24.03.2008 - 02:00 | Son Güncellenme:
Gökçer Tahincioğlu
Türkiye son 2 yılda yapılanmaları öncekilerden farklı çeteler ile beklenmedik olay ve cinayetlere tanıklık ediyor. Ergenekon operasyonu da bunlardan birisi. Ergenekon, kimine göre, “laikleri sindirme operasyonu”. Bazılarına göre ise, “Derin devletin açığa çıkartıldığı bir operasyon.”
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz tarafından yürütülen soruşturma, son gözaltılarla tartışma yarattı.
“Ergenekon” ismi ilk kez NATO’nun kontrgerilla örgütlenmesi olarak bilinen ‘Gladio’nun Türkiye’deki yapılanması şeklinde gündeme geldi. Özel Harp Dairesi olarak da bilinen yapılanmanın, siyasetçilerden bilim adamlarına, medya mensuplarından hukukçulara kadar uzandığı iddiaları sürekli gündemde kaldı.
Ergenekon yapılanmasını ayrıntılarıyla anlatan ilk kişi Tuncay Güney adlı bir gazeteci oldu. 2001’de İstanbul Emniyeti’nde ifade veren Güney’in, ‘Ergenekon’ ve ‘Lobi’ yapılanmalarından söz ettiği ve Emekli tuğgeneral Veli Küçük başta olmak üzere, operasyon kapsamında tutuklanan çok sayıda kişinin ismini verdiği biliniyor.
Danıştay saldırısı
Ergenekon operasyonunun ipuçları, ilk olarak Danıştay 2. Daire’ye yönelik silahlı saldırının ardından belirdi. Daire üyesi Mustafa Yücel Özbilgin’i öldüren avukat Alparslan Arslan ve saldırı için Ankara’ya gelen diğer sanıkların, Cumhuriyet gazetesine farklı tarihlerde 3 kez bomba attıkları da anlaşıldı.
Saldırılan azmettiricisi olarak emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin’in ismi ortaya atıldı. İstanbul’da saklandığı villada intihara teşebbüs etmesinin ardından yaralı olarak gözaltına alınan Tekin’in, JİTEM’in kurucusu Binbaşı Cem Ersever’in sınıf arkadaşı olması, Susurluk skandal ‘isimlerinden’ Veli Küçük ve avukat Kemal Kerinçsiz’le çekilmiş fotoğrafları ortaya çıktı.
Ancak, saldırının arkasında ‘ulusalcı yapılanma’nın olduğu iddiaları, Tekin’in serbest bırakılmasıyla rafa kalktı.
BİRİNCİ DALGA:
Ümraniye’deki bombalar
Saldırılara yönelik dava sürürken, İstanbul Ümraniye’deki bir gecekonduda bulunan 27 el bombasının Cumhuriyet gazetesine atılanlarla aynı seriden olduğu anlaşıldı.
Soruşturma, özel yetkili Savcı Zekeriya Öz’e devredildi. 12 Haziran 2007’de gecekonduda yaşayan Mehmet Demirtaş ve Ali Yiğit, bombaların emekli Astsubay Oktay Yıldırım’a ait olduğunu söyledi. İsmi Tekin’le gündeme gelen Yıldırım tutuklandı. Demirtaş ve Yiğit, bombaların nereye konulduğunu kontrol etmeye gelenler arasında Tekin’in olduğunu söyledi.
Böylece operasyonun ‘1. dalgası’ olarak yorumlanan süreç başladı. Savcı Öz, bombalar için “hurda” diyen Tekin ile Danıştay soruşturmasında adı geçen emekli Astsubay Mahmut Öztürk’ü gözaltına aldı.
Tekin ve Öztürk’ün ardından Kuvva-i Milliye Derneği Genel Başkanı Bekir Öztürk, Eskişehir’deki evinde 11 kilogram patlayıcı ve suikast silahı bulunan emekli Binbaşı Fikret Emek, emekli Yüzbaşı Gazi Güder, Siyasi Ekonomik Sosyal Araştırmalar ve Strateji Geliştirme Merkezi (SESAR) Başkanı İsmail Yıldız, Fuat Ermiş tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Gözaltına alınan Ayşe Asuman Özdemir, emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Ergenekon ve Lobi
Tutuklananların evlerinde yapılan aramalarda, ‘Ergenekon’ ve ‘Lobi’ isimlerinin geçtiği belgeler bulundu. Oluşumun, darbe hazırlığı yaptığı iddia edildi. Bursa’daki bir eve yapılan baskında da çok sayıda patlayıcı ve silah bulundu. Bunun üzerine Tekin’in arkadaşı da olan Muzaffer Şenocak ile Aydın Yüksek tutuklandı.
VKGB soruşturması
Haziran 2007’de İstanbul odaklı süren bu gelişmeleri, Ankara’da Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi’ne (VKGB) yönelik başlatılan soruşturma izledi.
İsmi ilk kez Alparslan Arslan’ın üzerinde bulunan bir kimlik kartı ile gündeme gelen derneğin başkanı Taner Ünal ve dernek üyeleri tutuklandı.
Asker ve polis bağlantılı olduğu iddia edilen derneğin, Türkiye genelindeki bazı eylemleri organize ettikleri ve Ergenekon yapılanmasıyla paralel hareket ettiği öne sürüldü.
İKİNCİ DALGA:
Yazar Poyraz’a tutuklama
Ergenekon’da birinci dalga tutuklamalar, gözaltılar olurken, Genelkurmay Askeri Savcılığı da ele geçirilen askeri mühimmat nedeniyle soruşturma başlattı. 2007 Temmuz ayı boyunca, tutuklanan isimler hakkında dava açılması beklendi. Ancak Savcı Öz, operasyonun daha büyük kapsamlı olduğunu, Temmuz ayı sonunda verdiği gözaltı talimatlarıyla gösterdi.
Operasyonun ‘2. dalgası’ olarak nitelendirilen bu süreçte, Yazar Ergun Poyraz, Akın Birdal’a yönelik suikast sırasında ismi gündeme gelen ve ‘Yeşil’ kod adlı Mahmut Yıldırım’ın adamı olarak da tanınan Mete Yalazangil tutuklanarak cezaevine konuldu.
ÜÇÜNCÜ DALGA:
Veli Küçük’ün evinden çıkan dokümanlar
Ümraniye soruşturmasına yönelik büyük tartışmalar, operasyonun ‘3. dalgası’ olarak nitelendirilen süreçte gelişti.
Aralık 2007’de, 2006’daki Necip Hablemitoğlu suikastinde adı geçen İbrahim Çiftçi’nin öldürülmesinde kullanılan el bombasının, Ümraniye’de bulunanlarla aynı seriden olduğu ortaya çıktı.
Bu gelişmenin ardından, emekli Tuğgeneral Veli Küçük gözaltına alındı. 26 Ocak 2008’de Küçük’le birlikte, Kuvayı Milliye Derneği Başkanı emekli Albay Fikri Karadağ, avukat Kemal Kerinçsiz, gazeteci Gülay Kömürcü, Susurluk hükümlüsü Sami Hoştan, ‘Drej Ali’ olarak tanınan Ali Yasak ve Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi Erenerol’un da aralarında bulunduğu 31 kişi gözaltına alındı.
Tekin ile fotoğrafları kamuoyuna yansıyan Veli Küçük’ün evinde Milli Güvenlik Siyaset Belgesi’nden, Ergenekon yapılanmasına, Lobi örgütlenmesine kadar çok sayıda gizli döküman bulundu. Küçük, dökümanları, ‘kişisel merakından dolayı’ sakladığını öne sürdü.
DÖRDÜNCÜ DALGA:
Ertekin’in evinde Glock marka silah
Operasyonun 4. ayağına Şubat 2007’de başlandı. ‘Askeri darbe hazırlıklarına yönelik’ bilgisayar kayıtlarıyla gündeme gelen Doç. Ümit Sayın ile Doç. Emin Gürses, Semra Özal’ın kuyumcusu olarak bilinen Hayrettin Ertekin, gazeteci Vedat Yenerer ve kapatılan Noel Baba Vakfı’nun kurucusu Muammer Karabulut tutuklandı. Ertekin’in evinden Glock marka silah bulundu.
BEŞİNCİ DALGA:
İlhan Selçuk’a şafak baskını
Bitti denilen operasyonun, 5. ve en çok ses getiren ayağı ise İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, eski İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu ve Cumhuriyet gazetesi imtiyaz sahibi, yazar İlhan Selçuk’un da aralarında bulunduğu 13 kişinin gözaltına alınmasıyla gerçekleştirildi.
Perinçek’in örgütün manifestosunu yazdığı, Selçuk’un üyesi olmamasına rağmen örgütün eylemlerini desteklediği, Alemdaroğlu’nun da darbe planlamasının içinde olduğu iddia edildi.
Emekli Astsubay Oktay Yıldırım (solda) ile emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin bir gösteride.
Tutuklanan 40 kişi
Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan 40 isim şöyle:
Emekli yüzbaşı Muzaffer Tekin, emekli Astsubay Oktay Yıldırım, emekli Astsubay Mahmut Öztürk, emekli Binbaşı Fikret Emek, emekli Yüzbaşı Gazi Güder, ele geçirilen 27 el bombasının bulunduğu gecekondunun sahibi Mehmet Demirtaş, eski polis memuru Muzaffer Şenocak, eski polis memuru Aydın Yüksek, işadamı Kuddusi Okkır,
Kuvva-i Milliye Derneği Genel Başkanı Bekir Öztürk, Kuvay-i Milliye Derneği üyesi Fuat Ermiş, SESAR araştırma kuruluşu Başkanı İsmail Yıldız, yazar Ergun Poyraz, ADD eski yöneticisi Asuman Özdemir, DYP Kadıköy İlçe Sekreteri Mete Yalazangil, emekli Binbaşı Zekeriya Öztürk, eski Uzman Çavuş Muhammet Yüce, Kuvay-i Milliye Derneği Teşkilet Başkan Yardımcısı Kahraman Şahin, Kuvay-i Milliye çaycısı Erol Ölmez, özel büro sorumlusu Erkut Ersoy, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Kurmay Albay Mehmet Fikri Karadağ, avukat Kemal Kerinçsiz, Susurluk sanığı Sami Hoştan, Kuvay-i Milliye Derneği Teşkilat Başkanı Hüseyin Görüm, Kuvay-i Milliye Derneği Yöneticisi Oğuz Alpaslan Abdülkadir, Kuvay-i Milliye 1919 Derneği Pendik Şube Başkanı Hüseyin Gazi Oğuz, Türk Ortodoks Patrikhanesi basın danışmanı Sevgi Erenerol, Kuvay-i Milliye Derneği üyesi Abdullah Arapoğlu, işadamı Levent Kara, yazar Ümit Oğuztan, Türk İntikam Tugayı (TİT) üyesi olduğu öne sürülen Vatan Bölükbaşı, Doç. Dr. Ümit Sayın, Doç. Dr. Emin Gürses, Doç. Dr. Orhan Tunç, Semra Özal’ın kuyumcusu Hayrettin Ertekin, gazeteci Vedat Yenerer, Noel Baba Vakfı Başkanı Muammer Karabulut, Abdulmuttalip Tongar, Selim Akkurt.
İki isim daha sorgulanacak
Ergenekon yapılanmasının, Hrant Dink suikastından, Cumhuriyet gazetesi ve Danıştay saldırılarına kadar çok sayıda eylemi organize ettiği öne sürülüyor. Bu iddialarla, tutuklananlar arasında savcılığın nasıl bir bağlantı kuracağı ise iddianameyle anlaşılacak.
Geçtiğimiz hafta, organize suç örgütü lideri Sedat Peker, Susurluk davası hükümlüsü Yaşar Öz ile Akın Birdal suikasti sanığı Semih Tufan Gülaltay’ın ifadesine başvuran Savcı Öz’ün önümüzdeki hafta, Danıştay saldırısı sanıkları Arslan ile Osman Yıldırım’ın ifadelerini alması bekleniyor. Yıldırım’ın avukatı Mehmet Ener, daha önce, müvekkilinin saldırının Ergenekon’la ilgili olduğuna yönelik kendisine beyanda bulunduğunu, ancak, bunları duruşmada anlatmadığını söylemişti.