26.03.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
AYŞEGÜL KAHVECİOĞLU Ankara - Siyaset kulislerinde ilk ittifak görüşmelerinin olumsuz sonuçlanmasında 30 maddelik ön şartname krizinin yanı sıra, YRP’nin AK Parti listelerinde 23 milletvekili ile temsil talebinde bulunmasının ve bunun yanında seçime Cumhur İttifakı çatısı altında kendi logosuyla girmek istemesinin etkili olduğu iddiaları dillendirildi. Bu süreçte Erbakan Cumhurbaşkanı adayı olmak için YSK’ya başvurmuş ve 100 bin imza toplama süreci başlamıştı. Ancak aradan üç gün geçmesine karşın YRP lideri 70 bin imzayı bulamamıştı. YRP, ittifak protokollerini YSK’ya teslim etme süresinin dolmasına saatler kala, Cumhur İttifakı’na katıldığını duyurdu. Edinilen bilgilere göre, AK Parti’nin milli görüş kökenli bazı önemli isimleri aracı olarak devreye girdi. Erdoğan, Külliye’de Erbakan ile bir görüşme gerçekleştirdi ve ittifak konusuna son nokta konuldu.
İki partinin genel sekreterlerinin imzaladığı ve “Cumhurbaşkanı seçiminden sonra hükümet politikalarının belirlenmesi ve uygulanmasında aşağıdaki hususlar dikkate alınacaktır” ifadesiyle başlayan protokol metnin de imzalı son sayfasını basına gösterdi.
İsmi kullanılmadı
Protokol metninin “ekonomik”, “sosyal” ve “dış politika” başlıklarında çok çarpıcı maddeler yer aldı. İttifak görüşmeleri sürerken iki parti arasında çatlağa neden olan 6284 sayılı “kadına şiddetle mücadele” yasasının protokolde yalnızca ismi yer almadı; bunun yerine “Aile bütünlüğünün korunması için mevcut yasalardaki aykırı hükümlerin ayıklanmasına, manevi değerlerimize aykırı fiillerin ve sapkınlıkların önlenmesine yönelik yasal düzenlemelere, süresiz nafaka konusundaki mağduriyetlerin giderilmesine ağırlık verilecektir” denildi.
Protokolde ayrıca “Milli Eğitim müfredatının milli ve manevi değerlerimize uygun hale getirilmesi ve gerekirse aykırı sözleşmeler dahil her türlü düzenlemelerin gözden geçirilmesi temin edilecektir” ifadeleri yer aldı. Protokolde yer alan “Toplum sağlığına ilişkin sözleşmelerin milli çıkarlarımıza uygun hale getirilmesi” maddesi ise Erbakan’ın Kovid-19 döneminde yaptığı aşı karşıtı açıklamaları hatırlattı.