04.09.2024 - 17:53 | Son Güncellenme:
AA
Tunç, Ankara 2 No'lu Barosu'nun Ulucanlar Cezaevi Sanat Sokağı'nda düzenlediği Adli Yıl Açılış Kokteyli'nin çıkışında, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
İmamoğlu'nun, bir televizyon programında hakkındaki yargı kararına ilişkin kullandığı, "İstinaf benim hakkımda ceza versin, bu iktidar Yargıtayın karar gününü göremez" ifadeleri sorulan Tunç, şunları söyledi:
Yargımız, başta Anayasa, kanunlar ve ilgili mevzuat çerçevesinde karar verir. Görülmekte olan bir davaya yönelik tehdit içeren sözler söylemek hiç kimseye yakışmaz. Makamı ne olursa olsun yakışmaz. Kimse yargıyı tehdit edemez, yargıya parmak sallayamaz. O nedenle o konuşmaların hukuk sistemimiz açısından doğru olmadığını, şık olmadığını ve çok uygunsuz bir davranış olduğunu ifade etmek istiyoruz.
"Hiç kimse yargı mensuplarını korkutamaz"
Tunç, ilk derece mahkemesinin bir karar verdiğini ve karar beğenilmediği taktirde, üst mahkemeler ve temyiz yollarının izlenebileceğini anımsatarak, şunları kaydetti:
"Yargı süreçleri devam ederken, böyle kabadayı bir şekilde yargıyı tehdit ederek, parmaklarını kaldırarak, 'Veremesiniz bu kararı', 'Kararı verirseniz kaos çıkar, herkes ayaklanır' şeklinde ifadeler kullanmak hiçbir makam sahibine, hiçbir kimseye yakışmaz. O nedenle yargı bağımsız ve tarafsızdır. Yargımızın, bağımsız ve tarafsızlığı çerçevesinde herkes yargı kararlarına saygı duyarak, gerekli itirazlarını yaparak, hukuk sistemi içerisinde yapar bunu. Öyle televizyon programlarına çıkarak, yargıyı tehdit ederek, el kol sallayarak, parmak sallayarak, birtakım sözler sarf ederek hiç kimse yargı mensuplarını korkutamaz. Millet de zaten bu tavırlardan hiç hoşlanmaz. Millet bu tavırlar içerisine girenler karşısında gerektiğinde cevabını vermeyi bilir."
Yargının eleştirilebileceğini ve bu eleştirilerin yargıyı en mükemmele ulaştıracağını ifade eden Tunç, "Yargının vermiş olduğu kararların da itiraz ve temyiz mercileri bellidir. Çıkıp artık neresiyse, oradan parmak sallayarak, tehdit ederek yargı mensuplarını etkileyemezsiniz. Yargı mensuplarımız, hakim ve savcılarımız, Anayasamızın 9 ve 138. maddeleri çerçevesinde yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı içerisinde karar verirler. Hiçbir tehditten, parmak sallamadan da etkilenmezler. Bunun da böyle bilinmesi lazım." diye konuştu.
İzmir'de, ABD vatandaşı sivil giyimli 2 askeri personele yönelik fiziki saldırıya ilişkin soruyu Yılmaz, "Soruşturma çerçevesinde savcılarımız gerekli kararları vereceklerdir, soruşturmayı beklemek lazım." diye yanıtladı.
"Suçla mücadeleyi sadece cezalandırma olarak görmüyoruz"
Bakan Tunç, şiddet suçlarının cezalarının caydırıcılığına ilişkin soru üzerine, toplumda şiddet olayları artıyor şeklinde kesin kanaate varmanın doğru olmadığını söyledi.
Sosyal medyanın etkisi, bilişim sistemleri ve internetin kullanılmasıyla yeni suç tiplerinin ortaya çıktığını, bunun yadsınamayacağını belirten Tunç, vatandaşlardan internet kullanımında dikkatli olmalarını istedi.
Suç ve suçluların tespitinde görünürlüğün de arttığını dile getiren Tunç, "Tabii biz suçla mücadeleyi sadece cezalandırma olarak da görmüyoruz. Yargı kurumlarımız suç işleyenlerle ilgili gerekli soruşturmaları titiz bir şekilde sürdürüyorlar. Gerekli tutuklama kararları veriliyor. Çünkü kanunlar çerçevesi içerisinde hangi suç bakımından kimin tutuklanıp tutuklanmayacağını yargı karar veriyor." değerlendirmesinde bulundu.
Suçluların ıslahına yönelik çalışmalara da değinen Yılmaz Tunç, cezaevlerinin şartlarının eskiye oranla çok farklı olduğunu, eski cezaevlerinin kapatılarak müze ve kültür merkezine dönüştürüldüğünü söyledi.
Tunç, eskinin acı hatıralarının ortadan kaldırıldığını, insan haklarına uygun cezaevleri yapıldığını dile getirerek, "Ceza infaz sistemimiz de ceza adaletimizin bir parçası. Yani soruşturma ne kadar önemliyse, kovuşturma aşaması, dava aşaması da önemli. Yani delillerin toplanmasından, mahkeme huzurunda bunların değerlendirilmesi, sonrasında hüküm giydikten sonra da cezaevinde ıslahı önemli. Yani bir daha o cezası bittikten sonra, cezaevinden salıverildikten sonra tekrar suç işlememesini sağlamak önemli olan. Bu konuda da son zamanlarda çok önemli uygulamalarımız oldu." diye konuştu.
Cezaevlerindeki iş yurtları ve meslek eğitim merkezlerine değinen Tunç, 65 bin hükümlü ve tutuklunun cezaevlerinde eğitim gördüğünü, 35 bin hükümlünün de iş yurtlarında çalıştığını söyledi. Tunç, hükümlü ve tutukluların cezasını çektikten sonra yeniden suç işlememesiyle ilgili ıslah edici tedbirler aldıklarını bildirdi.
"Çok önemli kanun düzenlemeleri yaptık"
Bakan Tunç, mevzuatta 2005'te yapılan değişiklikle suçların cezalarının arttırıldığını belirterek, şunları söyledi:
"Ceza miktarları bakımından baktığımız zaman, mukayeseli hukukta Avrupa ülkelerinin ortalamasına baktığımız zaman, onlardaki cezaların üst sınırı bizde neredeyse alt sınırı. Dolayısıyla cezaların arttırılması noktasında, infaz sisteminin daha etkili olması konusunda çok önemli kanun düzenlemeleri yaptık. Tabii bu kanunların uygulanması noktasında da yargımız hassasiyet gösteriyor. El birliğiyle toplumu, vatandaşlarımızı suçtan koruma çabası içerisindeyiz. Tüm kurumlarımızla bunu yapıyoruz."
Bakan Tunç, sosyal medyanın da suç işlenmesini teşvik eden bir mekanizma haline dönüştürülebildiğine işaret etti.
Tunç, "Suç işlenmesinin önlenmesi konusundaki hassasiyetimizi de sürdürmeye devam edeceğiz." ifadesini kullandı.
Ne olmuştu?
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu katıldığı bir televizyon programında 2 yıl 7 ay 15 gün hapis ile 5 yıl siyasi yasak cezası aldığı davayı değerlendirmişti. İmamoğlu, "Ceza mı keseceksiniz? Buyurun kesin. Size söz: Bu millet ayağa kalkar" ifadelerini kullanmıştı.
Adalet Bakanı Tunç, Adli Yıl Açılış Kokteyli'nde konuştu
Ankara 2 No'lu Barosu tarafından Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nde düzenlenen Adli Yıl Açılış Kokteyli'ne Bakan Tunç'un yanı sıra AK Parti Genel Sekreteri Fatih Şahin, Baro Başkanı Sabri Hafif ve hukukçular katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan Bakan Tunç, yeni adli yılın tüm yargı camiasına hayırlı olması dileğinde bulundu.
"Adalet mülkün temelidir." sözünü hatırlatan Tunç, demokratik hukuk devletinin üç temel direğinin bulunduğunu, bunlardan birinin yargı olduğunu belirtti. Tunç, yargının üç temel direğinden birinin de savunmayı temsil eden avukatlar olduğunu kaydetti.
Tunç, "Son 22 yıldan bu yana savunma makamına, savunmanın güçlendirilmesi, hukuk devletinin güçlendirilmesi adına çok önemli düzenlemeleri gerçekleştirdik." dedi.
Avukatların kamu görevi icra ettiğini dile getiren Tunç, adalete erişim ve insan onurunun korunmasında görev aldıklarını bildirdi.
Alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleri konusunda da avukatların önemli rol aldıklarını kaydeden Tunç, "Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculukta, arabulucunun önüne gelen 6 milyon dosyadan 4 milyonu uzlaşmayla sonuçlanmışsa bunda avukatlarımızın da büyük rolü var." diye konuştu.
"Yargı Reformu Strateji Belgesi yakında açıklanacak"
Adalet Bakanı Tunç, Türkiye Yüzyılı'nın ilk Yargı Reformu Strateji Belgesi'nin yakın zamanda Cumhurbaşkanı tarafından kamuoyuyla paylaşılacağını söyledi.
Belgeyle ilgili avukatların ve baroların önerilerini, görüşlerini aldıklarını belirten Tunç, "Bu doğrultuda da önemli yasal düzenlemeleri önümüzdeki süreçte Yargı Reformu Strateji Belgesi'nde yer alan hedefler doğrultusunda gerçekleştirmenin, taslak çalışmaları Meclisimize aktarmanın gayreti içerisinde olacağız." dedi.
Vatandaşların yargı hizmetlerinden güçlü şekilde faydalanması adına gayret gösterdiklerini dile getiren Tunç, "Yargı Reformu Strateji Belgemizin kapağında şu olacak, mottomuz şu; hukukun üstünlüğünü esas alan, gecikmeyen ve öngörülebilir bir adalet sistemi. 22 yıldan bu yana çok mesafe aldık. Daha da fazla mesafe almak ve gecikmeden yargının tecellisi için, vatandaşlarımızın yargı hizmetlerinden en güçlü bir şekilde faydalanabilmesi için gerekli tedbirleri alacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Yeni Ankara Adliyesi 3 yılda tamamlanacak
Adalet Bakanı Tunç, Ankara'da yeni bir adalet sarayının açılması konusunda çalışmaların devam ettiğini, inşaat çalışmalarının başladığını söyledi.
Ankara Adliyesinin 6 farklı adliye binasında hizmet verdiğini belirten Tunç, "Ankara Adliyesinin tek çatı altında toplanmasıyla ilgili çalışmamızı 3 yıl gibi kısa bir süre içerisinde tamamlayacağız. Dünyanın en büyük adalet sarayı Ankara'mızda inşa ediliyor. 622 bin metrekare kapalı alana sahip olacak." bilgisini verdi.
Bakan Tunç, yeni adliye binasının yatay mimariye sahip ve yeşil bina konseptinde olacağı bilgisini paylaşarak, "Önümüzdeki günlerde de temel atma törenini gerçekleştireceğiz." diye konuştu.
Programda konuşan Ankara 2 No'lu Barosu Başkanı Sabri Hafif de avukatların savunmayı temsil ettiğini vurguladı.
Hafif, yeni adli yılın yargı camiasına ve vatandaşlara hayırlar getirmesi dileğinde bulundu.