Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - Kimlik tespiti yapılması amacıyla iskelet haline gelmiş insan kalıntıları adli antropoloji tarafından inceleniyor. Yapılanlar sadece bununla sınırlı değil. Küçük yaşta kaybolan çocuklar, faili meçhul cinayetler Emniyet Genel Müdürlüğü Kriminal Daire Başkanlığı bünyesinde çalışan antropolog polislerin titiz çalışmalarıyla çözülüyor. Osteoloji incelemeleri, adli yaşlandırma ve yeniden yüzlendirme olarak üç ayrı uzmanlık alanında hizmet veren adli antropologların amacı, çözülemeyen tek vakanın kalmaması.
DÜNYANIN SAYILI LABORATUVARLARI ARASINDA
Adli antropoloji alanında iskelet haline gelmiş kalıntılarla kimlik tespitine yönelik çalışmalar yaptıklarını belirten Polis Memuru Asistan Antropolog Yusuf Çınar, bu alanda Ankara ve Diyarbakır Bölge Kriminal Polis Laboratuvarları dışında birçok üniversitede çalışma yürüttüklerinin altını çizdi. Laboratuvarların kapasitesinin donanım ve ekipman bazında dünyanın sayılı laboratuvarları arasında yer aldığını söyleyen Çınar, laboratuvar personellerinin lisans eğitimlerini tamamlayıp 'University of Tennessee' ve 'University of Dundee' tarafından adli antropoloji alanında verilen eğitimleri tamamlayarak görevlerine başladıklarını söyledi.
ÖNCE ANTROPOLOJİ SONRA AKADEMİ
Kriminal Polis Laboratuvarı Antropolojik İnceleme Şube Müdürlüğü'nde çalışmak isteyenlerin de önce üniversitelerin 'antropoloji' bölümünden mezun olmaları gerekiyor. Sonrasında da Emniyet Genel Müdürlüğü'ne bağlı Polis Akademisi'ndeki meslek eğitimlerini tamamlayarak göreve başlıyorlar. Bu laboratuvarlarda osteoloji incelemeleri, adli yaşlandırma ve yeniden yüzlendirme olarak üç ayrı alanda hizmet veriliyor. Peki bunlar ne anlama geliyor? Osteoloji incelemelerinde yumuşak dokuları çürüyerek iskelet haline gelmiş cesetler üzerinde kimlik tespiti yapılıyor. Adli yaşlandırmada kaybolan kişilerin kaybolduğu yaş dönemine ait fotoğrafları ile yüzleri üzerinde çalışmalar yapılarak inceleme yürütülüyor. Yeniden yüzlendirme çalışmalarında da kimlik tespiti yapılması için yumuşak dokusu kaybolmuş ve tamamen iskelet haline gelmiş kalıntılar kullanılarak kafatası üzerindeki muhtemel yüz görüntüsü ortaya çıkarılıyor.
5 YIL SONRA BU YÖNTEMLE BULDULAR
2010 yılında gerçekleşip 2015 yılında Antropolojik İncelemeler Şube Müdürlüğü tarafından aydınlatılan bir olayı ise Yusuf Çınar anlattı. Çınar, "5 yaşında F.K. adlı bir çocuğun kaybolduğu ve ailesi tarafından mahallesindeki polis merkezi amirliğine bildirilmişti. Çocuğun babasının ifade ettiğine göre F.K. saat 15.00 civarı amcasının oğlu 7 yaşındaki Ç. ile beraber Zeytinburnu otobüs durağında seyyar satıcıdan pilav alıyordu.
Yeğeni, Ç.’nin geri geldiğini fakat çocuğunun her yerde aranmasına rağmen bulamadıklarını bildirerek çocuğun bulunmasını istemişti. Çocuk kaybolduktan bir süre sonra civar yerdeki bütün güvenlik kameraları incelendiğinde 1.65-1.75 boylarında esmer tenli, iri yarı yapılı bir kadının Ç.’yi iterek yere düşürdüğü ve ardından F.K.’yı kucaklayarak zorla kaçırdığı anlaşıldı" diye anlattı.
"Kamera görüntülerine ait zorla kaçırılma konusunda ailesine haber verildikten sonra F.K. ve aile bireylerine ait olan tüm fotoğrafların soruşturmacı birimlerce Antropolojik İnceleme Şube Müdürlüğü’ne gönderilmesi sağlandı diyen Çınar, "Laboratuvardaki uzman ekip ve personelimizce F.K.’nın fotoğrafı üzerinden yaşı, büyüme ve gelişme durumları göz önünde bulundurularak adli yaşlandırmaya yönelik bilimsel çalışmalar ile kayıp çocuğa ait 2015 yılına ait fotoğrafı yaşlandırma işlemi yapılarak tamamlandı. Çocuğun 10 yaşındaki muhtemel yaşlandırılmış fotoğrafı ilgili kolluk birimine ulaştırıldı ve yaşlandırılmış fotoğrafı üzerinden yürütülen araştırmalar sonucunda F.K. Eminönü civarında dilendirilirken bulundu. Ailesine teslimi bilimsel çalışmalarımız tarafından sağlandı” dedi.