05.03.2021 - 13:21 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr / AA
Türkiye'nin Mısır'la anlaşma imzalayabileceğini ilan etmesi Yunanistan'da depreme yol açtı. Mısır'ın Türkiye'nin Birleşmiş Milletlere (BM) bildirdiği kıta sahanlığı sınırlarını dikkate alarak 18 numaralı parselde ilan ettiği ruhsat ihalesi, Yunanistan'da tepkiyle karşılandı.
Mısır 18 Şubat'ta ilan ettiği ve 1 Ağustos'ta sona erecek ihalede, 18 numaralı parselin bulunduğu bölgeyi, Türkiye'nin 13 Kasım 2019'da Birleşmiş Milletler'e bildirdiği kıta sahanlığı sınırlarını dikkate alarak belirledi. Yunanistan ise Türkiye'nin kıta sahanlığı sınırlarını yok hükmünde sayıyor.
Türkiye ile Mısır arasındaki bu diplomatik rüzgarın ardından Atina yönetimi harekete geçti. Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Mısır'ın darbeci Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi'yi telefonla aradı.
Mısır medyasına yansıyan haberlerde Miçotakis ve Sisi'nin Doğu Akdeniz'deki işbirliğini görüştüğü, özellikle Güney Kıbrıs'ın da dahil olduğu enerji başlığının masaya yatırıldığı belirtildi.
Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias'ın Pazartesi günü Kahire'ye giderek Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri ile "iki ülke arasındaki enerji işbirliği ve Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri görüşeceği" açıklandı.
Yunanistan basında çıkan haberlere göre Dendias'ın amacı, Mısır'ı, Türkiye'nin ilan ettiği kıtasahanlığı ile çakışan 18 no'lu parsel için çıkardığı ruhsatla ilgili olarak "en yetkili kişiden bilgi almak". Yine Yunanistan basınında bazı yorumcular ise Dendias'ın Mısır'dan bu "hassas" bölge için çıkartılan ruhsatın değiştirilmesini ve başka bir bölge için ruhsat çıkarılmasını isteyeceğini yazdı.
Doğu Akdeniz’de yaşanan her gelişme hem gündemi hem de bölge siyasetini değiştirmeye devam ediyor. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kahire'nin Türkiye'nin kıta sahanlığının içine girmeden kendi bölgesinde sismik araştırma yaptığını belirtip "İlişkilerimizin seyrine göre biz de Mısır'la deniz yetki alanlarını müzakere ederek bir anlaşma imzalayabiliriz" dedi.
Geçtiğimiz günlerde Doğu Akdeniz’e kıyıdaş ülkelerden Mısır’ın bölgede enerji kaynakları araştırmak için çıktığı ihalede faaliyet alanı olarak 28. meridyenin doğusunun, başka bir deyişle Türkiye’nin 2019’da Birleşmiş Milletler’e (BM) bildirdiği Türk kıta sahanlığının güney sınırının belirlenmesi bölgedeki dinamikleri değiştirebilecek gelişmelerden biri oldu.
Buna karşılık Türkiye de Mısır’ın bu rasyonel hamlesini kendi deniz yetki alanlarına saygı gösterilmesi şeklinde değerlendirdi. Bu minvalde, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu “Doğu Akdeniz’de en uzun karası ve kıyıları olan iki ülke olarak ilişkilerimizin seyrine göre biz de yarın deniz yetki alanları konusunu Mısır’la müzakere edebiliriz, kendi aramızda da ileride bir anlaşma imzalayabiliriz,” diyerek bölgede muhtemel bir değişim için kapıyı aralamış oldu.
Özellikle bünyesinde enerji kaynaklarının bulunduğunun belirlenmesinin ardından sürekli gündemde olan ve jeopolitik önemi hızla artan Doğu Akdeniz’de yaşanan bu son gelişme, bilhassa Türkiye ve Mısır açısından ve genel olarak da bölge jeopolitiği için önemli sonuçlar doğurabilir. Bolu Abant İzzet Baysal Üniversitesi'nde İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde enerji ve enerji jeopolitiği alanında çalışmalarını yürüten Dr. İlhan Sağsen, "Türkiye için bu gelişmenin kendi tezlerinin doğruluğunu ortaya koyması açısından önemli olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır." ifadesini kullanıyor.
Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin yok sayılarak bir girişimde bulunmanın mümkün olmadığının altını çizen Dr. Sağsen, "Mısır’ın ihale kararı alırken belirlediği alan incelendiğinde, bölgede her ne kadar East-Med gibi maliyetli, gerçekçi olmayan ve siyasi motivasyonlu çeşitli hamleler yapılsa da; ya da Yunanistan uluslararası hukuka aykırı şekilde belirlediği sözde egemenlik alanlarıyla yayılmacı politika uygulamaya çalışsa da; veyahut Türkiye’yi dahil etmeden Doğu Akdeniz Gaz Forumu adı altında birlikler oluşturulmaya çalışılsa da Türkiye, Doğu Akdeniz’de en uzun sahil şeridine sahip kıyıdaş ülke olarak ve uluslararası hukuk zemininde belirlediği meşru politikasıyla bölgedeki en önemli belirleyicilerden biri olduğunu göstermiştir." dedi.
Bunların yanı sıra, bu ve benzeri nitelikte adımlar Türkiye ve diğer bölge ülkeleriyle ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda bir fırsat olarak görülebilir. Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki öncelikleri düşünüldüğünde, bölgede en uzun kıyıya sahip ülkeler olan Türkiye ve Mısır arasında gerçekleştirilebilecek bir deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması, hem bölgede Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin uluslararası hukuka aykırı keyfi davranışlarını engelleyerek gerginliği düşürebilir hem de bölgede kritik konumdaki İsrail ile de bir anlaşma zemini ortaya çıkarabilir.
"Bu durumun Türkiye açısından bir başka sonucu da İsrail ve Mısır’ın mevcut ve yeni bulunabilecek enerji kaynaklarını Avrupa’ya en kısa ve güvenli yol olarak Türkiye üzerinden taşımaya imkân sağlayacak anlaşmalara uygun ortamı oluşturabilecek olmasıdır." diyen Dr. İlhan Sağsen, "Mısır açısından durum değerlendirildiğinde ise bu tür bir yaklaşım güven atmosferi oluşturacak ve Doğu Akdeniz’de en uzun kıyıya sahip iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi için bir fırsat yaratacaktır." ifadelerini kullandı.
Yunan basınının da bu konuda “Mısır’ın bu tercihi, Mısır-Türkiye ilişkilerinin iyileştiği yönünde bir unsur olarak değerlendirilmese de Kahire’nin gelecekteki görüşmeler için kapıları açık tutmaya yönelik bilinçli bir tercihidir” yorumu yapılarak ilişkilerde normalleşme ihtimalini vurguladığı görüldü.
Mısır’ın hidrokarbon ihalesi sırasında Türkiye’nin kıta sahanlığı sınırlarını dikkate alarak hareket etmesinin ardından, Mısır’ın Türkiye ile bir deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması imzalamaya istekli olduğu ve bunun kendi bölgesel çıkarlarına uygun olduğu şeklinde yorumlanması mümkün. Böyle bir anlaşma sonucu ortaya çıkacak güven ortamı ile gelişecek ilişkiler sadece Doğu Akdeniz ile sınırlı kalmayacağı gibi, iki ülkeye de fayda sağlayacak birçok işbirliği ihtimalinin de yolunu açacaktır.
6 Ağustos 2020'de Türkiye-Libya sınırını bertaraf etmek için imzalanan sözde Yunanistan-Mısır deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşmasında Mısır, Yunanistan’ın Meis’ten sınır çizme girişimine karşı çıkmıştı ve aslında böylece Yunanistan, “adaların kıta sahanlığı vardır” tezinden geri adım atarak ilk hayal kırıklığını yaşamıştı. Bugün de Yunan basını incelendiğinde Mısır’ın ihale kararının Yunanistan’da ciddi bir rahatsızlık ve hayal kırıklığı yarattığı görülüyor.
27 Kasım 2019 tarihinde Türkiye ile Libya arasında imzalanan deniz yetki alanları sınırlandırmasına dair mutabakat muhtırası zaten Yunanistan’ın bölge politikasına ve Kıbrıs adasına doğru uzanan Yunan iddialarına ciddi darbe vurmuştu.
Şimdi ise Mısır’ın hem Meis’e ilişkin tutumu hem de bu son ihale kararı Yunanistan’ın bölgede kontrolü daha fazla kaybedebileceğini gösteriyor. Mısır’ın hidrokarbon ihalesine çıkarken Türkiye’nin kıta sahanlığı sınırlarını dikkate alarak davranmasından hayal kırıklığı yaşayan ve bölgedeki politikalarının olumsuz etkilendiğini düşünen diğer bir ülke de Fransa.
Özellikle bu oluşan olumlu atmosfer sonrası Türkiye ile Mısır arasında imzalanabilecek olası bir deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması Fransa’nın Yunanistan ile uygulamaya çalıştığı Türkiye karşıtı politika için büyük bir engel teşkil edecek.
Dr. İlhan Sağsen, bunun sebebini şöyle açıklıyor: "Çünkü AB'deki bazı kesimler tarafından sürekli uluslararası hukuku ihlal etmekle suçlanan Türkiye’nin tezlerinin haklılığı ortaya çıkacak ve Fransa’nın bölgede kurmaya çalıştığı etki alanı zayıflayacak. Bu konu Avrupa Birliği (AB) dahilinde Almanya karşısında sürekli itibar kaybeden Fransa için sadece Doğu Akdeniz’de etki alanı kaybına neden olmayacak aynı zamanda da Kuzey Afrika’daki nüfuzunun da biraz daha azalması manasına gelecek."
"Türkiye-Mısır arasındaki olası bir deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması, bölgenin kaderinin yalnızca bölge ülkelerinin tasarrufuyla çizilebileceğini göstermesi açısından da önemli olacaktır." diyen Dr. İlhan Sağsen, bu gelişmenin bölge ülkeleri arasındaki güven ortamının artmasına bir katkı sağlayıp daha başka işbirliği imkanlarına da yol açabileceğini vurguladı.
Kathimerini'den Angelos Stangos, son dönemde dışa bağımlılığı iyiden iyiye artan ve sırtını İsrail, Fransa ve ABD'ye dayayan Yunanistan'ın Türkiye karşısında bir şansı olmadığını yazdı. Stangos şunları söyledi: Aksi bir durum olmadığı sürece, Türkiye'nin bölgede attığı adımlar Atina'nın elini zorlaştırarak Yunanistan için daimi ve büyük bir endişe kaynağı olmaya devam edecek.
Tüm uzmanlara göre koronavirüs krizi bir noktada sona erecek, başta Avrupa Birliği olmak üzere ekonomi ile ilgili sorunlar daha ciddi bir şekilde yönetilecek ve biz bölgesel sorunlara bir noktada geri döneceğiz. Türk politikası artık bölgede nüfuzunun genişlemesini ve Türkiye'nin önde gelen bölgesel güç ve lider olarak tanınması için artan çabaları içeriyor. Bu girişimlerin altında bulunduğu çatı ise "Mavi Vatan" doktrini olarak biliniyor.
Yunanistan, bölgenin görece küçük güçlerinden biri; Türkiye’nin bölgede lider olmak için gerçekleştirdiği eylemleri ve gücünü şiddetle hissediyor. Yunanistan da çok iyi biliyor ki, durum tırmanmaya devam ederse ve açık çatışmaya varırsa, fırtınayı tek başına atlatmak zorunda kalacak.
Özellikle Amerika Birleşik Devletleri, Fransa ve Almanya'ya olan bağımlılığımız göz önüne alındığında, Türkiye elbette üstün drone teknolojisine güveniyor. Bu durum yakın zamanda düzeltilmesi gereken ancak halen daha kronik sorunumuz olarak karşımızda duran "uyuşukluğumuz" ve dışa bağımlılığımızdan da kaynaklanıyor.
Türkiye'nin birçok avantajı var. Bunlardan birisi, (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan'ın bir araya getirdiği (özellikle Yunanistan'a kıyasla) geniş ve büyük ölçüde genç bir nüfusa sahip olması. Bir diğeri, Türk ordusunun yıllardır süren terörle savaş ve son zamanlarda birkaç başka çatışmaya girmelerinden edindiği deneyim. Üçüncüsü de dikkatle geliştirdiği önemli savunma sanayisi.
Türkiye'ye karşı Körfez ülkeleriyle yakınlaşan Yunanistan, son olarak Birleşik Arap Emirlikleri'nde düzenlenen savunma fuarına Savunma Bakanı Nikos Panagiotopoulos ve Genelkurmay Başkanı Konstantinos Floros'la katıldı. Fuarda anti-drone sistemleriyle yakından ilgilenen ikili, Suriye, Libya ve Dağlık Karabağ'da oyunu değiştiren Türk SİHA'larına karşı çare aradı.
Ziyarette ziyarette Birleşik Arap Emirlikleri tarafından üretilen SkyKnight ile İsrail üretimi Demir Kubbe (Iron Dome) hava savunma sisteminin gündeme geldiği belirtiliyor. Atina, İsrail'den alacağı SİHA'larla Ege Denizi'nin ortasındaki İskiri Adası'nda bir drone üssü kurmayı planlıyor.
Savunma Bakanı Panagiotopoulos, geçtiğimiz haftalarda Yunanistan'a Patriot füze savunma sistemi satmayı öneren Suudi Arabistan'a gidiyor. Yerel medya, ziyarette Patriot'ların yanı sıra yeni başlıkların da konuşulacağını yazdı.
Haberlere göre, iki ülke birlikte hava tatbikatı yapacak, 120 Yunan askeri Patriotlar için Suudi Arabistan'a gönderilecek ve donanma için de işbirliğine gidilecek. Yunan medyası, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve İsrail'in Türkiye'ye karşı ittifak kurduğunu öne sürdü.
Fransa'dan Mısır'a, ABD'den Birleşik Arap Emirlikleri'ne birçok ülkeyi Doğu Akdeniz'e tatbikat için davet eden Yunanistan, 11 Şubat'ta müttefikleriyle yepyeni bir adım daha attı. Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır, Bahreyn'in yanı sıra Fransa ve Güney Kıbrıs dışişleri bakanları Atina'da bir araya geldi. Atina'daki toplantıyı 'Türkiye'nin hasımlarının buluşması' olarak duyuran AP, Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian'ın zirveye video konferans yöntemiyle katıldığını bildirdi.
Libya'dan Suriye'ye her yerde Türkiye'nin karşısına çıkan Birleşik Arap Emirlikleri, Yunanistan'la tatbikatlar yapıp Doğu Akdeniz krizinin zirveye çıktığı yaz mevsiminde Girit Adası'ndaki Suda Üssü'ne savaş uçakları göndermişti. Yunanistan'la Doğu Akdeniz'de aynı safta bulunan Mısır, Atina yönetimiyle deniz yetki alanları anlaşması imzaladı. İki ülke son bir yılda birlikte birçok tatbikat gerçekleştirdi, tatbikatlara Güney Kıbrıs, Birleşik Arap Emirlikleri ve Fransa da katıldı.
Yunanistan ayrıca Doğu Akdeniz'deki yakın müttefiki ABD ile tatbikatlarına devam ediyor. ABD'nin Avrupa-Afrika Deniz Kuvvetleri, USS Porter destroyerinin Yunan hava ve deniz unsurlarıyla birlikte bir tatbikat icra ettiğini açıkladı. Yunan ordusunun bir fırkateyn, bir denizaltı ve dört F-16 savaş uçağıyla yer aldığı Girit Adası'nın güneyinde gerçekleşen tatbikatın fotoğrafları, hem Pentagon hem de Atina tarafından resmi internet sitelerinden paylaşıldı.
To Vima gazetesi, ABD Başkanı Joe Biden ve Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'i askeri üniformalarla gösteren bir çizimin yer aldığı 'ABD ile üs, silah ve fon pazarlığı' başlığını taşıyan özel bir habere yer verdi. To Vima'nın haberine göre, Washington Atina'dan 'Ortak Savunma ve İşbirliği Anlaşması'nın bir yıl yerine beş yıl boyunca yenilenmesini istiyor. Bunun için de Yunanistan'ı Türkiye'nin jeopolitik ağırlığına denk olduğu yönünde ikna etmeye çabalıyor.
Fransa'dan altısı yeni 18 Rafale jeti satın alan Yunanistan, müttefikleriyle arka arkaya düzenlediği tatbikatlara 'Skyros 2021 - İskiri 2021'le bir yenisini ekledi. Fransa'nın tatbikat için gönderdiği dört Rafale jeti, Yunan savaş uçaklarıyla birlikte Ege Denizi semalarında uçtu. Savaş uçakları Yunan medyasında sevinç çığlıkları ve Türkiye'ye meydan okuyan başlıklarla karşılandı, birçok gazeteci Fransızca Twitter mesajlarıyla Paris yönetimine teşekkür etti.
Türkiye'ye karşı Fransa'dan altısı yeni 18 Rafale jeti satın alan Yunanistan, ayrıca donanmanın modernize edilmesi için Paris yönetimiyle görüşüyor. Yunan medyası, Fransa'nın Belharra fırkateynlerinin satışı için Atina'ya yeşil ışık yaktığını duyurdu. Haberlere göre, Fransa silahsız dört Belharra için 3,5 milyar euroluk bir teklif sundu. Atina'nın teklifi kabul etmesi halinde silahlar ve füzelerle birlikte ödeyeceği toplam fatura ise 5 milyar euroyu bulabilir. Yunan medyası, Atina'yla fırkateyn pazarlığında olan diğer ülkelerin Almanya, ABD, İspanya, Hollanda ve İngiltere olduğunu bildiriyor.
Yunan medyası, Fransa'nın uçak gemisi Charles de Gaulle'ü Türkiye'ye karşı Doğu Akdeniz'e göndereceğini ilan etmesinin ardından İngiltere'nin de benzer bir adıma hazırlandığını bildiriyor. Habere göre, İngiliz uçak gemisi Queen Elizabeth Yunanistan'ın bağımsızlığının 200. yılı kutlamaları için Haziran ayında Girit Adası'ndaki Suda Üssü'nde olacak ve Doğu Akdeniz'de gerçekleşecek tatbikata katılacak. Kathimerini, Yunanistan'a fırkateyn satmak isteyen İngiltere'nin yıllar sonra ilk kez uçak gemisi Queen Elizabeth'i Doğu Akdeniz'e gönderdiğine dikkat çekti.
Yunanistan, Türkiye korkusuyla geçen yıl yaz mevsiminden bu yana Doğu Akdeniz'i uluslararası bir oyun sahasına çevirdi. Yunan ordusu, ABD, Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve Güney Kıbrıs gibi ülkelerle birçok tatbikata girişti. Yunan ordusu, Türkiye'ye karşı F-35 jetleri istediği ABD ile 2021'in başlamasıyla arka arkaya tatbikatlar yaptı. Girit'ten Selanik'e kadar neredeyse tüm Ege Denizi'ni kapsayan tatbikatlara Yunan ve Amerikan özel kuvvetler askerleri katıldı.
Doğu Akdeniz'de 2020 yazında tırmanan gerilimle birlikte Türkiye karşıtı ülkeler Yunanistan'ın yanında saf tutmaya başladı. Fransa, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır gibi ülkelere kısa süre sonra Güney Kıbrıs'a uygulanan 30 yıllık silah ambargosunu kaldırarak ABD'de de katıldı. Washington bununla da kalmadı, uçak gemisi USS Dwight D. Eisenhower'ı Girit'e göndererek Yunan donanmasıyla tatbikat yapmasını sağladı.
Ardından Dışişleri Bakanı Mike Pompeo Yunanistan'a özel bir ziyaret yaptı, rotası kuzeydeki Selanik'ten güneydeki Girit'e uzanıyordu. Suda Üssü'nü Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis'le birlikte gezen Pompeo'nun ziyaretinin hemen ardından sıra dışı bir gelişme yaşandı. Atina yönetimine açık şekilde destek veren ABD'nin, bununla da kalmayıp Suda Üssü'ne bir savaş gemisi konuşlandırdığı yine Yunan medyasına yansıdı.
Fransız Rafale jetlerine kavuşmalarını bir 'kilometre taşı' olarak tanımlayan Yunanistan Savunma Bakanı Panagiotopoulos, canlı yayında hava kuvvetleri için yeni savaş uçakları satın alacaklarını duyurdu. 40 yeni savaş uçağı programının 18 Rafale jetinin alınmasıyla başladığını belirten Yunan Bakan, ABD'den beşinci nesil F-35 savaş uçaklarını da isteyeceklerini ilk kez resmen açıkladı. Yunan medyası, daha önce Yunanistan'a ilk F-35'lerin 2021'de gönderileceğini yazmıştı. Haberlere göre, ABD ilk etapta üç kullanılmış savaş uçağını Yunanistan'a verecek ve jetler 25 Mart'taki törenlerde uçacaktı.