04.10.2023 - 18:43 | Son Güncellenme:
İHA
Olay, 30 Haziran 2001 tarihinde Derince ilçesinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, o tarihte asker olan Kasım Aydın, dağıtım iznine geldiği sırada kimliği belirsiz kişiler tarafından darp edildikten sonra boğuldu. Kasım Aydın’ın telefon ve cüzdanını alan şahıslar, olay yerinden kaçarak uzaklaştı. 2001 yılında faili meçhul olarak kapatılan dosya, Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet bürosu dedektifleri tarafından 2020 yılında yeniden açıldı. Dosyayı titiz şekilde inceleyen ekipler, yeni deliller ışığında farklı bilgilere ulaştı. Zanlının o dönem arkadaşı olan iki şüpheli üzerinde yoğunlaşan ekipler, 23 Aralık 2020 yılında yaptıkları operasyonla Hidayet İlkme'yi gözaltına aldı. Hidayet İlkme ile birlikte cinayeti işlediği iddia edilen diğer şüpheli Tamer Korkmaz ise başka bir suçtan dolayı cezaevinde olduğu öğrenildi. Hidayet İlkme de tutuklanarak cezaevine sevk edildi.
AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS ALMIŞLARDI, YARGITAY KARARI BOZDU
22 Haziran 2022 yılında görülen dava neticesinde 2 sanık hakkında Kasım Aydın'ı öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldı. Sanık avukatlarının itirazı üzerine dosya Yargıtay'a giderek karar bozuldu.
"ÖNCEKİ KARAR DOĞRULTUSUNDA SANIKLARIN CEZALANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ"
Dava ile ilgili duruşma Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesinde yeniden görüldü. Duruşma salonunda tutuklu sanık Tamer Korkmaz ve taraf avukatları bulunurken bir diğer sanık Hidayet İlkme ise SEGBİS ile davaya katıldı. Maktul ailesinin avukatı Kemal Memiş ile Handan Burçak San beyanlarında, "Maktul askerde olduğu dönemde izne geldikten sonra bir parkta yoğun şekilde darp edilerek öldürülmüş halde bulunmuştur. Yakın arkadaşı olan sanık Tamer, olay hakkında bilgisi olmasına rağmen hiçbir açıklamada bulunmamıştır. Sanık Hidayet de maktulün telefonunun kendisinin eline geçmesine rağmen hiçbir açıklamada bulunmamıştır. Bu hususlar maktulün her iki sanık tarafından yağma amacıyla öldürüldüğünü kanımızca net bir şekilde ortaya koymaktadır. Mahkememizin önceki kararı da bu yöndedir. Ancak karanlık bir karar olarak özellikle nitelemek istediğim Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından verilen karar farklı sonuç doğurmuştur. Her ne kadar mahkememizce bozma kararına uyulmuş ise de biz önceki karar doğrultusunda sanıkların cezalandırılmasını talep ediyoruz" diye konuştu.
"2016 YILINDA ZAMANAŞIMINA UĞRAMIŞ"
Savunma yapan sanık avukatları Ahmet Furkan Dam, Kadir Bostancı, Kenan Yılmaz, "Müvekkillerimizin atılı suçu işlediğine dair yeterli delil bulunmamaktadır. Mahkemenizce bozma ilamına uyulduğu için eylemin 5237 sayılı TCK’nın 81. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Bu durumda aynı eylemin karşılığı suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK’nın 448. maddesidir. Belirtilen yasadaki öngörülen ceza dikkate alındığında aynı yasanın 102. maddesi uyarınca 15 yıl dava zamanaşımı öngörüldüğü sabittir. Olay tarihinden itibaren belirtilen süre içerisinde dava zamanaşımını kesen bir neden yoktur. Bu nedenle dava 2016 yılında zamanaşımına uğramış olup bu yönde düşme kararı verilmesini aksi halde lehe olan hükümlerin uygulanmasını talep ediyoruz" ifadeleri kullanıldı.
Son sözleri sorulan 2 sanık suçlamaları kabul etmeyerek beraatlerini istedi.
DAVA ZAMANAŞIMINDAN DÜŞTÜ
Mahkeme heyeti, suç tarihinde yürürlükte olan 765 TCK’nın ise 448. maddesi kapsamında olduğu, belirtilen maddedeki ceza miktarı dikkate alındığında söz konusu eylem için 765 sayılı TCK’nın 102/2. maddesinde 15 yıllık dava zamanaşımı süresinin öngörüldüğü belirtildi. 15 yıllık dava zamanaşımının 2016 yılından dolması sebebiyle sanıklar hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCK’nın 102/2 ve CMK’nın 223/8 maddesi uyarınca düşmesine, sanıkların tahliyesine karar verildi. Amaçlarının net olmaması sebebiyle şüpheden sanık yararlanır ilkesiyle karar açıklandığı belirtildi.