17.07.2024 - 21:49 | Son Güncellenme:
İSTANBUL (AA)
İstanbul 44. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya 25'i tutuklu 30 sanık ve avukatları ile çok sayıda izleyici katıldı.
Tutuklu sanık Agit Yanar, olay anına ait görüntülerdeki kişinin kendisi olmadığını öne sürerek, öğrenci olduğunu, yarı zamanlı inşaat işçisi olarak çalıştığını söyledi.
Sendikaların çağrısıyla, üzeri arandıktan sonra Saraçhane'deki alana girdiğini, kendisiyle birlikte tutuklanan sanıkların tahliye edildiğini belirten Yanar, "Tutuklu bulunmam nedeniyle KYK yurdundan ve işimden atıldım. Tahliyemi talep ediyorum." dedi.
Tutuklu sanıklardan Ayşe Beliz İnce de flamalar ve tekmelerle polisi geçmeye çalıştıklarını söyleyerek, "Polis baskın geldi. Biz meydana varamadık. Bu defa olmasa da varacağız meydana. Görüntüdeki kişi benim." ifadelerini kullandı.
Tutuksuz sanık Bekir Aslan ise CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in çağrısı ve Özel'in de burada bulunması üzerine söz konusu alana gittiğini belirterek, polise zarar vermek amacıyla orada olmadığını savundu.
Kendilerine dağılmaları yönünde uyarı yapılmadığını öne süren Aslan, "Taksim yasağından haberim vardı ama belirttiğim gibi çağrı üzerine gittim. Üzerime plastik mermi sıkılması sonucu eylemimi gerçekleştirdim. Akabinde polis memurları tarafından darbedildiğime ilişkin rapor aldım. Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Müştekilere ya da kamu malına zarar vermedim. Zarar varsa somutlaştırıldığı takdirde gidermek istiyorum." diye konuştu.
Ara kararını açıklayan mahkeme, tutuklu 25 sanığın delil karartma ihtimalinin bulunmadığı gerekçesiyle yurt dışı çıkış yasağı tedbiriyle tahliyesine karar verdi.
Duruşmaya ara verildiği sırada izleyicilerden bazılarının salonda sanıkların fotoğrafını çektiğini ve sosyal medyada paylaştığını belirten mahkeme, fotoğrafı çeken kişilerin tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.
Duruşma ertelendi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, DİSK, KESK, DEM Parti, TMMOB, TDB, SOL Parti ve CHP İstanbul İl Örgütü gibi çeşitli parti, konfederasyon, sendika, STK, marjinal grup ve oluşumlar tarafından, sosyal medyadan 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'nde Fatih Saraçhane Parkı'nda kanunsuz yürüyüş gerçekleştirileceğine dair çağrılarda bulunulduğu belirtiliyor.
Fatih Kaymakamlığınca alınan yasaklama kararına istinaden İstanbul İl Emniyet Müdürlüğünce, belirtilen yer ve çevresinde olmak üzere kapama ve arama noktaları oluşturularak gerekli tedbirlerin alındığı bildirilen iddianamede, grupların birlikte ve bireysel olarak olay yerine geldikleri ifade ediliyor.
İddianamede, DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ile emniyet tedbirlerinden sorumlu İl Emniyet Müdür Yardımcısı arasında saat 08.30'da yapılan müzakerede, yapılan eylemin kanunsuz olduğu, Taksim Meydanı'nda toplu yapılacak etkinliğe izin verilmediği, bu konuda yasaklama kararı bulunduğu, Taksim Meydanı'na yürüyüşe izin verilmeyeceği ve eyleme son verip dağılmaları gerektiğinin bildirildiği aktarılıyor.
İlerleyen saatlerde katılımcı sayısının 20 bine ulaştığı alanda, yeniden dağılma uyarısında bulunulduğu kaydedilen iddianamede, saat 11.35'te saldırgan grupların emniyet görevlilerine taş ve flamalarla saldırmaya başladıkları belirtiliyor.
İddianamede, flamaları bulunan ve aralarında maske takanların da olduğu gruplardan 150 kişinin, taş, su damacanası, flama sopası, el ve tekmelerle polis kalkanlarına, ara boşluklardan ise polislerin vücutlarına ve kafalarına vurmaya başladıkları bilgisine yer veriliyor.
Saldırgan grubun eylemlerine devam ettiği kaydedilen iddianamede, "Ayrıca itme, çekme ve vurma suretiyle 35 boy kalkanı, 77 görev kalkanı, 1 el telsizi, 22 kask, 23 gaz maskesi, 1 ZET tüfeğine zarar verdiklerinin tespit edildiği, benzer eylem ve polise yönelik saldırıların belirli aralıklarla saat 12.44'e kadar devam ettiği" belirtiliyor.
İddianamede şüphelilerin fikir ve eylem birliği içinde hareket ettikleri aktarılarak, "Şüphelilerin taş, kaldırım taşı gibi sert cisim atmak, flama sopası, su damacanası ile vurmak, tekmelemek, yumruk atmak, iteklemek suretiyle müşteki polis memurlarını yaraladıkları, olay yerinin çok kalabalık ve yaşanılan arbedenin büyük olması nedeniyle hangi şüphelin hangi müştekiyi yaraladığının tespitinin mümkün olmadığı" vurgulanıyor.
30 şüphelinin, "görevi yaptırmamak için direnme" "Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet", "kasten yaralama" ve "kamu malına zarar verme" suçlarından 3 yıl 9'ar aydan 17'şer yıla kadar hapisle cezasına çarptırılması isteniyor.