23.12.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
CİHAT ASLAN İstanbul
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünya nüfusunun yüzde 15’i başka bir ifadeyle 1 milyara yakını engelli bireylerden oluşuyor. TÜİK’in 2011 verilerine göre bu sayı Türkiye’de 5 milyon kişi. Ancak resmi olmayan rakamlara göre Türkiye’de engelli birey sayısı 9 milyonu geçiyor. Engelli aileleri bu veriye dahil edildiğinde ülke nüfusunun yarısı engellilere karşı yapılan ayrımcılık, eğitim, erişebilirlik, sağlık yetersizliği gibi durumlardan etkileniyor. Ancak her şeye rağmen çocuklarına hayatlarını adayan anne ve babalar da var. Nazmi Aşkın, Gülay Mutlu, Ümit Şahin o isimler arasında. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü’nün yüzücüsü olan engelli çocuklarını her gün havuza getirip götüren aileler, ömürleri sürdükçe bunu sürdüreceklerini söylüyor. Çocuklarının eli ayağı olan üç aile ile İBB Spor Kulübü’nün Cebeci Spor Kompleksi’nde bir araya geldik.
Saksıda bir çiçekti...
Türkiye S2 şampiyonasında 5 sene üst üste şampiyon oldu. 60 madalya aldı. Bu ödüllerin sahibi yüzde 93 bedensel engelli 25 yaşındaki Caner Aşkın. Engeline rağmen Türkiye’de, İtalya’da, Almanya’da şampiyonalara katılan Caner, gelecek ay Belarus’taki yarışmada boy gösterecek. Babası Nazmi Aşkın, Caner’in yanından bir an olsun ayrılmıyor. 10 yıl önce işinden istifa ederek ayrılan, gece-gündüz demeden oğluyla antrenmanlara katılan Nazmi Aşkın, 5 yıldır İBB Spor Kulübü’nün otelinde kalıyor. Her sabah 06.30’da uyanan baba Aşkın, oğlu Caner’e önce kahvaltısını yaptırıyor ardından antrenman elbiselerini giydirip havuza götürüyor. “Yüzde 93 bizim için engel değil” diyen Nazmi Aşkın, asıl engelin önlerine gelen engeller olduğunu söylüyor:
“İBB Spor Kulübü kollarını bu engellilere açmasaydı inanın bu çocukların hepsi evlerde kapalı kapılar ardında kalacaktı. Her bir engellinin ayrı bir becerisi var. Evlere kapadığımız zaman hiçbiri ortaya çıkmaz. Geçen sene Caner’in kazandığı madalyayı hakemler kurulu benim takmamı önerdiğinde o an dünyaları verseler bu kadar gururlanamazdım. Oğlum yüzmeye başlamadan önce saksıda bir çiçekti. Suladıkça meyve vermeye başladı. Şimdi dizlerinin üzerinde de yürüyor. Kendisi yatıyor, kalkıyor. Nasıl gururlandığımı anlatamam.”
Baba Nazmi Aşkın ve oğlu Caner.
140 madalyalı yüzücü
Şevval’in ilhamı olan Nil Şahin ise tam bir madalya fabrikası. Geçen yıl Avrupa 5’ncisi, bu yıl da Dünya 6’ncısı olan Nil Şahin’in 140 madalyası var. Doğduğunda belinde bir keseyle dünyaya gelen Nil, 9 yaşına kadar 5 ameliyat geçirdi. Avukat annesi Ümit Şahin, her sabah 6’da kalkıyor, kızını havuza bırakıyor ve 2 saat sonra alıp okula götürüyor. Öğlenden sonra okuldan aldığı kızını havuza götüren anne Şahin, 2 saat yüzen kızıyla birlikte eve dönüyor. Yıllardır haftanın 4 günü kızı için kilometrelerce yol yapan anne Ümit Şahin, deniz ve havuzlarda yaşadıkları sıkıntılar sonrası geldiklerini noktayı şöyle anlatıyor:
“Nil’i havuza ve denizlere götürdüm. Ancak engelli olduğu için havuzlara almak istemediler. 3 yaşındayken İBB’nin engellilerin sporla rehabilitasyon duyurusunu gördüm. 14 yıl önce başladı, aktif olarak yüzüyor. Şu an hayal ve rüya ötesi bir noktadayız. Çocuğum doğduktan sonra sokağa çıkarak engelli biri gibi yürümeye çalıştım. Toplumun bakış açısını üzerimde deneyimlemeye çalıştım. Kendim bu bakışlardan rahatsız olurken, kızım nasıl aşacak bunları diye düşündüm. Çocuklarımıza engellerini değil yeteneklerini ortaya çıkarmaları için yol gösterdiğimizde sonuçta hem onlar hem de ebeveynleri olarak bizler çok mutlu oluyoruz. Kızım bir sporcu olarak şimdi hayallerini yaşıyor. Nil, gelecek hedefleri için azimle yüzmeye devam ederken, annesi olarak onu izlemekten büyük heyecan ve mutluluk duyuyorum. Çocuklarımızın engelli doğmasına engel olmak elimizde olmayabilir ama onlar için elimizden gelenin en iyisini yapmak elimizde.”
Anne Ümit Şahin, Nil’in hayalini yaşadığını söylüyor.
‘Seçilmiş insanlarız’
Madalyonları ardı ardına alan bir diğer sporcu ise 11 yaşındaki Şevval Beren Mutlu. Bu yıl ilk defa katıldığı Türkiye Şampiyonası’nda 5 madalya kazanan yüzde 76 bedensel engeli olan Şevval’in spor hayatı annesinin yüzücü Nil Şahin’in röportajını televizyonda izlemesi ile başladı. Kendisini kızına adayan ev kadını anne Gülay Mutlu, Şevval’i şöyle anlatıyor:
“Kızım yüzmeyi seven biriydi. Ancak yazın denize girdiğinde insanların bakışları bizi rahatsız ediyordu. Televizyonda Berna Hoca ile Nil’in röportajını izleyince Berna Hoca’ya ulaşmaya çalıştım. 2 ay sonra bana dönüş yaptı. 2017’de Şevval spora böyle başladı. İyi ki de başlamışız. Eğer o gün Nil televizyona çıkarılmasa, Şevval bugün 5 Avrupa Barajı’nı geçemezdi. Bana göre biz seçilmiş insanlarız. Bazen insanlar, ‘Mutaassıp bir ailesiniz çocuk mayoyla yüzüyor’ diyorlar. Onlara karşı ‘Çocuk benim, onun hakkında kararları ben veririm’ diyorum. Sağlığım el verdiği sürece kızımı gerekirse sırtımda taşırım antrenmanlara götürürüm. Biliyorum ki çok kısa bir zamanda kızım çok iyi yerlere gelecek. Engellilerin önüne engeli toplum koyuyor. Kızımın başarılarını görünce bize acıyarak bakan insanlara karşı kazanılmış bir zafer görüyorum.”
Nil Şahin’i TV’de izleyen anne Gülay Mutlu, kızı Şevval Beren’in hayatını değiştirdi.