31.05.2024 - 18:07 | Son Güncellenme:
İHA
Merkez Bağlar ilçesinde 6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen yıkıcı depremle yıkılan Dündar Apartmanı’nın davasına ilişkin, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen 20 Mayıs'taki karar duruşmasında tutuklu müteahhitler Sercan Erbey ve İlhami Dündar hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan verilen hapis cezası ile tutuksuz sanık arsa sahibi Seydo Bozkaya'nın aynı suçtan beraatine ilişkin gerekçeli karar yazıldı. Kararda, sanıklar ve depremde hayatını kaybedenlerin yakınları ile tanıkların soruşturma ve dava aşamasındaki ifadelerine yer verildi.
Kararda, "Dündar Apartmanı'nın ruhsatsız, projesiz ve kaçak olarak inşa edilmesi, malzeme özelliklerindeki yetersizlikler, uygulama ve işçilik hataları, binanın denetimsiz yapılması nedeniyle yıkılmış olduğunun belirtildiği görülmüştür" denildi.
Binanın yapım aşamalarında sanıkların rolünün de değerlendirildiği vurgulanan kararda, “Söz konusu binanın temeli ile zemin üstü dükkan ve 4 katının müteahhit Sercan Erbey tarafından yapıldığı, her iki sanığın kısmen ortak beyanlarıyla anlaşılmıştır. Binanın 10 katlı olarak sanık Erbey mi yoksa sanık Dündar tarafından mı yapıldığı tam olarak ispat edilememiş ancak her iki sanığın beyanlarında ortak olan husus binanın tamamlanmasında yer aldıkları şeklinde belirlenmiştir. Kaçak olan binanın projesiz ve ruhsatsız olması, binada kullanılan malzemelerin eksikliği, bu eksikliğe rağmen binanın yüksek katlı yapılması ve binaya fazladan yük bindirilmesi (başta asansör olmak üzere diğer etken hususlar) karşısında yıkılan binada sanıkların kusurlu oldukları kabul edilmiştir. Sanıkların beyanlarının içeriği tam olarak ispat edilemediğinden kusur oranı mahkememizce ayır ayrı yapılmamış, her iki sanığın da ortak kusurlu olduğu kabul edilmiştir" diye belirtildi.
Binanın sanıklar tarafından kaçak, projesiz ve ruhsatsız yapıldığı bildirilen kararın sonuç kısmında şunlar kaydedildi:
"Binanın yapım aşamasında kullanılan malzemelerin yetersiz olduğu, yine binanın fazla katlı olması, asansör bulunması, elektrik ve kalorifer sistemlerinin eklenmesi karşısında binaya fazladan yük binmiştir. Binanın yapım aşamasında işçilerin yetersiz olması nedeniyle işçi hatalarının oluştuğu, sanıkların tüm bunları bildikleri veya bilecek durumda oldukları halde binayı tamamlayarak kat sahiplerine teslim etmeleri karşısında iki sanığın da yıkılan binada asli kusurlu oldukları mahkememizce kabul edilmiştir. Binanın kaçak ve temelinin yetersiz olması karşısında sanıkların eylemlerinin sonucunu öngördüğü halde gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek 10 katlı olan Dündar Apartmanı'nın normal bir binada olması gereken şartları taşımadığından sanıkların bilinçli taksir ile hareket ettiği mahkememizce kabul edilmiştir. Sanıkların eylemi 'bilinçli taksir' kapsamında değerlendirilmiş ve bu nedenle sanıklar hakkında ceza tayin edilirken TCK'nin 22/3 maddesine istinaden artırım yapılmasına kanaat getirilmiştir."
Bozkaya'nın yıkılan binanın yer aldığı arazinin sahibi olduğu belirtilen kararda, kat karşılığı sanıklarla anlaştığı, binanın yapımında ya da sonrasında herhangi bir dahilinin olmadığının anlaşıldığı belirtilerek, üzerine atılı suçtan beraatine karar verildiği ifade edildi.
Mahkeme heyeti, 20 Mayıs'taki duruşmada oy birliğiyle alınan kararda 2 sanığın "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olma" suçundan 13 yıl 4'er ay hapisle cezalandırılmasına, bir kişinin de isnat edilen suçtan beraatine hükmetmişti.