13.07.2020 - 10:43 | Son Güncellenme:
DHA
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında İstanbul Saraçhane Parkı'nda yaralanarak gazi olan Heybeliada Deniz Lisesi mezunu Burak Kocabaş, yaşadıklarını anlattı. Heybedilada Deniz Lisesi Komutanlığı'ndaki mezuniyet töreninin ardından ailesiyle birlikte teyzesinin evine gittiklerini, darbe girişiminden burada haberdar olduklarını kaydeden Kocabaş, şunları söyledi:
"15 Temmuz günü, Heybeliada Deniz Lisesi Komutanlığı'nda mezuniyetim vardı. Tören nedeniyle ailem Isparta'dan İstanbul'a geldi. Teyzemdeydik. Televizyon açık değildi. Mezuniyetimin verdiği coşkuyla sohbet ediyorduk. Isparta'daki köyümüzden dedem aradı; 'Ne yapıyorsunuz, yola ne zaman çıkacaksınız' diye sordu. 'Köprüler trafiğe kapatıldı' dedi. Televizyon açık olmadığı için bilmiyorduk. Hemen televizyonu açtık. Televizyonu ilk açtığımızda, ilk gördüğümüz, 'Askeri Girişim' yazısıydı. Sonrasında Başbakanımız Binali Yıldırım Bey ve Cumhurbaşkanımız açıklamalarda bulundu. Onlar açıklama yapana kadar biz ne olup bittiğinin şaşkınlığı içindeydik."
'BİR ANDA SAĞ AYAĞIM SEKTİ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkı meydanlara davet etmesi üzerine ailesine dışarı çıkacağını söylediğini aktaran Burak Kocabaş, "Ağabeyim 'Ben de geliyorum' dedi. Beraber çıktık. Valiliğe doğru gittik. Babamlar da çıkmış. Onlar da Emniyet Müdürlüğü tarafına geçmişler. Biz de o tarafa doğru gittik. 'Emniyet Müdürlüğü'nde sıkıntı kalmadı, Büyükşehir Belediyesi'ni ele geçirmişler, oraya gidelim' dediler. Büyükşehir Belediyesi'ne doğru yola çıktık. Silah sesleri geliyordu. 'Gidiyorum ama ne yapabilirim?' diye düşündüm. Askeri öğrenci olduğum için kimliğimi gösteririm. Cumhurbaşkanı böyle böyle söylüyor. Bir şekilde konuşmaya çalışırım diye düşündüm. Havaya ateş edenlere doğru gideyim, konuşayım dedim. Bir adam 'Plastik mermi sıkıyorlar, çok fazla korkmayın' dedi. Bir, iki metre ilerledikten sonra sağ ayağımı hissetmedim yere düştüm. Tanımadığım iki kişi, ateş arasına girip, canlarını tehlikeye atarak beni kaldırdı. İki kişi daha geldi. Dört kişi beni taşımaya başladı. Hemen arkada hastane vardı. Hastane önünde bekleyen ambulanslara da kurşun sıktılar. Beni hastaneye götürdüler. Ayağıma baktığımda plastik mermi olmadığını gördüm. Sağ ayağımın üstü parçalanmış. Şehit olan insanlarımız da vardı. Hastanenin zemini kan doluydu. Altı saat ameliyatta kaldım. Ardından üç ameliyat daha oldum. İki ay hastanede kaldım. Fizik tedaviye başlayarak Isparta'ya geldim" diye konuştu.
MİLLETİMİZ O GECE DİK DURUŞ SERGİLEDİ
Askeri okulların kapatılmasından dolayı Isparta Süleyman Demirel Üniversitesi'nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi'ne kayıt yaptırdığını ifade eden Kocabaş, "Bu sene mezun oldum. Devletimizin şehit yakınlarına ve gazilere vermiş olduğu istihdam hakkını kullandım. 2017 Ocak ayında Süleyman Demirel Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı'nda memur olarak çalışmaya başladım. 15 Temmuz'un yıl dönümündeyiz. Üstünden dört sene geçmiş. O gün, aynı üniformayı paylaştığım kişilerden böyle bir ihaneti görmek, hastane sürecinde psikolojimi alt üst etmişti. Milletimiz, o gece çok önemli bir dik duruş sergiledi. Kendisine, artık darbelerin bir anlam ifade etmediğini, karşı olduğunu gösterdi. Allah milletimize ve devletimize zeval vermesin. Allah bize böyle olaylar yaşatmasın. Biz hep beraber tüm millet olarak çok çalışıp ülkemizi ve kendimizi geliştiririz inşallah" diye konuştu.
O GECE TÜRK MİLLETİ 'BİRLİKTEYİZ' MESAJI VERDİ
15 Temmuz gecesi, Türk Milleti'nin vatanını satan, üniformasını kirleten, kendi çıkarları için hareket eden insanlara çok güzel mesaj verdiğini söyleyen Kocabaş, şöyle konuştu:
"Bu ülkeyi bölmek isteyen insanlara, çok güzel 'birlikteyiz' mesajı vermiştir. Aynı zamanda 15 Temmuz gecesi herkes dışardaydı. Cumhurbaşkanımızın konuşmasından önce dahi dışarı çıkanlar olmuş. Çünkü biz Cumhurbaşkanımızın meydanlara davet edişinden sonra çıktığımızda, Büyükşehir Belediyesi'nin olduğu yere gittiğimizde çok kalabalıktı, herkes vardı. Türk insanı için devleti kırmızı çizgidir. Devletine zarar gelmesini hiçbir zaman istemez. 15 Temmuz'dan sonra bir kez daha anladık ki; Türk Milleti hiçbir zaman kendisine zincir vurdurtmuyor. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölünmesin, Türk Milleti hep birlik olsun diye çıktılar ve şehit, gazi oldular."