05.01.2021 - 14:30 | Son Güncellenme:
Geride bıraktığımız 2020 yılında yerli ve milli savunma sanayii açısından son derece kritik adımlar atan ve bu alanda her geçen gün daha fazla söz sahibi olmayı başaran Türkiye, 2021 yılında da hız kesmeden yoluna devam etmek istiyor.
Kara, hava ve deniz unsurlarının milli olarak üretilmesinde önemli eşikleri aşan Ankara, geçmiş yıllarda başlangıcını yaptığı kimi projeleri de 2021 yılında envantere almanın planlarını yapıyor. Bu projeler arasında en çok dikkati çekenlerden biri de hiç şüphesiz TUSAŞ imzalı Aksungur…
TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil’in geçtiğimiz günlerde yaptığı “2020’de AKSUNGUR, pratik olarak tamamlanıp seri üretimi başladı. İnşallah yakında 5 tane AKSUNGUR bitmiş olacak ve bunları da Türkiye’de kuvvetlere teslim etmiş olacağız” açıklaması, sektörde büyük yankı uyandırdı.
Peki, ilk etapta 5 adet teslim edilecek Aksungur’u hangi unsurların kullanması bekleniyor, söz konusu platform sahadaki dengeleri nasıl değiştirecek?
Savunma Analisti Hakan Kılıç, Aksungur’un da tıpkı atası ANKA gibi irtifa sınırı, havada kalış süresi ve faydalı yük kapasitesi sebebi ile MALE sınıfı SİHA’lar içinde daha çok hava kuvvetlerinin ihtiyaçlarını karşılayan bir SİHA olduğu hatırlatmasında bulunuyor.
Kılıç, söz konusu verilerden yola çıkarak ‘Aksungur'un ilk etapta Türk Hava Kuvvetlerine alınacağı’ görüşünde… "Çünkü 12 MAM-L süzülen mühimmat veya tam mühimmat yükü ile 28 saat, İHA olarak ise 55 saat havada kalabilen Aksungur hava kuvvetleri açısından kritik bir kabiliyet olacak” diyen Hakan Kılıç, “Ayrıca TEBER lazer güdüm kiti uygulanmış MK-81/82 bombaları gibi mühimmatların entegrasyonu da tamamlandı” bilgisini paylaştı.
Savunma Analisti Hakan Kılıç’a göre Aksungur’u ilk etapta kullanacak diğer adresin ise Deniz Kuvvetleri Komutanlığı olması kuvvetle muhtemel… Kılıç’ın üzerinde durduğu husus Aksungur’a takılabilen ‘Sonobuoy podu’ oluyor… Bu özelliğin Deniz Kuvvetleri için ‘SİHA alanında bir ilk ve çok cazip’ olduğunu söyleyen bulunan Kılıç, şöyle devam etti:
“En azında operasyonel manada test açısından en az bir tanesinin de Türk Deniz Kuvvetlerine verileceğini tahmin ediyorum. Aksungur’un kanat altına takılan pod içerisindeki Sonobuoy, uçak veya helikopterlerden paraşüt ile bırakılan, farklı çalışma derinliklerinde görev yapan, denizaltılara yönelik akustik bilgi toplayan ve bu bilgileri radyo frekansı ile anlık olarak hava ve su üstü platformlarına ileten cihazlara deniyor. Aksungur bu cihazlar sayesinde denizaltı harbi görevlerinde denizaltıların tespit edilmesi açısından insanlı deniz karakol uçakları, harp gemileri ve denizaltılara yardımcı olacak.”
Bu noktada en çok merak edilen konulardan biri de Aksungur’un envantere girmesinin ardından Akdeniz, Ege ve hatta Karadeniz’de sahaya ne tür yansımaları olacağı… Savunma Analisti Hakan Kılıç, Aksungur’un denizaltı harbi kapsamında tespit faaliyeti haricinde uzun süreli havada kalış imkanı ve uydu kontrolü ile kontrol edilmesinin altını çiziyor. Kılıç’a göre uydu kontrolü Türksat 4B üzerinden yapılacak Aksungur çok geniş alanlarda uzun süreli deniz gözetleme keşif imkanı sunacak.
“Bu kabiliyet Ege’de Türkiye için büyük bir avantaj iken Ankara’nın SİHA’sına karşı F-16 kaldırmak zorunda kalan Atina için büyük bir handikap” diyen Kılıç, şunları söyledi:
“Şu an Türk SİHA’ların (ANKA-B/S, TB-2) Ege üzerinde saatlerce uçuşuna karşı Yunanistan tarafından kaldırılan F16’lar havada 2-3 saat kalabildiği için bu durum Yunanistan açısından çok ciddi bir mali ve teknik sorun oluşturuyor. Bu durum Ege’deki dengeyi keşif-gözetleme ve önleme görevleri açısından Yunanistan’ın aleyhine etkiliyor. Sırf bu yüzden Yunanistan elindeki turboprop motorlu eğitim uçağı T-6A’lardan bir kısmını silahlandırdı ve Türk SİHA’larına karşı önleme uçuşlarını bunlarla yapmayı planlıyor.
Şüphesiz Aksungur gelecekte deniz hedeflerine karşı uzmanlaşmış SOM-J ve diğer mühimmatları da kullanmaya başlayacak. Mevcut durumda kullanacağı MAM-L ve diğer mühimmatlar tek başına büyük harp gemilerini batırmayacaktır. Ancak bu mühimmatlar gemilerin yara almayı göze alabileceği veya başka bir deyişle ‘görmezden geleceği’ kadar etkisiz mühimmatlar değiller. İşin SİHA kısmı bir yana Aksungur sadece keşif-gözetleme amaçlı yani bir İHA gibi kullanılsa bile çok büyük avantaj sağlayacak. Çok riskli olan görevlerde pilot kaybına uğramadan bunu başaracak etkili bir deniz gözetleme platformu olacak.”
TUSAŞ ile HAVELSAN'ın iş birliğiyle, yazılım geliştirme, simülasyon, eğitim ve bakım simülatörleri gibi birçok çalışma gerçekleştireceğine işaret eden Demir, "MMU'nun Geliştirilmesi Projesi tamamlandığında ülkemiz dünyada ABD, Rusya ve Çin'den sonra 5. nesil bir muharip uçağı üretebilecek altyapı ve teknolojiye sahip ülkeler arasında yer alacak." değerlendirmesinde bulundu.
"Milli muharip uçak, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının bir projesi. Bizim alt yüklenicimiz TUSAŞ. TUSAŞ bu projede bir İngiliz firmadan danışmanlık alıyor. Şu anda 90'a yakın İngiliz mühendis bizim projemize destek veriyor. TUSAŞ'ın da yaklaşık 400 personeli var, bunların büyük kısmı mühendis. Milli Muharip Uçak'ta, şu anda ön tasarım safhasındayız. İnşallah 2022'de ön tasarımı bitireceğiz. Bu ön tasarım devam ederken, belirli bir süre sonra uçağın ilk sacını kesmeye başlayacağız. 2023'de belki ilk prototipin şeklini görmeye başlarız. 2026 sonu, 2027 başlarında milli muharip uçağın ilk uçuşunu yapmayı arzu ediyoruz."
Türk Silahlı Kuvvetleri, askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacıyla değişen atış kontrol ve komuta kontrol altyapılarına uyumlu şekilde Hisar Füzelerini tasarladı.
Hisar Füzeleri; askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacı ile sabit ve döner kanatlı uçaklara, seyir füzelerine, havadan karaya atılan füzelere ve insansız hava araçlarına karşı HİSAR-A 10 +km, HİSAR-O 16 +km menzil aralıklarında kullanılan hava savunma füzeleridir.
Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Twitter hesabından, Hassas Güdüm Kiti-84 Lazer Arayıcı Başlık'ın test atışıyla ilgili bir video yayımladı. MSB'den yapılan açıklamada, "Yerli ve milli imkanlarla üretilen HGK-84 LAB (Hassas Güdüm Kiti-84 Lazer Arayıcı Başlık) Hava Kuvvetlerimiz tarafından yapılan test atışları başarıyla gerçekleştirildi" denildi.
Gelişen teknoloji hayatımızın her alanına nüfus etmek ile birlikte silah endüstrisini de baştan başa yeniliyor. İşte Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kullanılan yerli teknoloji ürünü olan silahlar...
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı tarafından başlatılan Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) Projesi kapsamında TCG Anadolu gemisinin yapımına başlandı. Türkiye’nin en büyük savaş gemisi olacak TCG Anadolu 2020 sonunda hizmete girecek.
Asgari bir tabur büyüklüğündeki kuvveti ana üs desteği gerektirmeksizin belirlenen yere intikal ettirebilecek TCG Anadolu gemisinin yapımına İstanbul Tuzla'daki Sedef Tersanesi'nde devam ediliyor.
TCG Anadolu, dört adet mekanize çıkarma aracı, iki adet hava yastıklı çıkarma aracı, iki adet personel çıkarma aracının yanı sıra uçak, helikopter ve insansız hava araçları da taşıyacak. 231 metre uzunluk ve 32 metre genişlikteki geminin tam yük deplasmanı yaklaşık 27 bin ton olacak.
Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından düzenlenen ihaleye katılan Konya'daki Akdaş Silah firması, üretimini tamamladığı "AK40-GL" bomba atarın ilk partisini Kara Kuvvetleri Komutanlığına teslim etti. Savunma Sanayii Başkanlığının açtığı "bomba atar" ihalesine katılan firma, ihtiyacın 8 bin adedini üretmek için anlaşma yaptı.
Özgün tasarımının sağladığı avantajla sağ ve sol elle de kullanılabilen bomba atarda, görüş ve aydınlatma sistemleri takılabilecek tertibatı bulunuyor. Firmanın yöneticisi Ömer Akdaş, yaptığı açıklamada, son yıllarda yaptıkları çalışmalarla savunma sanayisinin önemli tedarikçilerinden biri haline geldiklerini söyledi. Güvenlik güçlerinin bomba atar ihtiyacının karşılanması için SSB'nin düzenlediği ihaleye katıldıklarını anlatan Akdaş, Kara Kuvvetleri Komutanlığında Mehmetçik'in kullanımı için AK40-GL bomba atarı ürettiklerini dile getirdi.
"Finansal Metamorfoz ve Geleceğe Dönüş" temasıyla düzenlenen 10. İstanbul Finans Zirvesi'nin ikinci gününde konuşan BMC Yönetim Kurulu Başkanı Ethem Sancak, yatırımcıların savunma sanayisine yatırım yaparlarsa kârlı çıkacaklarını söyledi.
Sancak, "Umut ediyorum ki 24 ay sonra TSK kendi eseri olan Altay'ı harp sahasında kullanacak. En geç 48 ay sonra da Altay tankı ve beraberindeki diğer ürünler Türk malı ve yerli olacak." bilgisini verdi.
Türkiye'nin ilk Milli Ana Muharebe Tankı Altay’ın tasarımında, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin gerçekleştirebileceği her türlü harekat şartları ve katılım sağlayacağı BM/NATO harekatlarının ihtiyaçları göz önünde bulunduruldu. Altay, Türkiye'nin geliştirdiği 3+ nesil ana muharebe tankıdır.
Bu amaçla Altay, modern tanklarda kullanılan en yeni teknolojilerle donatıldı. Altay, sahip olacağı üstün ateş gücü ve isabet oranı, yüksek hareket kabiliyeti ile Türk Silahlı Kuvvetleri’nin en temel ve caydırıcı güçlerinden biri olacak.
Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı Uçak Daire Başkanı Can, Milli Muharip Uçağın ilk uçuşunu 2026-2027'de yapmayı hedeflediklerini bildirdi.
Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu (MKEK) tarafından, yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre hafif ve etkili bir silah olma özellikleriyle ön plana çıkan, meskun mahal gibi dar alanlarda kullanılabilen Milli Piyade Tüfeği (MPT-55) güvenlik güçlerinin kullanımına sunuluyor.
MPT-55, özellikle meskun mahal çatışmalarında, komando birliklerinde kullanılabilecek etkili bir yeni nesil piyade tüfeği olarak şekillendirildi.Yüksek atış kabiliyeti, benzerlerine göre hafif ve etkili bir silah olma özelliğiyle ön plana çıkan MPT-55, TSK'nin ihtiyacına binaen özgün, muharebe ortamında gece ve gündüz, her türlü arazi ve hava şartlarında kullanılabilecek şekilde geliştirildi.
Ağırlığı 3 bin-3 bin 300 gram olan tüfekle dakikada 850 atım gerçekleştirilebiliyor. Yarı otomatik ve tam otomatik olmak üzere iki atış modu bulunan MPT-55'in etkili menzili 400 metre iken maksimum menzili 3 bin 600 metreye ulaşıyor.Tüfek, 30 fişek kapasiteli plastik kompozit şarjöre ve üzerine her türlü optik sistemin takılabileceği üniversal pikatini ray sistemine sahip.
Songar'ın teslimatı ile birlikte, Türk savunma sanayisinin güvenlik güçlerine kazandırdığı milli sistemlere bir yenisi eklenmiş oldu.
ASİSGUARD Genel Müdürü Ayhan Sunar, ''Ülkemizin ilk silahlı milli drone sistemi olma özelliği taşıyan Songar, hedef bölgenin tespitinden tehdidi etkisiz hale getirmeye, operasyon sonrası hasar belirlenmesinden gerçek zamanlı görüntü aktarımına kadar kritik birçok görevi icra edebiliyor. Tekli veya çoklu drone sistemiyle eş zamanlı görev yapabilen Songar'ın güvenlik operasyonlarında önemli görevler üstleneceğine inanıyoruz. Yerli sanayimizi yenilikçi milli teknolojilerle ileri taşımaya odaklanarak yatırımlarımıza devam ederken, Songar'a yeni gelişmiş özellikler kazandırmak üzere de çalışmalarımızı sürdüreceğiz'' dedi.
"Bora" balistik füzeleri operasyon kapsamında ilk kez kullanıldı. İşte yerli yapım Bora'nın öne çıkan özellikleri... Roketsan tarafından geliştirilen Bora füzesi 610 mm çaplı.
Sistem, yüksek teknoloji ürünü seyrüsefer ve otomatik tevcih sistemleri sayesinde at ve uzaklaş taktiğini başarıyla uyguluyor.
Sistem, farklı marka ve modellerde araç, telsiz, güç sistemi, seyrüsefer sistemi gibi alt sistemlere sahip olacak şekilde kullanıcının lojistik altyapısı ve ihtiyaçlarına göre farklı versiyonlarda tasarlanabiliyor.
Savunma Sanayii Başkanı Demir, ''1, 3 ve 6 kg ağırlığında üç tip Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı prototipi yerli olarak geliştirildi'' dedi.
Savunma Sanayii Başkanı Demir açıklamasına, ''İnsansız teknolojiler üzerinde çalışmalarımız sürüyor'' şeklinde başladı.
Demir açıklamasına, ''Mağara, meskûn mahal, çok katlı bina, geniş arazi operasyonlarında güvenlik birimlerimizin minik yardımcıları olacaklar'' şeklinde devam etti.
İşte Hafif Sınıf İnsansız Kara Aracı'nın özellikleri...Yüzde 60 eğilimli yerlerden tırmanabiliyor. Uzaktan kontrol edilebiliyor. Menfez geçişi bulunuyor.Merdiven çıkabiliyor.Alternatif silah modülü bulunuyor. Keşif ve gözetleme modülüne sahip.Sudan geçebiliyor.
ASELSAN tarafından geliştirilen Deniz Elektronik Harp Süiti'nin fabrika kabul testlerinden ilki başarıyla tamamladı.Türk Silahlı Kuvvetleri, Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi (LHD) TCG Anadolu Projesi ile anavatandan uzak coğrafyalarda, insani yardım harekatından muharip olmayanların tahliyesine, arzu edilen bir bölgede kara harekatı icra edilebilmesinden başka ülkelerin üslerine bağımlı olmadan hava harekatı yapabilme imkanına kadar uzanan geniş bir yelpazede önemli yetenekler kazanacak.
ASELSAN, bir süredir üzerinde çalıştığı akıllı Nano İnsansız Hava Aracı'nı (İHA) TEKNOFEST İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali'nde (TEKNOFEST İstanbul) görücüye çıkardı.
Araç keşif, gözetleme ve istihbarat amaçlı olarak açık ve kapalı mekanlarda görev icra edebilmek amacı ile geliştirildi.
Nano İHA Proje Yöneticisi Yusuf Ziya Kotil, "Asgari 25 dakika havada kalma süresine sahip. 1,5 kilometre mesafeden gerçek zamanlı görüntü aktarma kabiliyeti bulunuyor. Bunlara ilave diğer özellikleriyle kendi boyut ve ağırlık limitleri dahilinde piyasadaki emsal ürünlere kıyasla performans özelliklerinin daha iyi olduğunu söyleyebiliriz." ifadelerini kullandı.
TÜBİTAK Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezi (BİLGEM) mühendisleri Star Warsfilmlerinde kullanılan ışın silahlarına benzer lazer silahları geliştirdi. 50 kişilik Ar-Ge ekibi tarafından ordunun talebi üzerine 3 ay içinde prototip olarak üretilen Tüfeğe Monte Lazer Silahı, Milli Piyade Tüfeği (MPT) 76'ya monte edilerek kullanılabiliyor.
Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF) tanıtılan ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın incelediği Tüfeğe Monte Lazer Silahı'nın Proje Yöneticisi Doç.Dr. Aydın Yeniay, lazer silahı hakkında bilgi verdi.Bir süredir lazer silahı teknolojileriyle ilgili araştırma ve geliştirme çalışması yürüttüklerini anlatan Yeniay, Geliştirdikleri Tüfeğe Monte Lazer Sistemi ile Milli Piyade Tüfeği - MPT76'ya lazer silahı işlevini de kazandırdıklarını söyleyen Yeniay, şu bilgileri verdi:
"Tüfeğe Monte Lazer Sistemi'ni bir çanta içerisinde taşınabilen ve 30 dakika içinde şarj olabilen yapıda geliştirdik. Lazer silahımız 180 atımlık. Lazeri, odaklayıcısı, optiği ve bütün kontrollerini milli olarak geliştirdiğimiz lazerimizi yine milli silahımız olan MPT 76'ya entegre ettik. Lazer silahımız 100-150 metre mesafeden 1 milimetre çelikleri delebiliyor. Yalnızca lazer gücüyle çalışıyor ve silahın diğer özelliklerini hiçbir şekilde etkilemiyor. Diğer silahın üzerine standart arayüzlerle ekleyebiliyoruz. Lazer sistemi de sırt çantasına sığabiliyor. taşınabilmesi çok önemli. Hem taşınabiliyor hem şarj edilebiliyor."
Yeniay, silahın Türk mühendisliğinin başarısı olduğuna dikkati çekerek, "Dünyada bu güçte taşınabilir ilk lazer silahını geliştirdik. Şu anda Türk Silahlı Kuvvetleri'nde kullanımda yok. Yakında olacak." dedi.