04.02.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
TAYLAN YILDIRIM CEM ULUCAN Aydın DHA/ AA
Yunan adalarından yasadışı yollarla Türkiye’ye giren ve sahte kimlikle yakalanan Özdemir Sabancı suikastının sanığı terör örgütü DHKP-C üyesi İsmail Akkol (47) ile Fadik Adıyaman’ın (48), Ankara ve İstanbul’dan giden özel ekip tarafından yapılan sorgularında susma hakkını kullandıkları öğrenildi. Akkol ve Adıyaman’ın Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) ve Emniyet istihbarat ekiplerince adım adım takip edildikleri, Türkiye’ye giriş yapabilecekleri 100 noktada ve denizde tedbir alınarak yakalandıkları belirtildi.
Parmak izi Yunanistan’daki sahte isimli kaydıyla eşleşen Akkol’un kesin kimlik tespiti için annesiyle DNA örneklerinin karşılaştırılacağı bildirildi. İki teröristin avukatı Oya Aslan ise dün ikinci kez sağlık kontrolünden geçirilen müvekkilerine işkence yapıldığını öne sürdü. İki zanlının kimliklerini kullandığı iki kişi de dün gözaltına alındı.
TERÖRİSTLER BÖYLE YAKALANDI
Film gibi operasyon
Akkol ile Adıyaman’ın, Söke’de yakalanmalarına ilişkin operasyonun perde arkası da ortaya çıkmaya başladı. Alınan bilgilere göre, 9 Ocak 1996’da Özdemir Sabancı ve iki çalışanını öldürmekten aranan Akkol’un Yunanistan’dan Türkiye’ye geçeceği istihbaratı üzerine hem MİT, hem de İstihbarat Daire Başkanlığı harekete geçti.
Yaklaşık 15 gün süren araştırmalarda, Akkol ve diğer örgüt üyelerinin, kullanabilecekleri güzergahlar tek tek tespit edildi. Yaklaşık 100 önemli nokta belirlendi ve ekipler bu noktalarda 24 saat esasına göre takibe geçti. Sahil Güvenlik Bölge Komutanlığı’na bağlı termal kamera sistemleri bulunan gemiler de kıyılarda tedbir aldı.
"ÇATIŞMAYA GİRECEK GİBİ..."
Emniyet birimleri, DHKP-C’li teröristlerin fotoğraflarını da ilgili birimlere dağıttı. İki kişinin tekneyle Türkiye’ye giriş yaptığının belirlenmesi üzerine şüpheliler takibe alındı. Söke otobüs terminalinde karı koca gibi hareket eden çiftin gizlice çekilen fotoğrafı üzerinden eşleştirme yapıldı. Kısa sürede şüphelilerin DHKP-C üyesi olduğunu belirleyen polis, Akkol’un elinin “belinde”, Adıyaman’ın “elinin çantasının üzerinde” olduğunu gözlemleyerek bu kişilerin çatışmaya girebilecekleri ihtimaline karşı operasyon için uygun zamanı bekledi.
Eskişehir’e gitmek üzere sahte isimlerle bilet alan Akkol ve Adıyaman’ın gitar çantası ile bir koliyi otobüs bagajına vermesinin ardından düğmeye basıldı. Sivil polisler, Akkol ile Adıyaman’ı silahlarına ulaşamadan etkisiz hale getirdi. Akkol’un belinde bir tabanca, Adıyaman’ın çantasında otomatik tabanca ile 3 el bombası bulundu. İki kişinin üzerinde yaklaşık 10 bin liraya yakın döviz ve Türk lirası ile eylem sonrası tanınmamak için giyecekleri kıyafetler ele geçirildi.
Adıyaman’ın çantasında ayrıca kanser tedavisinde kullanılan ilaçlar bulundu. Önce kimliklerini deşifre etmeyen Akkol daha sonra kendisinin İsmail Akkol olduğunu söyledi.Ankara ve İstanbul’da DHKP-C konusunda uzman polislerden oluşan özel ekip Akkol ve Adıyaman’ı sorguya alırken iki kişinin üzerinden çıkan kimliklerin gerçek sahipleri de gözaltına alındı. Hatice Çamışkan ifadesinde, kimliğini kaybetmediği ve yeni kimlik çıkartmadığını belirtti. Çalışkan’ın oğlunun göçmen kaçakçılığı yaptığı ve Yunan adalarına gittiği, kadının da birkaç kez Yunan adalarına gittiği iddia edildi.
Akkol ve Adıyaman dün 11.00’de ikinci kez sağlık kontrolü için Aydın Devlet Hastanesi’ne götürüldü. İstanbul’da evinde aramalar sırasında öldürülen Dilek Doğan’la ilgili slogan atmaya çalışan Akkol engellendi.
DNA testi yapılacak
Atina’da, 2014’teki operasyonda Akkol’un “Cengiz Bayır” adına düzenlenmiş sahte kimlikle yakalanma-sından hareket eden polis, Yunanistan’dan bu kişi adına kaydedilen fotoğraf ve parmak izi örneğini istedi. Zeynel Abidin Gümüş sahte kimliğiyle yakalanan kişinin, Yunanistan’dan gelen “Cengiz Bayır”ın parmak izi ve fotoğraf kayıtlarıyla eşleşmesi üzerine yakalan kişinin Akkol olduğu belirlendi. Türkiye’de parmak izi kaydı bulunmayan Akkol’un kesin kimlik tespiti için annesiyle DNA örneklerinin karşılaştırılacağı bildirildi.
Kameralara böyle takıldılar
Operasyon Söke Otobüs ve Minibüs Terminali’ndeki bazı işyerlerinin güvenlik kameralarına da yansıdı. Terminalde çalışan D.K. “Fazla dikkat çeken halleri yoktu eşyalarını kaldırıp indirirlerken yavaş hareket ediyorlardı. Oradan şüphelendik, bayanın hareketleri biraz tuhaftı” dedi. E.K. da “Bir bağrışma sesi geldi, baktım sivil ekipler, resmi polisler vardı. Operasyon 2-3 dakikada bitti” dedi.
Sabancı suikastından sonra yurt dışına kaçan Akkol’un, örgütün yurt dışında gelir getirici faaliyetlerini organize ettiği kaydedildi. Adıyaman’ın ise İstanbul Küçükarmutlu da eylemlerde etkin görev aldığı, birçok kez gözaltına alındığı tespit edildi. Son dönemde yapılan operasyonlarla büyük darbe alan DHKP-C, örgütün önemli iki isminin yakalanmasıyla adeta çöktü.
Eylem yapacak nitelikte eleman bulmakta zorlanan örgütün sansasyonel eylem için Akkol ve Adıyaman’ı getirmesi DHKP-C’nin “tıkandığı” şeklinde yorumlandı. Yanlarındaki mühimmatın çokluğu ve silahların niteliğine göre sansasyonel eylem hazırlığı içinde oldukları değerlendirilirken, güvenlik güçleri2 teröristin Ankara ya da İstanbul’da ses getirecek eylem yapma hazırlığında olduklarını değerlendiriyor.
Zaman aşımı yok
İki teröristin avukatı Oya Aslan “Sabancı suikastiyle ilgili ifade vermesi söz konusu değil. Aydın’da yürütülen soruşturma farklı, Sabancı suikastiyle ilgili kesinleşmiş hapis cezası yok. Süreç 20 yılı buldu, zaman aşımı söz konusu olabilir” dedi. Ancak Akkol için zaman aşımı durumunun bulunmadığı öğrenildi. Sabancı suikastinin üzerinden zaman aşımı süreci olan 20 yılın geçmesine rağmen bu suçtan hakkında “yakalama” kararı bulunan Akkol için “uzamış zaman aşımı” ceza maddesinin işletileceği öğrenildi. Uzamış zaman aşımı durumunda 20 yıl olan sürenin yarı oranında uzatıldığı bu nedenle 30 yıla çıktığı ifade edildi.