24.02.2020 - 11:59 | Son Güncellenme:
DHA
Deniz Kuvvetleri’nden emekli Tümamiral Mehmet Kazım Ögel 1991 yılında vefat ettiğinde kendisinden geriye Suadiye’de 1 köşk, 4 apartman dairesi ve bankada yaklaşık 20 milyon lira kaldı. Yaklaşık 100 milyon lirayı bulan miras, eşi Aliye Sakibe Ögel'e kalmıştı. Yeğeni Mehmet Bülent Ögel'in iddiasına göre, 2016 yılında vefat eden yaşlı kadının yanında çalışanlar cenazesini kaldırmadan önce baskıyla, korkutarak köşkü ve apartman dairelerinin sahte evrak üzerinden satışını yaptırdı. Söz konusu kişiler Aliye Sakibe Ögel’in vefatının ardından da köşkün içini tamamen boşalttı.
YANINDA ÇALIŞANLAR HAKKINDA SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Mehmet Bülent Ögel, 4 yıl önce yengesinin vefat ettiğini kendi çabalarıyla ve aradan 10 gün geçtikten sonra öğrendi. O dönem mahkemeye başvuran Ögel, yengesinden geriye kalan eşyalar için ön inceleme istedi. 2017 yılında görevli hakim eşliğinde köşke girildiğinde ise köşkün talan edildiği, kullanılabilecek durumda olan hiçbir eşyanın olmadığı tespit edildi. Tapu kayıtlarında da köşkün ve 4 apartman dairesinin tanımadığı kişilerin üzerine kayıtlı olduğunu öğrenen Ögel, savcılığa giderek daha önce yengesinin yanında çalışan Ayşe G. ile onun evlat edindiği Aysel K. hakkında suç duyurusunda bulundu. Vefat eden yengesinin geride mirasçı bırakmadığını dolayısıyla bütün mal varlığının devlet hazinesine aktarılması gerektiğini söyleyen Ögel’in hukuk mahkemesine açtığı dava devam ediyor.
BENİM ÇOCUKLUĞUM BU KÖŞKTE GEÇTİ
Tümamiral Kazım Ögel’in öz yeğeni Mehmet Bülent Ögel şimdilerde amcasından kalan mirasın gerçek sahibi olan devlet hazinesine aktarılması için hukuki mücadele veriyor. Ögel, “Arkamızda gördüğünüz Pembe Köşk, benim rahmetli amcam Tümamiral Kazım Ögel ve eşi yengem Sakibe Ögel’in yaşadığı köşktür. Çocukluğum, gençliğim ve daha sonraki yıllarım akrabam olmaları hasebiyle burada geçmiştir. Amcam 1991 senesinde rahmetli oldu. Rahmetli olduktan sonra yengem tek başına köşkte yaşamaya başladı. Yengemle yaptığımız konuşmalarda, bu köşkün ve yandaki binaların akıbetini sorduğumda, devlete, hayır derneklerine ve Mehmetçik Vakfı’na bırakacağını söyledi. Ben de bu konuda çok destek oldum " şeklinde konuştu.
ASKERLERE SAHTE ÇÜRÜK RAPORU DÜZENLEYEN DOKTORDAN RAPOR ALMIŞLAR
Sahte sağlık raporu düzenleyerek yengesine satış yaptırdıklarını öğrendiğini söyleyen Ögel, “Daha sonra 2008 yılında bir vesileyle tesadüfen bu malların değişik şahıslara, değişik tarihlerde satışlarının gerçekleştiğini öğrendik. Yengeme sorduğumda fazla bilgi vermedi, ben de kendi imkanlarımca bunu araştırdım. İlk satış doktor raporu ile olmuş. Askeri hastaneden bir psikiyatr binbaşının verdiği raporla fakat hastanede giriş kaydı yok. Daha sonra bu raporu veren doktorun da bir sene sonra çok ilginç, askerde çürük, çete raporu düzenleyen bir organizasyonun bir üyesi olduğu anlaşılınca askeriyeden uzaklaştırılmış. Bu satış gerçekleştiğinde yengem biyolojik olarak 99 yaşında ama nüfus kaydında yaşı küçük yazılmış 92 yaşında. Her halukarda yaşlı" dedi.
ALT VE ÜST SOYU OLMADIĞI İÇİN RESMİ MİRASÇISI DEVLET HAZİNESİDİR
Ögel, geride mirasçı bırakmayan yengesinin tek mirasçısının devlet hazinesi olduğunu belirterek “Biz bu konuların üstüne gittikçe, bilemediğim sebeplerden dolayı yengem çekimser kaldı. Ben de bunun üzerine hukuki süreç başlattım. Bu hukuki süreç içerisinde Maliye Hazinesi’nden denetmen bir rapor düzenledi. Bu raporda, yengemin alt soy ve üst soyu olmadığı ve tamamen mirasçının devlet hazinesi olduğuna dair resmi raporunu düzenleyip bize verdi. Bu arada yengemin yaşam koşullarından dolayı şikayette bulunduğum için sosyal hizmetler bir uzman yolladı. Uzman 13 ayrı kişi ile röportajlar yapıp kanaatini bildiren raporda, yengemin yaşam koşullarının çok kötü olduğunu, etraftan baskı gördüğü ve sindirildiği şeklinde. Tabii o süreç sırasında ben yurt dışında görevli olduğum için bunları yakinen takip edemedim. Daha sonra geldiğimde bir dava açtım, vasi davası. Adli Tıp’a gönderildi. O da çok enteresandır, yengeme Adli Tıp’ta biyolojik yaşı 99 olan bir insana 'Aklı, mantığı yerindedir, karını hesabını biliyor' diye bir rapor verdi. Çok enteresan o raporda imzası olan 3 tane hoca şu an malum FETÖ davasından içerideler."
YENGEMİN VEFAT ETTİĞİNİ 10 GÜN SONRA ÖĞRENDİK
Yengemin öldüğünü bizden gizlediler diyen Ögel şöyle devam etti:
“Bütün bunlar yaşanırken yengemin rahmetli olduğunu öğreniyoruz bir hafta, 10 gün sonra. Bunu da araştırdığımızda yengemin Şaşkınbakkal’dan Bağcılar’daki bir özel hastaneye nakledildiği ve kendisi amiral eşi olması hasebiyle biz aradığımızda askeri hastanenin ayağımıza kadar ambulans gönderdiği bir şahıs özel ambulansla Bağcılar’a gidiyor. Bağcılar’da vefat ediyor, hastane 'yeğeniyim' diye beyanda bulunan şahsa cenazeyi teslim ediyor, Sahrayıcedid Mezarlığı’na tekrar 'yeğeniyim' diyerek cenazeyi defin ediyorlar. Bunu da yine tesadüfen bir hafta, 10 gün sonra öğreniyoruz. Araştırdığımızda bize bir cevap verilmiyor. Biz de kanuni haklarımızı savunmak için savcılığa başvuruyoruz ve takipsizlik kararı veriliyor. Daha sonra eve bilirkişi incelemesi üzerine sayın hakim bey ile köşke girdiğimizde gördük ki, köşkün kapısı bu şahıslar tarafından anahtarla açılıyor, içerisi bomboş ve bize hırsız girdiğini söylüyorlar. Daha sonra bu çalınan malları biz yine tesadüf eseri müzayedede ve bizim açtığımız davalardaki dosyalara delil olarak konduğunu gördük. Örneğin yengemin evlilik cüzdanı dava dosyasına kanıt olarak konulmuş. Bir insanın evlilik cüzdanı başka bir insanın elinde ne arar?"
TOPLAM MİRAS 100 MİLYON LİRA
Amcasından ve yengesinden kalan menkul ve gayrimenkullerin kesinlikle devlet hazinesine geçmesi gerektiğini belirten Ögel, "Şu an size gösterdiğim köşk ile 4 daire ve bankadaki paraların toplam değeri 100 milyon lira ve bunu biz tespit ettirdik emlak komisyoncularına, ekspertizlere. Benim şu andaki, hayatta yaşayan tek birinci dereceden akrabaları olarak, mücadelem, verdiğim hukuk mücadelesi bu mal varlığının, denetmenin raporuyla sabit olan bir şekilde devlet hazinesine geçmesi. Çünkü alt soy, üst soyu olmayanın mirasçısı devlettir" şeklinde konuştu.