11.01.2025 - 22:25 | Son Güncellenme:
Galatasaray Kulübü'nün eski Sportif A.Ş. Başkan Vekili Erden Timur, konuk olduğu programda gündeme dair konuştu.
Erden Timur, TV 100'de şu açıklamaları yaptı:
"Ali Koç, basın toplantısında sizin, Dursun Özbek'in ve Mehmet Büyükekşi arasında Şanlıurfa'daki kundura fabrikasındaki toplantıdan bahsetti. Bu toplantı oldu mu?"
Böyle bir görüşme oldu. Kundura fabrikasında, Büyükekşi'nin yerinde olmadı. Gizli görüşme değildi. O gün biz Urfa'dayken, ondan önceki akşam, Kulüpler Birliği WhatsApp grubunda ben de vardım. Hatta, Fenerbahçe'den de Ahmet Ketenci vardı. O zaman imza toplama konuları vardı. Dursun Başkan bir gün önce, gitmeyle ilgili kısmı adabımuaşerete uygun, doğru bir şekilde olsun. O yüzden imzayla değil söyleyelim, kendileri seçim tarihi belirlesinler dedi. Yazılanları hatırlamıyorum tam ama özetle, imzayla gönderilmiş gibi olmasın. Amacımız yeni yönetim seçmekse, ki Galatasaray o şekilde yeni yönetim için irade kullanıldı.
Toplantıda Dursun Başkanımız, ben, Mehmet Büyükekşi ve Yusuf Günay vardı. Bizden İbrahim Hatipoğlu da vardı. Sadece imzayla değil, TFF seçim tarihi belirlenmesi yönündeydi. Dursun Başkan, Büyükekşi ile görüştük dedi. Haziranda Avrupa kupası var, seçime gideceğim ama kupadan sonra oldu dedi. Kulüpler Birliği'nde görüştüğünü söyledi zaten. Kulüpler Birliği'nde konuşuldu bu. Dursun Başkan, resmi temsilcisi olarak Kulüpler Birliği tarafından seçildi. Seçimi o tarihte değil bu tarihte yap gibi bir karar alındı. Bu maalesef birçok konuda olduğu gibi yapılıyor, sanki gizemli bir şey var. Kulüpler Birliği WhatsApp grubunda bu yazışmalar duruyordur. Orada her şey yazıyor zaten, Kulüpler Birliği'nde de anlatıldı.
"Neden bugün konuşuyor Erden Timur? Neden şimdi?"
Zaten geçenlerde baktım, 2 senede toplam 13-14 defa konuşmuşum televizyona, maç sonunda, ekranda görünmüşüm. Benim görmediğim varsa da 15'tir. Her zaman görev süresince kimseyle görüşmemeye dikkat ettim. Benden hoşlanmayanlar, bu sebeple hoşlanmıyor. Prensip olarak böyle davranmak gerektiğini anlatıyordum. Şampiyonluktan sonra git 5-6 yere katıl, başka dinamikler oluyor, insanın anlatmak istediği oluyor. Bazen zarar veriyor ediyor, yönetim var. O yüzden katılamıyordum. İnsanlar samimiyete inanır inanmaz, yapabileceğim bir şey yok. Hayatımda bu kadar sübjektif bir ortam yok. Yanlış yapsam Galatasaraylılar'a göre doğru, ne kadar doğru yaparsam yapayım Fenerbahçe'ye göre yanlış. Buraya çıkma nedenlerimden biri Fenerbahçe'nin de konuşulacak olması. Türk futbolunun içine girdiği girdap var, iki sorumlusu var bence ana olarak, o girdaptan çıkılması için geleceği, neler yapılması gerektiği, dünyada ne olup bittiği... Biz sadece hakem tartışıyoruz. İnsanların ana konusu 40 sene önce hakemmiş. En az futbolun geleceği kadar önemli. Galatasaraylılık'tan ötürü de konuşmak istedim. Biz objektif olduğumuzu söylemiyoruz, verilerle objektif olmaya çalışıyoruz. Muhakkak hata, eksik vardır ama net bir şekilde söyleyebilirim, bu oluşturulan kamuoyu, hakemle yapıyor, karaborsa vs. Önce kamuoyuyla yapılır bu zaten, sonra baskı. Bu kadar her şeyin üst üste gelmesinin ya istisnai bir istatistik, kısmet ya da bir plan. Sanki bir cisim yaklaşıyor.
Bu tarafgirlik, bir takım bir tarafa diğerleri bir tarafa... O kamuoyu gücü, işi bambaşka noktaya götürür. Ben buraya bir taraftar olarak geldim.
Hatalarımız hep oldu. Beni sadece Galatasaraylılar değil, herkes anlasın niyetindeyim. Anlaşılmak için konuşmaya çabalıyorum. Bir TFF başkanının, herhangi bir kurum başkanının, hiçbir kulüp başkanına tehdit etmeyi bırakın en ufak söz söylemeye hakkı olamaz. Orası adalet mekanizmasıdır çünkü. Kulüple ilgili konuşmaların da yapılmaması lazım. İhsası rey derler hukukta, oyunu önden belli etmektir, algı birçok şeyi değiştirir. En son bu değişiklikler, MHK konuları, oralarda farklı konular var. Galatasaray'a yakın olduğu düşünüldüğü için bir değişiklik yapılıyor.
Şampiyonlar Ligi yarı finali, finali yönetmiş hakemler seçelim. Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş 3'er tane seçsin. Biz pozisyonları vermeyelim, 10-20 yıl geriye dönük her şeyi çıkarsınlar. Kimin lehine kimin aleyhine çıksın.
Geçen senelerde yabancı VAR denince olur, robot hakem de olur ama aynı baskıyı yaparsak, evde şunu AVM'de bunu yapalım dersek aynı olur. Bir taraftan da Türk hakemleri tukaka ediliyorsa gerçeği görmek lazım. Haksızlık yapmamak lazım.
Karaborsa, her maçta oluyor. Bu iş, Galatasaray'ın kendi içinde oldu. Fatih Altaylı söyledi, Divan Kurulu'nda Hayri Ağabey söyledi. Galatasaray'ın çekineceği bir şey olsa gündeme getirmez. Olmamıştır demiyorum, muhakkak olmuştur, her takımda oluyor. Ben tesadüfen bu konu konuşulduğunda, 3-5 gün sonra kulüpteydim. 'Biz çağrı yapalım, gelin tüm kulüpler bunla mücadele edelim, bu iş soruşturulsun' dedim kulüpte. Soruşturuldu, kovuşturmaya yer yoktur kararı verildi. Hukuku tartışamam, belgeyi bulamıyorsa... İftira da şöyledir, aksini ispat edemezsin, ya tutarsa...
Dursun Başkan, 'her şey araştırılsın, iddia eden arkadaşlar da belgeleri ortaya koysun' diye Savcılığa başvuru yaptı. Haksız yere bir itibarsızlaştırılma varsa soruşturulsun, konu gerçekse o da soruşturulsun demek kadar medeni bir davranış olamaz. Soruşturuldu, üstü kapatıldı deniyor. Öyle bir şey olsa bunu yapmazsınız. Gidip başvurabilir misiniz!
3 büyük kulübün 2022/23, 2023/24... 23/24'te Galatasaray'ın stadyum hasılatı 52.7 milyon euro, Fenerbahçe'nin 36, Beşiktaş'ın 25.6 milyon euro. Bilançolardan, halka açık alınıp çevrilen veri. Yayın geliri Galatasaray'ın 9.5, Fenerbahçe'nin 9, Beşiktaş'ın 7.3. UEFA geliri Galatasaray 35, Fenerbahçe 12.4, Beşiktaş 8.2. Ürün satışı Galatasaray 70.5, Fenerbahçe 61.2, Beşiktaş 30.4. Bunlar hep milyon euro. Sponsorluk geliri Galatasaray 54.3, Fenerbahçe 35.8, Beşiktaş 33. Yetiştirme kiralama Beşiktaş'ın sıfır, Fenerbahçe'nin 2.8, Galatasaray'ın 6.3. Total faaliyet geliri, Galatasaray'ın 228.3 milyon euro, Fenerbahçe'nin 158.6, Beşiktaş'ın 111.3 milyon euro. Futbolcu satışında Galatasaray 32.6, Fenerbahçe 57, Beşiktaş 3.1 milyon euro.
tadyum gelirini 13 kat artırdık. Bizim ilk senemizde kombine fiyatları çok düşüktü. 13 kat artırıldı. Sponsorluk geliri artırıldı. Bir stadyum isim sponsorundan 8-9 milyon euro alınıyor, bu sene daha da artacak. TÜİK ile ENAG enflasyonun ortalamasını koydurdum ben sponsorluk sözleşmesinde, artırmak için.
Stadyum hasılatı, 25.9 milyon euro'dan 52.7 milyon euro'ya çıktı. 13. sene olduğumuz sene 13.7 milyon euro. Ondan önce 5.6 milyon euro. Yayın geliri aynı kaldı. UEFA geliri bizim ilk senemizde 1.5 milyon euro, şimdi 35 oldu. Ürün satışı 24.7'den 70.5 oldu. Enflasyon muhasebesi olmadan euro'ya euro. Ürün satışında 2020/21'de 3.2 milyon adet ürün satıldı, 2023/24'te 5 milyon adet satıldı.
"Ligi bitirtmeyiz lafı hakemleri etkiledi mi?"
Ben de Fenerbahçe tarafında olsam böyle değerlendiririm, etki olduğunu falan. Ben 'Bu ligi bitirtmeyiz' diye bir cümle kurmadım. Soru şöyleydi 'Bu hakem hatalarıyla bu lig biter mi?' diye sordular, ben de 'Bitmez, biz bitirtmeyiz' dedim. Bir raconu kesersin, arkanı döner gidersin. Göz ucuyla geri bakarsan racon bozulur.
Sayın İbrahim Hatipoğlu, metodunu daha konuşmadık bile dedi. Acun Bey bir mesaj atmış evet. Acun Bey 'Pozisyonları gönderdik' dedi. Benim dediğim metot o değil. Hem herkesin telefonu incelesin hem o incelesin. Bizim kamuoyundaki, futbol bloklaşmasını aşmamız lazım.
Telefonlar, hesaplar araştırılsın dedik. Biz yazılı olarak TFF'ye başvurduk. Başsavcıya gittik. 'Bir şey olması lazım ki devreye girelim' dedi bize, Başsavcı Yardımcısıydı galiba. Bu disipline edilsin diye yapılması lazım. Suç duyurusu tekildir. Herkesin araştırılması lazım.
Hiçbir devrim, yüzde yüzü düşünerek planlayarak olmaz. Alnı açacaksın, yakayı bağrı açacaksın. Mevlana'nın sözü vardır, yola çıkınca yol kaybolur der. Yeter ki herkes ortaya koysun, çağrı yapar herkes 'incelenelim' diye. Ondan sonra herkes başvurur. Ben başvurdum, o başvurdu, bu başvurdu. Başvurmayan 'yapmış' kabul edilecek zaten. Kamuoyunun manipüle edilmesini bitirmezsek futbol kamuoyu bunu konuşur hep zaten."
"Yapı kelimesini ilk kez siz kullandınız. Aynı yapıdan mı bahsediyorsunuz Fenerbahçe'yle? Sizin bahsettiğiniz yapı kimdi?"
Yapı deyince aklıma hep felsefede yapısalcılık akımı vardır, o geliyor aklıma. Bir felsefi akımdır. Klik dedim, yapı dedim. İlk klik dedim. Kurgu dedim. Çok konuşmuş, çok şey demişim. Yazın yediğin hurmalar şey oluyor.
Kocaman büyük bir yapı değil. O yüzden klik dedim. İçinde olmadan, duyarak kanıksadığım bir şey. Demek ki bu yapı dediklerim doğru dedi. Bunca yıldır söylenen bir şeydi. Dönem dönem herkese fayda eden bir şey herhalde, sırf bir tarafa hizmet etse alırlar. Bu bir teoriydi. Bir şey içinde bir yapı varsa her tarafa hizmet eder ki uzun yıllar devam edebilsin. Benim bahsettiğim yapı, TFF'nin şunun bunun oluşturduğu yapı değil. Olası olarak hakemlik mekanizması içinde, birilerine göre eğilim gösteren gerek atamalarda gerek kararlarda yapı olduğunu düşünüyorum.
Benim söylediğim yapı ile Fenerbahçe'nin dediği aynı yapı değil. Ben Fenerbahçe'nin nasıl bir yapı dediğini anlayamıyorum. Ben dediğim yapıyı açık açık anlatıyorum.
"Yusuf Günay bizimle ilgili konularda tepki gösteriyor TFF'de demişsiniz."
Çok açık. Bu doğru mu? Değil. Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın, Beşiktaş'ın TFF'de temsilcisinin olması doğru değil. Ancak böyle bir şey var. O temsilciler, kendi kulüpleriyle ilgili olanlara 10 kat daha duyarlı. Büyük kulüplerin temsilcilerini başkanvekili yapıyorlar herhalde. Ben samimi söyledim bu şekilde. Bunu 'aaaaaa' diye... 5'le 5'i topladık 10 eder dedim, 'nasıl 10 eder' diyorlar, 10 etmez mi! Biz mert şekilde söylemişiz, onlar da söylesin. Öyle bir lanse ediliyor ki... Bu doğru değil diyorum, TFF'de temsilci olmasını. Yusuf Bey'e gelecek olursak, çok tartışım, son derece düzgün bir insan. Gerçekleri açık açık konuşmak lazım, bu 20 yıldır böyle. 20 yıldır beş artı beş on ediyor, ben deyince... Her şeyin arkasında bir şey arayınca bir yere varamıyoruz.
"Ali Koç ile ilişkinizi nasıl tarif edersiniz?"
İlk baştaki 'Ne para harcadın be' kısmında, insanlar şey yapmak için söyledi dedi, ben de 'art niyetli söylem değil' dedim. Ben hep insanlara güvenerek başlıyorum. İyi insan dediklerimi insanlar hep sorgular. Tutturma yüzdem düşüktür. Ben hep çok iyi insan derim, yüzde 90 yanılırım. Şundan dolayı oldu aslında, maalesef bizim Galatasaray siyaseti de harıl harıl çalışır. Bizde yüzde 1 milyonu iftira olan dedikodular, bu sefer o taraftan... Erden'e vurmak çok kolay değildi, taraftar tepkisi falan. Buradan siyaset falan. Onların gerçek olduğunu düşündüğünü düşünüyorum. Kişisel olarak çok çaba gösterdim, futbol ortamının yumuşaması için. Bize öğretilen ne olursa olsun, kötülük de yapılsa doğru davran diye öğretildi. Ben tasavvufla ilgileniyorum, beceremediğim bir sürü tarafı oluyor ama beni en çok motive eden şey, biz de daha fazla gerersek millet birbirini öldürecek. Toplam 14 defa konuştum, 5-6'sı hakemle ilgili, geri kalan transfer, şu bu falan. Kendi pozisyonumda bulunan Galatasaray'da, 20-30 senedir en az konuşan kişiyim. 6-7'de 1 konuşmuşum.
"Geceleri yatarken Ali Koç'u düşünüyor musunuz? 'Gece yatarken beni düşün' demişti Ali Koç."
Hayır. Icardi'yi düşünüyorum. Bazen Torreira. Düşünmüyorum tabii ki...
"Galatasaray ile ilgili bundan sonraki planınız nedir gelecekle ilgili?"
En büyük strateji, strateji yapmamaktır. Özüyle her şeye odaklanmaktır. Kim istemez. Oyuncularla birlikte olmayı, Okan hocayla birlikte olmayı çok özlüyorum.
"Galatasaray'da başkanlık hayaliniz var mı?"
Herkes ister. Kim istemez?