Çağlayan’daki İstanbul Adalet Sarayı’nda bulunan adli emanet bürosu kapılarını Milliyet’e açtı. Şifreli kapılardan kartla geçilerek girilen depolarda tarihi nitelikteki davaların delilleri muhafaza ediliyor. Adli Emanet Savcısı İbrahim Çiçek’in “adliyenin kozmik odası” olarak nitelendirdiği Adliyenin 4. katında bulunan depolar yüksek güvenlik önlemleriyle korunuyor. Depoların içi ve koridorlar kameralarla izleniyor. Depolardan içeriye ise şifre ve kartla giriş yapılıyor. Savcılık her depoya farklı memur görevlendirmiş.
25 ton uyuşturucu
İlk önce kapıları özel şifre ve anahtarla açılan uyuşturucu depolarına girdik. Çok sıkı korunan bu iki uyuşturucu deposuna iki kişi dışında kimse giremiyor. Biri savcı diğeri ise görevli memur. Uyuşturucu odasının kapısı açıldığında çok ağır bir koku yayılıyor. Şu anda iki uyuşturucu deposunda 25 ton uyuşturucu, 20 milyon adet de uyuşturucu hap muhafaza ediliyor. Uyuşturucu odalarında bonzai, kokain, eroin, hint keneviri, esrarın yanı sıra çeşitli uyuşturucu hapların da bulunduğunu belirten Savcı Çiçek, “Kriminal incelemede uyuşturucu olduğu anlaşılınca bize getiriliyor. Mahkeme davayı sonlandırıp karar verince emanete alınan uyuşturucular için de karar yazıyor. Mahkeme uyuşturucuları müsadere (el koyma) ettiği zaman kanun kapsamında biz mülki amirliğe teslim ediyoruz. Teslim edilen uyuşturucular, 3-4 ayda bir, İstanbul Valiliği tarafından oluşturulan bir kurul huzurunda bir fabrikada imha ediliyor. Bu kurulda savcı, vali yardımcısı, emniyet personeli, jandarma personeli, İl Sağlık Müdürlüğü ve Tarım Müdürlüğü bulunuyor” diye konuştu.
ADLİYENİN KOZMİK ODASI Adli emanetin güvenliğinin çok önemli olduğunu vurgulayan Savcı İbrahim Çiçek, “Biliyorsunuz 5-6 tane adliye birleşerek İstanbul Adalet Sarayı’nda toplandı. Bu adliyeler yıllar öncesinin emaneti ile geldi. 1968 yılından kalma emanet vardı. 12 Eylül döneminde 3 bin 700 tane toplatılmış silah vardı. Hala duruyordu. Adliye kurulduğundan beri bu bölüme ben bakıyorum. Her bir depoya ayrı memur görevlendirdim. Emanet adliyenin kozmik odasıdır. Bir cinayet dosyasında bir mermi çekirdeğini kaybettiğiniz zaman adam ceza almıyor. Çünkü orada deliller esas” diye konuştu.
Şike delilleri arasında öz
2 depodan oluşan DGM bölümünde Ergenekon, Şike, Balyoz gibi davalara ait deliller var. Bu deliller arasında dijital materyaller, belgeler var. Çoğu delil kumpas davaları ve soruşturmaları devam ettiği için halen muhafaza altında. Şike delilleri ve belgelerinin arasında ise firari eski savcı Zekeriya Öz’ün imzasının bulunduğu bir belge dikkat çekiyor.
Oktar’ın isim isim silahları
Uyuşturucu depolarından çıktıktan sonra ise silahların bulunduğu depoya girdik. Silah deposunda da, organize suç örgütlerinden, terör örgütlerinden, cinayetlerden elde edilen suç silahları bulunuyor. Adnan Oktar suç örgütüne yapılan operasyonda sanıklardan ele geçirilen silahlar da burada tutuluyor. Oktar örgütüne ait silahların kimin olduğunun anlaşılması için ise üzerine etiketle adları yazılarak yapıştırılmış. Adnan Oktar suç örgütü şüphelileri Merve Büyükbayrak ve Bora Yıldız’ın silahları gözümüze çarpıyor. Silahların akıbeti ile ilgili ise savcı İbrahim Çiçek şu bilgileri paylaştı:
“15 Temmuz darbe girişimi ve FETÖ davalarında yargılananlardan elde edilen, uzun namlulular ve roketler geldi. 7 bin-8 bin silah var elimizde, ağır silahlar dahil. Yönetmelik gereği silahları biz muhafaza etmiyoruz. Muhafaza ettiklerimiz de Jandarma’ya teslim edene kadar bizde duruyor. Jandarma depolarında muhafaza ediliyor. Belli günlerde liste yapıp bu silahları Jandarma’nın deposuna teslim ediyoruz. Yargılama sonunda ya müsadere ediyoruz ya da sahibine iade ediliyor. Müsadere edildiği zaman Tuzla’daki ordu denetime teslim ediyoruz. Onlar da o silahları Makine Kimya’ya gönderiyor. Makine Kimya ise bu silahları eğer iyi olanlar varsa tamirini yapıp ruhsatıyla satılması için piyasaya satıyor. Kötü olanları da kırıp demirinden yararlanıp tekrar silah yapılıyor.”
Kaşıkçı’nın delil torbası
Son olarak girdiğimiz depoda ise Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda öldürülen Washington Post yazarı Cemal Kaşıkçı soruşturmasına ait delil torbası dikkat çekiyor. 2018/164571 soruşturma numaralı delil torbası mühürlü olduğu için içini göremiyoruz ancak torbanın üzerinde bulunan tutanakta Adli Tıp Kurumu’ndan geldiği yazan “yakıcı, aşındırıcı madde analizi” yazılı bulgu poşeti, içerisinde sarı ve şeffaf sıvı bulunduğu yazan iki adet cam kavanozun bulunduğu yazıyor.
Hesaplarda 28 milyon dolar
Emanet depolarına alınmayan tek şey nakit para. Dava sanıklarından el konulan paralar ise Adli Emanet’in hesaplarına yatırılıyor. Yönetmelik gereği bin ve bin lira üzeri paralar üç ay vadeli hesaba yatırılıyor. İade edileceği veya Hazine’ye kalacağı zaman para faiziyle veriliyor. Para davaya delil ise depoda tutuluyor. Şu anda adli emanetin hesaplarında yaklaşık 28 milyon dolar para bulunuyor.
Pırlanta ve gizli belgeler kasada
İki ayrı memurda birer anahtarı bulunan ve iki anahtar da olmadan açılmayan emanetteki kasada ise pırlanta, altın gibi kıymetli eşyalar ve devlet sırrı niteliğindeki gizli belgeler muhafaza ediliyor.
Reina saldırısının cep telefonları
Reina saldırısında hayatını kaybedenler ve yaralananlara ait cep telefonları da halen Adli Emanet Bürosu’nda. Olay anında vurulanların kan izlerini taşıyan telefonlardan birinde ise kurşunun telefonu ikiye böldüğü görülüyor. Mavi Marmara davasının delil çuvalı da emanetler arasında. Mavi Marmara gemisinde el konulan deliller de bir mühürlü bez çuval içerisinde muhafaza ediliyor.