06.11.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Gökhan Karakaş / İstanbul
Uzun yıllar Osmanlı hakimiyetinde kalan Hırvatistan’daki Türk izlerinin korunması için çalışmalar sürüyor. Türk akıncıların 1430’larda fethetmeye başladığı Hırvatistan’ın Slavonia, Dalmaçya ve Krajina bölgelerinde çok sayıda Osmanlı eseri var. Bu eserlerin izini süren Türkiye Sualtı Arkeolojisi Vakfı Başkanı Oğuz Aydemir’in girişimleri ilk meyvesini verdi. Kanuni döneminde sadrazamlığa yükselen Rüstem Paşa’nın adının yazıldığı tabela, 1500 yılında doğduğu Hırvatistan Skradin’e asıldı. Aydemir’in Skradin Belediye Başkanı Brajkoviç ile görüşerek hazırladığı tabela kentin en turistik yerinde.
İlk adım: Tabela
Hırvat tarihçi Andelko Vlasic ile ‘Hırvatistan’daki Osmanlı Kültürünün İzleri’ adlı kitabı hazırlayan Aydemir şunları söyledi: “1683’teki II. Viyana Kuşatması’nı da düşünürsek Osmanlı bu bölgede 200 yıl aralıksız hakimiyet göstermiş. Hırvatistan’ın özellikle Adriyatik kıyıları Osmanlı hakimiyetinde kalmış. Osmanlı’da birçok Hırvat yönetici devşirme sistemine girdi. Mesela Hersekli Ahmed Paşa, Fatih, II. Bayezid ve Yavuz dönemlerinde 5 kez sadrazamlık yaptı. Celali isyanını bastıran Kuyucu Murat Paşa da Hırvat’tı. Rüstem Paşa ise Kanuni döneminin en güçlü ismiydi. Şu anda Hırvatistan’da Osmanlı’ya ait çok fazla eser yok. 200 yıl Osmanlı hakimiyetinde kalan Hırvatistan’daki izlerimizin bulunması için çabalamaya devam edeceğiz. Amacım Hırvatistan’daki Osmanlı mirasını hatırlatmak. İlk adımı Skradin kentinde attık.”
Osmanlı’dan kalma köprü
Hırvatistan’daki Osmanlı eserleri arasında en ünlüsü Kanuni Sultan Süleyman’ın Osijek’te (Ösek) Drava Nehri üzerine yaptırdığı köprü. Mimar Sinan tasarımı 7 kilometre uzunluğundaki köprünün 25 bin kişi tarafından çivi kullanılmadan yapıldığı sanılıyor. Avrupa ve Balkanlar’a sürekli sefer yapan imparatorluğun sık kullandığı köprü, döneminin en büyük ahşap köprüsüydü. 1583 yılında Gnaliç Adası yakınlarında batan gemide ise Osmanlı İmparatorluğu’na götürülen eşyalar bulunuyordu. Harem dairesini baştan başa yenileyeceği düşünülen ve Dalmaçya’nın kuzey kıyılarına gömülen eserler halen müzede korunuyor.