış Ateş, hoşgörüyü ön plana çıkaran bakış açısı ve pozitif yaklaşımlarıyla herkese örnek oldu”dedi.

30’u aşkın kitabı var
Öğrencileri de Ateş’in ardından, şu veda yazısını kaleme aldı: “ 44 yıl öğretim üyeliği yapan, binlerce öğrenci ve öğretim üyesi yetiştiren, eserleri ve yaşayışı ile bir nesle öncülük eden sevgili hocamız vefat etmiştir. Aydın olmanın sorumluluğunu hep taşıyan ve yaşama dair olumlu bakışını güler yüzü ile ortaya koyan hocamız ‘Eğer biz düşüncemizin doğru ve duygularımızın da insana yakışır yüce duygular olduğuna inanıyorsak, o insanları, farklı duygu ve düşünceleri olan insanları kazanabiliriz ama horlamadan ve suçlamadan...’ sözleriyle yarınlara dair umutlarını yıllar önce ortaya koymuştur.”
İstanbul’da 1944’te doğan Ateş, orta ögrenimini Vefa Lisesi’nde tamamladı. Ateş, 1967’de İstanbul Üniversitesi’nin İktisat Bölümü’nü bitirdikten sonra siyasal bilimler kürsüsüne asistan atandı. Bugüne kadar 30’un üzerinde kitabı yayınlanan Ateş, İstanbul Üniversitesi’nin İktisat Fakültesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Başkanlığı ve kurucuları arasında yer aldığı Bilgi Üniversitesi’nde de Yönetim Kurulu üyeliği yapıyordu. Ateş, 10 yılı aşkın bir süre boyunca Cumhuriyet gazetesinde yazı yazdı. Ateş en son Bugün gazetesinde okuyucuyla buluşuyordu.

Haberin Devamı

Cenaze töreni yarın Prof. Ateş’in cenazesi, yarın toprağa verilecek. Ateş için ilk tören, Pazartesi İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası’nda saat 10.00’da yapılacak. Ardından Ateş’in cenazesi, Fatih Camii’ne getirilecek. Ateş’in cenazesi, Fatih Camii’nde öğle vakti kılınacak cenaze namazının ardından Merkez Efendi Mezarlığı’nda toprağa verilecek.

Haberin Devamı

DOSTLARI ANLATIYOR
Tatlı yiyip tatlı konuşurdu

Prof. Dr. Hasan Köni: Toktamış Hoca’yla beraber denizcilik sendikası toplantılarına katılırdık. 30 seneye dayanan bir arkadaşlığımız vardı. Yemeği çok severdi, yarımşar kilo baklava yerdi. ‘Hocam neden bu kadar çok yiyorsunuz’ diye sorduğum zaman bana ‘Tatlı konuşalım diye’ yanıtını verirdi. Onun için ortamın pozitif olması çok önemliydi. Çok kibar biriydi. Tartışmaların hararetlendiği noktada tartışmayı kesebilecek tek insandı. Bilim adamlığı dışında o bir gurmeydi de. İstanbul’da ki tüm restorantları bilir, nerede ne yenmesi gerektiğini çok iyi analiz ederdi.

Haberin Devamı

Sevecen bir Türkiye aydınıydı
Prof. Dr. Mehmet Altan: Toktamış Ateş ile bir şekilde aynı okulun mensubuyduk. En son emekli olduğunda, onun şerefine verilen davette görüşmüştük. Atatürkçülük konusunda kendi duruşunu şekillendiren ve Atatürkçülük üzerinden varlığını oluşturan biriydi. Aynı zamanda o karakter olarak da sevecen bir Türkiye aydınıydı. Aleyhime çok şeyler yazmış bir hocaydı ancak bu ona karşı gözlemlerimi olumsuz etkilemezdi. Allah rahmet eylesin.

Kürt meselesini ilk tartışanlardan
Prof. Dr. Mahir Kaynak: Konferanslarda hep yan yanaydık. Sırf işte değil sosyal hayatta da iletişimimizi hiçbir zaman koparmadık. İstanbul Üniversitesi’nde Toktamış’ın ilk asistan olduğu dönem, ben de orada doktora yapıyordum. Ben o dönem asistan temsilcisi oldum ve orada ilk defa Kürt sorununu tartıştık. Yıl 1960 falandı. Türkiye’de bu konular daha hiçbir yerde konuşmuyorken ilk defa biz tartıştık. 40 yıllık süren bir dostluğumuz oldu. Ben üniversiteye gittiğimde ilk ziyaret ettiğim kişi Toktamış olurdu. Şimdi eksikliğini çok yaşayacağım.

Haberin Devamı

Tonton rehberimi kaybettim
Prof. Dr. Beril Dedeoğlu: Tonton rehberimi kaybettim. Farklı konularda farklı görüşlerimiz olsa bile bunları bir araya getirmeyi bize aşılayan bir hocaydı. Dolayısıyla meslek hayatımızda çok önemli bir yeri vardı. Ben onu Türkiye’de bıraktığı izden çok, meslek hayatımızda bıraktığı izden anıyorum. Toktamış Hoca çok insan yetiştirdi. Bize bir dizi siyasi tartışma yapmamız için zemin hazırladı. Onu koridorda yankılanan gür sesiyle hep hatırlayacağım. Ailesine yakınlarına öğrencilerine ve tüm yakınlarına baş sağlığı diliyorum.

40 yıllık dostluğumuz vardı
Abdurrahman Dilipak: Zor zamanlarda farklılıklarımıza rağmen barış içinde bir arada yaşama idealine doğru birlikte el ele yürüdük. Toktamış’la gençlerin barış içinde bir dünyanın gerçekleşebileceğini göstermek için İstanbul Üniversitesi önünde Şanar Yurdatapan’ın düzenlediği bir buluşma gerçekleştirmiştik. Bu buluşmada Voltaire’in, ‘Düşüncelerinin hiçbirine katılmasam da düşüncelerini özgürce ifade edebilmen için herşeyi yaparım’ sözünü birbirimize tekrarladık. Ayrıca Hoca’nın talebesiydim. 40 yıllık dostluğumuz var. Allah rahmet eylesin.

Gülen’le fotoğrafı çok önemliydi
Erkam Tufan Aytav (Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkan Yardımcısı): Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı 1996 yılında Çırağan Sarayı’nda ilk ödüllerini verdi. ‘Hoşgörü Ödülü’ diye isimlendirdiğimiz bu ödüllerden biri de Ateş’e verilmişti. O gece Toktamış Ateş’le Fethullah Gülen’in ilk el ele tutuşmuş fotoğrafı, bütün gazetelerin birinci sayfalarında yer almıştı. O dönem kutuplaşmış Türkiye için bu fotoğraf oldukça önemliydi. Kendisi diyaloğa açık, farklılıklara saygıyla yaklaşan samimi bir Atatürkçü’ydü. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın tüm toplantılarında hazır bulunurdu.

‘Ben neredeysem o orada!’
Milliyet Editörü Doğan Sarsar: Toktamış Ateş, 1986’da İstanbul Üniversitesi Basın-Yayın Yüksekokulu’nda hocamdı. Şimdi eşim olan Ayşegül Gökçe, Hoca’nın ders verdiği Mimar Sinan Üniversitesi’nde rehberlik kursuna devam ediyordu. Ayşegül’ü ikna etmek zordu. Bir akşam tam da Mimar Sinan’ın önünde ilanı-ı aşkta bulunacakken ders saati geldi ve içeri girdi. Bu sırada Toktamış Hoca geldi. ‘Burayı da mı karıştırmaya geldin?’ diye sordu. ‘Yok hocam gönül meselesi. Kız içeri girdi ben giremiyorum’ dedim. Güvenlik görevlisine, ‘Benim öğrencim. Ben neredeysem o da orada’ dedi. Birlikte içeri girdik. Yıllar sonra eşim Ayşegül, oğlum Sarp’la birlikte ziyaretine gittik. Çok mutlu oldu.