65 yaş üstü ünlüler üç saatlik izni bekliyor: Dışarı çıkma izni nefes aldıracak

Salgın nedeniyle yaklaşık 1.5 aydır evden çıkmayan 65 yaş üstü yaşlı vatandaşlar için 3 saatlik sokağa çıkma serbestisi gündemde. 65 yaş üstü ünlü isimler de bu öneriyi, “Biraz olsun nefes aldıracaktır. Çünkü güneş ışığı, psikolojik ve fiziksel olarak çok önemli ve gerekli” sözleriyle destekledi.

Bilim Kurulu’nun tavsiyesi doğrultusunda İçişleri Bakanlığı 65 yaş üstü vatandaşlara 21 Mart’tan itibaren sokağa çıkma yasağı getirdi. Kararın ardından evden çıkmayan yaşlıların psikolojileri olumsuz etkilendi, hareketsizlik bazı yan etkilere neden oldu. Buna çare olması için sokağa çıkma yasağının uygulandığı günlerde yaşlı vatandaşlara 3 saatlik dışarı çıkış hakkı tanınması bekleniyor. Ünlü isimler karantina günlerini ve üç saatlik izinle ilgili Milliyet’e konuştu.

Orhan Gencebay (75): Bu da geçecek biz neler atlattık. Gerekeni yapmak lazım. Nedir? Evden çıkmayın diyorlar. Çünkü insanlar yakın temasla görüşmezlerse yakın zamanda hallolacak. Bu süreçte hiç sıkılmadım. Bu ne kadar sürer bilmiyoruz. Meşgul olacağım çok şey var. Bestelerime çalışıyorum, notalarımı yazıyorum, kitap okuyorum, haberleri takip ediyorum, sazımı çalıyorum. 45 gündür herhangi bir rahatsızlık yaşamadım. 3 saatlik dışarı çıkma iznini yetkililer söylüyorsa öyle yapacağız. Çünkü en iyi onlar bilir.

Filiz Akın (77): Benim zaten kırılgan bir sağlığım var. Bağışıklık sistemimi güçlendirmek için tedaviye gidiyordum ve yarım kaldı. Bir ara ateşim çıktı, korona testi yapıldı, negatif çıktı. Şimdi ateşim yok ama çok öksürüyorum. Neyse ki güzel diziler ve filmler seyrettim, kitap okudum. Sanatın başka boyutlarında gezindim. Genel olarak yaşla ilgili özel kısıtlama, çok haksız bir psikolojik baskı gibi geliyor. 3 saatlik gevşeme, biraz olsun nefes aldırır. Çünkü güneş ışığı, psikolojik ve fiziksel olarak çok önemli ve gerekli.

Hale Soygazi (69): Dışarıda çok vakit geçiren biri olarak ilk defa bu kadar uzun süre evde kalma süreci yaşadım. Ama bu süreci çok güzel değerlendirmek için vaktimi sevdiğim şeyleri yaparak geçirdim. Kitap okudum,  film izledim ve en önemlisi spor yaptım. 65 yaş üstüne getirilecek 3 saatlik esnemeyle sokağa çıkmalarının sağlanmasını çok yerinde buluyorum. Bir ağacın altında oturmak, güneşe çıkmak, psikolojik ve fiziksel olarak çok gerekli. Onları koruyalım derken sağlıklarına zarar verebiliriz.”

Hülya Koçyiğit (72): Sokağa çıkma yasağından önce zaten evde kalmaya başlamıştım. Pandemi dolayısıyla yaşadığımız bu karantina sürecinde evde yapmayı planlayıp bir türlü yapamadığım işleri yaparak, ertelediğim kitapları okuyarak ve filmleri izleyerek geçiyor. Düşünmek için fazlasıyla vaktimiz olduğu bugünlerde, hayatı sorgularken bizi bekleyen daha güzel günler için de bir yandan üretmeye devam ediyor ve bunları not ediyorum. Alınan bu tedbirler bizim sağlığımız için. Biraz daha sabretmeli, evlerde de hareketi elden bırakmamalıyız.

Selda Alkor 77): Hayatlarını hiçe sayarak bizler için çalışan sağlık çalışanlarımıza binlerce teşekkür. Bu arada biz ne yaptık? Eşimle baş başa kalıp, bir sürü konuda sohbet ettik. Kitap okudum, bol bol puzzle yaptım. Evimiz site içinde, ufak bir balkonumuz var. Hava alma imkanımız var evde. Dışarı çıkma hareket açısından gerekli. Belli yaştaki insanların devamlı oturması sakıncalı. Eklem ağrıları olanlar, Alzheimer hastaları için faydalı olacaktır. Evleri güneş göremeyenler sosyal mesafeyi koruyarak, maske takma şartıyla çıkabilmeli.

Turgut Kazan (Eski İstanbul Barosu Başkanı-80): Durumun böyle olması 65 yaş üstü avukatlar için de temel haklara aykırı. İnsanları, haklarını savunuyoruz. Avukatın bürosuna gidip belgeleri ile çalışması, adliyeye gitmesi ve yurtdışında işleri olan avukatlar için bu işleri takip edecek imkanı bulmaları gerekir. Bu tarafıyla hukuka aykırıdır. Ayrıca 65 yaş üstünün hareketsiz kalmasında ne gibi sorunlar oluşacağı tıp uzmanları tarafından dile getirildi.

Atilla Kıyat(Emekli Amiral-79): Twitter hesabından yazdığı mesajla dışarı çıkma izni istedi. Kıyat, “Biz 65 yaş üstündekilere, coronadan ölmeyin de neden ölürseniz ölün diyorsunuz. Bilim Kurulu üyesi doktorlar (!), sayenizde, ya ruh ya da kalp damar hastası olacağız. Bir de kas erimesi. Günde iki saat yürütün bizi.”