16.10.2021 - 15:45 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Twitter üzerinden paylaşılan bir fotoğraflar silsilesi ise herkesi korkutmuştu. Ne olduğunu bilmeyenler için üç başlı yılanın ağaca tırmanmış olması ‘kabus gibi’ yorumlanırken, bazıları Attacus Atlas yani Atlas güvesinin bu görünümünü ‘hayatta kalmak için taklit et’ şeklinde yorumlamıştı.
Attacus Atlas olarak adlandırılan bu güveyi bilenler ise hayranlığını gizleyemedi. Kullanıcılar arasında pek çok fikir yürüten de oldu. Bazıları bu canlıyla karşı karşıya kalsa korkudan bayılacağını bile söyledi.
Zira bu tür Asya’daki ormanlara özgü olsa da harika bir görüntüye sahip. Bir insanın iki avucu kadar büyük boyutlara ulaşabilen bu tür ilk olarak 1758 yılında keşfedilen bir kelebek türü olarak kayıtlara geçti.
Gelelim Twitter üzerinden paylaşılan görüntülere. Kızgın ve öfke dolu üç başlı bir yılan gibi görünen Attacus Atlas, bir Twitter kullanıcısı olan Rob Allam tarafından ‘hiçbir şey göründüğü gibi değildir’ mottosuyla paylaşıldı.
Yılan zannedilen bu güve, dikkatli bakılsa bile bilmeyenler için oldukça korkutucu görünüyor. Rob yaptığı paylaşımın altınaysa, "Attacus Atlas, dünyanın en büyük kelebeklerinden biri ve yetişkinlik evresinde eğer hayatta kalabilirse, iki haftalık bir ömre sahip. Bir yılan kılığında yumurtlayana ve yumurtadan çıkana kadar onları koruyun." notunu düştü.
Söylendiği kadarıyla bu güve, eğer bir tehdit algılarsa kendini bu şekli getiriyor. Özellikle kısa ömürlü olan bu tür, yırtıcı hayvanlardan korunmak için kendini yılanmış gibi gösteriyor. Asya’da görülen bir tür olmasına rağmen bu güve 2012 yılında İngiltere’de devasa boyutlara ulaştığı görüldü.
Bir ilkokula ait bir şantiyede, sıçan büyüklüğünde bir güve bulundu. Avustralya'nın Brisbane kentindeki Mount Cotton Eyalet Okulu'nun yakınlarında bir esnaf tarafından bulunan devasa yaratık, o kadar büyüktü ki uçamayacak durumdaydı.
600'den fazla öğrencisi olan okul, sosyal medya kanallarında güvenin fotoğraflarını yayınlayarak bulguyu "harika" olarak nitelendirdi. Müdür Meagan Steward, güvenin kabaca iki yumruğun bir araya getirilmesi büyüklüğünde olduğunu ve dünyanın en büyük güvesi olabileceğini söyledi.
Müdür Meagan Steward, "İnşaatçılar güveyi bulduğunda okulda değildik ama bizim için bazı fotoğraflar çektiler. Bu yeni binada 4-5 sınıfımız var ve öğretmen öğrencilere dev güvenin fotoğrafını gösterdi. Öğrenciler de bunun üzerine bir yazı kaleme aldılar." dedi.
Çocuklar yapılan keşiften gözle görülür bir şekilde etkilenmiş olsalar da, yakınlardaki yağmur ormanlarından gelen tuhaf hayvanları görmeye de alıştıklarını söylediler. Dev güve, Queensland Müzesi’nin entomoloji başkanı Dr. Christine Lambkin tarafından bir ağaç güvesi olarak tanımlandı.
Güney Asya ülkesi Tayvan'ın başkenti Taipei'de yer alan bir restoran, eşi benzeri görülmemiş bir saldırıyla dünya çapında gündem oldu.
Taipei'deki G House Taipei adlı restoranın sahibiyle bir çete arasında anlaşmazlık yaşandı. Yerel medya, restoran sahibinin çeteye borcu olduğunu bildiriyor.
Pazartesi akşamı restorana gelen Bamboo Union adlı çetenin üyeleri, 1000'den fazla hamam böceğini havaya atarak saniyeler içinde kaçtı.
Olayı sıra dışı kılan bir başka unsur ise, saldırı sırasında aralarında Taipei Emniyet Müdürü Chen Jia-Chang'ın da yer aldığı onlarca polis bir etkinlik için mekandaydı.
Yerel saatle akşam 19.30 sularında gerçekleşen saldırı, siyah giyinen iki çete üyesi tarafından hayata geçirildi. Saldırganlar scooter'a binerek izlerini kaybettirdi.
Güvenlik kamerası kayıtlarını inceleyen Taipei polisi, saldırıya beş kişinin karıştığını ve dışarıda bir otomobilde bekleyen şoförün de ekipte yer aldığını düşünüyor.
Yerel medyaya yansıyan resmi açıklamaya göre, mekanda gerçekleşen polis etkinliğiyle hamam böcekli saldırı arasında bir bağlantı bulunmuyor.
Taipei Polis Müdürü Chen Jia-Chang, Tayvan medyasının manşetten verdiği sıra dışı saldırıyı bir şiddet eylemi olarak nitelendirdi.
En az bin tane göçmen kuş, California'daki evlerine tatil ziyaretine gelen bir aileyi şaşkına çevirdi. Los Angeles banliyösündeki aile, akşam yemeğinden sonra eve döndüğünde evlerinin muazzam bir baca ebabili sürüsü tarafından işgal edildiğini gördü. Kuşlar, yıllık göçleri sırasında bölgeden geçerken evin etrafında toplanıp bacadan aşağıya doğru ilerlemişti. Daha sonra ev sahipleri tüm pencereleri ve kapıları açtığı ama kuşlar mülkü terk etmeyi reddetti.
KTLA'ya konuşan ve adını Kerri olarak veren ev sahibi "Açıklaması çok zor. Kendi gözlerinizle görmeden asla inanamazsınız" ifadelerini kullandı.
Kerri, "800'den sonra saymayı bıraktık" dedi. Ev sahibi, geceyi bir otelde geçirmek zorunda kalan ailenin tüm kuş dışkılarını temizlemesinin iki gün sürdüğünü de ekledi.
Baca ebabillerinin göçleri sırasında ve öncesinde yüzlerce veya binlerce kuştan oluşan gruplar halinde bacalarda bir geceliğine tünediği biliniyor.
Kuşlar federal Göçmen Kuş Anlaşması Yasası kapsamında koruma altında ve bir bacadan yasal olarak çıkarılamıyor. ABD'ye martta gelirler ve kasımda tekrar ayrılırlar. Yuvalama da normalde mayıs ve ağustos arasında gerçekleşir.
Pençeleri yalnızca bacalar gibi dikey yüzeylere tutunmaya uygun olduğundan çoğu kuşun aksine tüneklere veya dallara oturmazlar. Ev sahiplerine sezon boyunca baca menfezlerini kapatmaları önerildi.
Benzer bir istila da Avustralya'nın Yeni Güney Galler eyaletinde yaşandı. Shoalhaven bölgesinde kaydedilen bir görüntü, koronavirüs salgını sırasında birçok istilaya tanık olan dünyada şok etkisi yarattı.
Corella adıyla bilinen beyaz papağanların bir sokakta yol açtığı kabus, yerel medyadaki haberlerde Alfred Hitchcock'un efsanevi filmi Kuşlar'a benzetildi.
Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde, yaklaşık 35 bin nüfusa sahip Nowra ilçesi sakinleri binlerce papağanın gürültüsüyle uykularından uyandı.
Sydney'e çok da uzak olmayan banliyö bölgesi Shoalhaven'daki istila sırasında, beyaz papağanlar sokakta yaşayanları evlerinde kalmaya zorladı.
Dev sürü çatıların yanı sıra kaldırım ve yollara kondu, Avustralya medyası Corella'ların inanılmaz derecede yok edici olabileceğini yayınlarında aktardı.
Yiyecek arayan beyaz papağanlar özellikle Avustralya'daki çiftçilerin baş belası. Sürüler halinde hareket edip bahçeler ve zirai mahsulleri yağmalıyorlar.
Sydney Üniversitesi'nden vahşi yaşam uzmanı Prof. David Phalen, yeni bir yiyecek alanı bulan sürünün harekete geçmeden önce Nowra semalarında toplanmış olabileceğini söylüyor:
"Beyaz papağanlar temelde göçebe. Yalnızca yiyecek aramak için giderler. Nowra'da kaydedilen videodaki gibi bir yer bulduklarında, hepsi inişe geçer."
Sonbaharı yaşayan Avustralya'da adanın doğusundaki şehirleri vuran son 50 yılın en kötü sel felaketi yaşandı, korku filmlerini aratmayan sahneler ortaya çıktı.
Felaketin ardından dünyanın en zehirli örümceği sel sularıyla birlikte evleri istila etti, sosyal medyada paylaşılan görüntülerde duvarlarda binlerce örümceğin olduğu görüldü.
Ayrıca söz konusu örümceklerin sel sularının üstünde ilerlemeye çalıştığı fotoğraflar da yayınlandı. Huni yuvalı örümceklerin ısırdığı insanlar, 10 dakikada ölebiliyor.
Felaket ayrıca yüzlerce yılanın evlere kaçmasına neden oldu, minderlerin altından yılanların çıktığı sosyal medya görüntüleri büyük ses getirdi.
Sosyal medya bu olayı konuşuyor... Bir kadın, kapının altından evine doğru hızla süzülen zehirli dev tarantulanın ürkütücü görüntüsünü sosyal medya hesabından paylaştı.
Siyah ve büyük örümceğin görüntüleri, 35 binden fazla kişi tarafından izlendi. TikTok kullanıcısı Avustralyalı kadın tarafından paylaşılan görüntüler, kısa sürede binlerce yorum aldı. Bir kullanıcı, "Onu incitmeden yakaladığın için çok cesursun" diye yorum yaptı.
Bir diğer sosyal medya kullanıcısı ise, örümcek için "sekiz bacaklı bir köpek yavrusu" yorumunda bulundu. TraceLovesCake kullanıcı adını kullanan cesur kadın, örümceği eşinin ve oğlunun görmesi için yakaladığını ifade etti.
Queensland eyaletin kuzey kıyısında oldukça yaygın olan ve bacak açıklığı 20 santimetreye kadar ulaşabilen bu tarantulalar, Avustralya'daki en büyük örümcek olarak biliniyor.
Normalde yuvalarından uzaklaşmazlar ve zehirli olsalar da ısırıkları insanlar için ölümcül değildir, ancak uzun süreli mide bulantısı ve kusmaya neden olabilir.
Bundan yalnızca birkaç gün önce, yine Avustralya'dan zehirli yılanlarla ilgili korkutucu bir haber gelmişti. Queensland eyaletinde yaşayan yılan bakıcısı, evinde beslediği yılan tarafından neredeyse öldürülüyordu. Brisbane kentinden yılan uzmanı, zehirli yılan tarafından ısırıldı.
Avustralya ve Tazmanya'ya özgü, son derecede zehirli olan kahverengi renkteki kaplan yılanı tarafından elinden ısırılan Ben Avery, anında semptomlar geliştirmeye başladı.
Olay sırasında hayvanı besemekte olan Avery, baş parmağından ısırıldı. Dakikalar içinde kusmaya başladı ve nöbet geçirmeye başladı. Ben'in karısı Melissa zaman kaybetmeden harekete geçti.
Kaplan yılanının ne kadar tehlikeli olduğunu bilen çiftin, Ben'in ısırılması halinde ne yapmaları gerektiğine dair hazırda bir planı vardı.
Melissa, saatin tam olarak kaç olduğuna bakarak kocasının ne zaman ısırıldığını ve tedavi olmak için ne kadar zamanı olduğunu tespit etti. Hemen bir bandaj aldı ve Ben'i oturttu.
Hastaneye gittiklerinde Ben'in böbreklerinde hasar oluşmuştu bile. Ancak doktorların acil müdahalesi sayesinde hayata tutunmayı başardı. Doktorlar Ben'in yaşamasının bir mucize olduğunu söyledi.
Kaplan yılanı, Avustralya'daki en ölümcül üçüncü yılan türü olarak biliniyor ve bu yılan tarafından ısırılan insanların yüzde 60'ı hayatını kaybediyor.
Avery, "Hayatımda hiç bu kadar hasta hissetmemiştim. Kolum sanki bir mengenede sıkışmışgibi hissettim. Anında soğuk terler dökmeye başladım. Kabus gibiydi" ifadelerini kullandı.
Yine Queensland eyaletinde yaşanan bir olay, geçtiğimiz hafta yetkilileri harekete geçirmişti. Bir kadın, evinin bahçesinde karşılaştığı manzara nedeniyle günler boyu uyku uyuyamadı.
Buderim bölgesinde yaşayan kadın, evinin çatısından kapısının önüne doğru sarkan metrelerce uzunluktaki yılan derisini gördüğünden beri gözüne uyku girmiyor.
Dün sabah deriyi çatısından sarkarken bulan kadın, korkunç sürüngenin hala çatıda saklanıyor ya da evinin yakınlarında olabileceği korkusuyla yetkililere haber verdi.
Olay yerine gelen yılan avcısı Stuart McKenzie, yılan derisinin bir pitona ait olduğunu söyledi. "Umarım onu buluruz" diyen McKenzie, bunun hayatında gördüğü en uzun yılan derisi olduğunu ekledi.
McKenzie çatı boşluğunu aradı ve çevredeki alanları kontrol etti, ancak yılanı bir türlü bulamadı. "Bu serinin sahibini bulamadık" diyen yılan avcısı sözlerini şöyle sürdürdü:
"Birisi bu duruma benzer bir şekilde yılan derisi bulursa, bu, mülkünüzde kısa süre öncesine kadar bir yılan olduğu anlamına gelir. Şu anda yılan bir yere kıvrılmış ya da hareket halinde olabilir."
McKenzie, yılanın artık ev sahibi için bir tehdit olmadığına ve muhtemelen çevredeki çalılıklara geri döndüğüne inandığını söyledi.
Bu gibi durumlarla sık sık karşılaştıklarını söyleyen yılan avcısı Stuart McKenzie, yılanın devasa boyutuna rağmen bir tehlike oluşturmadığınu düşündüğünü de aktardı.