05.01.2025 - 21:47 | Son Güncellenme:
SPOR SERVİSİ - AA
Süper Lig'in 18'inci haftasında Fenerbahçe, Hatayspor karşısında sahadan 2-1 galip ayrıldı. Fenerbahçe Teknik Direktörü Jose Mourinho maçın ardından flaş röportajda dikkat çeken bir harekete imza attı.
Karşılaşmayı değerlendiren Jose Mourinho, "İyi oynadık. Maçı domine ettik. Net pozisyonlar ürettik. Yarım şans dediğimiz pozisyonlarda da pasları veremedik. Kalecileri harikaydı. Kaçırdığımız gollerde top kayıpları yaptık. Bu maçın 2-1 bitmesi garip. Bu maç 6-7-8 olabilirdi. Oyundan mutluyum ama kaçırdığımız fırsatlardan ötürü değilim. Oyuncularım ellerinden geleni yaptılar. 9 gün boyunca iyi çalıştık. Net galibiyet elde ettik" dedi.
Hakem kararlarına dikkat çeken Jose Mourinho, "Rakibin renkleri farklı olsaydı 8 kişi kalabilirlerdi. Oynadığımız 'toksik' ligi biliyoruz. Bize karşı nasıl, rakibe karşı nasıl oynamaları gerektiğini biliyorlar. Eyüp ve bu maçta 5 kırmızı olmalıydı. Durum bu. Oyuncularımız da rakiplerimiz de bunu biliyorlar. Yolumuza devam etmeliyiz" şeklinde konuştu.
Puan farkına dair soruya Jose Mourinho, "Neden gerçeği saklıyorsunuz. Bu ülkede insanlar neden korkuyorlar! Neden korkuyorsunuz. Biliyorum gazetecisiniz, ben de gazeteci olabilirdim, tamam ama neden korkuyorsun. Puan farkı oynanan futboldan kaynaklı mı! Gerçeği konuşun. Bana sormayın" cevabını verdi.
Jose Mourinho bu açıklamasının ardından flaş röportajı terk etti.
Ülker Stadı'ndaki karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Portekizli teknik adam, hakem kararları nedeniyle "rakiplerin kendilerine rakiplerinden daha farklı" oynadığını dile getirdi.
Son 2 maçta rakiplerine 5 kırmızı kartın çıkmadığını aktaran 61 yaşındaki çalıştırıcı, "Hakem kararlarını sadece benim oyuncularım değil aslında rakipler de bunu görüyor. Bize karşı nasıl oynayabileceklerini, başkalarına karşı nasıl oynayamayacaklarını biliyorlar. Son 2 maçta 5 kırmızı vardı rakiplere gösterilmeyen. Bizim oyuncularımız da tabi bunu hissediyor, görüyorlar ama saha içinde özveri anlamında oyuncularımın her şeyi verdiğini düşünüyorum. Bugün 5-6-7 gol atabilirdik. Çok pozisyon kaçırdık, son pasın eksik olduğu pozisyonlar vardı. Az farklı galibiyet maçı son ana kadar ortada gitmiş gösterebilir ama oyuncularım iyi oyun sergiledi. Edin (Dzeko) genç oyuncu olmamasına rağmen 95 dakika müthiş efor sarf etti. Oyuncularıma işine bağlılık konusunda bir şey söyleyemem. Güven anlamında bir şeylerin toksik olması anlamında konuşursak bunu hissediyoruz ve rakip de bunu hissediyor." diye konuştu.
Tüm şartlara rağmen savaşmak zorunda olduklarını anlatan Mourinho, şöyle devam etti:
"Ben Türkçe konuşmuyorum, dolayısıyla televizyon, gazete ya da sosyal medya takip etmiyorum. Düşüncelerim var tabi. 25 yıllık kariyerimde hatta 35 yıllık futbol kariyerimde tüm yılları baz aldığım zaman böylesini daha önce hiç görmedim. Anlaşılır değil, sınırların ötesinde bu. Tek başına bir kulübün bu sistemi yok edebileceğini düşünmüyorum. Bu lig benim ligim, minimum 2 yıl boyunca. Ama bu lig sizin liginiz. Futbolu seven çocukların ligi. Bu ligin statükosundan mutluysanız mutlu olun ama tek başına bir kulüp bu durumu çözemeyecektir. Bana en çok dokunan şey oyuncularıma gösterilen tepkiler. Geçen sene Krunic'e oldu, bu sene Samet'e oldu. Şanslıyız ki Dusan (Tadic) bu tarz şeylerle baş edebilecek bir karaktere sahip. Bizler için zaten savaşmak çok zor ve içimizdeki bölünmeler buna yardımcı olmayacak. Tek çaremiz çalışmaya devam etmek. Şansa yurt dışında bu lig çok takip edilmiyor. Bizler sıkı çalışmaya devam edeceğiz."
Mourinho, 8 puan farkın kapatılıp kapatılamayacağına ilişkin verdiği şu yanıtla sözlerini tamamladı:
"Farkı kapatabilmemiz için maçları kazanmamız gerekiyor, aynı zamanda liderin puanlar kaybetmesi gerekiyor. Ben maçları kazanabileceğimizi düşünüyorum ama önemli olan soru şu onlar nasıl puan kaybedecek? Türkçe bilmiyorum ama bazı kelimeleri öğrenebiliyorum çok fazla duydukça. Dün de sürekli aynı kelimeyi duydum; skandal, skandal, skandal... Bu kelimeyi duydum sürekli. Bazılarınızın hoşuna gidiyor. En kötüsü şu, kazananın da hoşuna gidiyor. Bu şekilde her koşulda ne olursa olsun kazanmak en kötüsüdür."