01.11.2023 - 10:07 | Son Güncellenme:
İHA
Çanakkale Savaşları sırasında 25 Nisan 1915 tarihinde Kara Savaşları başladı. Fransızlar Kumkale bölgesinden asker çıkardı. Fransızların Kumkale bölgesine asker çıkarması, Gelibolu Yarımadası’ndaki asıl çıkarma için Türk askerini bu bölgede oyalamaktı. Çıkarmanın gerçekleşmesinin ardından 26 Nisan’ı 27 Nisan’a bağlayan gece Fransız askerleri Kumkale'den çekildi. Savaş bittikten sonra bu bölge Mondros Mütarekesi sonrasında 1920 yılında işgale uğradı. Boğazlar bölgesini İngiliz, Fransız ve İtalyan askerleri, diğer bölgeleri ise Yunanlılar işgal etti.
1924 YILINDA YIKILDI
Yunanlılar, Kumkale bölgesindeki Müslüman mezarlığına "Kahraman Fransız askerlerinin anısına, 25-26 Nisan 1915 tarihi" şeklinde Fransızca bir açıklama yazan anıt dikti. İşgal bittikten sonra Boğazlar Bölgesi Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetine teslim edildi. TBMM’de gündeme gelen bu Fransız Anıtı konusu Dışişleri Bakanlığı tarafından, Fransız Dışişleri Bakanlığına ve ayrıca Savaş Bakanlığına soruldu. Fransızlardan alınan ‘1924 yılında Fransızların Kumkale bölgesinde bir anıt yapmadıkları ve herhangi bir mezarlıkları da bulunmadığı, ayrıca Fransız askerlerinin Türk mezarlığına da gömülmediği’ şeklinde cevap sonrası bu anıt, 1924 yılında yıkıldı.
ÇOMÜ İnsani ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Mithat Atabay, yaptığı arşiv çalışmaları ve araştırmalarında, Çanakkale Kara Savaşları sırasında Fransızların çıkarma yaptığı Kumkale bölgesindeki Türk mezarlığına yapılan Fransız Anıtı’nın sahte olduğunu ortaya çıkardı. Atabay, 25 Nisan tarihinde Çanakkale Kara Savaşları başladığında Kumkale’ye Fransızlar askerlerinin çıkarma yaptığını belirterek, "Gelibolu Yarımadası’ndaki asıl çıkarmayı özellikle oyalamak amacıyla 2 günlük bir çıkarma yapıldı. Burada özellikle Fransız askerleriyle Türk askerleri arasında savaşlar gerçekleşti ve buranın özellikle amacına eriştiği belirtilerek 26 Nisan’ı 27 Nisan’a bağlayan gece Fransız askerleri buradan çekildi. Tabi savaş bittikten sonra bu bölge Mondros Mütarekesi sonrasında işgale uğradı. Boğazlar bölgesi İngiliz, Fransız ve İtalyan askerleri tarafından işgal edilirken, bunun dışında kalan yerler ise 1920 yılında Yunanlılar tarafından işgal edildi. Özellikle İngilizleri ve Yunanlıları boğazlar bölgesine yaklaştırmamak konusunda bir politikaları vardı. Ve İstanbul’a yaklaştırmamak konusunda bir politikaları vardı. Yunanlılar tabi bu konuyu kabul etmek istemediler. Fransızları kendi arkalarına almak itibarıyla Kumkale bölgesine orada bir Müslüman mezarlığı var. Oraya bir anıt yaptıkları görülmektedir. Bu anıtın üzerinden de 'kahraman Fransız askerlerinin anısına' şeklinde '25-26 Nisan 1915' tarihi şeklinde Fransızca bir açıklama yazdılar. Tabi bu durum işgal döneminde ayakta kaldı" dedi.
Atabay, işgalin ardından anıtla ilgili yaşananları anlatarak, "İşgal bittikten sonra, boğazlar bölgesi Türkiye Büyük Millet Meclisi hükümetine teslim edildikten sonra Çanakkale’nin o dönemde Milletvekili olan Mehmet Bey, bu konuyu örnek gazetesinde çıkan bir haber ve kendisinin de Ezineli olması dolayısıyla Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine taşıdı. Türkiye Millet Meclisi bu konuyu gündemine aldı. Yapılan araştırmalarda özellikle bu konuyla ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti’nin Dışişleri Bakanlığı, Fransız Dışişleri Bakanlığına ve ayrıca Savaş Bakanlığına bu konu soruldu. ‘Burada herhangi bir anıt yaptınız mı. Böyle bir anıtınız var mı’ diye. Oradan gelen cevapla ‘1924 yılında Fransızların Kumkale bölgesinde bir anıt yapmadıkları ve herhangi bir mezarlıkları da bulunmadığı, ayrıca Fransız askerlerinin Türk mezarlığına da gömülmediği’ şeklinde bir cevap verdiler. Bunun üzerine Türkiye Büyük Millet Meclisi durumu Başbakanlığa bildirdi ve bu anıtın bir an evvel yıkılmasını talep etti. Orada bulunan Yunanlıların sahte Fransız Anıtı 1924 yılında yıkılmıştır. Ama bu bilgiler halk arasında hep 'orada bir Fransız Anıtı vardı, o Fransız Anıtı’nı Türkler yıktı' şeklinde günümüze gelmiştir. Hatta zaman zaman 'bu anıtı da biz yapalım da oraya Fransızlar da gelsin, ziyaret etsinler' gibi gündeme getiren kişiler olmuştur. Halbuki olmayan ve sahte olan bir anıtı yapmanın bir anlamı zaten yoktur. Türklerin de böyle bir şeyi yapması doğru değildir. Ayrıca da uluslararası hukuk açısından da yanlış olan bir davranıştır. Bu konuda ben arşivde yaptığım çalışmalarda bu konuyu dile getirdim ve buradaki sahte Fransız Anıtı’nın Yunanlılar tarafından yapıldığını ortaya koydum" diye konuştu.