27.02.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Mehmet Çelik
İnsanlık tarihinin önemli bir kısmı da yazı araç gereçlerinin tarihidir. Kil tabletlerle çıkılan yolda taş, tahta, metal, porselen, parşömen, keten bezi, ağaç yaprakları, papirüs ve nihayet kâğıt kullanıldı. Kalem de (Yunanca kalamos, Latince calamus) başından beri ele uygun temel formunu korudu ama mürekkebe kavuşunca mükemmelleşti. Yazı araç gereçleri öylesine önemli ki başlangıçta hepsi büyük olan harflerin küçülmesine neden oldu. (Malzeme değerliydi dolayısıyla tasarruf yapmak gerekiyordu.)
Mürekkep de içeriği çağlar boyunca değişti fakat temeli değişmedi. Shakespeare her defasında ancak belki bir cümle yazabildiğinden ömrü boyunca binlerce kez tüy kalemini mürekkeple beslemek için bir şişeye batırmak zorunda kalmıştı.
Uygarlığın beşiği Anadolu ve Mezopotamya çevresinde kamış kalemin kullanıldığı çağlar yaşandı. Uzakdoğu’da ise binlerce yıl hüküm süren fırça ve mürekkep günümüzde de büyük saygı gören yazı araç gereçleri. Batı ve Doğu yazı kültünde farklı yollardan ilerledi ama yine de iki dünyanın arasında durup her iki kültürü kucaklayan isimler de var. Bunlardan biri 352 yıllık mürekkep üreticisi J. Herbin, diğeri de Kenzo Takada.
Kader ağlarını mürekkeple örüyor
Kenzo, bilinen ve sevilen bir marka. Bugün de markanın kurucusu Kenzo Takada’nın doğum günü: Kendisi 27 Şubat 1939’da Japonya'nın Himeji şehrinde dünyaya gelmiş. Evi 1964’te Tokyo Olimpiyat Stadı inşaat alanında kalınca ayrılıp Paris'e giden Kenzo 1970’ten itibaren adını moda dünyasının en önemli figürlerinden biri oldu. Markasını lüks moda grubu LVMH’ye satan Kenzo Takada, 1999'da emekli olsa da sınır tanımayan bir tasarımcı olduğundan kâğıdı kalemi hiç bırakmadı. Ocak 2020’de ise ev dekorasyonu alanında faaliyet gösteren K3 isimli firmayı kurdu.
Herkes, bir ev için gerekli malzemeler arasında defter, kalem ve mürekkebi saymaz ama Kenzo Takada için bunlar bir evde mutlaka bulunması gereken nesnelerdi. Bu nedenle köklü J. Herbin markasıyla işbirliği yaptı ve Shogun adını verdiği bir mürekkep tasarladı. Japon savaşçılarının zırhlarından ilham alan ve alacakaranlık saatlerini hatırlatan altın ve kırmızı pigment partiküllerinin görülebildiği koyu gri-siyah renkli mürekkep yakın zamanda piyasaya çıktı. (Ne yazık ki Kenzo Takada 4 Ekim 2020’de koronovirüs nedeniyle Paris’te vefat ettiğinden 16 Kasım 2021’de piyasaya çıkan mürekkebin son halini göremedi.)
J. Herbin, halen faaliyetini sürdüren, dünyanın en eski mürekkep ve mühür mumu üreticisi. Kuruluşu da günümüzden 360 yıl kadar önceye Jacques Herbin adında ticaret gemilerinde çalışan bir denizciye uzanıyor. Herbin sayısız yolculuk yaptığı Hindistan'da kendi işini oluşturmak için kullanacağı fikir ve malzemeleri bulmuştu: Mürekkep ve balmumu. Birkaç yıl sonra 1670’te Paris'te J. Herbin markasını kurdu.
Napolyon yazışmalarında, Coco Chanel çizimlerinde ve mektuplarında J. Herbin mürekkebini kullanıyordu. Hatta J. Herbin firması, sipariş üzerine Victor Hugo için özel bir siyah mürekkep bile geliştirmişti.
Altıncı Parmak
Şimdilerde Hoca Ahmet Yesevi Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı olarak görev yapan Prof. Dr. Muhittin Şimşek ile yazı kültürü dergisi Mürekkepbalığı vesilesiyle tanıştım. Hoşsohbet ve kültürlü biri olduğu için kitabı da tıpkı kendisi gibi cana yakın. Kitapta kalemden kâğıda, mürekkepten kalem tamirine, silgiden kalem kutusuna kadar her şey var. “Altıncı Parmak”, yazarın çocukluğunda açmak için uğraşırken elini kestiği kurşunkalemle başlıyor, gençliğinde kazandığı bilgi yarışmasında hediye edilen Scrikss. Beyazıt’ta Çınaraltı’nda aldığı ilk Parker, ilk Waterman, Sirkeci’deki Büyük Postane’nin yanındaki küçük sokaktan aldığı ilk Montblanc yazar için önemli. Kitabın girişinde kalem kardeşliği kavramından habersiz her okuyucuyu bir sürpriz bekliyor: Kalem tutkusu dillere destan olan Prof. Dr. Nabi Avcı’nın el yazısı.